Eski Mısırlıların ısıyı kontrol etme yöntemi

Mısır’ın Luksor kentindeki Amon Tapınağı’ndaki hipostil salonun simülasyonu (Journal of Architecture and Planning)
Mısır’ın Luksor kentindeki Amon Tapınağı’ndaki hipostil salonun simülasyonu (Journal of Architecture and Planning)
TT

Eski Mısırlıların ısıyı kontrol etme yöntemi

Mısır’ın Luksor kentindeki Amon Tapınağı’ndaki hipostil salonun simülasyonu (Journal of Architecture and Planning)
Mısır’ın Luksor kentindeki Amon Tapınağı’ndaki hipostil salonun simülasyonu (Journal of Architecture and Planning)

Eski Mısır tapınakları, özellikle Yeni Krallık döneminden sonra inşa edilenler 3 odadan, bir avludan ve sütunların olduğu bir salondan ve tapınak odasından oluşuyordu.
Sütunlar, yatay çatıyı desteklemek adına aralarında kısa aralıklarla inşa edilmişti. Bilim adamları sütunların birbirine yakın olmasını araştırdı ve bazı teoriler ortaya koydu. Tokyo’daki Kogakuin Üniversitesi Mimarlık Okulu’ndan bir araştırma ekibi, Mısırların tapınak içerisindeki ısıyı kontrol etmek için modern inşaat yöntemleri ile aynı işlevi gören sütunların keşfini çözdü.
Mimarlık ve Planlama Dergisi’nin (Journal of Architecture and Planning) son sayısında yayınlanan çalışmada araştırmacılar, Mısır’ın Luksor kentinde bulunan Amor Tapınağı’nın sütunlarının simülasyonunu yaptı. Tapınaktaki sütunların odanın termal düzenine etkisi araştırıldı. Yapılan araştırmada sütunların odadaki ısıyı büyük ölçüde etkilediği ortaya çıktı.
Yapılan araştırmada sütunların, günlük sıcaklık değişimlerinin etkilerini en düşük seviyeye düşürdüğü ve yaz aylarında bile odadaki sıcaklığın artmasına engel olduğu belirtildi.
Günümüzdeki inşaat tekniklerinde ısı yalıtım yöntemlerinde bu teknik tercih ediliyor. Araştırmacılar, dönem insanlarının sütun sayısını arttırarak duvarların ısı düzeyini arttırdığını ve alanı genişlettiklerini açıkladı.
Araştırmacılar, Mısır tapınaklarının yüksek ısıya karşı etkili tuğlalar kullanılarak inşa edildiğini ve ısının hızlı bir şekilde duvarda emilip dağıtılması ve sıcaklığın dengelenmesi için küçük bir termal direnç oluşturulduğunu belirtti. Çok fazla sayıda sütun olması yüzey alanını genişleterek odanın ısı emme ve dağıtma kapasitesini arttırıyor.



Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)

Rebecca Whittaker 

Britanyalı bilim insanları, hükümetin 50 milyon sterlinlik (yaklaşık 2,5 milyar TL) bir fonla desteklediği program kapsamında küresel ısınmayla mücadelede güneş ışığını engelleme tekniklerini deneyebilir.

Birkaç hafta içinde onaylanacak jeomühendislik projesinde bilim insanları, ışığı yansıtan parçacık bulutlarını atmosfere fırlatmak veya deniz suyu spreyleri kullanarak bulutları daha parlak hale getirmek gibi teknikleri inceleyebilir.

Başka bir yöntemse, ısıyı hapseden bir battaniye görevi gören doğal sirüs bulutlarını inceltmeyi içeriyor.

Projenin başarılı olması halinde Dünya yüzeyine daha az güneş ışığı ulaşacak ve böylece yeryüzü geçici olarak soğuyacak.

Bu, gezegeni soğutmanın nispeten ucuz bir yolu olarak düşünülse de yöntemi eleştirenler, hava örüntülerinde felaketlere yol açabileceği ve hatta yağmurları, gıda üretiminde hayati önem taşıyan bölgelerden başka yerlere kaydırabileceği uyarısında bulunuyor.

Diğer bilim insanlarıysa jeomühendisliğin, iklim değişikliğinin temel nedeni olan fosil yakıtların kullanımını durdurma çabalarını azaltabileceğini söylüyor.

Proje, ARIA diye bilinen İleri Araştırma ve Buluş Ajansı tarafından finanse ediliyor.

Birleşik Krallık hükümeti tartışmalı deneye 50 milyon sterlin ayırdı ancak gelecek 4 yıl boyunca kullanmak üzere, vergi mükelleflerinin parasından verilen toplam miktar 800 milyon sterlin (yaklaşık 41 milyar TL).

Jeomühendislik projesini yöneten ARIA Program Direktörü Profesör Mark Symes "Karbonsuzlaşma hayati önem taşıyor ancak mevcut gidişatımız, sıcaklık kaynaklı çok sayıda iklim devrilme noktasını tetikleme riski taşıyor" diyor.

Bu program, iklim felaketini önlemek için gereken zaman diliminde Dünya'yı güvenli ve sorumlu bir şekilde nasıl soğutabileceğimiz (veya soğutup soğutmamamız gerektiği) konusunda kritik ve cevapsız soruları araştıracak.

ARIA'nın geçen yıl yayımladığı bir belgede Symes bu tür devrilme noktalarına örnek vermişti. Bunlar arasında Arktik kış deniz buzlarının erimesi, Amazon yağmur ormanlarının yok olması ve bunun sonucunda ekosistem kaybı, karadaki büyük buz örtülerinin çökmesi ve bunun küresel deniz seviyesinin kayda değer derecede yükselmesine yol açması yer alıyordu.

Symes, çözümün fosil yakıtların yakılmasının durdurulması ve sera gazlarındaki fazlalıkların ortadan kaldırılması olduğunu ancak bunun, devrilme noktalarının başlangıcını önleyecek kadar hızlı gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Bunun yerine bu projenin "karbonsuzlaşma için zaman kazanmamıza" katkı sağlayacağını umuyor.

Profesör Symes, projede zehirli maddeler kullanılmayacağını, açık hava deneyleri öncesinde çevresel etki değerlendirmesi yayımlanacağını ve bölgedeki topluluklara danışılacağını ifade ediyor.

Projelerin detaylarının gelecek haftalarda yayımlanması bekleniyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news