İnsan eti tadındaki vegan burger ödül kazandı

"Misyonumuz insanların yemek yeme şeklini değiştirmek"

Burger soya, mantar, buğday proteini ve gizli bir baharat karışımından yapılıyor (Oumph!)
Burger soya, mantar, buğday proteini ve gizli bir baharat karışımından yapılıyor (Oumph!)
TT

İnsan eti tadındaki vegan burger ödül kazandı

Burger soya, mantar, buğday proteini ve gizli bir baharat karışımından yapılıyor (Oumph!)
Burger soya, mantar, buğday proteini ve gizli bir baharat karışımından yapılıyor (Oumph!)

İnsan eti tadındaki vegan burger ödül kazandı. İsveç merkezli bitki bazlı protein üreticisi Oumph!'un ürettiği burger, 20-24 Haziran'da Fransa'da düzenlenen Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali'nde Marka Deneyimi & Aktivasyonu kategorisinde Gümüş Aslan'a uzandı.
Şirket, söz konusu burgeri Cadılar Bayramı için bir kereye mahsus olmak üzere ürettiğini Ekim 2021'de duyurmuştu.
Üretiminin Cadılar Bayramı'ndan sonra durdurulduğu bildirilmişti. Yapılan açıklamada "Durdurulmasaydı bu ürkütücü olurdu" ifadelerine yer verilmişti.
İnsan eti fikri ürkütücü olsa da firma aslında bu hamleyle hayvanlardan yapılan ürünlerin kökenini sorgulatmayı amaçladığını bildirmişti.
Oumph!'un kurucu ortağı Ankan Linden, bu burgerin merak uyandırmasını ve biraz da iğrendirmesini beklediğini söylemiş ve fikrin insanları rahatsız etmeyi amaçladığını vurgulamıştı.
Ürün, fastfood zinciri Burger King ve reklam ajansı Ogilvy'nin Brezilya'da hayata geçirdiği Burger Glitch kampanyasının Altın Aslan'a ulaştığı kategoride ikinci seçildi.
Oumph! yöneticisi Henrik Åkerman, ödül ve çalışmalarından gurur duyduğunu söyledi:
"Misyonumuz insanların yemek yeme şeklini değiştirmek. Görevimiz, bu değişimi gerçekleştirmek için yaratıcılığı bir araç olarak kullanmak. Küçük bir markayız. Bu yüzden cesur ve bazı sınırları zorlamaya hazır olmamız gerekiyor. Bence bu ödül tam da bunu yaptığımızın iyi bir örneği."
Independent Türkçe, New York Post, Bigumigu



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research