G7'nin ana gündemi iklim krizi yerine savaş, enerji güvenliği ve yüksek fiyatlar olacak

Savaş ve ekonomik sorunların yanı sıra Rusya'ya yaptırımlar, iklim krizi ve jeopolitik gerilimlerin de masaya yatırılacağı G7 Zirvesi'nde yeni rotalar belirlenecek.

Dünya Gıda Programı muhtemelen bu yıl ihtiyacı olan miktarın yarısından fazlasını alamayacak (AP)
Dünya Gıda Programı muhtemelen bu yıl ihtiyacı olan miktarın yarısından fazlasını alamayacak (AP)
TT

G7'nin ana gündemi iklim krizi yerine savaş, enerji güvenliği ve yüksek fiyatlar olacak

Dünya Gıda Programı muhtemelen bu yıl ihtiyacı olan miktarın yarısından fazlasını alamayacak (AP)
Dünya Gıda Programı muhtemelen bu yıl ihtiyacı olan miktarın yarısından fazlasını alamayacak (AP)

Dünyanın en büyük 7 ekonomisini bir araya getiren G7 Liderler Zirvesi'nde, Rusya-Ukrayna savaşı ve Moskova'ya yönelik yaptırımlar, enerji fiyatları ve güvenliği, Çin ve yüksek enflasyon gündemde olacak.
Küresel ekonomik ve siyasi sorunların çözümünde önemli platformlardan biri sayılan G7 Liderler Zirvesi, 26-28 Haziran'da Almanya'nın Bavyera eyaletindeki Elmau Sarayı'nda yapılacak.
Zamanlamasıyla dikkati çeken G7 Liderler Zirvesi, NATO üyesi devletlerin ittifakın yeniden yapılanmasını müzakere edeceği, İspanya'nın başkenti Madrid'de 28-30 Haziran'da düzenlenecek NATO Zirvesi'nin hemen öncesinde gerçekleşecek.
G7 Liderler Zirvesi'nin ana gündemi Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi ve ardından gelen Batı yaptırımlarını takip eden ekonomik şoklar olacak.

Almanya zirvenin "dönüm noktası" olmasını hedefliyor
Bu yılki G7 Liderler Zirvesi'nde enerji güvenliği, altyapının geliştirilmesi, aşı eşitliği, gıda güvenliği gibi konulara odaklanması ve yeni taahhütlerde bulunulması bekleniyor.
G7 Dönem Başkanlığı'nı 1 Ocak'ta İngiltere’den alarak iklim krizi gibi küresel sorunlar konusunda çalışmaya başlayan Almanya, "sürdürülebilir dünya", "ekonomik istikrar ve dönüşüm", "sağlıklı yaşam", "daha iyi bir geleceğe yatırım" ve "çok taraflılık" olmak üzere 5 ana başlıktan oluşan gündemlerle dünyanın büyük ekonomilerini ağırlamaya hazırlanıyor.
G7 zirvesinde gündemin ilk sırasında Ukrayna’nın olması beklenirken, zirvede ülkenin orta ve uzun vadede yeniden inşası müzakere edilmesi öngörülüyor.
Almanya bu yılın başlarında G7 dönem başkanlığını devraldığında, "iklim krizi" en büyük önceliğiydi. Fakat şimdi, Rusya-Ukrayna savaşı, pazar günü başlayacak G7 Liderler Zirvesi'nde enerji güvenliği ve enerji fiyatlarını iklim krizini kenara iterek gündemin en üst sıralarında yer aldırdı.
Çok taraflı iş birliği konusunda G7 Elmau Zirvesi'nin dönüm noktası olmasını isteyen Almanya, zirvede "uluslararası ortaklarıyla" ciddi adımlar atarak ortak zorluklar konusunda ortamın değişmesini hedefliyor.
Almanya, G7 dönem başkanlığında bir dizi girişim başlatırken, gıda güvenliği için küresel bir ittifak, gelecekteki Kovid-19 gibi salgınlarla mücadele için bir anlaşma ve iklim dostu olarak çalışan şirketleri teşvik eden ve rekabet dezavantajlarını azaltan bir iklim kulübü kurulmasını da G7 Liderler Zirvesi'nde hedefliyor.

