ABD'de 1990'lı yılların ünlü R&B şarkıcısı Kelly'ye cinsel istismardan 30 yıl hapis

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

ABD'de 1990'lı yılların ünlü R&B şarkıcısı Kelly'ye cinsel istismardan 30 yıl hapis

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

ABD'de 1990'lı yıllarda ünlenen Grammy ödüllü R&B ve hiphop şarkıcısı Robert Sylvester Kelly, cinsel istismar davasında 30 yıl hapse mahkum edildi.
New York'un Brooklyn kentinde görülen mahkemede 55 yaşındaki Kelly, "18 yaşından küçük kız çocuklarına sistematik cinsel istismar", "şöhreti kötüye kullanma" gibi suçlardan 30 yıl hapis ve 100 bin dolar para cezasına çarptırıldı.
Son duruşmada ifade veren bazı mağdurların, siyahi şarkıcının kendilerine yaptığı hakaret ve onur kırıcı sapkın davranışları anlatırken gözyaşlarına boğulduğu, eski yıldız hakkında öfke dolu oldukları bilgisi aktarıldı.
Brooklyn Başsavcısı Breon Peace karar hakkında, "Umarım bu ceza, tacizcinin ne kadar güçlü, zengin veya ünlü olduğunun bir önemi olmadığının kanıtı olur. Adalet sadece gerçeği duyar" şeklinde açıklamada bulundu.
R&B'yi yeniden tanımlayan şarkıcı olarak bilinen ve 3 defa Grammy müzik ödülünü alan şarkıcının mahkemede ifade vermeyi reddettiği ve cezası okunduğunda hiç tepki vermediği, ancak hakkındaki iddiaları kabul etmediği ve mahkumiyet cezasına itiraz etmeyi planladığı kaydedildi.
1990'larda hakkındaki taciz iddialarının kamuoyuna yansımasına rağmen şöhretini artırmaya devam eden Kelly'nin albümleri uzun süre en çok satanlar arasında yer aldı.
Müzik kayıtları dünya çapında 75 milyondan fazla alıcı bulan Kelly, 2008'de çocuk istismarı suçlamasıyla yargılandığı davada beraat etmişti.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research