Ukrayna’nın AB’ye girme hedefi Putin’i kızdırır mı?

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya şehrindeki askeri gelişmeleri takip ediyor (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya şehrindeki askeri gelişmeleri takip ediyor (AFP)
TT

Ukrayna’nın AB’ye girme hedefi Putin’i kızdırır mı?

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya şehrindeki askeri gelişmeleri takip ediyor (AFP)
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Zaporijya şehrindeki askeri gelişmeleri takip ediyor (AFP)

Rus kuvvetlerinin Ukrayna’yı işgal ederek, yakın bir zamanda sona erme belirtisi göstermeyen kanlı bir savaşa başlamasından dört gün sonra, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Avrupa Birliği’ne (AB) katılmak için resmen başvuruda bulundu.
CNN’in haberine göre, Zelenskiy 28 Şubat tarihinde, AB’den Ukrayna’yı yeni bir prosedür kullanarak acilen kabul etmesini istedi.
Zelenskiy, “Hedefimiz tüm Avrupalılarla birlikte olmak, onlarla eşit şartlarda olmak. Bunu hak ettiğimize, bunun mümkün olduğuna eminim” dedi.
Savaşın başlamasından yaklaşık dört ay sonra, Avrupa Komisyonu’nun Ukrayna’nın aday ülke olarak görülüp görülmemesi konusunda yarın görüşünü sunması bekleniyor.
Bunun ardından, AB’nin 27 üye ülkesi komisyonun görüşüne katılıp katılmadıklarına karar verecek.
Ukrayna’nın AB’ye katılıp katılmayacağı ve Rusya’nın buna nasıl tepki vereceği yıllardır tartışmalı bir konu.
2013 yılında, Ukrayna eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in ani bir kararla AB ile ‘Ukrayna’yı AB’nin yörüngesine çekecek’ bir anlaşmayı imzalamama kararı almasının ardından Avrupa yanlısı protestolar patlak verdi. 
Yanukoviç bunun yerine, Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmayı seçti.
Rusya ertesi yıl Donbas’ı işgal etti ve Kırım’ı yasadışı bir şekilde ilhak etti.
Çoğu Avrupa ülkesi kesinlikle Ukrayna’nın arkasında olsa ve savaş çabalarında farklı derecelerde Zelenskiy’e yardım etmiş olsa da, Ukrayna’nın AB dileğinin gerçekleşmesi kesin olmaktan çok uzak.
Siyasi ve prosedürel nedenlerle, AB’nin nihayetinde şu an doğru zaman olmadığına karar vermesi mümkün.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Ukrayna’nın üyelik için değerlendirilmesi gerektiği görüşüne katılsalar bile, bunun gerçekleşmesi yıllar, hatta on yıllar alabilir.

AB’ye katılma prosedürleri neler?
Kağıt üzerinde, süreç nispeten basit. Bir ülke AB’ye katılmak için başvurur ve Komisyon adaylık için değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine karar verir. 
Ukrayna’da olduğu gibi, Komisyon muhtemelen üye devletlere yeni bir adayı kabul etmeleri için birkaç yol sunacaktır.
Komisyon’un Ukrayna ile ilgili bazı küçük farklılıklarla birlikte temelde aynı anlama gelen iki seçenek sunacağına inanılıyor.
Yani, Ukrayna’nın katılımı ancak savaş sona erdiğinde ve devlet kurumları birliğe katılmak için gereken kriterleri karşılayabildiğinde düzgün bir şekilde başlayabilir.
Kopenhag Kriterleri, bir aday ülkenin uygun katılım müzakerelerine girmesi için sahip olması gereken, fazla şeffaf olmayan üç grupta toplanıyor.
Bu kriterler, o ülkenin işleyen bir serbest piyasa ekonomisine sahip olup olmadığına, ülke kurumlarının insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi Avrupa değerlerini desteklemeye uygun olup olmadığına ve ülkenin işleyen, kapsayıcı bir demokrasiye sahip olup olmadığına odaklanır.
Ülke bu kriterleri karşıladığını kabul ettiğinde, AB’nin Katılım Müzakereleri Fasılları çerçevesinde 35 başlık altında üyelik görüşmelerine başlayabilir.
Daha sonra, AB üye devletlerinin liderleri kabul ettiğinde, AB Parlamentosu ve her üye devletin hükümetinin yasama organları tarafından onaylanması gerekir.