Küresel sorunlara çözümler bulunması amaçlanıyor
Zirvede petrol ve doğal gaz üzerinde Rusya'ya yönelik yatırımların nasıl ilerleyeceğinin de liderler tarafından müzakere edilmesi planlanırken, küresel ekonomik durum, temiz enerji dönüşümü, karbon fiyatlandırması ve enflasyon da masaya acil olarak yatırılması gereken konu başlıkları arasında yer alıyor.
Küresel sorunlara çözümler bulunması hedeflenen G7 zirvesinde, siyasi, ekonomik ve finansal sorunların yanı sıra özellikle ikili görüşmelerde mülteci krizi, küresel ekonomiyi tehdit eden belirsizliklerin kaynakları arasında gösterilen jeopolitik gerilimler, ham madde kıtlığı ve gıda güvenliği konularının da görüşülmesi bekleniyor.
Zirvede, Çin'in son yıllarda Batı ekonomilerini zorlayan ticaret ve ekonomik uygulamalarının da masaya yatırılması öngörülüyor.
Ayrıca, G7 liderlerinin Çin'in "Modern İpek Yolu" olarak tanımladığı ve bütçesinin 10 trilyon dolara ulaşacağı öngörülen Kuşak ve Yol Projesi’ne karşı düşük ve orta gelirli ülkelere yönelik yeni bir altyapı girişimi açıklamaları da bekleniyor.
Analistler, G7’nin geçmiş kararlarının bazılarının küresel etkileri olduğunu hatırlatarak, Ukrayna'da bir çözüm bulunması konusunda G7 liderlerinin Rusya'ya karşı kendi ekonomilerine de zarar verecek daha sert adımlar atmaya hazır olup olmadığının önemli olduğunu belirtiyor.

G7, "modası geçmiş ülkeler grubu” olmakla eleştiriliyor
1970'lerin enerji krizi, resesyon ve yüksek enflasyon gibi makroekonomik sorunlarına cevap olarak oluşturulan G7'de, ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya yer alıyor.
"Modası geçmiş ülkeler grubu” olmakla da eleştirilen G7’nin ajandasında sadece ekonomik sorunlar yer almıyor. Dış politika, jeopolitik çatışmalar ve güvenlik de grubun ajandasında önemli yer tutuyor.
G7, 1975'ten bu yana ekonomik politikaları ve güncel konuları ele almak için her yıl bir ülkenin ev sahipliğinde toplanırken, zirvenin gündemi o yılın koşullarına göre belirleniyor.
Dünya nüfusunun yüzde 10'u (yaklaşık 800 milyon) G7 ülkelerinde yaşarken, G7 ülkeleri küresel gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor. Bu ülkelerin küresel ticarete ve uluslararası finans sistemine hakim olması dikkati çekiyor.
Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından sonra G7’ye düzenli olarak katılan Rusya ise 1998’de resmi üye olmasıyla birlikte G8'i oluşturuldu ancak bu uzun ömürlü olmadı. Rusya, 2014’de Ukrayna'ya ait olan Kırım Yarımadası'nı ilhak ettikten sonra G8 grubundan çıkarılmıştı.
Dünyanın ikinci büyük ekonomisine ve dünyanın en büyük nüfusuna sahip olan Çin'in ve dünyanın ikinci büyük nüfusuna sahip olan Hindistan'ın ise G7 üyesi olmaması dikkati çekiyor.
Öte yandan ev sahibi ülke grup içinde olmayan ülkeleri, bölgesel organizasyonları ve diğer uluslararası organizasyonları zirveye davet edebiliyor.

G7 liderler zirvesine kimler katılıyor?
Avrupa Birliği G7 üyesi olmamasına rağmen yıllık liderler zirvesine katılırken, Almanya'nın dönem başkanı olarak gelecekte küresel zorlukları gidermede ilerleme sağlamak için Güney Afrika, Senegal, Hindistan, Endonezya ve Arjantin'i zirveye davet ettiği biliniyor.
ABD Başkanı Joe Biden, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmenuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Japonya Başbakanı Fumio Kishida, İtalya Başbakanı Mario Draghi, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yanı sıra, zirveye Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi Almanya tarafından davet edilen ülkelerin hükümet başkanlarının da katılması bekleniyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in de G7 Zirvesine video konferans aracılığıyla katılması planlanıyor.
G7 Zirvesi’nin sonunda liderler tarafından kabul edilenleri özetleyen bir “Elmau Sonuç Bildirgesi”nin yayımlanması bekleniyor. Sonuç bildirgesi yasal olarak bağlayıcı değil. Yasa ve yönetmeliklerde kendi değişikliklerini uygulamak, gerekli finansmanı bulmak ve yeni taahhütleri yerine getirmek G7 ülkelerine bağlı olacak.

Yoğun güvenlik önlemleri alındı
G7 Zirvesi’nin düzenleneceği bölge çerçevesinde G7 ve küreselleşme karşıtları çok sayıda gösteri yapmayı planlanıyor.
Alman polisi ise gösterilerde çıkacak muhtemel olaylara hazırlıklarını tamamladı. G7’nin güvenliği için 20 binden fazla polis görev yapacak.
Zirvenin düzenleneceği Elmau Sarayı çevresindeki 4 kilometrelik alan kapatıldı. Devlet ve hükümet başkanlarının geçecekleri güzergahlarda bomba araması yapılırken, çevredeki rögar kapakları mühürlendi.
Liderlerin, havalimanından zirvenin düzenleneceği Elmau Sarayı’na helikopterle taşınması planlanıyor. Garmisch-Partenkirchen kaymakamı Anton Speer, 17 gösterinin yapılması için başvuru yapıldığını belirtti.
Göstericilerin Elmau Sarayı yakınlarında gösteriyi yapmak istediğini, ancak bunun nasıl yapılacağı konusunda henüz bir karar alınmadığını aktardı. Göstericiler Garmisch-Partenkirchen’de bir protesto kampı da açacak. Yaklaşık 750 kişinin katılması beklenen kampta çadırlar kurulacak.
Kentteki Olimpiyat Kayak Stadı’nda 260 konteyner kuruldu. Polis, savcı ve hakimlerin 24 saat vardiyalı bir şekilde görev yapacağı bu alanda gösterilerde göz altına alınacak kişilerin yargılanması bu konteynerlerde yapılacak.
Olası gözaltı ve tutuklamalar için 50 konteyner ayrıldı. Klimalı olan bir konteynerde 3 kişi kalabilecek.
Almanya G7 Zirvesi’nden dolayı serbest dolaşımı öngören Schengen uygulamasını güvenlik sebebiyle de geçici olarak askıya aldı. Almanya İçişleri Bakanlığı 13 Haziran-3 Temmuz 2022 tarihlerinde Almanya sınırlarında geçici olarak kontroller yapılmaya başlandı.
Potansiyel şiddet yanlılarının Almanya'ya girişlerini önlenmesi amacıyla ülkenin kara, hava ve deniz sınırlarında “duruma bağlı” olarak sınır kontrolleri uygulanıyor.



İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar'ın görevinden "sürpriz istifa" kararı, bu kararın hemen öncesinde İrlanda kökenli ABD Başkanı Joe Biden'ın yüzüne kameralar önünde Gazze konusunda sitem ettiği konuşması nedeniyle gündemdeki yerini koruyor.

İrlanda'da 2017'den bu yana Fine Gael partisinin genel başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Varadkar, dün başkent Dublin'de yaptığı istifa açıklamasında, ülkesine liderlik ettiği süreyi "hayatının en tatmin edici dönemi" olarak tanımladı.

İki kez İrlanda Başbakanı olarak görev yapan Varadkar, konuşması sırasında duygulanarak, görevini bırakma nedenlerinin "hem kişisel hem de siyasi" olduğunu belirtti.

Başbakanlık görevinden istifa eden Varadkar, parlamento üyesi olarak kalmaya devam edecek.

İrlanda ve İngiliz basını, istifa kararının "sürpriz" olduğu ve Varadkar'ı böyle bir karar almaya iten nedenin henüz bilinmediğini belirtti.

- Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu

Başbakanlık görevini üstlendiğinde 38 yaşında ve ülkesinin "en genç Başbakanı" ünvanına sahip olan Varadkar, istifa kararının hemen öncesinde Aziz Patrick Günü dolayısıyla ABD'ye ziyaret gerçekleştirmişti.

Leo Varadkar'ın, İrlanda asıllı ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da Aziz Patrick Günü için verdiği davette, Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu.

Varadkar, konuşmasında, Biden'a, İrlandalıların Filistin halkıyla empati kurmasının nedeninin, Gazze halkının kendi yaşadıklarına benzer acılar çekmesi olduğunu hatırlatmıştı.

- "Gazze halkının gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz"

Gazze'deki insanlık dramını, ülkesinin sömürgeleştirildiği dönemde yaşananlara benzeten Varadkar, "Kendi tarihimizi onların gözlerinde görebiliyoruz." ifadesiyle ABD Başkanı'na sitemde bulunmuştu.

Varadkar, "Dünyayı dolaştığımda liderler bana sık sık 'İrlandalıların, Filistin halkına karşı neden bu kadar empati duyduğunu' soruyor. Cevabı basit, onların gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz. Yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimlikliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikayesi..." ifadelerini kullanmıştı.

İrlanda'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Varadkar, İrlandalıların, Gazze'de yaşanan felaketten derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Biden'a, bir İrlandalı olarak demokrasinin gerekliliklerini yerine getirmesi ve Gazze'deki dramın son bulmasına öncülük etmesi çağrısında bulunan Varadkar, "Gazze halkı, acil gıdaya, ilaca, barınağa ve özellikle de bombardımanın durmasına ihtiyaç duyuyor." demişti.

- Varadkar, İsrail için "Öfke gözlerini kör etmiş" ifadesini kullanmıştı

İrlanda parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda da İsrail'in artık ABD dahil dünyadaki hiçbir ülkeyi dinlemediğini kaydeden Varadkar, "Öfke gözlerini kör etmiş durumda ve gittikleri yolda ilerleyerek uzun vadede kendi güvenlikleri açısından durumu çok daha kötü hale getireceklerine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.

Ayrıca, Varadkar, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e geçen ay gönderdiği mektupta, AB'den İsrail'le ticari bağların gözden geçirilmesini talep etmişti.

Varadkar, AB'nin, Gazze konusunda açık ve güçlü bir tutum benimsemeyerek ve çifte standart uyguladığı algısı vererek "kredibilitesini kaybettiği" uyarısında da bulunmuştu.

- İrlanda, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor

Varadkar başta olmak üzere İrlanda, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor.

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins de Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "İsrail'in UNRWA'yı yok etme kampanyası yürüttüğü" açıklamalarına atıfta bulunarak, böyle bir kampanyanın başlatılmasını "utanç verici bir rezalet" olarak nitelemişti.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de Gazze'deki insani krizi "insan yapımı" olarak nitelemiş ve "tamamen kabul edilmez" olduğunu belirtmişti.

Ayrıca, İrlanda, bazı ülkelerin UNRWA'ya finansal desteği kesme kararının ardından Ajans'a 20 milyon avroluk finansal destek sağlayacağını açıklamıştı.