Hükümet kurma ihtimalinin düşük olduğu Lübnan’da öncelik yeni cumhurbaşkanı

AA
AA
TT

Hükümet kurma ihtimalinin düşük olduğu Lübnan’da öncelik yeni cumhurbaşkanı

AA
AA

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn tarafından yürütülen zorunlu parlamento istişarelerinin sonuçları uyarınca Necib Mikati bir kez daha hükümeti kurmakla görevlendirildi. Arap ülkeleri ve uluslararası güçler istişare sürecine müdahil olmayarak uzaktan izlemeyi tercih etti. Seçimlerin akabinde, bazı dış güçlerin, özellikle bazı Arap ülkelerinin hükümeti kurmakla görevlendirilecek kişinin mevcut siyasilerden biri olmaması yönünde baskı kuracağı yönündeki iddialar doğrulanmamış oldu. Eski bir hükümet yetkilisi, Necib Mikati’nin, meclis istişarelerinde sürpriz bir ismin öne çıkacağı yönündeki söylentilerin gerçekleşmediği için rahatladığını söyledi. Uluslararası Para Fonu (IMF) ülke ekonomisinin toparlanmasına destek vermek için bazı reformların yapılmasını şart koşuyor. Mikati ise eski bir iş adamı olarak bu ‘iyileşme sürecine’ liderlik edebileceği kanaatini taşıyor.  
Şarku’l Avsat’a değerlendirmede bulunan eski bir hükümet yetkilisi, Mikati’nin yeniden hükümeti kurmakla görevlendirilmesinin anayasaya uygun olduğunu belirterek, ancak bu görevlendirme yapılırken niyetlerin belirsiz olması hasebiyle, Mikati’nin hükümeti kurmakta başarılı olup olmayacağının henüz net olmadığını söyledi. Mikati’nin başbakan olmasına karşı çıkan parlamento güçlerinin hükümetin oluşmasını engelleyebilmesi mümkün görünüyor. Uluslararası toplum ise zaman kazanılması açısından bir an önce hükümetin kurulması gerektiğini düşünüyor. Öte yandan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın görev süresi 31 Ekim’de doluyor, yeni bir cumhurbaşkanı seçilene kadar hükümetin tesis edilmeme ihtimali güçlü görünüyor.  
Adının açıklanmamasını istemeyen eski hükümet yetkilisine göre, gizemli parlamento istişarelerinde Mikati’ye olan desteğin sınırda olması, Lübnan’da önceliğin cumhurbaşkanı seçimi olduğunu gösteriyor. Yetkiliye göre, Cumhuriyet Sarayı’nda yapılan hükümet başkanıyla ilgili istişarelere ilgi beklentinin altında gerçekleşti. İstişarelere katılan milletvekillerinin çoğu, hükümetin kısa süre içinde kurulmayacağından emindi, eski başbakanın bir süre daha kalmasında bir sorun görmeyen parlamento güçleri, kozlarını cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra paylaşmaya odaklanmış durumda. Lübnan Kuvvetleri Bloku ile Güçlü Lübnan Bloku’nun herhangi bir adayı desteklememesini eleştiren yetkili, bu durumun daha önce hiç yaşanmadığını ve Sünni seçmeni incitebileceğini söyledi. Bu güçlerin uygun gördükleri bir adayı öne sürmeleri gerektiğine işaret eden yetkili, bunu yapmadıkları için Sünnilerin yönetimde yer almasına sıcak bakmadıkları yönünde bir izlenim doğurduklarını öne sürdü. Çoğu Hristiyan 46 milletvekilinin teamül gereği Sünni olması gereken başbakan adayı konusunda herhangi bir girişimde bulunmamasına yönelik Maruni Partiği’nin tutumunu merak ettiğini ifade eden kaynak, aday sürmemenin istişareleri boykot etmenin bir başka türü olduğunu söyledi. Bu olgunun tesadüfi olmadığını ve ülkedeki siyasi yapıya yönelik bir tehdit oluşturduğunu savunan eski hükümet yetkilisi, Hristiyan Özgür Yurtsever Partisi ve Lübnan Kuvvetleri Partisinin en azından göstermelik de olsa Sünni bir aday göstermeleri gerektiğini vurguladı.  
Necib Mikati’nin hükümeti kurma sürecini uzatma niyeti olmadığını söyleyen aynı kaynak, başbakan adayının, makul bir süre içinde dengeli bir kabineyi Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a sunacağını öngördü.  
Baabda Sarayı ile hükümet merkezi arasında mekik dokumak istemeyen Mikati, oluşturacağı kabineyi Mişel Avn’a sunacak ve yanıtını bekleyecek. Avn eğer kabinede değişiklik yapmasını isterse o zaman mevcut siyasi güçlerle daha yoğun bir müzakere sürecine girmeyi tercih edecektir. Öte yandan yeni hükümetin oluşturulmasının, muhaliflerin dışında Mişel Avn’a yakın siyasiler tarafından da engellemelerle karşılaşabileceğini söyleyen kaynak, ÖYH lideri Cibran Basil’in geçtiğimiz günlerde Mikati’nin adaylığını benimsemediğini çünkü bu ismin ülkenin kurtarılmasına katkı sağlamayacağını düşündüğünü söylediğini hatırlattı. Görünürde, karşıt taraflarda yer alan Özgür Yurtsever Partisi ve Lübnan Kuvvetleri Mikati’ye sıcak bakmıyor, ancak bu masa altından pazarlıkların yürütülmediği anlamına gelmez. Hükümet kaynağına göre, Lübnan Kuvvetleri lideri Semir Caca Mişel Avn görevdeyken herhangi bir hükümetin değişim getirmeyeceğini düşünüyor. ÖYH lideri Cibran Basil ise yeni hükümet kurulması yerine, ‘gündelik işleri yürütme’ hükümetinin devam etmesini ve mevcut hükümetteki bakanları aracılığıyla Mikati’yi kontrol etmeyi tercih edebilir.  
Son olarak, Mikati'nin hükümeti kurmakla görevlendirilmesi pek bir önem arz etmiyor olabilir. Nitekim uluslararası toplum ve ülkedeki güçlerin çoğu, mevcut krizlerin aşılabilmesi için, yenilikçi bir anlayışın hakim olması gerektiğini düşünüyor. Bu bağlamda cumhurbaşkanlığı seçimi olmadan sahici bir değişimin gerçekleşemeyeceği yönünde bir kanaat hakim. Cumhurbaşkanı Avn’ın Lübnan’ın iyileşme sürecine önderlik etmesine bir olanak olmadığı değerlendiriliyor, dolayısıyla Mikati’nin hükümeti kurmakla görevlendirmesi ülke içinde ve uluslararası toplum nezdinde bir heyecan yaratmadı. Her ne kadar yeterli görülmese de şimdilik ‘geçici hükümetin’ mümkün olan en mantıklı seçenek olduğuna inanılıyor.  



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.