Özerk Yönetim ile Şam hükümeti, Rus aracılığında ‘sınır güvenliğini’ görüştü

Menbiç kırsalında, SDG temas noktaları yakınlarındaki SMO unsuru. (AFP)
Menbiç kırsalında, SDG temas noktaları yakınlarındaki SMO unsuru. (AFP)
TT

Özerk Yönetim ile Şam hükümeti, Rus aracılığında ‘sınır güvenliğini’ görüştü

Menbiç kırsalında, SDG temas noktaları yakınlarındaki SMO unsuru. (AFP)
Menbiç kırsalında, SDG temas noktaları yakınlarındaki SMO unsuru. (AFP)

Fırat’ın doğusundaki Özerk Yönetim ile Suriye rejimi yetkilileri arasında, Rusların arabuluculuğuyla, Türkiye sınırının muhafazasıyla ilgili görüşmeler gerçekleşti. Söz konusu açıklama, Suriye’deki Kürt bir yetkili tarafından yapıldı. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yetkilileri daha önce, Türkiye’nin ‘güvenli bölgeyi genişletme’ amacıyla düzenleyeceği operasyonlara karşı rejimle iş birliğine hazır olduklarını bildirmişti. Özerk Yönetim ve rejim yetkililerinin bu bağlamda ilk defa görüştüğü kaydedildi.  
Rejimin, Suriye’nin kuzeyinde, SDG güçleri ile Ankara destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) güçlerini ayıran temas hatlarında sınırlı askeri varlığı mevcut. Suriye rejiminin Haseke’deki varlığında bir değişiklik olmazken, Rakka ve Halep kırsalında Kürtlerin kontrol ettiği alanlarındaki birliklerine takviye gönderdiği ve mevzilerini güçlendirdiği biliniyor.  
Kürtlerin çoğunluğunu oluşturduğu Özerk Yönetim’in Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Bedran Çiya Kürd, Şam hükümetiyle ülkenin kuzeyindeki Suriye-Türkiye sınırını koruma konusunu görüştüklerini söyledi. Çiya Kürd açıklamasında şunları söyledi:
“Şam rejimiyle 2019’da sınırların güvenliği konusunda bir mutabakat yapmıştık. Şimdi de Ruslar vasıtasıyla bu mutabakatın, bölgenin güvenlik ve istikrarının sağlanması için genişletilmesini görüştük. Türkiye’nin muhtemel saldırılarına karşı sınırların korunmasına odaklandık. Suriye rejiminin, muhtemel Türk saldırılarına karşı egemenlik kapsamında ülke topraklarının korunması hususunda net bir tutumu var.”  
Türkiye’nin muhtemel operasyonlardan önce bölgesel ve uluslararası şartları hazırlama anlayışında olduğunu belirten Çiya Kürd, muhtemel bir operasyonun ‘büyük bir direnişle’ karşılaşacağını iddia etti. Bedran Çiya Kürd sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuşkusuz direniş, halkımızın tüm unsurları için genel bir seçenek olacak ve halkımız, kazanımlarına, projesine ve bölgelerine yönelik herhangi bir operasyona izin vermeyecektir. Buna paralel olarak DEAŞ’a karşı kazanılan zaferler de korunacaktır.” 
Türkiye, ana omurgasını Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) PKK terör örgütünün bir uzantısı olduğunu birçok defa dile getirdi. Ancak ABD, SDG’yi Suriye’de DEAŞ’a karşı savaşında güvenilir bir müttefik olarak görüyor. Washington’ın öncülük ettiği Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen Özerk Yönetim, Türkiye’nin operasyonuna engel olma umuduyla, Rusya aracılığıyla Şam hükümetinin Türkiye-Suriye sınırının güvenliğini sağlamasını istiyor. Özerk Yönetim geçtiğimiz yıllarda Afrin, Tel Ebyad, Rakka ve Ra’sul Ayn gibi kontrolündeki olan bölgeleri kaybetmişti. Diğer yandan Suriye rejimi, yıllar önce askeri varlığını büyük ölçüde azaltmak zorunda kaldığı Fırat’ın doğusuna dönmek istiyor. Fırat’ın doğusu hem petrol kaynakları açısından değerli hem de ülkenin tahıl deposu olarak addediliyor. Suriye rejimi, bölgede ‘güvenlik dörtgenleri’ olarak bilinen alanlarda sınırlı bir askeri varlığa sahip.  
Bu arada rejim güçleri, ülkenin kuzeyinde Rakka ve Halep’in kuzeyindeki mevzilerini güçlendirdi. Son haftalarda rejime ait çok sayıda askeri konvoyun bölgeye intikal ettiği biliniyor. En son geçtiğimiz çarşamba günü, dört otobüs dolusu asker Rakka’nın kuzeyindeki Ayn İsa beldesine getirildi. Bu askerlerin, SDG ile SMO arasındaki temas hatları boyunca görevlendirildiği öğrenildi. Rus güçler de Ayn İsa’nın kuzeydoğusunda Tel Semin bölgesindeki üsse destek birlikleri intikal ettirdi. Rus uçaklarının söz konusu temas hatları üzerindeki devriye uçuşlarını artırdığı kaydedildi. Rejim güçlerinin ayrıca Tel Rıfat yakınlarındaki stratejik Minniğ Askeri Havaalanı’na ek askeri birlikler sevk ettiği ve füze sistemleri yerleştirildiği belirtildi.



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.