Günde 20 saat uyuyan 600 kiloluk mors Norveç'te gündem oldu

Tekneleri batıran Freya, adını İskandinav mitolojisindeki aşk ve güzellik tanrısından alıyor

Freya günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyor (AFP)
Freya günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyor (AFP)
TT

Günde 20 saat uyuyan 600 kiloluk mors Norveç'te gündem oldu

Freya günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyor (AFP)
Freya günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyor (AFP)

Norveç'te genç bir dişi mors, teknelerin üzerine tırmanıp güneşin tadını çıkarıyor. Freya adlı 600 kilogramlık hayvan şimdiye kadar birkaç küçük tekne ve şişme botu batırdı.
Daha önce Danimarka, Almanya, Hollanda ve İskoçya'da görülen Freya, adını İskandinav mitolojisindeki aşk ve güzellik tanrısından alıyor. 
Freya, Norveç'te ilk kez haziranda ülkenin güneyindeki Kragero köyünde görülürken, 17 Temmuz'dan beri başkent Oslo'nun sularında vakit geçiriyor.
Normal şartlarda Arktik'te yaşayan yaratığın varlığı halk arasında merak uyandırdı ve yerel basına konu oldu.
Freya bir ördeği kovalarken ve bir kuğuya saldırırken görüntülense de genellikle teknelerin üzerinde uyukluyor. Denizaygırı olarak da bilinen bu hayvanlar günde 20 saate kadar uyuyabiliyor.

Morsların nesli tükenme tehdidi altında (AFP)
Morsun varlığından endişe duyanlar da var. Örneğin bir kanocu, hayvanın kendisine yaklaştığı anları "korkutucu bir karşılaşma" diye niteledi.
Norveçli yetkililer Freya'yı başka bir yere taşımayı ve ona hatta ötanazi yapmayı bile düşünseler de en sonunda hayvanı rahat bırakmaya karar verdi.
Norveç Balıkçılık Müdürlüğü tarafından dün yapılan açıklamada, hayvanın durumunun iyi olduğu bildirildi. Halkın, hayvanla aralarındaki mesafeyi koruması tavsiye edildi:
"Normalde güvenli mesafeyi koruduğunuz sürece bir mors insanlar için tehlike oluşturmaz. Bu hayvanlar insanlar tarafından rahatsız edilirse ve ihtiyaç duyduğu uykuyu alamazsa kendini tehdit altında hissedip saldırabilir. Dinlenirken sanıldığı kadar yavaş ve sakar değil."
Independent Türkçe, AFP, BBC



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research