Filistin Yönetimi ve Ürdün, Kerame Sınır Kapısı konusunda Biden ile yapılan anlaşmayı eleştirdi

Sınır kapısındaki yoğunluk binlerce Filistinli arasında öfkeye neden oldu

Batı Şeria ile Ürdün arasındaki Kerame Sınır Kapısı’nın bekleme salonu (Sosyal medya platformları)
Batı Şeria ile Ürdün arasındaki Kerame Sınır Kapısı’nın bekleme salonu (Sosyal medya platformları)
TT

Filistin Yönetimi ve Ürdün, Kerame Sınır Kapısı konusunda Biden ile yapılan anlaşmayı eleştirdi

Batı Şeria ile Ürdün arasındaki Kerame Sınır Kapısı’nın bekleme salonu (Sosyal medya platformları)
Batı Şeria ile Ürdün arasındaki Kerame Sınır Kapısı’nın bekleme salonu (Sosyal medya platformları)

On binlerce Filistinli arasında ülkeye giriş ve çıkış için kullanabilecekleri tek geçiş noktası olan Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kerame Sınır Kapısı’nda yoğunluk nedeniyle büyük bir öfke hakim olurken Filistinli ve Ürdünlü yetkililer, krizden İsrail'i sorumlu tuttular. Yetkililer, geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Joe Biden ile mutabık kalındığı gibi Kerame Sınır Kapısı’nın 24 saat açık kalmasını talep ettiler.
İsrail ile ilişkilerden sorumlu Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh, dün yaptığı açıklamada, Ürdünlülerin ‘Kral Hüseyin Köprüsü’ ve Filistinlilerin ‘Kerame (Onur)’ olarak isimlendirdikleri Batı Şeria ile Ürdün arasındaki sınır kapısındaki çetin koşullardan İsrail hükümetini sorumlu tuttuklarını söyledi. Şeyh, “Filistinlilerin seyahatleri sırasında yaşadıkları bu trajik duruma çözüm bulmak için Ürdün'deki kardeşlerimizle yoğun temas halindeyiz” ifadelerini kullandı.
Ürdün İçişleri Bakanı Mazin el-Ferraye, Kral Hüseyin Köprüsü Sınır Kapısı’yla ilgili İsrail tarafıyla lojistik sorunlar olduğunu açıkladı. Bakan Ferraye, bu sorunların, sınır kapısının sabah saat 08.00’da açılmasına rağmen yolcuların sınır kapısına varışlarının sabahın erken saatlerinde başlaması nedeniyle yoğunluk yaşanmasından kaynaklandığını söyledi.
Dün sabah Kral Hüseyin Köprüsü Sınır Kapısı’nda günlük çalışmaları ve Ürdün'e gelen ve Ürdün'den giden yolculara sağlanan hizmetleri ve tesisleri yerinde inceleyen Bakan Ferraye, “Lojistik sorun, İsrail tarafının yolcu alma kapasitesinin çok düşük olmasından kaynaklanıyor. Bu durum, tüm yolcuların sınır kapısından geçmesinin önünde engel oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Oslo Anlaşmaları’nın imzalanmasından bu yana Filistin, İsrail ve Ürdün arasında açık olan Kral Hüseyin Köprüsü Sınır Kapısı’nın Filistinlilerin Batı Şeria'daki tek çıkış noktası olduğuna dikkati çeken Ürdünlü bakan, sınır kapısının haftanın yedi günü 24 saat çalıştığını, ancak Kovid-19 salgını döneminde çalışma saatleri sayısının azaldığını kaydetti. Sınır kapısının şu an pazar perşembeye günde14 saat, cuma ve cumartesi günleri ise 6 buçuk saat açık olduğunu ifade eden Bakan Ferraye, İsrail’in havaalanlarının yanı sıra karadaki ve denizdeki sınır kapılarında uygulanan Kovid-19 kısıtlamalarını tamamen kaldırılmış olmasına rağmen Kral Hüseyin Köprüsü Sınır Kapısı’ndaki günlük çalışma saatlerini eski halinde getirmeyi halen reddettiğini belirtti.
Filistinliler bu konuyu ABD Başkanı Joe Biden'ın ziyareti öncesinde gündeme getirdiler. Başkan Biden’ın konuyu İsraillilerle görüşmesinin ardından sınır kapısının çalışma şartlarının önümüzdeki Eylül ayının sonlarından itibaren Kovid-19 salgını öncesindeki haline getirilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Ancak buna itiraz eden Filistinliler, insanların okulların yaz döneminde tatil edildiği Temmuz ve Ağustos aylarında seyahat etmek istediklerini söylüyorlar. Geçmişte günlük 12 bin yolcunun geçtiği sınır kapısından bugün günlük yaklaşık 4 bin yolcu geçebiliyor. Her gün yaklaşık 7 bin yolcunun geldiği sınır kapısı büyük bir yoğunluk yaşıyor.
Filistinliler, özellikle bu günlerde havaların sıcak olması nedeniyle bekleme sürecinde çekilen sıkıntılardan şikayetçiler. Binlerce Filistinli, sınır kapısından geçmek için sıra bulamadıklarından geri dönmek zorunda kalıyor. Bazen bu durum iki veya üç kez tekrarlanabiliyor. Sınır kapısında bekleyenlerin barınmaları için son günlerde çadırlar kuruldu. Üç ülkenin ilgili makamları, sınır kapısından geçmek isteyenleri internet sayfaları üzerinden önceden başvuru yapmaya yönlendirerek önümüzdeki aydan itibaren başvuru yapmayan kimsenin sınır kapısından geçemeyeceği konusunda uyardı. Bu da insanların, özellikle de interneti kullanmakta zorlanan yaşlıların şikayet etmelerine neden oldu.
Şems Özgürlük Merkezi Müdürü Dr. Ömer Rahhal, Filistinlilerin dünyada özgürce hareket edemeyen ve hareket özgürlüğü kısıtlanan tek halk olduklarını söyledi. Dr. Rahhal, üç ülkenin siyasi liderlerini sorunu çözmek için acilen müdahale etmeye ve sınır kapısının 24 saat açık tutulmasını öngören anlaşmayı bir an önce yürürlüğe koymaya çağırdı.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."