AB ülkeleri Ukrayna’nın AB'ye katılması konusunda ne düşünüyor?
İşler bu noktada karmaşıklaşmaya başlıyor. 
AB ve 27 üyesi Ukrayna’yı savaş çabalarında geniş çapta desteklerken, şu anda savaşta olan bir ülkenin üyelik sürecini başlatması, her türlü sorunu gündeme getiriyor.
Yıllardır katılım sürecinde olan ve bazı durumlarda iç siyasi istikrarsızlık nedeniyle katılımları yavaşlayan birkaç aday ülke var. 
Bunun bir örneği, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konusunda gerileme olduğuna dair endişeler nedeniyle üyelik müzakereleri dondurulan Türkiye örneğidir. 
Sürece halihazırda savaş halinde olan bir ülke ile başlamak, başvuruları benzer şekilde dondurulan diğer aday ülkelerde soru işaretleri yaratacaktır.
Ayrıca Ukrayna’nın yakın zamanda Kopenhag Kriterlerini karşılamaktan hala çok uzak olduğuna dair endişeler de var. 
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2021 Yolsuzluk Algıları Endeksi’ne göre, Ukrayna 180 ülke listesinde 122. sırada yer alıyor.
Rusya ise aynı listede 136. sırada bulunuyor.
Ukrayna’nın bazı bölgelerinin şu anda Rusya tarafından işgal edildiği ve savaşın bitiminden sonra da öyle kalabileceği göz önüne alındığında, önümüzdeki yıllarda durumun düzelip düzelmeyeceğini tahmin etmek zor.
Bazı AB yetkilileri, savaştan sonra Ukrayna’da insan hakları sorununun ne olacağına dair tahminde bulunmanın zor olacağı yönünde endişeleniyor.
Bu pratik soruların ötesinde, siyasi itirazlar da var. 
Başından beri AB’de bulunan birkaç üye ülke, bazı ülkelerin son yıllarda hukukun üstünlüğü gibi konularda geri adım atmasıyla, güç dengesinin doğuya kaymasından endişe duyuyor.
Avrupa düzeni, Macaristan ve Polonya’nın bazı konularda AB kurallarına karşı gevşek davranmasıyla mücadele etti.
Diğer üye ülkeler ise, Ukrayna’nın bloğa girmesinin ardından, savaş nedeniyle harap olan ülkede yapılması gereken büyük çaplı yeniden yapılanma çalışmaları nedeniyle birlik bütçesinin büyük bir kısmının hemen tüketilmesinden endişe duyuyor.
Bazıları ise Ukrayna’yı AB ile uzun ve sancılı bir müzakereye sokmanın şu anda ülkeyi desteklemenin en iyi yolu olmadığı konusundaki endişelerini dile getiriyor.

Süreç ne kadar vakit alır?
Bu gerçekten, savaş bittiğinde Ukrayna’nın hangi durumda olduğuna bağlı. 
Ukrayna’nın, savaşın bitiminden sonra uzun bir süre müzakerelere başlama kriterlerini karşılamaya yaklaşması pek olası görünmüyor.
Ukrayna’nın yeniden inşa projesinin yanı sıra çeşitli derecelerde sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasakları altında faaliyet gösteren bir ülkeden, işleyen bir demokrasiye geçiş yapması gerekecek.

AB’ye katılmak Ukrayna için ne anlama geliyor?
Ukrayna, dünyanın en büyük ticaret bloğu AB’nin tek pazarı ve gümrük birliği üyesi olacak. Aynı zamanda AB mahkemelerinin korumasına ve AB bütçesine erişim hakkına da sahip olacak.
AB’ye katılmak, Ukrayna’yı Batı ittifakı ve ABD liderliğindeki küresel sistemin bir parçası olarak kabul edilen ülkeler kulübüne çok açık bir şekilde yerleştirecektir.

Rusya nasıl tepki verir?
Rusya, daha önce AB’ye katılmanın NATO’ya katılmak gibi olacağını vurgulamıştı.
Bu, AB’nin bu kadar açık bir şekilde jeopolitik hale gelmesi nedeniyle geri adım atması daha zor bir nokta.
Rusya, AB üyesi ülkeler olan Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılabilecekleri yönündeki fikre sert tepki verdi. 
Ukrayna’nın Batı ile bu kadar bağlantılı bir kurum tarafından sıcak bir şekilde kucaklandığını görmek, şüphesiz Putin’in agresif davranışına neden olabilir.

Ukrayna’nın başarılı olma olasılığı nedir?
Bu yakında olmayacaktır, ancak AB’nin Rusya’nın işgalinden sonra Ukrayna’yı desteklemek için özel bir çaba göstermesi de muhtemel.
Birçok Avrupalı ​​lider Kiev’de Zelenskiy’yi ziyaret etti.
Bazı yetkililer, gerçek bir savaş yaşanırken Zelenskiy’in yanında fotoğraf çektirdikten sonra 24 Haziran’daki liderler zirvesinden eli boş çıkmayacaklarını düşünüyor.
Von der Leyen, üye ülkelere Ukrayna’nın adaylığını kabul etmenin ihtiyatlı versiyonunu sunarsa, AB’nin bunu doğrudan reddetmesi zor olacaktır.
Ancak AB’nin, hatta bu kriz boyunca bile, beklenmedik şeyler yapma konusunda uzun bir geçmişi var. 
Bu tartışmalar, çoğu zaman vizyonu göremeyen ve birleştiremeyen ülkeler arasında bir yıpratma savaşına dönüşüyor.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.