Suudi Arabistan Veliaht Prensi neden Mısır, Ürdün ve Türkiye turuna çıktı?

Prens Muhammed bin Selmân ABD Başkanı Biden ile bölge ve dünyanın karşılaştığı sıkıntıları ele almadan önce Mısır, Ürdün ve Türkiye’yi ziyaret ediyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 2018'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selmân’ı ağırlamıştı (SPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 2018'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selmân’ı ağırlamıştı (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi neden Mısır, Ürdün ve Türkiye turuna çıktı?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 2018'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selmân’ı ağırlamıştı (SPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 2018'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selmân’ı ağırlamıştı (SPA)

Mustafa Ensari
Bugün Mısır ve Ürdün ziyaretinde bulunacak olan Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selmân, Çarşamba günü (22 Haziran) ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı resmi ziyaret kapsamında Türkiye'yi ziyaret edecek. Suudi Prensin, ABD Başkanı Biden’ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında Cidde'de katılacağı bölgesel zirveden üç hafta önce bölge turuna çıkması ise dikkati çekti.
ABD Başkanı Joe Biden’ın ise Temmuz ayının ortalarında Suudi Arabistan ziyaretini gerçekleştirerek Cidde'de düzenlenecek bölgesel zirveye katılması bekleniyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada 22 Haziran günü Ankara’da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selmân'ı ağırlayacaklarını bildirmişti.
Ayrıntılar hakkında bilgi verilen bir Suudi yetkili AFP'ye, veliaht prensin gelecek haftaki gezisinin "Pazartesi günü Mısır'da, ardından Ürdün'de başlayıp Türkiye'de sona ereceğini" söyledi.
Ayrıntılar hakkında AFP’ye konuşan bir Suudi yetkili, Veliaht Prens’in Mısır’ın ardından Ürdün ve Türkiye ziyaretinde bulunacağını aktardı.

Türkiye öncesinde Mısır
Yetkili, görüşmelerde bölgesel ve uluslararası konuların tartışılacağını, ikili iş birliği, yatırım ve enerji alanında bir dizi anlaşmanın imzalanacağını bildirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Riyad’dan bir diplomat da Veliaht Prens’in herhangi bir son dakika değişikliği kaydedilmediği müddetçe Mısır ve Ürdün ziyaretinde bulunacağını doğruladı.
Kraliyet Divanı’nın Suudi Kralı veya Veliaht Prensi’nin gerçekleştirdiği ziyaretleri turun başladığı gün ilan etme geleneği dolayısıyla Suudi hükümetinden henüz bir açıklama kaydedilmedi.
Söz konusu Suudi yetkili, daha önce basında yer alan haberlerde yer aldığına göre Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Cezayir'i kapsayacak bir başka diplomasi turunun ise yakın biz zaman diliminde, muhtemelen Temmuz ayı sonlarında gerçekleştirilebileceğini bildirdi.

Suudi-Türkiye arasındaki yeni dönemin ilk ziyareti
Prens Muhammed'in aylardır beklenen Türkiye ziyareti, iki ülke arasındaki tutum farklılıklarının ardından gerçekleştirilecek ilk ziyaret olacak. Nitekim Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır'daki yeni yönetimi ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) enkazına karşı yapılan devrimi desteklerken Türkiye ise Mısır, Suudi Arabistan ve BAE gibi bazı Arap ülkelerinde terör örgütü olarak tanınan İhvan’ı desteklemeye devam etmişti.
Türkiye’de Fethullah Gülen hareketinin 15 Temmuz 2016’da uluslararası ve bölgesel tarafların da desteğiyle gerçekleştirdiğinden şüphelenilen başarısız darbe girişiminin ardından Ankara’nın müttefiki Katar ile diğer Körfez ülkeleri arasında 2017’de kriz patlak vermişti. İki gelişmenin ardından ise Ankara ile Riyad ihtilafı büyümüştü.

El-Ula Anlaşması dönüm noktası oldu
Erdoğan geçtiğimiz Nisan ayında Suudi Arabistan ziyaretinde bulunmuştu. Türkiye Cumhurbaşkanı söz konusu krizin ardından gerçekleştirdiği bu ilk ziyarette Veliaht Prens Muhammed ile bir araya gelmiş, Ramazan ayında ise umre ibadetini edâ etmişti.
Türkiye, Katar-Körfez krizini sona erdiren El-Ula Anlaşması’nın ardından Suudi Arabistan'ın bölgesel müttefikleri Mısır ve BAE ile ilişkilerini normalleştirme sürecini başlattı.
Yeni ABD yönetiminin Afganistan’dan çekilmesi ve bölgesel düşmanı konumundaki İran'a ve vekillerine karşı yeni bir politika yürütmesi Ankara-Riyad yakınlaşmasında etkili oldu.
Riyad'ın bölgede uzlaştırıcı bir yaklaşım benimsemeye başladığına inanan gözlemciler, Suudi Arabistan’ın İran ile doğrudan görüşmelerde yer almasına ve Veliaht Prens'in kısa bir süre önce kaydettiği “İsrail’e potansiyel müttefik olarak bakıyoruz” açıklamalarına işaret etti. Diğer yandan çeşitli raporlarda ise Körfez ülkelerinin İsrail ile Tahran’a karşı ortak endişelerinden bahsediliyor.

