Esed güçlerinin Türkiye-Suriye sınırı boyunca konuşlandırılmasını teklif eden Ruslar, SDG’ye rejim ordusuna entegre olması yönünde baskı yapıyor

Şam yönetimi: İşbirliği yapmazsa SDG’nin akıbeti de diğer terör örgütlerinin akıbeti gibi olacaktır

Haseke kırsalında SDG’nin kontrolündeki Tel Temir kasabasının girişi. (Reuters)
Haseke kırsalında SDG’nin kontrolündeki Tel Temir kasabasının girişi. (Reuters)
TT

Esed güçlerinin Türkiye-Suriye sınırı boyunca konuşlandırılmasını teklif eden Ruslar, SDG’ye rejim ordusuna entegre olması yönünde baskı yapıyor

Haseke kırsalında SDG’nin kontrolündeki Tel Temir kasabasının girişi. (Reuters)
Haseke kırsalında SDG’nin kontrolündeki Tel Temir kasabasının girişi. (Reuters)

Türkiye’nin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik askeri operasyon düzenleme hazırlıkları, Suriye’nin kuzeydoğusundaki uluslararası ve yerel güçlerin pozisyonlarını yeniden belirlemesine neden oldu. Rusya’nın, bel kemiğini Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu SDG’ye, Suriye ordusuyla entegre olması için baskı yaptığı öğrenildi. Şam yönetimi ise Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad aracılığıyla, işbirliği yapmaması durumunda SDG’nin akıbetinin de Suriye halkı ve ordusu tarafından imha edilen diğer terör örgütleriyle aynı olacağı tehdidinde bulundu. Öte yandan ABD yönetimi, dışişleri yetkilileri aracılığıyla SDG ve Özerk Yönetim liderlerine, Washington'un Suriye topraklarına yönelik herhangi bir Türk operasyonuna karşı olduğunu bildirdi. 
Önde gelen Kürt kaynakları, Suriye'de faaliyet gösteren Rus güçlerinin komutanı General Alexander Chaiko ile SDG lideri Mazlum Abdi’nin 10 Haziran’da gerçekleştirdiği toplantının içeriğiyle ilgili bilgi aktardı. Kaynaklar, görüşmede tarafların, Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik muhtemel Türk askeri operasyonunu tartıştığını, ayrıca sınır güvenliği ve SDG ile Suriye ordusunun koordinasyonun arttırılmasını değerlendirdiklerini bildirdi. General Chaiko, SDG’nin Suriye rejimi ordusuna entegre edilmesini teklif etti. Ayrıca Suriye ordusunun Türkiye-Suriye sınırı boyunca konumlandırılmasını ve Haseke’nin kuzeyi, Halep kırsalı ile Rakka’nın kuzeybatısındaki temas hatlarında, Suriye ordusuna ait noktaların daha fazla asker sevk edilerek güçlendirilmesini teklif etti. Toplantıda Rusların, çatışmanın tırmandırılmaması ve taraflar arasında ateşkesin sürdürülmesi konularındaki garantör rolü üzerinde de duruldu. SDG lideri Mazlum Abdi Rus generale, SDG kontrolündeki bölgelerdeki Suriye ordusunun varlığının, SDG ile rejim arasında Rusya’nın garantörlüğü ile sağlandığını hatırlattı ve rejim unsurlarının sayısının olduğu gibi kalması gerektiğini söyledi. 
Rejim ordusunun görevinin, Türkiye destekli gruplar ile SDG arasında bir tampon oluşturmak ayrıca sınır karakollarını korumak olduğunu belirten Mazlum Abdi, Suriye ordusu ile birlikte muhtemel Türk saldırısına karşı koymaya hazır olduklarını ancak daha fazla ordu unsurunun bölgeye gönderilmesini istemediklerini vurguladı. Abdi ayrıca muhtemel saldırılara karşı Suriye ordusunun Türk uçaklarına karşı hava savunma sistemlerini kullanmasının zorunlu olduğuna dikkati çekti. Mazlum Abdi Rus tarafından, Menbiç, Ayn el-Arab ve Halep’in kuzey kırsalındaki Tel Rıfat’taki güçlerini arttırmasını da talep etti. Türkiye bahsi geçen bölgelerde 30 kilometre derinlikte bir güvenli bölge oluşturmak için operasyon sinyali vermişti. Toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Mazlum Abdi’nin, Rus generalden, garantör olarak, Suriye ordusunun yeni kazanımlar elde etmek için Türkiye’nin tehditlerini kullanmamasını da talep ettiğini aktardı.  
ABD ordusunun ve Washington liderliğindeki DEAŞ’la mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon güçlerinin ülkenin kuzeydoğusuna konuşlandırılması, SDG’nin Rus baskılarına karşı elini güçlendiriyor. Bununla birlikte SDG liderleri, Washington’ın 2019’daki Barış Pınarı harekatında Türkiye’ye yeşil ışık yaktığını ancak şimdilerde böylesi bir durumun söz konusu olmadığını düşünüyor. Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed, Rusya’nın ülkenin kuzeyindeki asker sayısında kayda değer bir artış olmadığını söyledi. Şarku’l Avsat muhabirine telefonda bilgi veren İlham Ahmed, ‘’Rus güçlerinin halihazırda sınır hatları boyunca askeri noktaları var, gözetleme yapıyorlar ve bölgede devriye görevleri gerçekleştiriyorlar. Ruslarla muhtemel Türkiye operasyonuna karşı koordinasyonu arttırmaya çabalıyoruz, Rusların sınır güvenliği için ek önlemler alması gerekir. Şam yönetiminin pozisyonunda da bir değişiklik yok, sınır güvenliğini sağlama noktasında yeni anlayışlar geliştirmeyi umuyoruz, özellikle temas hatlarında Suriye ve Rus ordusunun konuşlandırmasıyla ilgili görüşüyoruz’’ dedi.  



