Putin ‘Stalin’in polis devletini’ mi örnek alıyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin ‘Stalin’in polis devletini’ mi örnek alıyor?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşı altıncı ayına girerken, Rus toplumunda büyük bir baskı yaşanıyor.
Ukrayna’daki ‘özel operasyonu’ protesto eden aktivistler gözaltına alınıyor. Rejim muhalifleri ve hatta izinsiz yabancı temasları olan sıradan vatandaşlar, Stalinist zamanlarda siyasi mahkumların işkence gördüğü ve idam edildiği Moskova’daki Lefortovo Hapishanesi’ne atılıyor.
Özel sınır ajanları, ülkeden ayrılmaya veya geri dönmeye çalışan Rusları sorguluyor ve korkutuyor. Ama bunu başaranlar bile güvende değil. Sürgündeki muhalifler bile soruşturuluyor ve Rusya’daki akrabaları rejim tarafından taciz ediliyor.
Foreign Affairs dergisinde yer alan analizde, Putin’e çok yakın bir kurum olan Federal Güvenlik Servisi’ne (FSB) odaklanıldı.
Putin, FSB için farklı ve kapsamlı bir misyon hazırladı.
Buna göre FSB, Rusya’nın Ukrayna’daki istihbarat operasyonlarının yanı sıra ülke içindeki güvenlik çabalarının ön saflarında yer alacaktı. 
FSB, şu an terörle mücadele birimi, karşı istihbarat servisi ve soruşturma departmanı aracılığıyla Rusya’daki yeni baskı hamlelerini yönetiyor.
Bu arada, FSB özel kuvvetleri ve karşı istihbarat servisi, işgal altındaki topraklarda ve ötesinde Ukraynalı askerleri hedef alan operasyonlar yürütüyor, Ukraynalı ajanları işe alıyor.
FSB ajanları Rusya’nın sınırlarında konuşlanmış durumda ve genellikle FSB’nin en yozlaşmış departmanı olarak kabul edilen Ekonomik Güvenlik Servisi, Rusya’nın ekonomik politikalarını uyguluyor.

Güvenlik dönüşümü
Önceki yılların büyük ölçüde gözetim odaklı teşkilatının aksine, FSB giderek daha acımasız bir devletin çok daha geniş bir kolu haline geldi.
İç topluma, dış ilişkilere ve orduya geniş kapsamlı erişimi olan FSB, KGB’ye daha az benzemeye başladı.
FSB şu an, 1930’ların ‘büyük temizlik operasyonlarını’ yürüten ve Soğuk Savaş’ın ilk yıllarına kadar Rus toplumu üzerinde demir bir duvar ören, Stalin’in kötü şöhretli gizli polisi NKVD’ye benzetiliyor.
Rus işgalinden önce FSB’nin görevi, hükümeti eleştiren gazetecileri ve muhalifleri gözetlemek ve onları ülkeyi terk etmeye teşvik etmekle sınırlıydı.
Ancak savaşın ardından FSB, sürgündeki Rusların ailelerini ziyaret ediyor.
Ayrıca, savaşın başında Rusya’yı terk eden ancak geri dönen Rus bilişim uzmanlarının FSB karargahına çağrıldıkları ve sorguya çekildiklerine dair haberler de var.
Rejim, muhalifleri ülkeyi terk etmeye zorlamak yerine onları Rusya’da yakından izlemenin daha iyi olacağına karar verdi. 
Bu, Kremlin tarafından en son Soğuk Savaş’ın ilk aşamalarında kullanılan bir yaklaşım.

Daha cesur
Aynı zamanda, FSB gazetecileri ve uzun süredir sürgünde olan diğerlerini takip etme konusunda daha cesur hale geldi.
FSB’nin iç güvenlik departmanı, Mart ayında savaş hakkında yalan haber yayma suçlamasıyla Foreign Affairs muhabiri Andrei Soldatov aleyhine, on yıla kadar hapis cezası gerektiren suçlamalarla ceza davası açtı.
Soldatov’un Rusya’daki banka hesapları donduruldu ve Rus hükümeti resmi uluslararası tutuklama emri çıkardı. 
Ceza davalarının Rusya’daki akrabaları üzerinde daha fazla baskı oluşturması amaçlanıyor.
FSB’nin, bilim insanları, avukatlar ve rejimin şu anda şüpheli olarak gördüğü faaliyetlerde yer alan diğer Ruslar üzerindeki artan baskısı da aynı derecede sert oldu.
Rus ekonomisinin ana sektörleri bile FSB baskısı altına girdi.
Rus Mali İzleme Kurumu, FSB ile birlikte, Rus ilaçları yerine Batı ilaçlarının reçete edilip edilmediğini görmek için ülke çapındaki tıbbi klinikleri araştırıyor. 
Kampanya kamuoyuna ‘İlaçlarını Rus doktorlar aracılığıyla satan yabancı ilaç şirketlerinin planlarını çökertmek’ olarak sunuldu.
Kremlin ayrıca FSB’den BT teknolojileri gibi Rus ürünlerini yabancı ürünlerle ikame etmekte başarısız olan bürokratları soruşturmasını istedi.
FSB tasfiyeleri, üst düzey güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere Rus seçkinlerine de ulaşmaya başladı. 
Temmuz ayında, İçişleri Bakanlığı’nda görevli üst düzey üç general zimmete para geçirme suçlamasıyla tutuklandı.

