Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 6 milyon 312 bini aştı

Çinli iki kadın, koruyucu giysileri ile motosiklet kullanıyor (Reuters)
Çinli iki kadın, koruyucu giysileri ile motosiklet kullanıyor (Reuters)
TT

Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 6 milyon 312 bini aştı

Çinli iki kadın, koruyucu giysileri ile motosiklet kullanıyor (Reuters)
Çinli iki kadın, koruyucu giysileri ile motosiklet kullanıyor (Reuters)

Kovid-19 nedeniyle dünya genelinde 6 milyon kişi hayatını kaybederken toplam vaka sayısı 536,7 milyona ulaştı.
Şangay, şehrin 16 bölgesinin hepsinde önümüzdeki Temmuz ayının sonuna kadar her hafta tüm vatandaşlara Kovid-19 testi yapılmasına karar verdi.
ABD’de bulunan Johns Hopkins Üniversitesi’nin internet sitesinde yayınlanan verilere göre dün 535 milyon 745 bin olan vaka sayısı 536 milyon 723 bine ulaştı.
Toplamda 6 milyon 312 binden fazla kişi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.
Dünya genelinde toplamda 11 milyar 569 milyon doz aşı uygulandı.
Şangay’dan bir yetkili, şehirdeki 16 bölgedeki tüm vatandaşlara Temmuz ayı sonuna kadar her hafta sonu Kovid-19 testi yapılacağını belirtti.
Zhao Dandan, tüm bölgelerde haftanın ilk gününde kitlesel bir şekilde Kovid-19 testi yapılacağını belirtti. Yapılan açıklamada vakanın tespit edilmesi durumunda tüm vatandaşlara tam kapanma uygulanacağı ifade edildi.
Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığına göre Hong Kong’da son 24 saat içinde bin 47 vaka tespit edildi. Albert Au, bu sayının Nisan ayının ortasından bu yana en yüksek seviyeye ulaştığını belirtti.
Sağlık Bakanlığı, 971 vakanın Çin vatandaşı, kalan 76 kişinin ise turist olduğunu belirtti. Bir kişinin durumunun ağır olduğu ve bir kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.
Tokyo, geçtiğimiz Salı gününe kıyasla 487 yeni vaka tespit edildiğini, son 24 saat içerisinde toplamda 2005 yeni vaka tespit edilmesi ile vaka sayısının toplamda 487’ye ulaştığını açıkladı. Dünden (Çarşamba) gününden bu yana ise 80 vaka tespit edildi.
Johns Hopkins üniversitesine göre Japonya’da toplamda 30 bin 938 kişi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybederken toplam vaka sayısı 9 milyon 62 bin 918’e ulaştı.
Hindistan Sağlık Bakanlığı, Yeni Delhi’de son 24 saat içerisinde 8 bin 822 yeni vakanın tespit edildiğini ve bu sayının yaklaşık son 3 ayın en yüksek vaka sayısı olduğunu açıkladı. Hindistan’da toplam vaka sayısı 43 milyon 245 bin 517’ye ulaştı.
Hindistan News gazetesi, son 24 saatte 15 kişinin virüs nedeniyle hayatını kaybettiğini, toplam vefat sayısının 534 bin 792’ye çıktığını aktardı.
Johns Hopkins verilerine göre Tayland’da son 24 saat içerisinde 2 bin 263 yeni vaka tespit edildi. Son 24 saatte 18 kişi hayatını kaybettiği ülkede salgının başlamasından bu yana toplamda 4 milyon 490 bin 760 kişi koronavirüse yakalanırken koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 30 bin 386’e yükseldi.
Tayland’daki Kovid-19 ile mücadele kurumu, düzenlenen toplantıda maske kullanımının kaldırılıp kaldırılmamasını tartışacak.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, Çin’de dün 235 yeni vaka kaydedildiğini açıkladı. 235 kişiden 77 kişi salgın belirtisi gösterirken 158 kişi salgını, semptom olmadan geçiriyor.
Salı günü ise toplamda 230 vaka tespit edildi. 95 kişi semptom gösterirken 135 kişi semptom göstermiyor.
Çin’in Sichuan eyaletindeki Hastalık Kontrol Kurumu, Kovid-19 kısıtlamalarının hafifletilmeye başlandığını, yurt dışından gelen yolcuların karantina süresinin 14 günden 10 güne indirildiğini belirtti.
Almanya’da ise vaka sayısında artış yaşanıyor. Robert Koch Hastalık Kontrol Enstitüsü, bir haftalık süre zarfında her yüz bin kişi başına düşen enfeksiyon sayısının Salı günü 447,4 olduğu, bu sayının dün 472,4’e çıktığını açıkladı.
Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, yaşlıların ve hastalığın ek doz aşı yaptırması gerektiğini açıkladı.
Lauterbach, Rheinische Post’a verdiği demeçte yazın beklenen salgın dalgasının gerçekleştiğini, dolayısıyla yazın ilerleyen günlerinde vaka sayısının azalmasını beklediğini açıkladı. Lauterbach, koronavirüs ile mücadele kapsamında alınan tedbirlerin sona erdiğini ve mutasyona uğramış virüsün çok daha hızlı bir şekilde yayıldığına dikkat çekti.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı, 3 kişinin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Salgının başlangıcından bu yana toplamda 9 bin 179 kişi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.
Bakanlık, bin 33 yeni vaka tespit edilmesiyle vaka sayısının toplamda 781 bin 168’e ulaştığını belirtti. 861 kişinin iyileşmesi ile salgının başlamasından bu yana toplamda 762 bin 215 kişi iyileşti.



AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
TT

AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)

Avrupa Birliği (AB), Gazze Savaşı'nın üzerinden 109 gün geçmesine rağmen, üyeleri arasında derinleşen anlaşmazlıklar ve kendi içinde her biri büyük ölçüde bağımsız bir çizgiyi takip eden üç bloğun oluşması nedeniyle ateşkes çağrısı yapan tek bir toplu bildiri yayınlamayı başaramadı.

Ancak Pazartesi günü geçekleştirilen Dışişleri Bakanları toplantısında Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün Dışişleri Bakanları ile Arap Birliği Genel Sekreteri’nin yanı sıra Filistin ve İsrail ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Gazze savaşındaki gelişmeleri “ertesi gün” olarak adlandırılan gün konusunda bir paradoks görüldü. Buradaki ironi, Avrupalıların bölünmelerine rağmen AB, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Arap Birliği'nin düzenlediği "barışa hazırlık konferansı düzenlenmesi" çağrısına dayanan bir plan üzerinde anlaşması oldu. Filistinli ve İsrailli tarafların yokluğunda düzenlenebilecek konferansa ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) de davet edildi. Amaç, “iki devletli çözümü” sahada gerçeğe dönüştürmek.

Avrupa planı, "barış için yol haritası" olarak adlandırılabilir. AB Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Sven Koopmans tarafından hazırlanan plan, Pazartesi günkü toplantıdan önce AB’nin 27 üyesine dağıtıldı. Hollanda, Danimarka ve Baltık Denizi ülkelerinin yanı sıra Almanya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti ağırlıklı olmak üzere AB içinde İsrail'e en yakın grubun buna karşı çıkmadı.

Onayın ana sinyali, bugüne kadar sadece diplomatik ve siyasi olarak değil, özellikle Alman ordusunun sahip olduğu en son silah ve teknolojileri sağlayarak kesinlikle İsrail'in yanında olmayı taahhüt eden Almanya'dan geldi. Berlin'in yaptığı son şey, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail'e verdiği desteği teyit etmek ve İsrail'in Gazze'de “soykırım” yapmadığını tekrar tekrar iddia etmek oldu.

Paris'teki siyasi kaynaklar, Avrupalıların, yönelimleri ne olursa olsun, "Bugün Gazze savaşının İsrail'in sorunlarını çözmeyeceği ve bu başarılsa bile Hamas'ın ortadan kaldırılacağı kanaatine vardıklarını" ancak Hamas’ın yerini başka nesillerin alacağını ve bunun son olmayacağını söylüyor. Bu kaynaklar, Avrupalıların bugün İsrail'i kendisinden daha doğrusu onun yetkililerinden kurtarmaları gerektiğini düşündüklerini ve bunu başarmanın yolunun da İsrail'den geçtiğini aktarıyor.

srftbn
Netanyahu 18 Ocak'ta Tel Aviv'de basına konuşuyor (DPA)

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yaptığı açıklamada, “Böyle bir çözüm duymak istemediklerini söyleyenler başka bir alternatif de sunmadı” diyerek, barışın bölgenin tüm sakinlerini kapsamadığı sürece sağlanamayacağını ifade etti. Borrell, "Akıllarında başka hangi çözümler var? Tüm Filistinlilerin ayrılmasını sağlamak mı? Ya da hepsini öldürmek mi? Amacın, Hamas'ı ortadan kaldırmak olduğunu söylemek tek taraflı. Çünkü bu, Hamas'ın ne zaman yeterince zayıf olduğuna karar vermenin İsrail'e bağlı olacağı anlamına geliyor. Bu şekilde çalışmaya devam edemeyiz” dedi.