Sudani hükümeti "geçici" statüde

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, 12 Kasım 2025'te Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda seçim zaferini kutluyor (AP)
Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, 12 Kasım 2025'te Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda seçim zaferini kutluyor (AP)
TT

Sudani hükümeti "geçici" statüde

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, 12 Kasım 2025'te Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda seçim zaferini kutluyor (AP)
Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin destekçileri, 12 Kasım 2025'te Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda seçim zaferini kutluyor (AP)

Irak seçim komisyonunun dün açıkladığı nihai sonuçlara göre görevden ayrılan Başbakan Muhammed es-Sudani liderliğindeki "Yeniden Yapılanma ve Kalkınma" koalisyonu 46 sandalyeyle kazanan ittifaklar arasında birinci sırada geldi.

Bu arada Irak Federal Mahkemesi, Sudani hükümetinin işlevinin "geçici" hükümete dönüştürüldüğünü ve yeni bir hükümet ve parlamento kurulmasına hazırlık olarak parlamentonun feshedildiğini duyurdu.

Diğer yandaan Şii "Koordinasyon Çerçevesi" güçleri dün akşam yeni hükümetin kuruluşunu görüşmek üzere bir toplantı düzenledi. Şarku'l Avsat'a konuşan Koordinasyon Çerçevesi'ne yakın bir kaynak, hükümetin "iki temel zorlukla karşı karşıya kalacağını" söyledi: "İlk zorluk, iç anlaşmazlıkların üstesinden gelip başbakan adayı üzerinde anlaşmak; ikincisi ise özellikle Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı'nın seçimi konusunda, Sünni ve Kürt güçlerini hükümetteki temsilcilerini seçmeye ikna etmek."


Trump, BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze hakkındaki kararını memnuniyetle karşıladı... Hamas reddetti

Gazze Şeridi'nin merkezinde ateşin başında oturan Filistinli çocuklar (Reuters)
Gazze Şeridi'nin merkezinde ateşin başında oturan Filistinli çocuklar (Reuters)
TT

Trump, BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze hakkındaki kararını memnuniyetle karşıladı... Hamas reddetti

Gazze Şeridi'nin merkezinde ateşin başında oturan Filistinli çocuklar (Reuters)
Gazze Şeridi'nin merkezinde ateşin başında oturan Filistinli çocuklar (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, BM Güvenlik Konseyi'nin dün Gazze barış planını onaylamasını övdü ve bunun "dünya çapında daha fazla barışa" yol açacağını söyledi.

Trump, Truth Social platformunda yaptığı açıklamada, oylamanın "başkanlığını yapacağım Barış Konseyi'nin tanınması ve onaylanması" anlamına geldiğini belirterek, "Bu, Birleşmiş Milletler tarihinde alınan en büyük kararlardan biri olacak ve dünya çapında daha fazla barışa yol açacak" dedi.

Filistin hareketi Hamas, BM Güvenlik Konseyi'nin ABD tarafından hazırlanan karar tasarısını kabul etmesini reddetti. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Hamas, kararın "Filistin halkımızın talep ve haklarını karşılamadığını ve Gazze Şeridi'ne, halkımızın, güçlerimizin ve gruplarımızın reddettiği uluslararası bir vesayet mekanizması dayattığını" belirtti.

Hamas kararın, özellikle Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin siyasi ve insan haklarını ele almadığını da ifade etti. Gazze Şeridi'nin, savaşın ilan edilen sona ermesine rağmen etkileri devam eden "bir imha savaşı ve benzeri görülmemiş suçlar" yaşadığını belirtti.

