Scholz: Rusya ile ilişkide, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının öncesine dönüş olamaz

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (EPA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (EPA)
TT

Scholz: Rusya ile ilişkide, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının öncesine dönüş olamaz

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (EPA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (EPA)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya ile ilişkide, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı dönemin öncesine dönüşün olamayacağını söyledi.
Scholz, Almanya’nın ev sahipliğinde Bavyera eyaletinin Elmau Sarayı’nda düzenlenen G7 Zirvesi’nin ikinci gün oturumlarının ardından değerlendirmede bulundu.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin bugün yapılan sabah oturumuna video konferans yoluyla katılarak Ukrayna’daki durumu aktardığını belirten Scholz, G7 ülkelerinin, Ukrayna’nın savunmasına destek vermeyi sürdürecekleri güvencesini verdiğini aktardı.
Scholz, bu savaşın uluslararası ilişkilerde bir dönüm noktası olduğunu da ifade ederek, Rusya’nın devletler arasında yapılan tüm kuralları ve anlaşmaları bozduğunu dile getirdi.
G7 ülkelerinin bu durumun uzun süre ilişkileri şekillendireceği konusunda hemfikir olduğunu aktaran Scholz, "Bu nedenle Rusya ile ilişkide, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı dönemin öncesine dönüşün olamayacağı açıktır. Çünkü durum değiştiğinde bizim de değişmemiz lazım. Bunu herkes çok iyi biliyor” ifadesini kullandı.
Scholz, G7 ülkelerinin gerekli kararları almaya hazır olduğunu vurgulayarak, "Önümüzdeki aylarda ve yıllarda dünyanın nasıl değişeceğini öngörmek henüz mümkün değil. Yakın ve güven içinde birlikte çalışırsak bu değişimin üstesinden en iyi şekilde geleceğimiz açıktır" değerlendirmesinde bulundu.
Hindistan, Endonezya, Senegal, Güney Afrika ve Arjantin’in G7 Zirvesi’nin ikinci gün yapılan bir oturuma katıldığına işaret eden Scholz, "Demokrasiler olarak dünyaya benzer bir şekilde bakıyoruz. İstişarelerde bulunmamız önemli ve gerekli. Birbirimizi dinleme, karşılıklı anlayış oluşturur. Bu, birlikte çalışmayı kolaylaştırır" şeklinde konuştu.
İklimin korunması, enerji tedariki ve açlıkla mücadele konularının iyi, açık ve yapıcı bir şekilde ele alındığını aktaran Scholz, bu ülkelerle diyaloğun sürdürüleceğini belirtti.
Scholz, Ukrayna’daki savaşa ise farklı perspektiflerden baktıklarını, bunun da bilindiğini, bundan dolayı görüşmeler yapmanın önemli olduğunu kaydetti.
G7 Zirvesi, yarın yapılacak "Çok taraflı ve dijital düzen" başlıklı oturumun ardından son bulacak.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP