Luhansk Valisi: En kötüsüne hazırlanıyoruz

Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde yer alan Lısıçanks şehrindeki araçlar imha edildi (AFP)
Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde yer alan Lısıçanks şehrindeki araçlar imha edildi (AFP)
TT

Luhansk Valisi: En kötüsüne hazırlanıyoruz

Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde yer alan Lısıçanks şehrindeki araçlar imha edildi (AFP)
Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde yer alan Lısıçanks şehrindeki araçlar imha edildi (AFP)

Ukrayna’nın doğusunda Rus güçleriyle şiddetli çatışmaların yaşandığı Luhansk bölgesi Valisi Sergey Gayday, en kötüsüne hazırlık yapılması gerektiğini vurguladı.
Gayday (46) AFP’ye yaptığı açıklamada, “Lısıçansk ve bir bütün olarak bölgede durum zor. ‘En kötüsüne hazır ol, en iyisi kendiliğinden gelir’ diye bir söz vardır. Tabii ki hazırlanmamız gerekiyor” dedi.

Rus kuvvetlerinin ikmal yollarını keserek Lısıçansk şehrini kuşatma tehlikesine karşı uyarıda bulunan Gayday, “Teoride bu mümkündür. Bu bir savaş ve ne olursa olsun sonunda tuzağa düşebiliriz. Bu bir savaş” diye konuştu.

Vali Severodonetsk şehrindeki çatışmaya değinerek, “Severodonetsk’ın ne kadar dayandığına bakın. Görüyorsunuz ki onlar (Ruslar) bütün şehri kontrol edemiyorlar. Daha ileri gidemezler, ağır silahlarını veya tanklarını oraya koyamazlar” diye konuştu.
Uzun menzilli silahların mümkün olan en kısa sürede teslim edilmesi çağrısında bulunan Gayday, “Batı’nın bize yardım etmesi iyi bir şey ama çok geç geldi” diye ekledi.
Şehrinin nasıl yok edildiğini görmenin kendisi için acı verici olduğunu söyleyen Vali, tanıdığı birçok insanın öldüğünü söyledi.
Lısıçansk’ta kalan, cep telefonu, elektriği ve suyu olmayan ve bodrumlarda barınan siviller için şartlar kasvetli.

Gayday, nüfusun yaklaşık yüzde 10’unun şehirde kaldığını belirterek, “İnsanlarla konuşmaya ve onları ayrılmaya ikna etmeye çalışıyoruz. Bazıları bunu açıkça reddediyor” dedi.
Vali, savaş hakkında düzenli güncelleme yaptığı Telegram ve Facebook da dahil olmak üzere sosyal medyada önemli bir yere sahip.
Gayday, Rusya’nın devlet propagandasının güçlü etkisine karşı medyada yer almak gerektiğini de söyledi.
Sosyal medyada yayınladıklarının, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmak üzere adalete teslim ettiklerinde yararlı olabileceğini de sözlerine ekledi.



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.