"Uluslararası güce Gazze Şeridi'nde direnişi silahsızlandırmak da dahil olmak üzere görev ve roller atamak, direnişi tarafsızlığından mahrum bırakıyor ve işgalci güçler adına çatışmanın bir tarafı haline getiriyor."

Hareket, kararın "Gazze'yi diğer Filistin topraklarından ayırdığına ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkını ihlal eden yeni gerçeklikler yarattığına" inanıyor.

Hamas, "uluslararası hukuk uyarınca her türlü direnişin meşru bir hak olduğunu" vurgulayarak, grupların silahları konusunun yalnızca işgali sona erdirmeyi amaçlayan siyasi çerçevede ele alınabilecek bir iç ulusal mesele olduğunu vurguladı.

Ayrıca, insani yardım ve geçiş noktalarının açılmasının Gazze halkı için temel haklar olduğunu vurgulayan Hamas, yardım çalışmalarının karmaşık siyasi mekanizmalara bağlı olmaması ve Birleşmiş Milletler ve UNRWA aracılığıyla yardımların hızla ulaştırılması çağrısında bulundu.

Güvenlik Konseyi kararı, üye devletlerin, Gazze'nin yeniden inşası ve ekonomik toparlanmasını denetleyecek bir geçiş otoritesi olacağı belirtilen sözde Barış Konseyi'ne katılabileceklerini öngörüyor.

Karar ayrıca, Gazze'nin silahsızlandırılmasından, silahların kaldırılmasından ve askeri altyapının imhasından sorumlu olacak uluslararası bir istikrar gücünün kurulmasına da yetki veriyor.


Gazze'ye yönelik savaşta İsrail gözaltı merkezlerinde 98 Filistinli öldürüldü

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
TT

Gazze'ye yönelik savaşta İsrail gözaltı merkezlerinde 98 Filistinli öldürüldü

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)

İsrail İnsan Hakları Doktorları, dün yaptığı açıklamada, Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana en az 98 Filistinlinin İsrail gözaltı merkezlerinde öldüğünü, işkence ve tıbbi ihmallere maruz kaldıklarını belirterek uluslararası bir soruşturma çağrısında bulundu.

Kuruluşun "Gözaltı Merkezlerindeki Filistinlilere Verilen Ölüm Cezaları" başlıklı raporunda, en az 46 Filistinlinin İsrail Cezaevi Hizmetleri tarafından işletilen tesislerde, 52 Filistinlinin ise askeri gözaltı merkezlerinde hayatını kaybettiği, bunların tamamının Gazze Şeridi'nde gerçekleştiği belirtildi.

Raporda, Gazze'de geçen ay ilan edilen ateşkese rağmen bu muamelenin devam ettiği ifade edildi. İsrailli doktorlar tarafından kurulan kuruluş, bu sayıyı eşi benzeri görülmemiş olarak nitelendirdi ve gerçek rakamın muhtemelen daha da yüksek olduğunu belirtti.

 İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)

Kuruluş, ilk bulguların ve ölüm sonrası delillerin, baş yaralanmaları, iç kanama ve kaburga kırıkları, akut yetersiz beslenme ve hayat kurtarıcı bakımın reddedilmesi gibi ciddi istismar örüntüsünü gösterdiğini ifade etti.

Rapor, ölüm nedenlerinin belirlenmesi ve sorumluların hesap vermesini sağlamak için bağımsız bir uluslararası soruşturma çağrısında bulunarak sona erdi.

İsrail askeri sözcüsü, tutuklamaların İsrail ve uluslararası hukuka uygun olduğunu ve tutukluların ölümlerinin kabul edildiğini söyledi. Bazılarının hastalık veya önceki yaralanmalardan kaynaklandığını belirten sözcü, askeri polisin her vakayı soruşturduğunu ifade etti.

İsrail Cezaevi Hizmetleri sözcüsü, kurumun yasal denetim altında faaliyet gösterdiğini, tutukluların haklarını güvence altına aldığını ve gözaltında gerçekleşen tüm ölümleri soruşturduğunu belirtti. Kurum, sunulan gerekçelerden haberdar olmadığını belirterek, kötü muamele iddialarını reddetti. Ayrıca, BM İşkenceye Karşı Komite ile yakın zamanda gerçekleştirdiği iş birliğini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütleri, Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) 7 Ekim 2023'te İsrail'e düzenlediği saldırının ardından Gazze'de savaşın başlaması ve geçen ay ateşkes sağlanmasıyla Filistinlilerin gözaltı koşulları konusunda endişelerini defalarca dile getirdi.