ABD’de silah taşıma hakkı konusunda değişikliğe gidiliyor

Anlaşma, Biden yönetiminin istediği tüm maddeleri içermiyor.

Washington 11 Haziran'da silah karşıtı bir protesto gösterisine sahne oldu. (Reuters)
Washington 11 Haziran'da silah karşıtı bir protesto gösterisine sahne oldu. (Reuters)
TT

ABD’de silah taşıma hakkı konusunda değişikliğe gidiliyor

Washington 11 Haziran'da silah karşıtı bir protesto gösterisine sahne oldu. (Reuters)
Washington 11 Haziran'da silah karşıtı bir protesto gösterisine sahne oldu. (Reuters)

Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler, ABD’de silah taşıma hakkını değiştirmeye yönelik bir anlaşmaya vardıklarını açıkladılar.
Kanun taslağında köklü değişiklikler olmasa da bu, derin partizan ayrımlarının yaşandığı bir dönemde bir ilk olarak niteleniyor. Zira ABD Anayasası tarafından koruma altında olan silah taşıma hakkıyla ilgili düzenlemeye gidiliyor.
Dosyada ilişkin müzakere çabalarına başkanlık eden Demokrat Senatör Chris Murphy konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:
“Sanırım bu hafta Kongre tarafından son 30 yılda kabul edilen en önemli silah karşıtı yasayı hayata geçireceğiz. Bu büyük bir atılımın en önemli tarafı iki partinin birlikte hayata geçirdiği bir atılım olmasıdır.”
Her iki tarafın müzakerecileri, Senato'nun anlaşmayı memnuniyetle karşılayarak gelecek ayın başından önce kabul etmek istediği kanun tasarısının bir nüshasını açıkladılar. Anlaşmaya varan parti üyelerinden biri tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“ABD’nin çocuklarını korumak, okulları güvende tutmak ve ülkedeki şiddet tehdidini azaltmak için iki taraflı makul bir anlaşmaya vardık. Projemiz hayat kurtaracak ve yasalara saygılı Amerikalıların, anayasanın ikinci değişikliğinde elde ettikleri hakları etkilemeyecek.”
Projenin 80 sayfalık nüshası, 21 yaşın altında olup silah satın alanların geçmişlerini ve kayıtlarını araştırmak için sistemde yapılan değişiklikleri kapsıyor. Projede, akıl sağlığı bakımı ve okul güvenliği için ek finansman ve ABD’nin mahkemelerin tehlikeli sayılan kişilerin silahlarına geçici olarak el koymasına izin veren ve ‘kırmızı bayrak’ olarak isimlendirilen bir uyarı uygulamasına yönelik teşvikler yapmasıyla ilgili başlıklar da yer alıyor.
Önerilen projenin akıbeti, iki partinin liderlerinin geniş desteğine rağmen son oylama yapıldığında sonucun ne olacağını bilinmediğinden şimdilik belirsiz. Ancak ön oylamaya sunulduğunda elde ettiği sayı, Senato'da onay için gereken 60 oy bandını aşacağını gösteriyordu. Geçtiğimiz salı akşamı yapılan deneme oylamasında 64 senatör projeyi onaylarken 34 senatör ise karşı çıktı.
Anlaşma, Senato'daki hem azınlık hem de çoğunluk grupların liderleri tarafından desteklendi. Cumhuriyetçi Lider Mitch McConnell, tasarının ‘yasalara saygılı vatandaşların haklarını korurken korkunç olayları azaltmaya yardımcı olacak halkçı adımlar’ da içerdiğini söyledi. Demokrat lider Chuck Schumer ise tasarının Beyaz Saray'ın dahil etmek istediği tüm maddeleri içermediğini kabul etti ve aynı zamanda onaylanmasının önemini vurguladı. Schumer, “Bu proje bir ilerlemedir ve hayat kurtaracak. İstediğimiz her şeyi içermese de acilen onaylamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
NRA silah lobisi ise yaptığı açıklamada tasarının ‘her açıdan kusurlu olduğunu’, ‘şiddet suçlarını ele almak için gerekli olanı yapmadığını’ ve ‘İkinci Değişiklik özgürlüğünün kullanılması için yasalara uyan silah sahipleri açısından gereksiz sonuçlara kapı açtığını’ savunarak itiraz etti.
Yapılan ön açıklamalarda anlaşmanın hedefleri şöyle sıralandı:

  • Tüm ABD eyaletlerinde ‘kırmızı bayrak’ yasaları finanse edilecek.
  • Kadın istismarcılarının silah alması uzun yıllar engellenecek.
  • 21 yaşın altındaki kişilere silah satılmadan önce 3 ila10 gün boyunca geçmişlerini ve kayıtlarını araştırmak için bir sistem kurulacak.
  • Yasa dışı silah ticareti engellenmeye çalışılacak.
  • Ruh sağlığı için 11 milyar dolar ayrılacak.
  • Toplum ve okul güvenlik programları için iki milyar dolar tahsis edilecek.


