Avrupa Uzay Ajansı: Güneş fırtınaları uyduları batırıyor

Endişelere neden olan Swarm uydusu, 22 Kasım 2013'te fırlatılmıştı (ESA)
Endişelere neden olan Swarm uydusu, 22 Kasım 2013'te fırlatılmıştı (ESA)
TT

Avrupa Uzay Ajansı: Güneş fırtınaları uyduları batırıyor

Endişelere neden olan Swarm uydusu, 22 Kasım 2013'te fırlatılmıştı (ESA)
Endişelere neden olan Swarm uydusu, 22 Kasım 2013'te fırlatılmıştı (ESA)

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) yetkilileri, Dünyanın manyetik alanını inceleyen Swarm uydusunu Güneş fırtınaları nedeniyle atmosfere battığını söyledi.
Uzay haberlerine konuşan ESA araştırmacıları, uydunun alışılmadık bir hızla Dünya’ya doğru alçaldığını ve aracı bir manevrayla yükseltmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Uzay ajansından gelen açıklamada "Son 5, 6 yılda uydular yılda yaklaşık 2,5 kilometre batıyordu. Ancak geçen yılın aralık ayından bu yana neredeyse dalış yapıyorlar" ifadeleri yer aldı.
Ajansa göre aralık ve nisan arasında ölçülen düşüş hızı yılda 20 kilometreye denk geliyor.
Aslında uydular, yörüngedeyken normalde de belirli hızlarla atmosfere doğru sürükleniyor. Ancak dikkat çekici olan, son dönemde bu sürüklenmenin Güneş’teki aktivite nedeniyle anormal hızlara ulaşması.

Güneş'teki hareketlilik giderek artıyor
Gökbilimciler bu sürüklemenin yoğunluğunun Güneş aktivitesine, yani yıldızın yüzeyinde meydana gelen patlama ve radyoaktif püskürmelere bağlı olduğunu biliyor. 
Öte yandan, Güneş'teki patlamaların birkaç yıl içinde daha da atması ve zirve noktasına ulaşması bekleniyor. Çünkü Güneş, şu anda hareketli bir evrede.
Yıldız her 11 yılda bir, sakin veya fırtınalı geçen bir döngüsünü tamamlıyor ve yenisini başlatıyor. Güneş'in 2019'da 25. döngüsüne girdiği biliniyor. Bu döngülerden sakin olanına, yani yıldızdaki patlamaların ve lekelerin minimum seviyeye indiği dönemlere "solar minimum" adı veriliyor.
Güneş lekelerinin arttığı ve patlamaların da sıklaştığı evrelerse "solar maksimum" diye adlandırılıyor.
2025'te şuanki solar maksimum evresi zirve noktasına ulaşacak. Bu nedenle bilim insanları özellikle 2025 civarında şiddetli patlamaların Dünya'yı etkilemesini bekliyor.
Uydular daha fazla sürtünmeyle karşı karşıya kalacak
Güneş’teki patlamaların artması, uzaya radyoaktif parçacıkların ve plazmaların savrulmasıyla sonuçlanıyor. Güneş rüzgarı diye de bilinen bu parçacıklar, Dünya’ya doğru yönelip atmosferle etkileşime girebiliyor.
ESA'nın Swarm misyon yöneticisi Anja Stromme, "Bu etkileşimin atmosferin yükselmesine neden olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullanıyor:
"Bu da daha yoğun hava katmanının yukarı doğru, daha yüksek irtifalara kayması anlamına geliyor."
Daha yoğun hava, uydular için daha yüksek sürtünme kuvveti demek. Yükselen atmosferin neden olduğu yoğunluk artışı, alçak yörüngedeki uyduların bir kısmının düşmesine neden olabilir.
Stromme, "Rüzgara karşı koşmak gibi" dedi.

"Sürüklenme uyduları yavaşlatıyor ve yavaşladıklarında batıyorlar."
Stromme, yaklaşık 400 kilometrelik irtifa içindeki tüm uzay araçlarının sorun yaşayacağını belirtiyor.
Bu irtifa, Uluslararası Uzay İstasyonu'nu ve aynı zamanda son 10 yılda alçak Dünya yörüngesini dolduran yüzlerce uyduyu içeriyor.
Basit ve az maliyetli teknolojilere öncülük eden özel girişimcilerin ürünü olan bu uydular Güneş aktivitesine karşı özellikle savunmasız.
Stromme, "Bu yeni uyduların birçoğunun tahrik sistemleri yok" ifadelerini kullandı:
"Yörüngede daha kısa ömürleri olacak."
 
Independent Türkçe, Space, Futurism



Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
TT

Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)

Batılı ülkelerdeki büyük firmalar, Çin üretimi yapay zeka modellerini kullanmaya yöneliyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) analizinde, Amazon Web Services, Microsoft ve Google gibi Amerikan devlerinin, müşterilerine DeepSeek’i bir seçenek olarak sunmaya başladığını yazıyor.

Bu durumun, ABD hükümetinin veri güvenliği nedeniyle Çinli DeepSeek firmasının bazı uygulamalarını devlet cihazlarında yasaklamasına rağmen gerçekleştiğine işaret ediliyor.

Analiz firması Sensor Tower’ın verilerine göre, ABD’li OpenAI firmasının ürettiği ChatGPT en popüler yapay zeka destekli sohbet botu olma özelliğini koruyor. Küresel çapta uygulamanın 910 milyon kez indirildiği belirtiliyor. Çinli mühendislerin tasarladığı DeepSeek ise 125 milyon kez indirildi.

Harvard Üniversitesi’nin haziranda yayımladığı bir çalışmada, Çin’in yapay zekada öne çıkmasını sağlayan iki temel unsurun veri zenginliği ve insan sermayesi olduğu belirtilmişti.

WSJ’nin analizine göre de Amerikan şirketleri daha çok “yapay genel zeka” (AGI) gibi devrimsel ilerlemelere yoğunlaşırken, Çinli firmalar pratik uygulamalarla günlük sorunları çözmeye odaklanıyor. Çinli şirketler aynı zamanda modellerini açık kaynak olarak sunuyor. Bu sayede kullanıcılar modelleri kendi ihtiyaçlarına göre uyarlayabiliyor.

Alibaba’nın “Qwen” adlı açık kaynak modelinin dünya genelinde 100 binden fazla türevi geliştirildi. Haberde, Japonya Ekonomi Bakanlığı için özel yazılımlar geliştiren Tokyo merkezli Abeja şirketinin Google ve Meta yerine Qwen’i tercih ettiğine dikkat çekiliyor.

DeepSeek, diğer yapay zeka şirketlerine kıyasla düşük maliyetle ve az sayıda çip kullanarak geliştirdiği açık kaynaklı yeni modeli DeepSeek-R1'i, 20 Ocak'ta piyasaya sürmüştü. ABD’li şirketlerle yarışan modelleri daha ucuza geliştirip sattığını öne süren DeepSeek, Nvidia'dan Microsoft'a kadar teknoloji devlerinin yüzlerce milyar dolar değer kaybetmesine neden olmuştu.

Batılı ülkeler, DeepSeek’in siber güvenliği ihlal ettiğini ve verilerin Pekin yönetimiyle paylaşılmasını sağladığını öne sürmüş, firmaysa iddiaları yalanlamıştı.

Güney Afrika’daki Witwatersrand Üniversitesi, DeepSeek’in diğer yapay zeka modellerine göre daha iyi veri güvenliği sağladığını savunuyor. Üniversite yetkililerinden Tarık Surtee, “Açık kaynaklı olması ve çevrimdışı kullanılabilmesi, verilerimizi koruyor” diyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, RT