Canlı yayında vaaz verirken soyulan piskoposun milyon dolarlık mücevherleri çalındı

Silahlı saldırganlar Leaders of Tomorrow International Ministry kilisesine girdiğinde piskopos Lamor Whitehead ayinin ortasındaydı

Piskopos Lamor Whitehead, vaaz esnasında silah zoruyla soyulduktan sonra bilgi talep etti (Instagram/LamorWhitehead)
Piskopos Lamor Whitehead, vaaz esnasında silah zoruyla soyulduktan sonra bilgi talep etti (Instagram/LamorWhitehead)
TT

Canlı yayında vaaz verirken soyulan piskoposun milyon dolarlık mücevherleri çalındı

Piskopos Lamor Whitehead, vaaz esnasında silah zoruyla soyulduktan sonra bilgi talep etti (Instagram/LamorWhitehead)
Piskopos Lamor Whitehead, vaaz esnasında silah zoruyla soyulduktan sonra bilgi talep etti (Instagram/LamorWhitehead)

The Independent'ta yer alan habere göre ABD'de polis, pazar günü canlı yayımlanan kilise ayini sırasında Brooklynli bir piskoposun ve eşinin 1 milyon dolardan fazla değere sahip mücevherlerinin silah zoruyla çalındığını açıkladı.
New York Polis Teşkilatı'ndan yapılan açıklamada, silahlı üç adam saat 11:15 civarında Canarsie mahallesindeki Leaders of Tomorrow International Ministry'ye (Yarının Liderleri Uluslararası Vaizliği) aniden girdiğinde piskopos Lamor Whitehead'in vaaz verdiği belirtildi.
ABC7'nin elde ettiği canlı yayın kayıtlarında, maskeli bir saldırganın ekranda göründüğü sırada ellerini havaya kaldıran ve yere yatan Whitehead'in "Tamam, tamam" dediği duyuluyor.
Polis, adamların 44 yaşındaki Whitehead ve 38 yaşındaki eşinden mücevher talep ettiğini belirtti.
Whitehead, olaydan sonra Instagram'dan yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
"Adamları silahlarıyla ibadethaneye girerken gördüğümde herkese dışarı çıkmasını söyledim, herkes hemen dışarı çıksın dedim. Kiliseye saldırmak mı istiyorlardı yoksa sadece soygun için mi gelmişlerdi bilmiyordum."

Brooklyn Piskoposu Lamor Whitehead, ayinin ortasında gerçekleşen soygunda ellerini havaya kaldırıyor (YouTube)

Brooklyn'deki Leaders of Tomorrow International Ministry soygunun canlı yayımlanan görüntülerinde, kar maskesi takan silahlı bir adam görülüyor (YouTube)

Whitehead adamların, alyansı dahil kendisinin ve eşinin tüm mücevherlerini aldığını söyledi.
Polis, şüphelilerin kiliseden yayan kaçtığını, beyaz bir Mercedes Benz'e bindiklerini ve en son D Bulvarı'nda doğuya giderken görüldüklerini belirtti.
Whitehead, Instagram paylaşımında kaçan adamları kilise dışına kovalamaya çalıştığını söyledi.
Piskoposun küçük kızı da dahil kilise cemaatinden pek çok kişi olay nedeniyle travma yaşadı.
Piskopos, "Vaizliğimdeki kadınlara, gözlerindeki yaşları görmeye, acıyı, ıstırabı ve saygısızlığı görmeye. Misyona güvenmeye devam ettiğiniz için teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.
Piskopos ayrıca kendini kiliseye gelenleri "dolandırmakla" suçlayanları da eleştirdi:
"Bu benim gösterişli olmamla ilgili bir şey değil. Bu, satın almak istediğim şeyi satın almamla ilgili. Çocukça düşüncelerinizle hiçbiriniz beni yıkamayacaksınız. Odaklanmayı sürdüreceğim."
Saldırganların yakalanması için bilgi isteyen piskopos, halihazırda kendisine ipuçlarının geldiğini söyledi.
Çalınan mücevherlerin tahmini değeri ilk başta yaklaşık 400 bin dolar olarak bildirilmişti.
Polis, soygunda kimsenin yaralanmadığını açıkladı.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research