Cidde Zirvesi: İstikrarlı ve müreffeh bir Ortadoğu için ortak vizyon

Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi’ne katılan liderler kapanış bildirgesinde ortak barış ve refah vizyonuna dair mesajlar verdi

Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi"ne katılan ülkelerin
Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi"ne katılan ülkelerin
TT

Cidde Zirvesi: İstikrarlı ve müreffeh bir Ortadoğu için ortak vizyon

Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi"ne katılan ülkelerin
Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi"ne katılan ülkelerin

Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi’ne katılan liderler, ortak barış ve refah vizyonlarını vurgulayarak, Ortadoğu'nun güvenlik ve istikrarını korumak için gerekli tüm tedbirlerin alınmasının önemini dikkatleri çekti.
Dün gerçekleşen zirvede ülkeler arasındaki iş birliği ve entegrasyon araçlarını geliştirmek, karşı karşıya kalınan zorluklara ortak tutum, iyi komşuluk, karşılıklı saygı, egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı kurallarına bağlılık konuları ele alındı.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, “Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) liderlerini, Ürdün, Mısır, Irak ve ABD’yi tarihi ortaklıklarını pekiştirmek ve her alanda ortak iş birliğini derinleştirmek amacıyla” zirvenin ortak açıklamasına davet etti.

Liderler, Biden'ın ABD’nin, Ortadoğu'daki onlarca yıllık stratejik ortaklıklarına bağlılığını güçlendirmesini memnuniyetle karşıladı. ortaklarının güvenliğine ve savunmasına olan kalıcı bağlılığı ve bölgeyi Hint-Pasifik, Avrupa, Afrika ve ABD ile bağlamadaki merkezi rolünün tanınması konularına verdiği öneme vurgu yapmasını memnuniyetle karşıladı.
Biden, “Washington'un Ortadoğu'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışa ulaşmak için çalışma taahhüdünü yineleyerek, Ürdün, Mısır ve KİK ülkelerinin barış sürecindeki önemli rollerini ve Filistin halkına ve kurumlarına verdiği desteğe” övgüde bulundu.

Filistin sorunu ancak iki devletli çözüm ile sonlanır
Filistin-İsrail sorununa iki devletli çözüm temelinde adil bir çözüm bulunması gerektiği belirtilen ortak açıklamada, çözümü baltalayan tüm tek taraflı önlemleri durdurma ihtiyacı, Kudüs'teki tarihi statükoya ve kutsallıklara saygı ve bu bağlamda Ürdün yönetimine atıfla “Haşimi ailesi vesayeti”nin ana rolü vurgulandı.

Liderler, Filistin ekonomisini ve Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı'nı (UNRWA) desteklemenin önemine dikkati çekti.

Arap ülkeleri arasında ortak projeler
Zirveye katılan liderler, ülkeler arasında sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunacak iş birliği, bölgesel entegrasyon ve ortak projeler geliştirme konusundaki kararlılığın yanı sıra yenilebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi dahil çevresel hedefleri hızlandırarak iklim zorluklarını toplu olarak ele alarak inovasyon ve ortaklığın desteklenmesini vurguladı. Bu bağlamda liderler, Suudi Arabistan ile Irak, KİK ile Irak, Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır; Mısır, Ürdün ve Irak arasındaki elektrik ara bağlantı anlaşmalarına övgüde bulundu.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından açıklanan “Yeşil Suudi Arabistan” ve “Yeşil Ortadoğu” girişimlerine takdirle karşılayan liderler, Mısır'daki 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP27), Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) COP28, Katar’daki “Uluslararası Bahçe Bitkileri Sergisi” ile “Yeşil Çöl, Daha İyi Bir Ortam” başlıklı çalışmalarla tüm tarafların aktif ve olumlu katkısına vurgu yaptı.

Sıfır karbon ve OPEC+
Ulusal taahhütler doğrultusunda emisyonları azaltmayı ve karbonu ortadan kaldırmayı amaçlayan teknolojilere ve projelere yatırımı teşvik etmek için çalışırken, enerji güvenliğini ve piyasalarının istikrarını sağlamanın önemini vurgulayan liderler, petrol piyasalarını tüketicilerin ve üreticilerin çıkarlarına hizmet edecek ve ekonomik büyümeyi destekleyecek şekilde istikrara kavuşturmayı amaçlayan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+’in çabalarına değindi. Ayrıca Temmuz ve Ağustos ayı içerisinde üretimi arttırma kararıyla Suudi Arabistan’ın örgüt üyeleri arasında fikir birliğine varmadaki öncü rolüne övgüde bulundular.

Ortadoğu’daki nükleer silah tehdidi
Liderler, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT) ve bu tür silahların Ortadoğu'da yayılmasını önleme amacına yönelik desteklerini ifade ederek, ayrıca İran'ı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve bölge ülkeleriyle tam iş birliği yapmaya, Arap Körfezi'ni kitle imha silahlarından uzak tutmaya ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı korumaya çağırdı.

Radikalizm ve terörizmle mücadele
Her türlü terörizm biçimleri ve tezahürlerini şiddetle kınadıklarını vurgulayan liderler, terörizm ve şiddet içeren radikalizm mücadelede bölgesel ve uluslararası çabaları güçlendirme, tüm şahıs ve kuruluşlardan terörist grupların finansmanını, silahlandırılmasını ve istihdam edilmesini önleme ve tüm faaliyetlere karşı koyma kararlılıklarını teyit etti.

Liderler ayrıca Suudi Arabistan ve BAE'deki sivillere, sivil noktalara, enerji tesislerine, Hürmüz Boğazı ve Babu’l Mendeb'in hayati uluslararası ticaret yollarında seyreden ticari gemilere yönelik Husilerin terör saldırılarını kınayarak, 2624 dahil Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ilgili tüm kararlarına uyma gerekliliğini vurguladı.

Irak’a tam destek
Irak'ın egemenliğine, güvenliğine, istikrarına, kalkınmasına, refahına ve terörle mücadeledeki tüm çabalarına tam desteklerini yenileyen liderler, bölge ülkeleri arasında iletişimi kolaylaştırma ve güven inşa etmede oynadığı olumlu rolü memnuniyetle karşıladı.

Yemen’de barış sürecine destek
Yemen’deki ateşkes ve Başkanlık Konseyi kurulmasını memnuniyetle karşılayan liderler, Körfez girişimi uygulama mekanizması ve BMGK’nın 2216 kararı dahil olmak üzere kapsamlı ulusal diyalogun sonuçlarına uygun olarak siyasi bir çözüme ulaşılacağına dair umutlarını ifade etti. Liderler, tüm Yemenli taraflara fırsatı değerlendirmeleri ve derhal Birleşmiş Milletler himayesinde doğrudan müzakerelere başlamaları çağrısında bulunarak, Yemen halkının insani ve yardım ihtiyaçlarının Yemen'in her yerine erişimlerini sağlamanın önemini vurguladı ve ekonomik ve kalkınma desteğini devam ettirmenin önemini yineledi.

Suriye’de siyasi çözüme destek
BMGK'nin 2254 sayılı Kararı uyarınca Suriye'nin birliğini ve egemenliğini koruyacak ve halkının isteklerini karşılayacak şekilde Suriye krizine siyasi bir çözüme ulaşmak için çabaların yoğunlaştırılması gereğini vurgulayan liderler, Suriyeli mültecilere ve onları barındıran ülkelere gerekli desteğin sağlanmasının ve insani yardımın Suriye'nin tüm bölgelerine ulaşmasının önemini vurguladı.

Lübnan’da reformlara destek
Liderler, Lübnan ordusu ve iç güvenlik güçleri tarafından yetkilendirilen parlamento seçimlerinin yapılmasına dikkat çekerek, Lübnan'ın egemenliğine, güvenliğine ve istikrarına ve ekonomik toparlanmasını sağlamak için gerekli tüm reformlara desteklerini ifade etti ve tüm Lübnanlı partileri anayasa ve anayasal sürelere saygı duymaya davet etti. Ayrıca, Lübnan'ın dost ve ortaklarının, Lübnan ile KİK ülkeleri arasında güveni ve iş birliğini yeniden tesis etme ve güçlendirme çabalarının yanı sıra ordunun ve güvenlik güçlerinin ülkenin güvenliğini sağlamadaki rolüne verdikleri desteğe övgüde bulundu.

Liderler, özellikle Kuveyt’in Lübnan ve Körfez ülkeleri arasında ortak eylem inşa etmeyi amaçlayan girişimlerine ve Katar’ın yakın zamanda Lübnan ordusunun maaşlarına doğrudan desteğini duyurmasına dikkat içekti. ABD, orduyu ve iç güvenlik güçlerini desteklemek için benzer bir program geliştirme niyetini doğruladı. Irak'ın Lübnan halkına ve hükümetine enerji ve insani yardım alanlarında sağladığı desteği memnuniyetle karşıladıklarını bildiren liderler, Lübnan'ın tüm dostlarını, Lübnan'ın güvenliğini ve istikrarını sağlama çabalarına katılmaya çağırdı. Ayrıca liderler, ilgili Güvenlik Konseyi kararları ve “Taif Anlaşması” hükümlerinin uygulanması da dahil olmak üzere tüm Lübnan topraklarında hükümet kontrolünün genişletilmesinin önemini vurguladı.

Libya’da seçim sürecine destek
Liderler, Libya krizinin 2570 ve 2571 sayılı kararları da dahil olmak üzere ilgili Güvenlik Konseyi kararları, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin bir an önce yapılması gereği, tüm yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin ülkeden çıkışına uygun olarak Libya krizini çözme çabalarına desteklerini yeniledi. Ayrıca, askeri kurumların BM gözetiminde birleştirilmesine desteklerini yineleyerek, Mısır'ın Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen siyasi süreci destekleyecek şekilde Libya anayasal diyaloğuna ev sahipliği yapmasını takdir ettiklerini bildirdi.

Sudan’da demokratik geçiş sürecine destek
Cidde Zirvesi’ne katılan liderler, Sudan'da istikrarı sağlama, geçiş aşamasını tamamlama ve başarılı olma, Sudanlı taraflar arasında fikir birliğini teşvik etme, devlet ve kurumlarının uyumunu sürdürme ve Sudan'ı ekonomik zorluklarla yüzleşmede destekleme çabalarına desteklerini yineledi.

Nil suları ihtilafında diplomatik çözüme destek
Etiyopya Nahda Barajı konusuna da değinen liderler, Mısır'ın su güvenliği ve tüm tarafların çıkarlarını sağlayarak bölgede barış ve refaha katkıda bulunan diplomatik bir çözüme desteklerini ifade ederek, BMGK Başkanı’nın 15 Eylül 2021 tarihli açıklamasına atıfta bulunularak, uluslararası hukuka uygun makul bir süre içinde barajın doldurulması ve işletilmesi konusunda anlaşmaya varılması ihtiyacının altını çizdi.

Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna’ya destek
Rusya’nın Ukrayna'yı işgal girişimi ile ilgili olarak, Birleşmiş Milletler Şartı da dahil olmak üzere uluslararası hukuk ilkelerine, devletlerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne, kuvvet kullanmama veya kuvvet tehdidinde bulunmama yükümlülüğüne saygı gösterilmesi gereğini yineleyen liderler, uluslararası toplumu ve tüm ülkeleri, barışçıl bir çözüme ulaşmak, insanların çektiği acıları sona erdirmek, mültecileri, yerinden edilmiş insanları ve savaştan etkilenenleri desteklemek, tahıl ve gıda maddelerinin ihracatını kolaylaştırmak ve etkilenen ülkeler için gıda güvenliğini desteklemek için çabalarını iki katına çıkarmaya çağırdı.

Afganistan’a insani yardımlara destek
Afganistan’da insani erişimi desteklemek ve terörist tehlikesiyle başa çıkmak adına çabaların sürdürülmesi ve yoğunlaştırılmasını önemini vurgulayan liderler, her mezhepten Afgan halkının, başta eğitim ve sağlık olmak üzere  kadınlara çalışma hakkı gibi temel hak ve özgürlüklerini mümkün olan en yüksek standartlarda elde etmelerini talep etti. Liderler ayrıca, Katar’ın Afgan halkının güvenlik ve istikrarını desteklemedeki rolünü takdir etti.

2022 Dünya Kupası organizasyonu için Katar'a destek
Katar'ın 2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma hazırlıklarını memnuniyetle karşılayan liderler, Doha’yı başarıya ulaştıracak her şeyi desteklerini yineledi. Ayrıca gelecekte tekrar toplantı yapma taahhütlerini de teyit ettiler.



New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
TT

New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)

Suudi Arabistan'ın himayesinde ve Fransa'nın katılımıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) New York’taki genel merkezinde düzenlenen konferans, ‘iki devletli çözüm’ yönünde bir siyasi hareket başlattı. Paris'in Filistin’i tanıma kararını açıklamasının ardından, başka ülkeler de art arda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladılar.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un izinden giderek yaz tatilinde olan kabinesini Gazze'deki durumu ele almak üzere bu hafta acil toplantıya çağıracağı açıklandı. Starmer, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumu iyileştirmek ve barışı sağlamak için adımlar atmaması halinde, İngiltere’nin Eylül ayında Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de New York'taki konferansta aynı açıklamayı tekrarladı.

Başbakan Starmer, çç baskıların artmasıyla İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaması, insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaşması için sınır kapılarını açmaması ve Filistin-İsrail çatışmasına son vermek için ciddi barış görüşmelerine başlamaması halinde bu adımı atacağını açıkladı.

ddefrv
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere acil kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bakanların tutumları göz önüne alındığında İsrail'in bu şartlara uyum sağlaması imkansız görünüyor. Bu da 1917 yılında ilan edilen Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana İsrail'in kurulmasında tarihi bir sorumluluk taşıyan Londra'nın bu adımı atacağı anlamına geliyor.

Bu adımın özel bir önemi var, çünkü İngiltere, Fransa'dan sonra G7 üyeleri içinde Filistin devletini tanıyan ikinci ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında dördüncü ülke olacak. Ayrıca, Batı'nın bu hamlesini ‘toplu bir hareket’ haline getirmesi açısından da özel bir öneme sahip. Ki Paris de bunu bekliyor.

Aralarında Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Norveç, İspanya, Portekiz, İrlanda, Slovenya, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, İzlanda, San Marino ve Andorra’nın bulunduğu 15 batılı ülke tarafından yayınlanan ve Filistin devletinin tanınmasını talep eden ‘New York Konferansı Çağrısı’, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot'un ifadesiyle ‘deprem’ etkisi yarattı. Zira Batılı ülkeler ilk kez ‘toplu olarak’ böyle bir adım attılar.

Söz konusu ülkelerden biri olan Malta, Filistin’i tanıyacağını resmi olarak açıklarken Kanada ve Finlandiya, bu yönde hazırlıklarını sürdürüyor. Fransız kaynaklar, Portekiz'in de Filitin’i tanıma kararını açıklamaya hazır olduğunu belirttiler.

‘Çağrı’nın bir paragrafında şöyle deniyor:

“Bizler Filistin Devleti'ni tanımaya hazır olduğumuzu veya olumlu baktığımızı kabul ettik, ifade ettik veya ifade ediyoruz. Bu, iki devletli çözüme doğru atılmış temel bir adımdır. Henüz bunu yapmamış olan tüm ülkeleri bu çağrıya katılmaya davet ediyoruz.”

Ayrıca şu ifadeler de yer alıyor:

“Gazze’de yeniden yapılanma, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin yönetiminden çıkarılmasını sağlayacak bir yapı oluşturmak için çalışmaya kararlıyız.”

Diplomatik bulaşma

Söz konusu paragrafın ifadeleri, harekete geçme ve başkalarını da harekete geçmeye teşvik etme yönündeki toplu bir arzuyu yansıtmaktadır. Bugüne kadar 149 ülke Filistin’i tanıdı.

Fransız kaynaklar, Cumhurbaşkanı Macron'un birkaç gün önce Filistin’i tanıma kararını açıklamasının, birincisi tereddüt eden Avrupa ülkelerine baskı yapmak, ikincisi 21 Eylül'e kadar onlara yeterli zaman tanımak olmak üzere iki amacı olduğunu söylediler. 21 Eylül, New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarının başlayacağı tarih ve zirvede kararın kesinleşmesi bekleniyor.

dfgthyuı
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Yol haritasının son paragrafı, konferansın en önemli hedefini özetliyor:

“Bu tarihi bir fırsat. Savaşı sona erdirmek, Filistin devletini kurmak ve her iki halk için barış ve onuru sağlamak için kararlı ve toplu bir şekilde harekete geçme zamanı geldi.”

Baskılara ve uyarılara rağmen

Konferansa 125 ülke, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği (AL) gibi birçok uluslararası ve bölgesel kuruluş ve en az 40 dışişleri bakanı katıldı. İsrail ve ABD'nin baskılarına rağmen konferansa geniş bir katılım vardı.

Tüm bu baskıların yanında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un BM Genel Kurulu’nda düzenlenen ‘Başkanlar ve Liderler Haftası’nda Eylül ayında Filistin devletini resmen tanımayacağını açıklamasının ardından, Macron'u hedef alan bir iç kampanya başlarken bu girişimin Ortadoğu'daki olayların gidişatına ‘hiçbir etkisi olmayacağı’ empoze ediliyor. Ayrıca, hiçbir Avrupa veya Batı ülkesinin ona katılmayacağı için ‘diplomatik olarak dışlanacağı’ uyarısı yapılıyor.

dert
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

‘Şüpheciler’, iki devletli çözümü destekleyen ‘diplomatik-siyasi dinamizmin’ yeniden canlanmasını imkansız gördüler. Onlara göre bu çözüm, sadece siyasi ve sahadaki değişiklikler nedeniyle değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin devletinin kurulmasını kökten reddetmesi nedeniyle de ‘geçmişte kalmış’ bir seçenek haline gelmişti.

İsrail parlamentosu Knesset geçtiğimiz yıl Filistin devletinin kurulmasını reddeden bir kararı oyladı. Geçtiğimiz hafta da 71 oyla hükümeti Batı Şeria'yı ilhak etmeye çağıran bir kararı kabul etti. Kısacası, şüpheciler iki devletli çözümü ‘bir hayal’ olarak gördüler.

İsrail, Filistin devletinin tanınmasını kınamaya devam etti. Bunu ‘Hamas ve terörizme ödül’ olarak değerlendiren İsrail, bunun Gazze'deki ‘barışçıl çözüm çabalarını’ ve ‘savaşı sona erdirme çabalarını’ baltalayacağını iddia etti.

Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmediği gibi bir de tam tersi oldu.

Riyad ve Paris, uzun süredir ortada olmayan ‘iki devletli çözümü’ yeniden canlandırma çabalarında başarılı oldular.

Sadece iki gün içinde, dünya ülkelerinin üçte ikisi, sekiz adet Arap ve uluslararası çift başkanlı çalışma grubunun haftalarca süren çabalarıyla hazırlanan ‘yol haritasına’ odaklandı. Bu gruplar, çatışmaya son verilmesi ve güvenlik, ekonomi ve insani açıdan entegre bir Ortadoğu'ya doğru ilerlenmesi konusunda genel, kapsamlı ve pratik öneriler hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştı.

Bu durum, konferansın sona ermesiyle birlikte salı günü yayınlanan 7 sayfalık sonuç bildirgesinde de öne çıktı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, belgenin siyasi, güvenlik, ekonomik, insani, hukuki ve stratejik anlatı eksenlerini kapsayan kapsamlı öneriler içerdiğini ve iki devletli çözümü uygulamak ve herkes için barış ve güvenliği sağlamak için entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturduğunu söyledi.

Bakan Prens Ferhan, BM 79. Genel Kurulu oturumu sona ermeden önce sonuç bildirgesinin desteklenmesi ve bunun New York'taki Suudi Arabistan ve Fransa misyonlarına bildirilmesi çağrısında bulundu.