Gerçek şu ki, Avrupalıların ortaya attığı şey yeni bir şey değil, çünkü “barışın belirleyicileri” yıllardır biliniyor ve iki devletli çözüm, John Kirby'nin başarısız olduğu 2014'ten bu yana tartışılmıyor. Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın danışmanı olan Kirby, İsraillileri Batı Şeria'daki yerleşim hızını azaltmaya ikna edemedi. Ancak bugün yeni olan şey, AB’nin farklılıklarını ve bölünmelerini bir kenara bırakmayı başarması.

AB’nin 7 Ekim'den bu yana sağladığı sınırsız desteğe rağmen AB’nin yayınladığı her açıklamaya İsrail’de büyük şüpheyle bakılıyor. Bunun son kanıtı, Fransız gazetesi Le Monde'un, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın Avrupa Birliği dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantıda aktardığı haber. Haberde Katz, İsrail’in tek müttefiki olduğunu bunun da ABD olduğunu ifade etti. Bu da Tel Aviv’in Brüksel’in değil yalnızca Washington’un planını kabul edeceği anlamına geliyor. Katz planı tartışmayı reddetti ve bunun yerine iki video kaset yayınladı. Birincisi İsrail'in Gazze Şeridi'ne liman olarak istediği yapay adayı, diğeri ise İsrail'i Hindistan'a bağlayan tren hattının güzergahını gösteriyor.

sdcevr
ABD Başkanı Joe Biden, 19 Ocak'ta ABD belediye başkanlarının toplantısı vesilesiyle Beyaz Saray’da konuşuyor (Reuters)

Avrupa Birliği'nin aradığı çözümün, İsrail'i tüm uluslararası forumlarda savunan, ona silah, teçhizat ve her türlü desteği sağlayan ABD tarafından benimsenmeden gün ışığına çıkamayacağına dair köklü bir kanaat var. Dolayısıyla onları etkileyebilecek ve bu tür bir çözümü kabul etmeye itebilecek olan taraf da AB. Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen son telefon görüşmesi, Netanyahu'nun reddettiği iki devletli çözüm konusunda aralarındaki derin anlaşmazlığı kamuoyuna ortaya çıkardı.

Pek çok analist, Netanyahu'nun cesaretini ve Biden'ı kızdırma isteğini iki devletli çözümü reddetmesini iki ana faktörle tekrarlayarak açıklıyor: Bunlardan biri, aşırı sağla olan siyasi ittifaka esir olması, iki devletli çözüme açılması durumunda bu ittifakın sürekli çökmesi ve Knesset'te sahip olduğu küçük çoğunluğu kaybetmesi tehdidi, ikinci ise Biden, başkanlık mücadelesinde İsrail'i desteklemek için Yahudi seslerine ve ABD'de İsrail adına çalışan dernek ve kuruluşların etkisine yöneldi. Ayrıca, Biden  İsrail Avrupalıların, Arapların ve dünya ülkeleri ve halklarının ezici çoğunluğunun istediği barışçıl çözümü kabul etmesi için İsrail'e ciddi baskı uygulayabilecek bir konumda.

Netanyahu iki devletli çözüme her zaman karşı çıktı ve bunu yalnızca bir kez ve gönülsüzce kabul etti. Burada, Avrupa'nın Washington'un tutumunun değişeceği yönündeki iddiası muhtemelen kaybedilecek ve eski Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki Kasım ayında başkanlığı kazanması durumunda boşa çıkacak.

Soru şu, Avrupalıların elinde ne var? İsrail'in planlarına uymayı reddederek onlarla yüzleşmesi durumunda ellerindeki baskı araçlarına başvurmaya hazırlar mı? Bu soruları cevaplamak zor. Ancak bunun tersine, Tel Aviv'in geleneksel olarak Brüksel'de sahip olduğu siyasi ilişkiler ve diplomatik desteğe paralel olarak İsrail'in Birlik ile yakın ekonomik, ticari, bilimsel ve yatırım ilişkilerinin olduğu ve bu nedenle Avrupalıların İsrail üzerinde ciddi baskı kartlarının olduğu doğrulanabilir. Ancak İsrail'le daha önceki birleşme deneyimlerinden yararlanmak cesaret verici değil ve dolayısıyla buna güvenmek de garanti değil.