Sorunlarla mücadeleden bahsedilecek
Suudi Arabistan’ın Mısır ve Ürdün ile yakın ilişkilerine bakıldığında Veliaht Prens’in söz konusu ziyaretleri şaşırtıcı değil. Kahire, Amman ve Bağdat, ABD Başkanı Biden'ın Temmuz ayında katılacağı Körfez zirvesine davetli ülkeler arasında. Suudi Kraliyet Divanı tarafından yapılan açıklamaya göre zirvede bölge ve dünyanın karşı karşıya olduğu sıkıntıların üstesinden gelmenin yolları ele alınacak.
Yaklaşan zirvede yoğun diplomatik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi bekleniyor. Bu kapsamda birçok Arap, İslami ve uluslararası başkenti ziyaret eden Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, aynı zamanda Riyad’da Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri yetkililerinin yanı sıra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u da ağırladı. Lavrov ayrıca geçtiğimiz günlerde KİK dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Yine aynı bağlamda Suudi Enerji bakanı ise St. Petersburg’da gerçekleştirilen bir konferansa katıldı. Analistler bu adımın Riyad'ın Ukrayna’da kaydedilen savaş dolayısıyla dünya çapında kaydedilen bölünmüşlük vaziyetinde pozisyonları dengeleme arzusunu temsil ettiğini düşünüyor.

ABD ve İsrail’in gayeleri
ABD ve İsrail basınında Biden'ın Suudi Arabistan ziyareti ile Riyad'a Tel Aviv ile her türlü ilişki kurması için baskı yapmak istediği mesajı veriliyor. İsrail medyasında, asıl meselenin Riyad olduğu, zirâ Riyad ile anlaşmaya varılmasının Abraham Anlaşmaları’nın temel taşı olmaya devam ettiği vurgulanıyor. Ancak İsrail’in Arap Barış Girişimi uyarınca Filistinlilere karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece Suudiler böyle bir anlaşmaya olumlu gözle bakmıyor.
Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “Şimdi öncelik Filistin ile İsrail arasındaki barış sürecini nasıl ilerleteceğimiz olmalı. Hepimizin, İsraillilerin, Filistinlilerin ve tüm bölgenin yararına olabilecek bu husus, diğer ülkeler ile normalleşmeye kapı açacak tek yoldur” vurgusunda bulunmuştu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre söz konusu Körfez zirvesinde Filistinliler ile İsrailliler arasındaki barış sürecini harekete geçirme yönünde yeni bir Arap girişimi kaydedilebilir. Zirâ Biden iki devletli çözümün üzerinde çokça durmuştu. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamaya göre Biden’ın Cidde'de Suudi liderliği ile yapacağı görüşme öncesinde gerçekleştireceği Ramallah ve Tel Aviv ziyaretinde bu husus gündemde olacak.



Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.


Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor
TT

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Konuya yakın Türk yetkililere göre, İsrail'in muhalefetine rağmen Türkiye, Gazze Şeridi'ndeki çoğunluğu Müslüman, ABD destekli bir güce binlerce asker göndermeye hazırlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'ten aktardığı habere göre isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, ABD, Ankara'nın geçen ay Mısır ve Katar ile birlikte Gazze'de ateşkes sağlanması için arabuluculuk yapmasının ardından, ABD tarafından önerilen çok aşamalı bir planın parçası olan uluslararası istikrar gücüne Türkiye'nin katılımını genel olarak desteklediğini belirtti.

Konuşlanmada muharebe ve istihkam birliklerinin yer alması beklenirken, Türkiye, İsrail'in Gazze Şeridi'ne girmesinin ardından Washington'un İsrail'in askeri güç kullanımını sınırlamasını istiyor.

dcfr
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye'de yıkımın ortasında bir sebze tezgahı (AP)

Türkiye'nin, Trump'ın ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesini sağlama planının önemli bir bileşeni olan uluslararası istikrar gücüne İsrail'in onayı olmadan nasıl katılabileceği henüz belirsizliğini koruyor.

Türk hükümeti, ABD'nin baskı yapması halinde İsrail'in sonunda geri adım atabileceğine inanıyor, ancak şu ana kadar İsrail hükümetinin geri adım atacağına dair bir işaret yok.