Boris Johnson eleştirilerin odağındaki planı savundu: Birleşik Krallık'ta sığınmacılara elektronik kelepçe takılacak

"Burası çok cömert ve misafirperver bir ülke"

Pek çok sığınmacı Manş Denizi üzerinden Birleşik Krallık'a geçiyor (Reuters)
Pek çok sığınmacı Manş Denizi üzerinden Birleşik Krallık'a geçiyor (Reuters)
TT

Boris Johnson eleştirilerin odağındaki planı savundu: Birleşik Krallık'ta sığınmacılara elektronik kelepçe takılacak

Pek çok sığınmacı Manş Denizi üzerinden Birleşik Krallık'a geçiyor (Reuters)
Pek çok sığınmacı Manş Denizi üzerinden Birleşik Krallık'a geçiyor (Reuters)

Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Boris Johnson, sığınmacılara elektronik kelepçe takma kararını savundu.
Johnson, eleştiri oklarının hedefi haline gelen karar hakkında dün yaptığı açıklamada, sığınmacıların ülkede "kaybolup gitmemesi" için elektronik kelepçeye ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Bu ay başlatılması planlanan, 12 ay sürecek uygulama kapsamında, botlarla veya kamyonlarla BK'ye gelen sığınmacılardan bazılarına elektronik kelepçe takılacak. BBC, kelepçe takılması muhtemel ilk kişilerin, Ruanda'ya gönderilmesi engellenen sığınmacılar olacağını yazdı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bazı sığınmacıları Ruanda'ya göndermeye hazırlanan BK'nin 5 gün önceki uçağını, aracın harekete geçmesine dakikalar kala durdurmuştu.
İçişleri Bakanlığı bu sayede sığınmacıları izleyip düzenli temas kuracaklarını, bu kişilerin taleplerini daha etkili bir şekilde ilerleteceklerini ve kaç kişinin gözaltından kaçtığını öğreneceklerini duyurdu.
Plana göre sığınmacılar yetkililere düzenli şekilde rapor vermek zorunda kalacak. Sığınmacılara sokağa çıkma yasağı uygulanabilecek.
Bakanlık, çocukların ve en az 18 haftalık hamile kişilerin muaf tutulacağını bildirdi.

"Korkunç"
Elektronik kelepçe planına tepki gösteren BK merkezli Mülteci Konseyi Başkanı Enver Solomon, "Bu hükümetin savaştan, dökülen kandan ve zulümden kaçan erkek, kadın ve çocuklara suçlu muamelesi yapmaya kararlı olması korkunç" ifadesini kullandı.
"Burası çok cömert ve misafirperver bir ülke… Bununla gurur duyuyorum ama insanlar buraya yasadışı yollarla gelip yasayı çiğnedikleri zaman bu ayrımı yapmamız önemli" diyen BK Başbakanı Johnson ise şöyle konuştu:
"Ruanda politikamızla yaptığımız şey bu. Sığınmacıların ülkenin geri kalanında kaybolmamasını sağlamak için yaptığımız şey bu."
Independent Türkçe, Guardian, Washington Post, AA



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.