Birleşik Krallık Başbakanı Johnson: Ukraynalıları da Ruanda'ya gönderebiliriz

Afrika ülkesiyle 120 milyon sterlinlik göçmen anlaşması yapılmıştı

Boris Johnson, Ruanda'daki toplantıda sığınmacıların sınır dışı edilmesi çalışmalarını savundu (AP)
Boris Johnson, Ruanda'daki toplantıda sığınmacıların sınır dışı edilmesi çalışmalarını savundu (AP)
TT

Birleşik Krallık Başbakanı Johnson: Ukraynalıları da Ruanda'ya gönderebiliriz

Boris Johnson, Ruanda'daki toplantıda sığınmacıların sınır dışı edilmesi çalışmalarını savundu (AP)
Boris Johnson, Ruanda'daki toplantıda sığınmacıların sınır dışı edilmesi çalışmalarını savundu (AP)

Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Boris Johnson, ülkeye yasadışı yollardan giren Ukraynalıların da Ruanda'ya gönderilebileceğini söyledi.
Johnson, 20-26 Haziran'da Ruanda'nın başkenti Kigali'de düzenlenen İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısı'na (CHOGM) katılmadan önce perşembe günü basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
BK başbakanı, ülkeye kaçak giren Ukraynalıların Ruanda'ya gönderilip gönderilmeyeceğine dair soruya, "Ruanda'ya yalnızca BK'ye yasadışı yollardan gelen, böylece elimizdeki güvenli ve yasal yollara zarar veren kişiler gönderilecek. 130 bin Ukraynalıya vize verdiğimizi düşünüyorum. Bu kişilerin ülkeye gelmek için en az iki yasal yolu vardı. Fakat ülkeye kaçak giriş yaparsanız, buraya yasal yollardan gelenlere zarar vermiş olursunuz. Dolayısıyla evet, sanırım teoride bu mümkün. Fakat bunun çok düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyorum" yanıtını verdi.
Öte yandan Johnson, mayıstaki bir açıklamasında Ukraynalı sığınmacıların Ruanda'ya gönderilmeyeceğini söylemişti.  
Kigali'deki toplantıda Rusya - Ukrayna savaşına da değinen Johnson, savaşın Avrupa'da yarattığı ekonomik zorluklar nedeniyle Kiev yönetiminin "kendi yararına olmayan bir barış anlaşması yapmak için baskı altına kalabileceğinden endişelendiğini" söyledi.
BK, ülkeye yasadışı giriş yapan kişilerin sınır dışı edilmesi için nisanda Ruanda'yla 120 milyon sterlinlik (yaklaşık 2,4 milyar TL) bir anlaşma yapmıştı.
İnsan hakları kuruluşları anlaşmaya tepki gösterirken, geçen hafta BK'de hükümet karşıtı protestolar düzenlenmişti. İki hafta önce de bazı Ruandalı sığınmacılar açlık grevine başlamıştı.
Öte yandan 14 Haziran'da sığınmacıları Ruanda'ya götürecek ilk uçuş, sığınmacıların avukatlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvurunun ardından kalkışa saatler kala durdurulmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, LBC, AA



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.