Barzani'nin partisi KDP, hükümet müzakerelerinde Koordinasyon Çerçevesini yıpratabilir

Erbil’in Koordinasyon Çerçevesinin yıkılışında Sadr’ın yoluna hizmet edebileceği değerlendiriliyor  

Mesud Barzani  (Reuters)
Mesud Barzani (Reuters)
TT

Barzani'nin partisi KDP, hükümet müzakerelerinde Koordinasyon Çerçevesini yıpratabilir

Mesud Barzani  (Reuters)
Mesud Barzani (Reuters)

Irak'ta Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), hükümet kurulması müzakerelerinde, (Şii) Koordinasyon Çerçevesi içindeki görüş ayrılığını gün yüzüne çıkarabilecek çelişkili mesajlar verdi. KDP yöneticilerinden Bengin Rikani yerel bir televizyon kanalına verdiği demeçte, "Partimizin, Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın yaptığı gibi bir çekilme kararı almasını dışlamıyoruz’’ dedi. KDP üyelerinden Arafaet Kerem, Koordinasyon Çerçevesi’nin Sadr’ın onayını almadan hükümet kurmada başarılı olamayacağını iddia etti.
KDP ile Koordinasyon Çerçevesi arasında hükümetin kurulmasıyla ilgili muhtemel müzakerelerden önce KDP’den gelen bu mesajlar, Barzani’nin müzakere öncesinde elini güçlendirmesi olarak yorumlandı.
Mukteda es-Sadr'ın siyasetten çekilme kararına rağmen, KDP ve (Sünni) Egemenlik Koalisyonu’nun içinde yer aldığı Vatanı Kurtarma İttifakı’nın dağılmadığı duyuruldu.
KDP, Koordinasyon Çerçevesi içindeki taraflarla iyi ilişkileri olan üç siyasi şahsiyetten oluşan bir müzakere heyeti belirledi. Heyetin içinde eski İskan Bakanı Bengin Rikani, Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Meclis Başkanı İkinci Yardımcısı Şahvan Ömer yer alıyor.
KDP’nin Koordinasyon Çerçevesi ile ilişkileri özellikle son bir yıl içinde çalkantılı bir süreçten geçiyor. Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’e son aylarda İran tarafından çok sayıda füze saldırısı gerçekleştirilmiş, KDP yönetimi Şii güçler tarafından İsrail ile iş birliği yapmakla suçlanmıştı. KDP'nin oluşturduğu müzakere mekanizmasının stratejisinin, Koordinasyon Çerçevesi’nden siyasi bir intikam almayı değil, muhtemel fırsatları değerlendirmeyi amaçladığı ifade ediliyor. Vatanı Kurtarma İttifakı’nın, Sadr’ın ‘ulusal çoğunluk hükümeti’ yaklaşımı uyarınca Koordinasyon Çerçevesi’nin hükümeti kurmasını kolaylaştırmanın ardından, siyasi olarak aciz bırakacak yaklaşımlar benimseyecek olması da muhtemel.
Barzani ve Mukteda es-Sadr arasındaki bir görüşmede, Barzani’nin Sadr’a, çekilme kararının yansımaları ve sonuçlarıyla nasıl yüzleşilebileceğini sorması, Kürt kaynaklar tarafından, ikili arasındaki ittifakın hala devam ettiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı. Bir teoriye göre, Sadr müttefiki olan Sünni ve Kürt güçlerin Koordinasyon Çerçevesi ile müzakere etmeleri için yeşil ışık yaktı. Bu teori, Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi'nin, Sadr Bloku milletvekillerinin istifasının ardından sarf ettiği; ‘’Sorumluluk sahibi bir hükümetin kurulabilmesi için yeni anlayışlar söz konusu’’ sözüyle destekleniyor.
KDP’nin Koordinasyon Çerçevesi’nin oluşturacağı bir hükümette yer almasının bazı sonuçları olacaktır. Öncelikle Koordinasyon Çerçevesi’nin ‘vatana ihanetle suçladığı’ bir partiyi hükümete davet etmesinin gerekçelerini destekçilerine açıklaması gerekir. KDP ile Koordinasyon Çerçevesi arasında gerçekleşecek muhtemel müzakerelerde üzerinde uzlaşılması gereken başlıca konulardan biri de kimin cumhurbaşkanı olacağıdır. Ayrıca Kürt Bölgesel Yönetimi ile merkezi hükümet arasındaki gaz ve petrol kanunu ile ilgili ihtilafların da müzakerelerin ana konuları arasında yer alması muhtemel.   
Ülkedeki siyasi sistemin stratejik çözümler üretemediği göz önüne alındığında, bu müzakerelerin kesin ve kararlı çözümlerle sonuçlanması pek olası değildir. Dolayısıyla, KDP ile yapılacak muhtemel müzakerelerde Koordinasyon Çerçevesi’nin siyasi çelişkilere düşerek, Şii seçmen nazarında güç kaybetmesini sağlayacak öğelerin bulunduğu söylenebilir. Buna karşılık Barzani’nin partisinin muhtemel bir hükümet kurulma aşamasında elinin güçlü olduğu açıktır. KDP’nin herhangi bir çerçeve hükümette yer alması bölgesel ve uluslararası rolünü pekiştirmesine olanak sağlar. Öte yandan Sünni Egemenlik Koalisyonu’nun müttefiki Barzani’den bağımsız olarak hareket etmeyeceği de değerlendirilmekte.



İsrail'in Gazze Şeridi'ye devam eden son saldırılarında ölü sayısı 100 aştı

İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ye devam eden son saldırılarında ölü sayısı 100 aştı

İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)

Filistin basını bu sabah itibarıyla İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği son saldırılarda ölenlerin sayısının 91'e yükseldiğini bildirdi.

Alman Haber Ajansı DPA, Gazze’deki tıbbi kaynaklardan bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 63 Filistinlinin öldüğünü aktardı.

Filistin resmi ajansı WAFA’nın kaynaklardan aktardığına göre öldürülenlerden 28’i Gazze’nin orta ve güney kesimlerinde insani yardım almayı bekleyen ve işgalci İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerdi.

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah Gazze şehrinin batısında, mültecilerin sığındığı Mustafa Hafız Okulu’na düzenlenen hava saldırısı sonucunda 10 kişinin hayatını kaybettiğini ve çok sayıda kişinin yaralandığını açıkladı.

Gazze’deki sağlık yetkilileri ve hastaneler, geçtiğimiz ay gıda yardımlarının dağıtıldığı merkezlerin yakınlarındaki bölgelerde yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı.

Gazze Şeridi, İsrail'in yaklaşık iki yıldır Hamas Hareketi’ne karşı yürüttüğü askeri harekatın ardından gıda ve diğer temel ihtiyaç maddelerinde ciddi bir kıtlık yaşıyor. İsrail’in saldırıları, Gazze Şeridi’nin büyük bir kısmını enkaza çevirirken 2 milyonluk nüfusun çoğunu yerinden etti.

Binlerce insan yardım dağıtım merkezlerinin çevresinde toplanarak insani yardım malzemelerinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyor, ancak yardım tırlarının geçtiği yollarda neredeyse her gün silahlı çatışmalar ve cinayetler yaşandığına dair haberler geliyor.

Gazze’deki sağlık yetkilileri, mayıs ayı sonlarından bu yana 500'den fazla Filistinlinin ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yönetilen yardım merkezlerinin yakınlarında veya Birleşmiş Milletler’e (BM) ait gıda tırlarının geçmesi planlanan bölgelerde üzerlerine açılan ateş sonucu hayatlarını kaybettiğini bildirdi.