Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, uluslararası seyahatinde bir zirveden bir diğerine geçiyor: Brüksel'deki Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesi, Almanya’nın Bavyera eyaletindeki G7 Liderler Zirvesi, Madrid’deki NATO Zirvesi ve son olarak da bu akşam Portekiz’in başkenti Lizbon’da Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenecek Okyanus Konferansı.
Dolayısıyla bir süreliğine ülke içindeki meselelerle ilgilenemeyecek olan Macron, Başbakan Elizabeth Bourne’u parlamentoda mutlak çoğunluğu garanti edecek bir ‘hükümet koalisyonu’ kurma olasılığının tartışılması yönünde Temsilciler Meclisi'nde parlamenter blokların başkanlarıyla görüşmekle görevlendirdi. Ancak Bourne'un parlamento blokları yetkilileriyle yaptığı istişareler sihirli bir çözüme ulaşılmasını sağlamadı. Zira klasik sağcı Cumhuriyetçiler grubu dahil olmak üzere blokların tümü bir koalisyon veya ittifak fikrini reddetti. Cumhuriyetçiler bloğu lideri Olivier Marleix, konuyla ilgili açıklamasında, “Ona herhangi bir ittifak ihtimalinin olmadığını tekrar söyledik. Ancak biz çözümler bulmaya çalışmak için buradayız” ifadelerini kullandı.
Partileri bir kenara bırakarak sağ ile solu bir araya getirme niyetiyle iktidara gelen Macron, bu konuda önde gelen sağcı şahsiyetlerin, aynı zamanda sağ saftan iki bakanının (Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire ve İçişleri Bakanları Gerald Darmanin) ve birbirleri ardına gelen başbakanlar Edouard Philippe ve Jean Castex’in yardımına başvurmuştu.
Macron, Almanya'ya gitmeden önce Bourne'dan önümüzdeki beş yıl için siyasi düzeyde bir yol haritası hazırlamasını ve ikinci cumhurbaşkanlığı dönemi için ilk dönem hükümetinin bir ön resmini sunmasını istemişti. Aynı zamanda Bourne’a ‘hükümet’ olarak nitelediği taraflarla, yani ülke işlerini yönetme tecrübesi olan kesimlerle anlayışa varma girişimlerini sınırlama tavsiyesinde bulunmuştu. Burada radikal sağcı Ulusal Birlik ve radikal solcu Boyun Eğmeyen Fransa partilerinin bir kenara bırakılması kastediliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron’a karşı kaybeden Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Birlik, 89 milletvekilinden oluşan bir parlamento bloğuna sahip. Eski cumhurbaşkanı adayı Jean-Luc Melenchon liderliğindeki Boyun Eğmeyen Fransa’nın ise 79 milletvekili bulunuyor. Boyun Eğmeyen Fransa Partisi, toplamda 150 milletvekili kazanan, böylece Fransa Cumhurbaşkanı’nı mutlak çoğunluk elde etmekten mahrum bırakan solcu ve çevreci bloğa mensup. Nitekim Cumhurbaşkanı ve Başbakan için mevcut olan tek çıkış yolu, her fırsatta parlamento bloklarıyla müzakere edilmesi ve bir karar taslağının meclise sunulmasından geçiyor. Dolayısıyla hükümet ve dayandığı göreceli çoğunluğun çeşitli kesimlerden muhalefetle ilişkilerde ‘yumuşak huylu’ olması gerekiyor. Diğer yandan söz konusu çoğunluk, muhalefetin kuşkusuz test için sunacağı yasa önerilerini gözden geçirmeye çağrılacak. Özetle, yeni parlamentoya müzakereler hâkim olacak. Otoritenin yasa tasarılarının hazırlandığı Cumhuriyet Sarayı'ndan fiilen devredildiği, daha sonra bunların ilk dönemde Macron’un rahat etmesini sağlayan çoğunluk sayesinde, otomatik olarak oylanması yönünde Temsilciler Meclisi'ne devredildiği açık. Bugün ise durum oldukça farklı. Hükümet ve göreceli çoğunluk, mutlak çoğunluğun mevcudiyeti anlamına gelen 289 rakamına ulaşmak için bazen sol, bazen ise sağ kesimden müttefikler bulmak zorunda kalacak.
