Suriye’de içme suyu sıkıntısı yolda

Şam rejimi içme suyundaki sübvansiyonları kaldırma yolunu açıyor: Paket suların fiyatını değiştirme kararı alındı

2015 yazında Doğu Guta’da, üzerinde içme suyu deposu olan bir araba çeken Suriyeli (Getty)
2015 yazında Doğu Guta’da, üzerinde içme suyu deposu olan bir araba çeken Suriyeli (Getty)
TT

Suriye’de içme suyu sıkıntısı yolda

2015 yazında Doğu Guta’da, üzerinde içme suyu deposu olan bir araba çeken Suriyeli (Getty)
2015 yazında Doğu Guta’da, üzerinde içme suyu deposu olan bir araba çeken Suriyeli (Getty)

Tekrarlanan bir senaryo ile, Şam hükümeti, Kamu Su Şişeleme Şirketi arka arkaya aldığı iki kararla, Sanayi Bakanlığı’nın ürettiği şişe suların fiyatlarını artırmasının ardından, tüketicilere sağlanan içme suyuna yönelik sübvansiyonların kaldırılması için hazırlıklara başladı. Karar sonrası toptan satış fiyatı yüzde 10 oranında, perakende satış ise iki katına çıkabilir.
Daha önce olduğu gibi, ilaç, yakıt, enerji kaynakları ve ekmek gibi temel ürünlere yönelik sübvansiyonların azaltılması, kamu hazinesinden sübvansiyonların tükendiği açıklaması ile meşrulaştırıldı. Hükümet raporlarında, bir metreküp içme suyunun tüketicilere 7 Suriye lirasından satılırken, hazineye bin 400 Suriye lirasına mal olduğunu birçok kez vurgulanmaya başlandı. İçme suyu işletmesi ilk dilimde 5 metreküpü ücretsiz olarak, ikinci dilimde 6-15 metreküpü 7 lira fiyattan veriyor. Ardından üçüncü, dördüncü ve beşinci dilimde 36-50 metreküp tüketim için fiyat 30 Suriye lirasına ulaşıyor.
İlginç bir şekilde, içme suyunu sübvanse etmenin maliyetlerinden bahsedilirken, aynı zamanda su şişelerinin tüketicilerine yönelik hazır paketler yarıya indirildi, yani 4 büyük şişeden (1,5 litre) oluşan paketler 2’ye ve 8 küçük şişeden (yarım litre) 4 şişeye indirildi. Bunların yanı sıra, yazın başlamasıyla birlikte, kaynakların seviyesinin düşmesi, sıcak havalarda elektrik ve suyun kesinti saatlerinin artması ve soğutma araçlarının olmaması nedeniyle şişelenmiş suya olan ihtiyaç arttı. Şam’daki satıcılardan birine göre, insanlar buzdolapları jeneratörle çalışan bakkallardan soğuk içme suyu alıyor ve bu durum paket fiyatını iki katına çıkıyor. İçme suyunu serin tutmak için eski yöntemlerle, çömlek ve testilerin kullanımına geri dönülmesi dikkat çekiyor.
Suriye’de es-Sin, ed-Derviş, Bakin ve Feyce semtlerindeki 4 su tesisinin bağlı olduğu Su Şişeleme Şirketi’nin Genel Müdürü yerel basına yaptığı açıklamada, şişelenmiş su fiyatlarındaki artışı, işletme maliyetlerindeki ve hammadde fiyatlarındaki artış ve özellikle ithalatçıyı güvence altına almanın zorluğunu ile haklı çıkarmaya yönelik ifadeler kullandı. Şirketin, üretiminin yüzde 70’ini Suriye Ticaret Kuruluşu’na ve yüzde 30’unu da Askeri Sosyal Kuruluşu’na teslim ettiğini belirtti. Hükümet kaynaklarına göre, iki kurumun depolarında çok büyük miktarda su şişesi stoklanıyor.
Su fiyatlarının yükseltilmesinden bahsedilirken, Birleşmiş Milletler tahminlerine göre ülke 70 yıllık tarihindeki en kötü kuraklıkla yüzleşiyor. Çoğu bölge, yaz aylarında daha da şiddetlenen şiddetli bir su krizi yaşıyor, bu nedenle su kesintileri 7 günü aşıyor. Bu durum, özellikle köylerdeki insanları, tanklardan yüksek fiyatlarla su almaya yönlendiriyor ancak bu tanklar genellikle sağlık için güvenli olmuyor.



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.