Dünya'dan görülebilen uzay patlaması

En hızlı yıldız patlaması (Shutterstock)
En hızlı yıldız patlaması (Shutterstock)
TT

Dünya'dan görülebilen uzay patlaması

En hızlı yıldız patlaması (Shutterstock)
En hızlı yıldız patlaması (Shutterstock)

Londra merkezli Metro’nun haberine göre, gökbilimciler kayıtlardaki en hızlı yıldız patlamasını yakaladılar. Gözlemciler şimdiye kadar görülen en büyük patlamalardan birini tetikleyen, beyaz cücenin yakındaki bir kırmızı devin gazını çalmasını izlediler.
Güçlü bir yıldız patlaması olan Nova, dürbün kullanılarak dünyanın dört bir yanından görülebilecek kadar parlaktı. Bir gün içinde biten patlama bugüne kadarki diğer tüm yıldız patlamalarından üç kat daha hızlıydı.
Milyonlarca mil hızla uzaya fırlatılan parçalar, görünür ışık olarak gözlemlenebildi. V1674 Herkül olarak adlandırılan bu patlama, 24 saatten  fazla bir sürede çıplak gözle görülebildi ve sonra söndü.
Yıldız, Dünya'dan 100 ışık yılı uzaklıkta ve dürbün kullanılarak dünyanın her yerinden görülebiliyordu. Olay geçen yıl 12 Haziran'da gerçekleşti.
ABD'deki Arizona Eyalet Üniversitesi'nden baş yazar Profesör Sumner Starrfield şunları söyledi: "Birisi bir el fenerini açıp kapatıyor gibiydi."
Novalar süpernovalardan farklıdır. Yerçekimi ile ısıtılan ve sıkıştırılan hidrojen, bir termonükleer bomba gibi birleşir ve patlar.
Bu bağlamda Profesör Starrfield şu ifadeleri kullandı: “Her şey sadece bir günde oldu. İncelediğimiz en hızlı süpernova 1991'de, iki ya da üç gün içinde ortadan kaybolan V838 Herculis'ti.”
Çalışma, güneş sistemimizin kimyasına, yıldızların ölümüne ve evrenin evrimine yeni bir ışık tutuyor.
Patlamanın tek sıra dışı özelliği hızı değildi. Gönderilen ışık ve enerji de yankılanan bir çanın sesi gibi titreşir.
Her 501 saniyede bir salınım meydana gelir ve görünür ve X-ışını ışık dalgalarında tespit edilebilir.
Güney Arizona'daki Graham Dağı'ndaki Teleskop Gözlemevi'nin baş bilim sorumlusu Mark Wagner, "En olağandışı şey, bu salınımın patlamadan önce görülmüş olması" dedi.



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news