Stalin’in polis devleti geri döndü
Ukrayna’daki savaş başladığından beri, Putin’in hızla büyüyen güvenlik devleti, Stalin dönemine adım adım yaklaşıyor gibi görünüyor.
FSB’nin askerileştirilmesi, yeni asker toplama kampları, giderek daha açık ve acımasız taktikleri, Putin’in savaş zamanında totaliter bir devlet tarafından oluşturulmuş bir teşkilat olan NKVD’nin yaklaşımına daha yakından baktığını gösteriyor.
Bu değişiklikler, Rus güvenlik politikasında bir değişikliği temsil ediyor.
Analize göre, bu Rusya’nın Ukrayna işgalinin uzaması nedeniyle, Putin'in savaş zamanında totaliter bir devlet yaratma eğilimine işaret ediyor.



Hindistan: Kalküta emniyet müdürü, kadın doktora tecavüz ve cinayet protestolarının ardından görevden alındı

Kalküta'daki bir protesto sırasında slogan atan doktorlar ve hemşireler (EPA)
Kalküta'daki bir protesto sırasında slogan atan doktorlar ve hemşireler (EPA)
TT

Hindistan: Kalküta emniyet müdürü, kadın doktora tecavüz ve cinayet protestolarının ardından görevden alındı

Kalküta'daki bir protesto sırasında slogan atan doktorlar ve hemşireler (EPA)
Kalküta'daki bir protesto sırasında slogan atan doktorlar ve hemşireler (EPA)

Hindistan'ın Kalküta kentindeki yetkililer, bir kadın doktorun vahşice tecavüze uğrayarak öldürülmesinin ardından düzenlenen protesto gösterileri üzerine kentin emniyet müdürü ve üst düzey sağlık bakanlığı yetkililerini görevden aldı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre 31 yaşındaki doktorun kanlar içindeki cesedinin 9 Ağustos'ta doğudaki Kalküta kentinde bir devlet hastanesinde bulunması, kadınlara yönelik kronik şiddet krizi konusunda ülke çapında öfkeye yol açtı.

Olay, Hindistan genelinde protestolara ve kadınlar için daha güvenli koşullar talep eden doktorların tekrarlanan grevlerine yol açtı.

Protesto ve grevlerin çoğu Hindistan'ın geri kalanında o zamandan beri azalmış olsa da mega kent Kalküta'da gösteriler düzenli olarak devam ediyor.

Batı Bengal Başbakanı Mamata Banerjee dün (Pazartesi) doktorlarla yaptığı toplantının ardından Kalküta emniyet müdürü ve iki sağlık departmanı yetkilisinin görevden alındığını duyurdu.

Banerjee toplantı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Sağlık hizmetleri müdürü ve tıp fakültesi müdürünü görevden alma konusunda anlaştık.”

Banerjee ayrıca “Kalküta Polis Komiseri Vineet Goyal’in de stajyer doktorların talebi doğrultusunda görevden alınacağını” ifade ertti.

Acil servislerin grevden etkilendiğini söyleyen Goyal, doktorları işlerine dönmeye çağırdı.

Ancak Batı Bengal Stajyer Doktorlar Cephesi sözcüsü Aniket Mahato, olayla ilgili soruşturmalar tamamlanana kadar gösterileri durdurmayacaklarını açıkladı.

Bir adam cinayet şüphesiyle gözaltına alındı, ancak Batı Bengal hükümeti soruşturmayı ele alış biçimi nedeniyle kamuoyunun eleştirilerine maruz kaldı.

Mahato AFP'ye yaptığı açıklamada, “Bazı noktalarda anlaşmaya vardık ama anlaşmazlık hala devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Binlerce protestocu pazartesi günü sloganlar atarak ve kurban için adalet talep ederek şehirde yürüyüş yaptı.

Hindistan Yüksek Mahkemesi geçtiğimiz ay, vahşi cinayetin “ulusun vicdanını sarstığını” söyleyerek, sağlık çalışanlarının güvenliğinin nasıl arttırılabileceğinin araştırılması için ulusal bir görev gücü kurulmasını emretti.

Saldırının niteliği, 2012 yılında Yeni Delhi'de otobüste bir kadına yapılan korkunç toplu tecavüzü hatırlattı.

Bu olay önemli bir siyasi mesele haline geldi ve Başbakan Narendra Modi'nin Bharatiya Janata Partisi'nin (BJP) seçimleri kazanmasında etken olarak görüldü.

BJP ülke çapında iktidar partisi olmakla birlikte, Tüm Hindistan Trinamool Partisi, Batı Bengal'deki hükümetin başında bulunuyor.