Nitekim hükümetin ilk sınavı, yeni hükümetin bu hafta sonuna kadar kurulması ardından parlamento huzuruna ilk kez çıkması vesilesiyle 5 Temmuz'da gerçekleşecek. Gözler yeni hükümette kimin gidip kimin kalacağına çevrili. Yeni Meclis Başkanı seçilen eski Denizaşırı Topraklar Bakanı Braun-Pivet başta olmak üzere dört kadın bakan kanunen değişecek. Aralarında Adalet Bakanı’nın da olduğu diğer üç bakan ise meclis seçimlerini kaybetmeleri dolayısıyla hükümetten ayrılacak. Bugünkü parlamento oturumunda Maliye Komitesi Başkanı seçimiyle ilgili bir çekişme yaşanması bekleniyor. Bu komitenin başkanlığı muhalefete ait. Bu mevki için hem sağ hem de sol kesimden adaylar mevcut. Çoğunluk partisi oy kullanmaktan kaçındığı için, zafer anahtarı 64 milletvekili bulunan ılımlı sağın elinde.
Bourne’un yanı sıra Yael Braun-Pivet’ın Meclis Başkanlığına, Aurore Berge’in ise Renaissance Partisi’nin Parlamento Grup Başkanlığına seçilmesiyle Fransız kadınları siyasi sahnede dikkate değer bir atılım gerçekleştirdi. Söz konusu üç mevkiinin ciddi öneme sahip olduğu biliniyor. Pivet ilk kadın Meclis Başkanı seçilirken Bourne Cumhurbaşkanı liderliğinde sorumlu yürütme makamının başında Fransa'nın politikasını, Berge ise Ulusal Meclis'te Cumhurbaşkanlığı ve hükümetin vurucu kolu görevini yürütüyor. Berge’in yönetmekle yükümlü olduğu grup içinde uyumu sağlaması gerekiyor. Kadınların rol aldığı söz konusu üç mevkide daha önceden şu üç kişi bulunuyordu: Fransa Başbakanı Jean Castix, Meclis Başkanı Richard Ferrand ve Parlamento Grubu Başkanı Christophe Castaner. Bourne, Fransa'nın ilk kadın Başbakanı Edith Cresson’ın yaşadığı cesaret kırıcı deneyimin ardından göreve getirilen ilk kadın olmuştu.
Bourne, elde ettiği bu görevi ikinci dönem cumhurbaşkanlığını kazanmasını sağlayan, sol kanattan ve halk kesiminden kabul gören, toplumsal geçmişe sahip bir kadın başbakan arayan Macron’a borçlu olabilir. Braun-Pivet ve Berge’in başarısı ise kabiliyetlerinden ve öncesinde kaydettikleri başarılardan kaynaklanıyor. Parlamento ve hükümet başkanları arasında bir benzerlik mevcut: İkisi de Nazilerin Yahudilere yönelik zulmünden muzdarip göçmen ailelerden geliyor.
Söz konusu üç kadının bu pozisyonlara erişimi, cinsiyet eşitliği ilkesine ulaşma yönünde uzun soluklu bir siyasi yol sayesinde mümkün oldu. Bourne, Macron kendisini göreve çağırmadan önce birçok bakanlıkta danışmanlık yaptı. Ceza hukuku alanında uzman avukatlık yapan 51 yaşındaki Pivet ise 2017’de parlamento oturumuna girmeden önce, sivil toplum çerçevesinde yaptığı çalışmalarla ün kazandı. Aynı zamanda meclisin Hukuk Komitesi’ne başkanlık etti. Siyasi desteklerinde birçok değişikliğe giden 36 yaşındaki Aurore Berge ise 2017’de Macron’un kurduğu ‘İleriye’ adlı siyasi harekete katıldı. Macron’un cumhurbaşkanı seçilmesi ardından Berge 2017'de Macron’un partisinden milletvekili adaylığını kazandı. Bir önceki parlamento döneminde parlamento grubu başkanlığı görevini üstlenmeye çalışsa da başarısız oldu.
Milletvekilleri huzurunda yaptığı ilk konuşmada ulusal meclisin mevcut haliyle Fransa’yı yansıttığını söyleyen Yael Braun-Pivet, “Fransızlar bizden birlikte çalışmamızı, tartışmamızı ancak çatışmamamızı istiyor” demişti.
Fransa Başbakanı Macron hükümet koalisyonu oluşturma arayışında
Fransa Başbakanı Macron hükümet koalisyonu oluşturma arayışında
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة