Körfez İşbirliği Konseyi'nin Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher, Şarku’l Avsat’a konuştu: Tek seçeneğimiz Yemen'de siyasi çözümü desteklemek

Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher (Şarku'l Avsat)
Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher (Şarku'l Avsat)
TT

Körfez İşbirliği Konseyi'nin Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher, Şarku’l Avsat’a konuştu: Tek seçeneğimiz Yemen'de siyasi çözümü desteklemek

Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher (Şarku'l Avsat)
Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher (Şarku'l Avsat)

Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher 2013 Yemen Ulusal Diyaloğu'nun ayrıntıları üzerinde yakından çalışma yürütmekle kalmadı, aynı zamanda Yemen’in dönüm noktalarına ve ülkede siyasi süreci aksatan siyasi olaylara da yakından tanık oldu. Suudi genç, Körfez İşbirliği Konseyi bünyesinde çalıştığı için Yemen'deki tüm değişikliklere ayak uydurdu. Konsey'in Yemen büyükelçisi olana kadar Yemen Ulusal Diyaloğu'nun gözlemcisi olarak görev yaptı.
Serhan el-Muniher'ın Şarku’l Avsat ile söyleşisi adeta darbe öncesi ve sonrası arasında bir köprü oluşturuyor.
Şarku’l Avsat, Yemen hayalleri ve vizyonları geleceği planlarken, darbenin Yemenlilerin geleceğini ve hayallerini gölgeleyen uzun bir kabus olarak geldiğini söyleyen Muniher ile Körfez'in Yemen'deki diplomatik yüzü olarak İsveç'te düzenlenen Yemen Uluslararası Forumu sırasında röportaj gerçekleştirdi. Röportajda Sana'yı unutmayan KİK Yemen Büyükelçisi şunları söyledi:
“Yemenlilerin kendi seçtikleri, iktidarın barışçıl bir şekilde devredildiği siyasi geçiş sürecinde sevinçlerini paylaşmalarından duyduğu mutluluğu halen hatırlıyorum. Mart 2013'te Körfez İşbirliği Konseyi'nin kapsamlı ulusal diyalog konferansında gözlemci olarak atandım.”
Serhan el-Muniher, “Darbe 21 Eylül 2014'te gerçekleştiğinde neredeydiniz?” sorusuna Serhan el-Muniher şu cevabı verdi:
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları kapsamında KİK Bakanlar Konseyi görüşmelerine katılmak üzere New York'taydık. Eylül 2014'ün ilk haftasında New York'taki Genel Kurul toplantılarına katılmak üzere Sana'dan ayrıldım.”
Körfez Büyükelçisi, Yemen krizi ve son BM ateşkesinin yansımaları hakkında konuştuktan hemen sonra, KİK ülkelerinin tek seçeneğinin Yemen krizini sona erdirmek için siyasi bir çözümü desteklemek olduğunu söyledi. Muniher böylece Yemen'in, tarihindeki gibi mutlu olduğu günlere geri dönülebileceğini kaydetti. Büyükelçi konseyin kalıcı bir ateşkes desteğine yönelik de "Ateşkes olmadan siyasi müzakerelere başlamak mümkün değil" dedi.
Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) Yemen Büyükelçisi Serhan el-Muniher, Şarku’l Avsat ile gerekleştirdiği röportajda başta Yemen’de yaşananlar olmak üzere gelişmelerin uluslararası alandaki yansımalarına kadar birçok başlıkta açıklamalarda bulundu:

Yemen krizinin sonu yakın mı?
Bence son çok uzak değil. Yemenli taraflar ülkenin çıkarlarını kişisel çıkarların önüne koyduğunda çok yakın. Bu düşünceye ulaştıklarında barış ellerinde olacaktır. Tüm Yemenli taraflar tarihi iyi biliyor. Yemen, Arap Yarımadası'nın bir parçasıdır ve doğal uzantısı Körfez İşbirliği Konseyi'dir. Bundan ayrılamaz ve Yemen, Arap Yarımadası'ndaki doğal komşusunun yanında, evlatları karar verme yetkisine sahip olan özgür bir Arap ülkesi olarak yaşamalıdır.

Yemen Körfez'e güveniyor
Muniher, tartışma salonlarının dışında basına yönelik olarak 29 Mart-7 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Riyad müzakerelerini özetleyen medya yüzü oldu. Bu müzakerelerdeki rolü basitti; KİK Genel Sekreteri, Bakan Yardımcısı ve Konsey'in tüm ilgilileri liderliğinde başarılı olmak için çalışmak.

Görüşmeler nasıl başarılı oldu?
Yemenlilerin KİK'teki komşularına olan güveni başta olmak üzere birkaç ana nedenden dolayı başarılı oldu. Bu, başarının en önemli bileşenidir. Yemen halkının tüm dönüm noktalarındaki deneyimlerinden yola çıkarak komşularına diğer dost ülkelerden daha fazla güvendiklerini görüyoruz. Yemenlilerin Körfez'deki komşularına çok güvendiğine inanıyoruz.

- Ateşkes olumlu müzakerelerin atmosferinden mi ilham aldı, yoksa müzakerelerin sonuçları ateşkesten mi yararlandı?
İkisi de diyebiliriz. Suudi Arabistan liderliğindeki Yemen koalisyonun yanı sıra Umman Sultanlığı da büyük çaba sarf etti. Yemenlilerin kendilerini siyasi bir yol haritası çizmeye adamaları Yemen eski Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansour Hadi'nin tüm yetkilerini Başkanlık Konseyi'ne devrettiği duyurusu ve beraberindeki diğer kararlarla sona erdi.
İşbirliği Konseyi'nin Yemenliler arasında herhangi bir toplantıya tam olarak hazır olduğunu belirten Muniher, bununla Başkanlık Konseyi'nden çıkan organları kastettiğini söylediği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Riyad'daki İşbirliği Konseyi Genel Sekreterliği merkezinde düzenlenen Yemen-Yemen müzakerelerinde anlaşmaya varılan önerilerin uygulanmasını takip için bu organlar ve komiteler tarafından talep edilen her türlü toplantıyı memnuniyetle karşılıyoruz. Konsey, Başkanlık Konseyi'nin başarılı olması için gereken her şeyi yapmaktan çekinmeyecektir. KİK devletleri, Yemenli taraflar arasında Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen herhangi bir siyasi müzakereyi destekliyor. 2016'da 110 günden fazla siyasi müzakerelere ev sahipliği yapan Kuveyt Devleti'nin cömert sponsorluğunu hatırlıyoruz.”

Ekonomiyi entegre etmek
Körfez Büyükelçisi geçtiğimiz günlerde İsveç'te Yemen ekonomisini Körfez ekonomileriyle entegre etme dosyası hakkında bir konuşma yaptı. Bu, birçok soruyu gündeme getirdi. En önemlisi de buna ne zaman karar verildiğiydi. Muniher bu soruyu şöyle cevapladı:
“Bu dosya Körfez İşbirliği Konseyi'nin Aralık 2015'te Riyad'da düzenlenen 36. Zirvesi tarafından yayınlanan bir karara dayanıyor. Bu iki durumla ilgili. Bunlardan ilki uluslararası toplumun katılacağı Yemen'in yeniden inşası için uluslararası bir konferansa hazırlık. İkincisi istenilen barışa ulaşıldığında Yemen ekonomisinin İşbirliği Konseyi ekonomileri ile entegrasyonunun kolaylaştırılması.

- Bu konunun Yemen halkı üzerindeki etkisi nasıl olacak? Ne elde edilecek?
Dosyanın birçok yönü var. Mesela gümrük duvarının kaldırılması. Buna göre, Yemen'de Körfez fabrikaları inşa etmek ve bu fabrikalarda Yemen vatandaşlarını istihdam etmek hedefleniyor. Böylece Yemen’deki ürünler Körfez ülkelerine gümrük muafiyeti ile ihraç edilecek. Bu, ekonomik entegrasyonun meyveleri olacak pek çok örnekten sadece biri.

Gelişimsel zorluklar
Körfez entegrasyonu konusu ile 2021'de yapılan El-Ula Zirvesi’nden ve bunun Yemen dosyasına etkisi de büyük öneme sahip.
Büyükelçi konuya dair şunları söyledi:
“El-Ula Zirvesi, Yemen'in ekonomisi ve kalkınması konusunda İşbirliği Konseyi komiteleri tarafından düzenlenen toplantılarının yeniden başlatılmasıyla sonuçlandı. Yemen'in kalkınma ihtiyaçlarını belirlemek için Ortak Teknik Komite toplantıları bunlardan birisi. Bunun yanı sıra Yemen'deki BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) toplantıları da tekrar start verdi.

- Komite toplantılarının Yemenlilere faydası nedir?
Ortak teknik komite, 2006 yılında ortak bir Körfez-Yemen bakanlık kararıyla kuruldu. KİK ülkelerinin bölgesel fonlarına ek olarak tüm Körfez ülkelerinin kalkınma fonları bu komiteye iştirak ediyor. Kuveyt merkezli İslam Bankası, Arap Kalkınma Fonu, OPEC Uluslararası Kalkınma Fonu ve Yemen Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı, petrol, elektrik ve sağlık gibi hizmet bakanlıklarıyla birlikte komiteye katılıyor. Söz konusu komite periyodik ve sürekli olarak veya Yemen veya Körfez tarafının talebi üzerine toplanır. Yemen tarafının tüm kalkınma ihtiyaçları tespit edilir ve bu dönemde özellikle darbe sonrası en yüksek öncelikli projeler tartışılır. Daha sonra KİK ülkeleri ve ona bağlı fonlar, finansman ve uygulama tekrarı olmaması için çalışır ve projeler KİK ülkeleri arasında dağıtılır. Ayrıca İşbirliği Konseyi'ndeki birden fazla fon veya kuruluş, bazı projelerin finansmanına ve uygulanmasına katılmaktadır.

- Yemenli örgütlerden eleştiriler gelirken ve faydaların somut olmadığını savunan aktivistler varken İşbirliği Konseyi'nin katkıları Yemen ekonomisine nasıl yansıyor?
Bazı kalkınma projeleri, doğası gereği aşamalar halinde uygulanıyor. Bu nedenle, bazıları bu projelerin duyurusu ile aynı zamanda sonuçların da görülmesi gerektiğine inanıyor Diğer yandan örneğin hastaneler açısından ele alırsak; Yemen'de Yemen vatandaşına hizmet veren tüm hastaneler, İşbirliği Konseyi ülkeleri tarafından sübvanse edilen elektrik enerjisiyle işletiliyor. Bir diğer örnek, Suudi Arabistan'ın yakın zamanda Yemen için Suudi Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı aracılığıyla sağladığı elektrik santrallerine tahsis edilen 424 milyon dolar değerinde petrol türevleri hibesi. Suudi Arabistan'ın petrol türevlerini desteklemek için ek 200 milyon dolar tahsis ettiğini ve bunun yanı sıra 400 milyon dolar değerinde başka geliştirme projeleri paketini duyurması ise dikkat çekici. Petrol Türevleri Satın Alma Fonunu desteklemek için Suudi Arabistan-BAE mevduatından 900 milyon dolar tahsis edilmesi de bir başka dikkat çekici nokta. Tüm bu petrol türevleri, Yemen vatandaşının faydalandığı ve doğrudan dokunduğu hastaneleri, okulları, havaalanlarını ve tüm devlet kurumlarını işletmek için enerji sağlıyor.



Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
TT

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriye'de Ahmed eş-Şera liderliğinde yeni bir yönetimin başa gelmesinin ardından Suriye dosyasındaki gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Belki de buradaki en önemli soru, eş-Şera'nın medya açıklamalarında duyurduğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin detaylarının, bir hazırlık komitesinin oluşturulmasının ve kabul edilecek koşullara göre kimlerin davet edilip kimlerin dışarıda bırakılacağıdır.

dsvfbg

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü, Suriyeli yazar ve siyasi araştırmacı Dr. Mueyyed Gazlan Kıblavi, Şarku’l Avsat'ın sorularını yanıtladı.

Kıblavi, ‘Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne davet edilecek şahsiyetlerin mevcut ya da geçmiş mücadeleleri, Suriye davasına katılımları ve devrimci faaliyetleri nedeniyle davet edileceğini’ vurguladı. Siyaset yapmayan devrimciler olduğu gibi, devrimi pratik etmeyen siyasetçiler de olduğunu belirten Kıblavi, gençlik kategorisinin, kadın kategorisinin, muhalifler kategorisinin ve mahkûmlar kategorisinin önemine dikkat çekti. Kıblavi, “Kategoriler çok. Örneğin, şu ana kadar 15 kategori belirledik ve henüz kategorize edilmemiş olanlar da var. Bu sayı 20 kategoriye ulaşabilir ve bazı kategoriler diğerleriyle birleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

Devrimden önce ve sonra Suriye toplumunun kategorize edilmesinin her zaman sorunlu olacağını vurgulayan Kıblavi, “Bu yüzden kongreyi, bu sosyal yelpazeler (şu anda oluşmakta olan siyasi topluluk) arasında anlayış ve iletişim alanları için bir başlangıç olarak gördük. Çünkü Suriye'de elli yıl boyunca oluşuma izin verilmedi, yasaklandı. Düşünce tutsak edildi ve oluşum suç sayıldı” şeklinde konuştu.

dsfvgb
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile ABD Dışişleri Bakanlığı heyeti arasında geçtiğimiz eylül ayında Ankara'da yapılan toplantıdan (SMDK)

Kıblavi, “Bu daha başlangıç. Dolayısıyla, içeridekiler kendi siyasi bileşenlerini oluşturma fırsatına sahip değilken ya da gelecekteki Suriye'ye doğru ilerlemek için belirli bir ideolojinin arkasına saklanamazken, dışarıda oluşturulan bileşenleri davet edemeyiz” dedi.

Kıblavi sözlerini şöyle sürdürdü: “Şam Deklarasyonu, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye Ulusal Konseyi ve diğerleri gibi oluşturulan siyasi kurumlarla dışarıdakiler birçok bölünmeden muzdaripti, devlet başkanlığı ve seçimlerde hizipçilikten muzdaripti ve sokak tarafından meşrulaştırılmamıştı. Bu nedenle oluşum koşulları mevcut koşullardan tamamen farklı olan siyasi yapıları davet etmekten kaçındık.”

Kıblavi sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi bileşenler yeni Suriye'deki hedeflerini ilan etmeye başlayacaklar ve şöyle diyecekler: Ben belli bir grubun bileşeniyim, belli bir siyasi yelpazenin bileşeniyim ya da belli bir siyasi ideolojinin bileşeniyim, taleplerim bunlar ve saygı görmek ve dahil edilmek istediğim yol bu. Yurtdışında kurulan bileşenlere gelince, onlar kotalara alışkındı ve kotalar muhalif kurumların bileşiminde ve yapısında mevcuttu. Bu gayet açık. Ekim 2011'de İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi, Müslüman Kardeşler ve Şam Deklarasyonu gibi onlarca yıl önce kurulan siyasi gruplar Suriye meselesindeki ağırlıklarına göre kota alırken, devrimci hareket marjinal kaldı ve siyasi uygulamalarda ağırlıkları olmadı.”

Bu nedenle Kıblavi, “Otuz kırk yıldır Suriye'de bulunmayan siyasetçilerin temsil edilmesi kabul edilemez. Zira oluşturdukları organlar bir ‘bileşen’ olarak kabul edilemez. Bu, içeride kalan ve -izin verilmediği için- herhangi bir siyasi faaliyette bulunamayan Suriye halkına yapılan bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

*Eş-Şera daha önceki açıklamalarında davetlerin muhalif organlara değil, bireylere yapılacağını söylemişti... Peki, örneğin SMDK'dan şahsiyetler davet edilecek mi?

Kıblavi bu soruya şu cevabı verdi: “Elbette davetler bireylere yönelik olacak, muhalif oluşumlara değil. SMDK’dan da bazı şahsiyetler davet edildi. Zira bu siyasi oluşumların hedefleri temelde bir noktadaydı ve şimdi değişti. Devrim öncesi ile devrim sonrası aynı değil. Ayrıca bu oluşumların içinde hizipler, siyasi partiler ve parti akımları gibi başka bileşenler de var. Bu nedenle sadece bireyleri davet etmeye karar verdik.”

Varlıkları sona erdi

Kıblavi, muhalif oluşumlar ilk kurulduğunda belirtilen kuruluş amaçlarından birinin, devrimin zafere ulaşması halinde bu oluşumların varlığının sona ereceği olduğunu belirtti. Bu, devrimin zafere ulaşması ve rejimin düşmesi halinde söz konusu oluşumların kendilerini feshedeceklerine dair birden fazla kez yapılan açıklamaydı. Dolayısıyla bu varlıklar artık zaman ve bağlam dışıdır.

*Salı günü yaptığınız açıklamalarda, Suriye'deki askeri güçlerin temsilcisi olarak Askeri Operasyonlar Dairesi'nin davet edileceğini söylediniz. Aslında, Suriye devriminin başında rejimden ayrılan ve maddi ve manevi bedel ödeyen askeri personel, Esed sonrası Suriye'de tamamen göz ardı edildiklerini hissediyor. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi onları yeni Suriye'yi müzakere etmek üzere davet etmeyecek mi?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı bünyesinde değerlendirilecek, ancak bu henüz tamamlanmamış bir aşama. Çünkü hazırlanmakta olan pek çok lojistik mesele var. Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı'na dahil edilecek. Bağımsız olarak davet edilecek ayrı bir siyasi ya da askeri unsur değiller, Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı olacaklar.”

Ön koşullar

*Farklı Suriyeli gruplara ulaşmak için kriterler neler? Davet kriterleri neler?

Kıblavi, “Ne kadar adil ya da teknik olmaya çalışırsak çalışalım, herkes için adil olamayız ve herkesi tatmin edemeyiz. Suriye halkını sınıflandırmak ve bu sınıflandırmada adil olmak istersek, devrimci hareket, devrimci savaşçı, kendi topraklarında devrim yapmamış siyasi düşünür, belirli bir bölgeye ait olan ve Suriye'de bulunan tüm etnik ve ırksal bileşenler olarak ayrılırlar. Ayrıca çeşitli şehirler arasında dağılmış bileşenler de var. Tüm bu bileşenler arasından kongreye katılacak uygun kişiler seçilecek. Böylece bölgeleri kapsamış, toplumsal çeşitliliği sağlamış, gençleri, tutukluları ve siyasi aktivistleri, entelektüel ve devrimci olarak kuşatmış olacağız. Açıkçası bu biraz kapsamlı sayılır” ifadelerini kullandı.

*Peki, tüm Suriye için yüzde 100 adil olacak mı?

Kıblavi şöyle cevapladı: “Tabii ki mümkün değil. Dünyada davet kriterlerinde yüzde 100 adil olan hiçbir kongre yoktur. Bu bağlamda tarafsız olmamız gerekmediğini unutmayın. Bizden istenen gelecekteki Suriye'nin çıkarlarını düşünmemiz.”

CSDVFBR
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ve askeri gruplar arasında yapılan toplantıda yeni Suriye'de askeri kurumun nasıl şekilleneceği ele alındı. (Askeri Operasyonlar Dairesi)

Bir sonraki hükümetin şekli

*Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, mevcut hükümetin tek renkli olduğunu kabul etti. Kongrenin toplanmasının yakın olduğu konuşulurken, bir sonraki hükümetin Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin içinden çıkacağına dair sorular akla geliyor. Bu hükümetin katılımcı bir hükümet olacağına dair herhangi bir ön yargı var mı? Ayrıca, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini yani başkanlık mı yoksa parlamenter mi olacağını konferans katılımcıları mı belirleyecek?

Kıblavi bu soruyu, “Kongre, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini belirlemeyecek. Çünkü kongre bir yasama organı değil. Parlamento, kongrenin hazırlayacağı çalışma ve belgelerden kaynaklanabilecek prosedürlerin bir parçası” diye yanıtladı.

“Genel sekreterlik gibi seçilmiş bir danışma komitesi” olduğunu da ifade eden Kıblavi, “Komiteler sayıca fazla olduğu için hükümet sisteminin parametrelerini belirlemek üzere mini komiteler seçilebilir. Elbette hükümet sistemi önerilecek ya da onaylanacaktır. Bundan sonra mevcut çalışmalar sona erecek ve çok hassas bir aşama olan geçiş dönemi için teknokratlar hükümeti olması beklenen bir hükümet kurulacaktır. Suriye'nin geleceğine gelince, bunu Suriye halkı ve tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul edilen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi sırasında fikirlerin billurlaşması belirleyecek. Tüm bu göstergeler Suriye'deki hükümet sistemini belirleyecektir. Daha da önemlisi, kongreden kaynaklanacak anayasal boşluk, söz konusu anayasal boşluğu doldurarak geçici bir anayasal bildiri yayınlayacak olan uzman bir komite tarafından doldurulacaktır” dedi.

Kongrenin zamanlaması

*Kongrenin yakın zamanda toplanmasına tanık olacak mıyız? Yoksa beklemek mi gerekiyor? Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne kimlerin davet edileceğini hazırlık komitesi mi belirleyecek?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Hazırlık komitesi ilgili makamlardan onay aldıktan sonra çalışmalarına başlayacak. Tarih konusuna gelince, hazırlık komitesi oluşturulduktan sonra, davet edilen şahsiyetler ve gruplarla iletişim kurmak yeterli zaman alacak. Meselelerin çözüme kavuşturulması bir hafta ya da belki 9 gün sürebilir.”

SCDVFEGR
Eski rejim ordusu mensupları, 1 Ocak'ta Suriye'nin Humus kentindeki uzlaşma merkezlerinde kayıt yaptırmak için sıraya girerken Esed'in fotoğrafını çiğniyorlar. (AP)

Kıblavi, “Hazırlık komitesi davetler için kriter belirlemez. İçeriden ve dışarıdan davetlilerin lojistiğini kolaylaştıran ve onlarla kongreye davet edildiklerini ve katılıp katılmayacaklarını kısaca görüşen bir komitedir. Yani konferans öncesi aşamanın lojistiğini kolaylaştıran ve ön kolaylaştırıcılığını yapan bir komite; sonuçlara ya da davet kriterlerine karar veren bir komite değil. Aday gösterecek olanlar genel olarak sivil toplum örgütleri olacak ve doğal olarak sendikalar da bunların arasında yer alacak” şeklinde konuştu.

Komite seçimi için kriterler

Hazırlık komitesi üyelerinin hangi kriterlere göre seçileceği sorulduğunda ise Kıblavi şu yanıtı verdi:

“Bu kişiler Suriye'deki en nitelikli kişiler olmayacak. Çünkü bu çok zor. Ancak yurt içinde olduğu kadar yurt dışındaki devrimci siyasi ortama ve bölgesel dağılıma dair bilgi ve aşinalıkları da göz önünde bulundurulacak. Hazırlık komitesi üyesinin bileşenler hakkında bilgi sahibi olması, devrim ve siyasi süreç konusunda daha önce deneyim sahibi olması ve Suriye'deki siyasi çevreler arasında ya da elbette yurtdışında sürekli faaliyet göstermesi ve tanınması nedeniyle Suriye arenasında bilinmesi gerekir.”