William Shakespeare ve Oscar Wilde eserleriyle eğitilen iki yapay zeka karşı karşıya geldi

Münazaraya dahil edilen yapay zekalı Churchill, "Kendi zihinlerimizi kontrol etme hakkımızı savunmalıyız" dedi

Shakespeare'in soneleriyle eğtilen yapay zekanın ürettiği dizeler akademisyenleri heyran bıraktı (Wikimedia Commons)
Shakespeare'in soneleriyle eğtilen yapay zekanın ürettiği dizeler akademisyenleri heyran bıraktı (Wikimedia Commons)
TT

William Shakespeare ve Oscar Wilde eserleriyle eğitilen iki yapay zeka karşı karşıya geldi

Shakespeare'in soneleriyle eğtilen yapay zekanın ürettiği dizeler akademisyenleri heyran bıraktı (Wikimedia Commons)
Shakespeare'in soneleriyle eğtilen yapay zekanın ürettiği dizeler akademisyenleri heyran bıraktı (Wikimedia Commons)

Britanya’nın önde gelen üniversitelerinden Oxford’daki araştırmacılar, William Shakespeare ve Oscar Wilde eserleriyle eğittikleri iki yapay zeka programını karşı karşıya getirdi.
Ekip, programları eğitmek için yapay zekaya dayalı içerik üreten New York merkezli ajans Intentful'dan Marina Petrova ve Bruce Amick’le işbirliği yaptı.
Dil programları yazarlara ait yaklaşık 100 bin kelime kullanarak eğitildi.
Sonunda iki yapay zeka programı bir münazarada karşı karşıya getirildi.
Tartışmanın konusu, gelecekte içeriklerin çoğunun yakında yapay zeka tarafından üretilip üretilemeyeceğiydi.
Oscar Wilde yapıtlarıyla eğitilen yapay zeka, ünlü yazarın 1895 tarihli The Importance of Being Earnest oyununda bir sahneyi tartışmaya uyarladı:
"Lady Bracknell: Neden bu kadar yaygara kopardığınızı gerçekten anlayamıyorum. Çok basit. Dünyadaki içerikler yakında yapay zeka tarafından oluşturulacak ve bu konuda yapılabilecek hiçbir şey yok.
Gwendolyn: Ama anne, ciddi olamazsın!"
Shakespeare’le eğitilen yapay zeka programı ise ünlü şairin bir sonesini kullandı:
"Hayır, hayır, diyorum! Bu olamaz,
Bu makineler bizim sanatımızı asla aşmamalı.
Biz efendiyiz, onlar köle,
Ve böylece her zaman böyle olacak!"
Sone şöyle devam etti:
"Öğreniyorlar, bu doğru.
Sadece onlara öğrettiklerimizi.
Kalbi anlayamazlar.
Ya da sözlerimizin güzelliğini, görüyorsunuz.
O halde bunlara teslim olmayalım
Makineler asla o kadar iyi olmayacak.
Sanat yaparken olduğumuz gibi."
Bu arada ekip, bir diğer yapay zeka programını Birleşik Krallık Eski Başbakanı Winston Churchill’in konuşmalarıyla eğitti. Sonunda yapay zekalı Churchill’in teknolojinin yaratacağı olası tehlikeden bahsettiği görüldü:
"Yurttaşlarım, bugün toplumumuz için büyük bir tehditten bahsetmek için karşınızdayım. Yapay zeka tehdidinden bahsediyorum…Bu tehdide direnmeliyiz. Savaşmalıyız. Kendimiz için düşünme hakkımız için ayağa kalkmalıyız. Kendi zihinlerimizi kontrol etme hakkımızı savunmalıyız."
Oxfordlu ekipte yer alan Alex Connock ve Andrew Stephen, bu küçük ama "eğlenceli" deneyden elde ettikleri sonuçları ve gözlemleri, The Conversation’da kaleme aldıkları bir yazıda aktardı.
İkili, bununla yapay zekaların yaratıcı metinleri ne kadar güvenilir bir şekilde kopyalayabileceğini ve yeniden üretebileceğini görmeyi amaçladıklarını aktardı:
"Büyük insan sanatçılar bile eskilerin 'eğitim verilerini' işlediklerini kabul ediyor. Picasso'nun dediği gibi, iyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar."
Independent Türkçe, The Conversation



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news