UAEA'daki troyka neden İran aleyhine karar verdi ve bunun sonuçları nedir?

Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
TT

UAEA'daki troyka neden İran aleyhine karar verdi ve bunun sonuçları nedir?

Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)
Fotoğraf: Viyana'daki Yönetim Kurulu toplantısı sırasında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın genel merkezi önünde düzenlenen İran karşıtı protesto (AFP)

Hüda Rauf

Batılı diplomatlar, nükleer anlaşmaya taraf olan üç Avrupalı ​​ülke (İngiltere, Fransa ve Almanya) ile ABD'nin, İran karşıtı yeni bir kararı resmi olarak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu'na sunduğunu bildirdi.

Avrupa ülkeleri, ajansın üç ayda bir yaptığı Yönetim Kurulu toplantısında, İran'dan ajans ile iş birliği yapmasını talep etmeyi amaçlıyor. İran ise kararın sonucunda hakkında cezai tedbirlerin alınmasından korkuyor.

Kesin olan, Avrupalı kararın, İran'ın nükleer yükümlülüklerine uyması ve ajansın uzun süredir devam eden endişelerini gidermesi için üzerindeki diplomatik baskıyı artırmayı amaçladığıdır.

Bu nedenle kararda, Batılı güçlerin UAEA Genel Müdürü Rafael Grossi'den kapsamlı bir rapor talep etmesi öngörülüyor. İran’ın bildirmediği yerlerde bulunan uranyum parçacıkları konusunda Tahran'ın UAEA ile iş birliğine ilişkin tam bir raporu da içeren söz konusu rapor, İran'ın nükleer faaliyetlerini daha şeffaf hale getirmeyi amaçlıyor. Karara göre, İran'dan güvenlik önlemleriyle ilgili sorunları çözmek için “gerekli ve acil önlemleri” alması talep edildi. Ayrıca güvenilir açıklamalar sunması ve ülkede bildirilmemiş iki bölgedeki uranyum parçacıklarından izler taşıyan nükleer malzeme ve ekipmanların yerleri hakkında ajansa bilgi vermesi, ajansın bu konuda ihtiyaç duyduğu bilgi, belge ve cevapları sunması, ajans müfettişlerinin ihtiyaç duyduğu yer ve materyallere erişimi sağlaması istendi.

Avrupalı troyka ülkelerinin hamlesi, İran'ın nükleer programının hızla gelişmesine ilişkin endişelerin olduğu bir dönemde geldi ve Avrupa-İran ilişkilerindeki gerilimin de bir göstergesi oldu. Avrupa, insan hakları, Ortadoğu'daki bölgesel davranışları ve Ukrayna savaşında Rusya'ya verdiği destek sebebi ile rejime yönelik başka cezalandırıcı adımlar da attı.

Üç Avrupa ülkesi, İngiltere, Fransa ve Almanya, son aylarda İran'a baskı yaparken, şimdi de Tahran'dan ek garantiler ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı alanında iş birliği yapmasını istiyor.

2025 yılı İran için önemli bir yıl olacak çünkü bu yılda karar çerçevesinde Güvenlik Konseyi'nin kendisine uyguladığı altı yaptırım kararı iptal edilecek. Tahran, Kapsamlı Ortak Eylem Planı her iki tarafça pratikte uygulanmasa da ajansa üye ülkeler ve plan ile iş birliği ve teknik ve siyasi etkileşim ortamını korumaya çalışıyor.

İran, Guvernörler Kurulu'nda kendisine karşı bir karar alınması halinde karşılık vereceğini vurgulayarak, Avrupalı troyka ülkelerini ve ajansı tehdit etmeye çalışıyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Fransa Dışişleri Bakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, üç ülkenin (Almanya, Fransa ve İngiltere) UAEA Yönetim Kurulu toplantısına bir karar taslağı sunma adımını şiddetle kınadı. Üç Avrupa ülkesinin bu adımının, İran ile ajans arasındaki ilişkilerde oluşan olumlu atmosfere karşı açıkça karşı durma olarak değerlendirildiğini ve yalnızca konuyu daha da kompleks hale getireceğini açıkladı.

İran, birkaç gün önce Tahran'a yaptığı ziyarette Grossi ile yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini yüzde 60 ile sınırlama, zenginleştirme tesislerinde denetim yapmak üzere 4 yeni müfettişin atanması konusunda anlaşmıştı. Bu adımlar, yeni ABD yönetimi ve İran'ın yatıştırma ve anlaşmaya varma çabası bağlamında atıldı. Zira İran, Grossi ile vardığı anlaşmanın güven oluşturma adımlarından biri olduğunu ve sonrasında desteklenmesi gerektiğini düşünüyor.

Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD'nin İran'a karşı önerdiği karar taslağı oylamaya sunulur ve ajans içinde toplam 35 oydan yaklaşık 20'sini alırsa geçebilir.

Grossi'nin ziyaretinin önemi, Tahran'ın yatıştırma ve 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonundan bu yana devam eden bölgesel gerginliklerin içine çekilmeme konusundaki kararlılığının bir teyidi olmasından kaynaklanıyor.

İran’ın nükleer anlaşmaya ilişkin taahhütlerinden vazgeçmesi ile bir yıldır süren bölgesel gerginliklerin gölgesinde, Tahran’ın zenginleştirilmiş uranyum rezervleri, ajansın son çeyrek raporuna göre 26 Ekim itibarı ile 852,6 gram artarak 6.604,4 kilograma yükseldi.

Buna göre İran'ın zenginleştirilmiş uranyum rezervi de yüzde 20 oranında, yani 25,3 kilogram artarak UF6 santrifüjlerinde 839,2 kilograma ulaştı.

Şimdi Avrupa ülkeleriyle İran arasındaki yüzleşmenin şiddetlendiği ve benzeri görülmemiş bir aşamaya girdiği görülüyor. Nitekim Avrupa ülkeleri havacılıktan deniz taşımacılığına kadar Tahran’a yaptırımlar getirdi. Ayrıca Guvernörler Kurulu'nda İran karşıtı kararın kabul edilmesi ve benzeri tedbirlerin alınması için çalışmalar da yapılıyor.

İran, denetimi zorunlu kılan kararın kabul edilmesi halinde nükleer programıyla ilgili tüm açık sorular hakkında kendisinden kapsamlı bir rapor talep edilmesinden korkuyor. Her ne kadar bunun için son tarih Ekim 2025 olsa da bu aynı zamanda 2015 anlaşması kapsamında askıya alınan tüm uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasına dönülmesinin önünü açabilir.

Nükleer dosyaya ilişkin yukarıdaki gelişmelere ek olarak Avrupa Konseyi, İran’ın Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş ile Ortadoğu ve Kızıldeniz bölgesindeki silahlı örgüt ve oluşumlara verdiği askeri destek gölgesinde, Avrupa Birliği'nin kısıtlayıcı tedbirler çerçevesinin kapsamını genişletme kararı aldı. Bu ek önlem, İran yapımı insansız hava araçlarının, füzelerin ve ilgili teknolojilerin ve bileşenlerin taşınması için kullanılan gemileri ve limanları da hedef alıyor. Kararda ayrıca füze ve insansız hava araçlarının geliştirilmesinde ve üretiminde kullanılan bileşenlerin Avrupa Birliği'nden İran'a ihracatı, transferi, tedariki veya satışı da yasaklanıyor.

Avrupa Birliği ayrıca, listede yer alan kişi ve kuruluşların sahibi olduğu, yönettiği veya kontrol ettiği ya da İran'ın insansız hava araçlarını, füzelerini veya ilgili teknoloji ve bileşenleri Rusya'ya aktarmak için kullanılan limanlar ile ticaret yasağını da onayladı.

Yukarıdakilerden, Avrupa ile İran arasındaki ilişkilerdeki gerilimin, İran'ın yaşlı kıtanın güvenliğini ihlal eden Ukrayna savaşında Rusya'ya askeri olarak verdiği destekten kaynaklandığı açığa çıkıyor. Öte yandan, Avrupa ülkeleri Tahran'ın savunma doktrinini ve ulusal güvenliğini değerlendirip değiştirmeye çalıştığının, nükleer gücünü uluslararası gözetimden uzak, şeffaf olmayan bir çerçeve içerisinde geliştirme gayretinde olduğunun farkında. Bu nedenle üç Avrupa ülkesi, Amerikan seçimleri sonrası düzenlemeler sebebiyle bir Amerikan tutumunun yokluğunda nükleer program ile ilgili tutumunu desteklemeye çalışıyor.

Tahran ise Grossi ile yakın zamanda yapılan, uranyumun yüzde 60'ın üstünde bir oranda zenginleştirilmesinin durdurulması yönündeki anlaşmaya alternatif olarak UAEA ile iş birliği yaptığını öne sürmeye çalışıyor. Güney Kore bankalarındaki dondurulmuş fonlarının ve Amerikan çifte vatandaşların serbest bırakılmasını öngören bir pazarlığın parçası olarak bu anlaşmaya geçen yıl, yani aylar önce Joe Biden ile varmış olduğunu görmezden geliyor. Daha sonra İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının yarattığı kriz ve uluslararası toplumun bununla meşgul olması ile birlikte anlaşmayı ihlal ederek, yeniden zenginleştirme oranını artırdığını bilmezmiş gibi davranıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.