Dera’da suikast vakaları artarken DEAŞ hücrelerinin geri dönmesinden korkuluyor

Dera'nın kuzeyindeki Casim ilçesinde son zamanlarda sık sık yaşanan çatışmalardan biri sonucunda bir otomobilde meydana gelen hasar (Sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılan bir fotoğraf)
Dera'nın kuzeyindeki Casim ilçesinde son zamanlarda sık sık yaşanan çatışmalardan biri sonucunda bir otomobilde meydana gelen hasar (Sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılan bir fotoğraf)
TT

Dera’da suikast vakaları artarken DEAŞ hücrelerinin geri dönmesinden korkuluyor

Dera'nın kuzeyindeki Casim ilçesinde son zamanlarda sık sık yaşanan çatışmalardan biri sonucunda bir otomobilde meydana gelen hasar (Sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılan bir fotoğraf)
Dera'nın kuzeyindeki Casim ilçesinde son zamanlarda sık sık yaşanan çatışmalardan biri sonucunda bir otomobilde meydana gelen hasar (Sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılan bir fotoğraf)

Suriye’nin güneyindeki Dera ilinde suikastlar ve cinayetler işlenmeye devam ediyor. Son olarak Suriye rejim güçlerine mensup bir subay, Askeri Güvenlik Teşkilatı ile çalışan Deralı bir lider ve Şam hükümetiyle uzlaşı anlaşmasını reddeden bir muhalif öldürüldü.
Dera’daki yerel kaynaklar, Cumartesi sabahı Dera’nın batısındaki Tasil ve Sahem el-Golan ilçeleri arasındaki yolda, kimliği belirsiz kişilerce hedef alınan rejim güçlerinden bir subayın öldürüldüğünü bildirdiler. Cuma sabahı ise Dera'nın batı bölgesinde yer alan Casim ilçesi sakinleri, hükümet güçlerine ait askeri bir noktada bir unsurun başı kesilmiş cesedini yol kenarında yatarken buldular. Olayın ardından rejim güçleri, DEAŞ’ın 2018 yılında Yermuk Havzası'ndaki kalesinden çıkarılmasından sonra örgütün uyuyan hücrelerinin terörist faaliyetlerine yeniden başlayacağı endişesi çerçevesinde bölgede güvenlik alarmı verdiler.
Dera’nın batı kırsalından aktivist Muhammed ez-Zubi, Şarku'l-Avsat'a yaptığı açıklamada, özellikle çocukların Casim dışından DEAŞ’a bağlı silahlı bir grubun şehrin batı mahallesindeki binalarda saklandığını bildirmesinin ardından Casim’de bir mahalleye kısa bir süre önce (15 Mart’ta) devriye gönderen rejim güçlerine yönelik saldırılara tanık olması sonrasında rejim güçlerinden bir unsurun başı kesilerek öldürülmesinin, bölgede DEAŞ’ın uyuyan hücrelerinin faaliyetlerine başlamış olabileceği ihtimalini gündeme getirdiğini söyledi. Söz konusu devriyenin mahalleye gitmesiyle birlikte silahlı kişilerle yaşanan çatışmalar sonucunda bir kişinin hayatını kaybettiğini söyleyen Zubi, Dera’nın kuzeyindeki Burka beldesinden olduğu anlaşılan kişinin, daha önce Dera'nın batısındaki Yermuk Havzası bölgesinde DEAŞ saflarında yer aldığının ortaya çıktığını aktardı. Zubi’nin aktardığı bilgilere göre Casim ilçesinin önde gelenleri arasında yapılan görüşmelerin ardından, ilçede bulunan, ancak buralı olmayan silahlı adamların sınır dışı edilmesi ve silahlı bir grup tarafından esir alınan rejim güçleri üyelerinin serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varıldı. DEAŞ gruplarının ortaya çıkmasının Dera için yeni bir tehdit oluşturduğunun da altını çizen Zubi, Dera’nın kuzey kırsalında olayın meydana geldiği bölgenin rejim güçlerinden unsurlara, eski muhalif grupların liderlerine ve müzakere komiteleri üyelerine yönelik çok sayıda cinayet ve suikasta tanık olunduğuna dikkati çekti.
Bölgede bu tür hücrelerin olmasının, Suriye rejiminin bunu bahane ederek bölgeye saldırmasının önünü açacağını söyleyen Zubi, “DEAŞ’ın varlığının devam etmesi, ister rejim yanlısı ister muhalif olsun, bu aşırılıkçı düşüncenin muhaliflerinin hayatları için bir tehdit oluşturuyor. Bölgedeki DEAŞ hücreleri, Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası bölgelerine yayılmış olan, sayılarının bin 500 civarı olduğu tahmin edilen ve DEAŞ’a biat eden Halid Bin Velid Ordusu’nun (Ceyş Halid bin el-Velid) kalıntılarından oluşuyor” ifadelerini kullandı.
Halid Bin Velid Ordusu, 2018 yılında muhalif gruplar, Suriye rejim güçleri ve Rus savaş uçaklarının katıldığı çatışmaların ardından dağıldı.  O sırada rejimin bölgedeki kontrolü sona erdi ve Yermuk Havzası bölgesindeki onlarca DEAŞ üyesi tutuklandı. Bazıları ise çatışmaların başlamasından hemen önce Yermuk Havzası bölgelerinden Dera'nın batı kırsalındaki diğer bölgelere kaçmayı başardılar. Muhaliflerin güvenlik güçleriyle ‘şüpheli’ olarak nitelendirilen anlaşmalarla serbest bırakılan ve bölgedeki Suriye rejimine bağlı yerel oluşumlara ve gruplara katılan DEAŞ üyeleri de var.
Suriye rejiminin Dera’nın batı kırsalındaki Tafas ilçesinde aradığı isimlerden biri olan Muhammed er-Rabadavi, Cuma günü uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Haldun ez-Zubi liderliğindeki yerel bir silahlı grubun mensubu olan Rabadavi, 2021 yazında Tafas ilçesinde gerçekleştirilen son uzlaşı anlaşmalarından önce Suriye rejiminin ya kendisine teslim edilmesi ya da ülkenin kuzeyine gönderilmesini istediği kişilerden biriydi.
Perşembe günü, Askeri Güvenlik Servisi ile çalışan yerel grupları oluşturan liderlerden biri olan Eymen ez-Zubi, Dera'nın doğu kırsalındaki el-Cize beldesinin merkezinde güpegündüz bir dükkanda, kimliği belirsiz kişilerce hedef alınarak doğrudan vurularak öldürüldü.
Zubi, 2018 yılı ortalarında yapılan uzlaşı anlaşmaları öncesinde eski bir muhalif gruba liderlik ediyordu.
Uzmanlar, Suriye'nin güneyindeki illerin coğrafi konumları, yoksulluğun yoğun olması, işsizliğin ve uyuşturucu kullanımının yaygın olması, bölgede istikrarın yeniden sağlanmasında hükümet ve yerel yönetimlerin etkin bir rolünün bulunmaması gibi faktörlerin, ülkenin güney bölgelerindeki güvenlik durumunun bozulmaya devam etmesinde rol oynadığını düşünüyorlar.



Hamas: Trump yönetimini İsrail'i aklamaktan ve Gazze Şeridi'ne karşı savaşını sürdürmesi için siyasi ve askeri destek sağlamaktan vazgeçmeye çağırıyoruz

Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)
Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)
TT

Hamas: Trump yönetimini İsrail'i aklamaktan ve Gazze Şeridi'ne karşı savaşını sürdürmesi için siyasi ve askeri destek sağlamaktan vazgeçmeye çağırıyoruz

Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)
Hamas üyeleri, 22 Şubat 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta gerçekleşen esir teslim töreni sırasında (Reuters)

Hamas liderlerinden İzzet er-Rişk, ABD yönetimine ‘İsrail'i aklamayı ve ona siyasi ve askeri destek sağlamayı bırakması’ çağrısında bulundu.

Er-Rişk bugün Telegram'da yayınladığı açıklamalarda, ABD'yi ‘İsrail'e, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirecek ve esir takası anlaşmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak amacıyla ciddi şekilde çaba sarf etmesi için baskı yapmaya’ çağırdığını belirtti.

Er-Rişk, ABD Başkanı Donald Trump'ın ve ondan önce ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un açıklamalarına şaşırdığını belirtti. Bu açıklamaların, arabulucuların hareketin tutumuna ilişkin değerlendirmeleriyle çeliştiğini ve müzakere sürecinin gidişatıyla uyumlu olmadığını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump, Hamas'ı Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşması istememekle suçlarken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 21 aydır savaşın sürdüğü kuşatma altındaki bölgede tutulan esirlerin geri getirilmesi için ‘alternatif seçeneklerden’ bahsetti. Netanyahu, Doha'daki müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, esirlerin geri getirilmesi ve ‘Hamas'ın terörist yönetiminin sona erdirilmesi’ için ‘alternatif seçenekleri değerlendirdiğini’ açıkladı. Hamas ise Witkoff'u ‘son müzakere turunun gerçekleştiği bağlamı ihlal etmekle’ suçladı ve Witkoff'un bu tutumunun ‘İsrail'in tutumuna hizmet ettiğini’ ifade etti.

Trump, İskoçya'ya gitmeden önce Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Hamas gerçekten bir anlaşma yapmak istemiyordu. Bence ölmek istiyorlar. Bu çok tehlikeli bir durum. Şu anda son esirlere ulaştık ve onlar son esirlerin geri alınmasından sonra ne olacağını biliyorlar. İşte bu nedenle, herhangi bir anlaşma yapmak istemiyorlardı” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in kontrolündeki Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'nin güneyine insani yardım malzemesi taşıyan kamyonların girişinin ardından, Han Yunus sokaklarında un torbaları taşıyarak yürüyen Filistinliler (DPA)

Witkoff, perşembe günü Washington'un Katar, ABD ve Mısır'ın arabuluculuğunda iki hafta süren Doha görüşmelerinden müzakerecilerini çektiğini açıklayarak, ‘Hamas'ın iyi niyetle hareket etmediğini’ iddia etti.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail hava saldırılarında 11 Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıkladı.Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal bugün yaptığı açıklamada, sağlık görevlilerinin ‘şafak vakti İsrail'in Gazze'nin batısında bulunan Rimal mahallesindeki bir apartmanı hedef alan hava saldırısında yaşamını yitiren 4 kişiyi ve yaralıları hastaneye taşıdığını’ söyledi. Kurbanlar ve yaralılar Gazze'nin batısındaki Şifa Hastanesi'ne kaldırıldı.

Basal'a göre Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta, şehrin doğusundaki Beni Suheyla kasabası yakınlarında düzenlenen hava saldırısında 20'li yaşlarındaki iki genç hayatını kaybetti. Ayrıca, Gazze'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir eve isabet eden top mermisi sonucu bir kişi yaşamını yitirdi, üç kişi de yaralandı.

Basal, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Vadi Gazze Köprüsü yakınlarında işgal güçlerinin ateşiyle bir kişinin hayatını kaybettiğini, yardım bekleyen birkaç kişinin de yaralandığını açıkladı.

İsrail, Gazze Şeridi'nde bugüne kadar 59 bin 676 Filistinliyi öldüren yıkıcı bir savaş yürütüyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir kabul ettiği Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre bu kişilerin çoğu sivil.