İsrail ordusunda intihar vakaları artıyor

Yılbaşından bu yana 11 asker intihar etti

Batı Şeria’daki Masafer Yatta’da geçen hafta cuma günü İsrail askerleri ile Filistinli göstericiler arasında çatışmalar çıktı. (AFP)
Batı Şeria’daki Masafer Yatta’da geçen hafta cuma günü İsrail askerleri ile Filistinli göstericiler arasında çatışmalar çıktı. (AFP)
TT

İsrail ordusunda intihar vakaları artıyor

Batı Şeria’daki Masafer Yatta’da geçen hafta cuma günü İsrail askerleri ile Filistinli göstericiler arasında çatışmalar çıktı. (AFP)
Batı Şeria’daki Masafer Yatta’da geçen hafta cuma günü İsrail askerleri ile Filistinli göstericiler arasında çatışmalar çıktı. (AFP)

İsrail Ordusu İşGücü Departmanı Başkanı Yaniv Aşur, orduda intihar vakalarının büyük oranda arttığının ortaya çıkmasının ardından, Psikoterapi Departmanı ile acil bir toplantı düzenledi. Yılın başından bu yana 11 asker intihar etti. 2012 yılının tamamında aynı sayıda intihar kaydedilmişti. Aşur, bu olguya karşı mücadele etme ve en aza indirmek için bir plan belirlenmesini istedi.
Toplantı sırasında, savaşın olmadığı zamanlarda, intiharın İsrail ordusundaki en büyük ölüm nedeni olduğu görüldü. 2016 yılında askeri operasyonlarda 4, trafik kazalarında 7 kişi ölürken, intihar eden asker sayısı 15’i bulmuştu. Ertesi yıl intihar eden asker sayısı 16 iken, askeri operasyonlarda 8, trafik kazalarında 8 asker hayatını kaybetti.
İsrail resmi televizyon kanalı Kan 11’de önceki gece yayınlanan bir haberde, bu askerlerden bazılarının aileleriyle yapılan görüşmelerden bahsederek, ailelerin büyük acıları dile getirdikleri, ordu liderliğine sert eleştiriler yönelttikleri ve onları harekete geçmeme ve başarısızlıkla suçladıkları aktarıldı. Aileler çocuklarının zamanında psikolojik tedavi görselerdi hayatlarının kurtulabileceğini belirtti. İntihar eden askerlerin, intihardan önce depresyon belirtileri gösterdiği ve çoğunun genellikle psikiyatrist veya psikolog ile görüşmek için sıra beklediği görüldü. Ancak sıra çok ve bekleme süresi bir haftadan bir aya kadar değişiyordu. Sıra bekleyen askerlerin birçoğu hayatta kalamadı. Beklemeye devam etmek yerine intihar etmeyi seçtiler.
İntiharın İsrail ordusunda eski bir olgu olduğu biliniyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yılda ortalama 30 asker intihar ediyordu. 2006 yılında, ordu komutanlığı buna karşı mücadele etmek için bir plan geliştirdi. Plan kapsamında, ordudaki psikiyatri birimi genişletildi. Depresyona giren askerlere izin verildi. Askerlerin, askerlik hizmeti dışında taşımasına izin verilen silah sayısı azaltıldı. Ordudaki intihar sayısı bu önlemlerden sonra yılda ortalama 15 askere düştü. 2019 yılında 9, 2020 yılında 10 ve 2021 yılında 11 intihar kaydedildi. Ancak bu yıl intiharlar önemli ölçüde artarak yılın ilk yarısında 11 intihar kaydedildi. Bu, önümüzdeki aylarda intiharların aynı oranda devam etmesi halinde yıl sonuna kadar 22 kişiye ulaşacağı anlamına geliyor.
Bu nedenle, ordu komutanlığı intiharlardaki artışın nedenlerini, aralarındaki olası bağlantıları, Kovid-19 pandemisinin askerlerin psikolojik durumu üzerindeki etkisini ve diğer faktörlerin araştırılması kararını aldı. Komutanlık, intihar sayısındaki artışı açıklayan net bir sonuca henüz varılmadığını belirterek, komutanlara intiharların artmasını engellemek için ‘gerekli hassasiyet ve önemi’ göstermeleri yönünde talimat verdi.
 



Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN