Suudi Arabistan ve Yunanistan, Avrupa'ya enerji sağlama yönünde çalışmalara başladı

Prens Muhammed bin Selman, Yunanistan Başbakanı ve bir dizi yetkilinin eşlik ettiği Akropolis turunda (AP)
Prens Muhammed bin Selman, Yunanistan Başbakanı ve bir dizi yetkilinin eşlik ettiği Akropolis turunda (AP)
TT

Suudi Arabistan ve Yunanistan, Avrupa'ya enerji sağlama yönünde çalışmalara başladı

Prens Muhammed bin Selman, Yunanistan Başbakanı ve bir dizi yetkilinin eşlik ettiği Akropolis turunda (AP)
Prens Muhammed bin Selman, Yunanistan Başbakanı ve bir dizi yetkilinin eşlik ettiği Akropolis turunda (AP)

Suudi Arabistan ile Yunanistan yönetimleri, yayınladıkları ortak bildiride, iki ülkenin ortak çıkarlarını temsil eden bir dizi konuda stratejik iş birliği üzerinde çalışmaya başladıklarını duyurdular. Açıklamada Elektrik ara bağlantı hattının inşası, yenilenebilir enerji kullanımıyla elektrik üretimi, üretilen bu elektriğin Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya ihracı, aynı zamanda düşük karbonlu, yeşil hidrojenin Avrupa'ya taşınması dahil olmak üzere enerji alanındaki stratejik iş birliğinin önemi üzerine duruldu.
Bunun yanı sıra enerji alanında imzalanan mutabakat metni ile iki ülke arasındaki elektrik hatlarının entegre edilmesi alanında ortak bir teknik ekip oluşturulmasının önemine dikkat çekildi. Bu konudaki hazırlıkların bir an önce yapılarak çalışmaların başlaması gerektiğine değinildi.
Taraflar; düşük karbonlu ekonomi yaklaşımının ve tekniklerinin uygulanması, enerji verimliliğinin sağlanması konularında aralarındaki işbirliğinin geliştirilmesi, ayrıca sektördeki yapay zeka uygulamaları ve inovasyon noktasında bilgi ve deneyim aktarımının gerçekleştirilmesi hususlarında anlaşmaya vardı.
Diğer yandan açıklamada, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Paris Anlaşması ilkelerine bağlı kalmanın önemi ve kaynaksız emisyonlara odaklanılması yoluyla iklim anlaşmaları geliştirme ve uygulamanın gerekliliğine vurguda bulunuldu.
Riyad'ın ‘Yeşil Suudi Arabistan’ ve ‘Yeşil Orta Doğu’ girişimlerini memnuniyetle karşılayan Yunanistan, bu alandaki çabalara yönelik desteğini dile getirdi. Suudi Arabistan ise Yunanistan'ın iddialı yeşil gündemini, özellikle adalardaki yeşil ekonomi girişimini memnuniyetle karşıladığını ifade etti. İki ülke, ham petrol, petrol ürünleri ve petrokimya ticareti konusunda mevcut iş birliğinin geliştirilmesi noktasında mutabık kaldı.
Suudi Veliaht Prens’in Yunanistan ziyareti sona erdiği sırada yapılan ortak açıklamada, iki ülkenin ikili kapsamlı askeri iş birliği anlaşması çerçevesinde elde edilen sonuçlara istinaden savunma ve güvenlik alanında çok boyutlu iş birliğini geliştirme konusunda mutabık kaldığına değinildi. Söz konusu ziyaret sırasında imzalanan anlaşma, her iki ülkede ve tüm bölgede güvenlik ve istikrarı artırmak amacıyla daha fazla iş birliğinde bulunma yönünde kapsamlı bir çerçeve sağlanmasını öngörüyor.

Veliaht Prens, Yunanistan Başbakanı ve bir dizi yetkiliyle Akropolis Müzesi'nde (AFP)
Açıklamada, Suudi Vizyon 2030 projesi ile ve Yunanistan’ın Ulusal İyileşme ve Dayanıklılık Planı “Yunanistan 2.0” planının hedeflerini uyumlu hale getirerek iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini geliştirmenin önemi vurgulandı.
İki taraf, iki ülke arasında bir dizi ortak ilgi alanında yatırım entegrasyonu fırsatlarını destekleme arzularını teyit etti. Üzerinde mutabık kalınan iddialı yatırım projelerinin gerçekleştirilmesinde özel sektörün oynadığı rolün önemine atıf yapılarak yatırımları teşvik ve koruma amaçlı bir anlaşmanın imzalandığı belirtildi. Taraflar aynı zamanda iki ülkenin özel sektörü arasındaki yatırım ortaklıklarını teşvik etme ve karşılaşılabilecek zorluklara karşı çözümler sunarak ortak çalışma ve koordinasyonu geliştirme konusundaki kararlılıklarını yeniledi.
İki taraf; Suudi Arabistan-Yunanistan Ortak Komitesi'nin Mayıs 2022'de Atina'da beşinci oturumunda bir araya gelişine, Suudi-Yunan İş Konseyi'nin gerçekleştirdiği toplantının verimli sonuçlarına, aynı zamanda aynı ay Atina'da düzenlenen Suudi Arabistan-Yunanistan Yatırım Forumu'nun neticelerine dikkat çekti. Aynı zamanda Suudi ve Yunan şirketleri arasında düzenlenen toplantılara övgüde bulundu.
Taraflar arasında, enerji, yenilenebilir enerji, altyapı, turizm, deniz taşımacılığı ve lojistik, iletişim ve bilgi teknolojisi, sağlık ve gıda gibi alanlarında yaklaşık 14 milyar Suudi riyali hacminde anlaşma ve mutabakat metni imzalandı. Ayrıca Asya ve Avrupa arası veri iletimi altyapısını güçlendirme ve veri iletimi alanındaki iş birliğini geliştirmek için Ortadoğu’dan Akdeniz'e uzanan veri koridorunu sağlama adına veri kablosu proje anlaşması yapıldı. İmzalanan bu anlaşmalar taraflarca memnuniyetle karşılandı.
Sağlık alanlarında aralarındaki iş birliğini geliştirmek istediklerine değinen taraflar, çeşitli sağlık alanlarında yeni fırsatların keşfedilmesini teşvik etme arzularını dile getirdi. Aynı zamanda ortak hedeflere ulaşma yönünde iki ülke arasında kültür, turizm, eğitim, spor ve gençlik alanlarındaki işbirliği hızını artırmanın ve uluslararası barış ve güvenliği teşvik etmek için çok taraflı çalışma yapmanın önemi ifade edildi.
Suudi Arabistan, Yunanistan'ın 2025-2026 dönemi için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne daimi olmayan üyelik adaylığına verdiği desteği yineledi. Ayrıca, tüm ihtilaf ve anlaşmazlıklara sürdürülebilir çözümler elde etmek için Birleşmiş Milletlerin temel ilkelerine dayanan siyasi araçların, diyaloğun önemi vurgulandı. Devletler arasındaki anlaşmazlıkların diyalog ve diplomasi yoluyla barışçıl bir şekilde çözülebileceği ifade edildi. Her türlü terörü ve şiddet eylemlerini kışkırtmayı kınadıklarını dile getiren taraflar, istikrar ve refahın korunmasının bölgesel barış ve güvenliğin sağlanması açısından bir öncelik olduğunu kaydetti. Aynı zamanda uluslararası toplumu terörizm ve radikalizmle mücadelede birlikte çalışmaya davet ettiler.
Prens Muhammed bin Selman, Yunanistan Başbakanı'nın Yunanistan'ın başkentindeki Akropolis Müzesi'nde verdiği şeref yemeğine davetliydi. Müze gezisi sırasında Veliaht Prens'e tarihi eserler hakkında bilgi verildi. İki taraf, kültürel alandaki işbirliğinde iki ülke arasında imzalanan mutabakat zaptına tanıklık etti.
Yunanistan’dan ayrılan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu ve Başbakan Kiriakos Miçotakis'e teşekkürlerini iletti. Aynı zamanda bu ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerin gücünü ve bu ilişkileri her alanda güçlendirmeye yönelik ortak arzuyu gösterdiğini söyledi. Prens Selman, “Yunan Başbakanı Miçotakis ile yaptığı görüşmelerin Suudi Arabistan ile Yunanistan arasındaki ilişkinin önemini gösterdiğini, karşılıklı iş birliğini geliştirme, iki ülkenin ve dost halklarının çıkarlarına hizmet etme arzusunu ön plana çıkardığını” vurguladı.



Yaser Ebu Şebab'ın öldürülmesinden sonra Gazze'deki çeteler çöktü mü?

Yaygın olarak paylaşılan bir videodan alınan bir karede, Ebu Şebab'ın ölümünden sonra Halk Güçleri’nin komutasını devralan Gassan el-Dahini görülüyor (sosyal medya)
Yaygın olarak paylaşılan bir videodan alınan bir karede, Ebu Şebab'ın ölümünden sonra Halk Güçleri’nin komutasını devralan Gassan el-Dahini görülüyor (sosyal medya)
TT

Yaser Ebu Şebab'ın öldürülmesinden sonra Gazze'deki çeteler çöktü mü?

Yaygın olarak paylaşılan bir videodan alınan bir karede, Ebu Şebab'ın ölümünden sonra Halk Güçleri’nin komutasını devralan Gassan el-Dahini görülüyor (sosyal medya)
Yaygın olarak paylaşılan bir videodan alınan bir karede, Ebu Şebab'ın ölümünden sonra Halk Güçleri’nin komutasını devralan Gassan el-Dahini görülüyor (sosyal medya)

İzzeddin Ebu Ayşe

İsrail, Gazze Şeridi'nde kimliği belirsiz saldırganlar tarafından Halk Güçleri olarak bilinen silahlı milis grubunun lideri Yaser Ebu Şebab'ın öldürüldüğünü duyurur duymaz, grubun birçok üyesi onlara af kapısını açan Gazze hükümetine teslim olmaya başladı.

İsrail'in Hamas’a karşı mücadele etmek için Gazze Şeridi'nde kurulmasını denetlediği silahlı bir milis grubun lideri olan Ebu Şebab, aralık ayı başında öldürüldü. Ölümü, grubunun üyeleri arasında iç anlaşmazlıklara yol açtı.

Af ve diğer girişimler

Gazze'de Hamas yönetimindeki İçişleri Bakanlığı bu durumdan yararlanarak, silahlı milis gruplar ile iş birliği yapanlara “af kapısını” açtı ve onlara af sözü verdi. Bu durum, Filistinli ailelerin ve aşiretlerin, Tel Aviv'in yönlendirmesiyle Gazze sakinlerine karşı suçlar işleyen çetelere katılan evlatlarına verdikleri desteklerini geri çekmeleriyle aynı zamana denk geldi. Hamas’a bağlı güvenlik güçleri de silahlı grupların üyelerine karşı çeşitli operasyonlar düzenledi.

sd
Yaygın olarak paylaşılan bir videodan alınan, Husam el-Astal'ın Hamas'ı tehdit ettiği bir görüntü (sosyal medya)

Tüm bu faktörler, silahlı milis grupların bir dizi üyesinin Gazze hükümetine teslim olmasına katkıda bulundu. Peki bu, İsrail ordusu tarafından korunan Gazze'deki çetelerin dağılmasını hızlandıracak mı? Mevcut bilgilere göre, İsrail destekli bir çetenin 60 üyesi, Gazze'deki güvenlik güçlerine gönüllü olarak teslim oldu ve güvenlik güçleri davalarını yasal çerçevede işleme koydu. Bu haber İsrail Yayın Kurumu tarafından da doğrulandı.

Teslim olma eylemi, aranan kişilerin ailelerinin doğrudan teması ve aşiret liderlerinin açık desteğiyle gönüllü olarak gerçekleşti. İçişleri Bakanlığı, davalarını ele almak ve yargılama süreçlerini kolaylaştırmak için çalışacağına dair söz verdi.

Ebu Şebab'ın öldürülmesinin ardından

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Siyasi analistler, Yaser Ebu Şebab'ın öldürülmesinin ardından, yerel çeteleri savaşta alternatif araçlar olarak kullanmaya dayanan İsrail projesinde önemli bir değişimin yaşandığına inanıyor.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, “Bu suç çetelerinin başarısızlığına katkıda bulunan faktörler her geçen gün artıyor ve İsrail'in hedeflerini gerçekleştirmekte başarılı olamayacaklar. Bu çeteler, sadece güvenlik güçleriyle değil, Filistin toplumunun tüm kesimleriyle çatışmaya giriyor. Bu da zamanla dağılan bu çetelerin zayıflamasına yol açtı. Güvenlik güçleri, teslim olan tüm üyelerle sorumlu bir şekilde ve hukuka uygun olarak ilgileniyor” dedi.

Aşiret denetimi

Gazze Şeridi'ndeki Yüksek Aşiret Komitesi Başkanı Hüsnü el-Muğni, “Halk Güçleri” grubuna mensup yaklaşık 60 silahlı kişinin Hamas'a teslim olduğunu belirtti. Teslim olma süreci, Ebu Şebab'ın öldürülmesinin ardından birkaç aşamada gerçekleşti. Muğni, “Yüksek Aşiret Komitesi bu sürecin organizasyonunu denetledi, onlara af sağladı ve güvenliklerini garanti altına aldı. İsrail, sabıkalı bir grup kişiyi kullanarak onlara kabile veya aşiret temelli bir görünüm kazandırmaya çalıştı, ancak bu başarısız oldu” diye ekledi.

Muğni, “Aşiretler, bu çetelere katılanların tümünün aileleriyle iletişime geçti ve halklarına dönmek isteyenlere yardım teklif etti. Aileleri ve aşiretleri aracılığıyla birçoğunu geri getirmeyi başardılar” diye açıkladı.

Liderliğin ardından çöküş

Siyasi araştırmacı İlham Kreys, “Yaser Ebu Şebab'ın öldürülmesi bu çeteler için bir iç sarsıntı oluşturdu, ancak bu mutlaka tam bir dağılmanın başlangıcı anlamına gelmez. Bununla birlikte, bu, yapılarının kırılganlığının açık bir göstergesi çünkü doğaları gereği bir ideoloji veya gerçek bir örgütlenmeden yoksun gruplardır” diye ekliyor. “Bu çeteler kilit figürlere dayanır, bu nedenle ağırlık merkezini oluşturan liderin öldürülmesi içsel bir boşluğa ve güç mücadelelerine yol açar. Birleşik bir vizyonun yokluğu da buna katkıda bulunurken, liderlik yapısının zayıflığı içsel bir boşluğa ve güç mücadelelerine yol açarak bağların hızla çözülmesine neden olur.”

Kreys, “milislerin saflarındaki hızlanan çöküş, İsrail'in vekalet savaşlarına oynadığı bahsin sınırlarını ortaya koyuyor ve Filistin toplumunda sosyal bir temel veya destekleyici bir ortam oluşturmada yapısal bir başarısızlığı gösteriyor” diye açıklıyor. “Ebu Şebab'ın öldürülmesi, güvenlik ortamını yeniden şekillendiren ve sahada yeni bir gerçeklik yaratan, bu milislerin saflarında psikolojik bir çöküşe yol açan ve birçok üyesinin teslim olmasına neden olan çok önemli bir an oldu. Teslim olanların sayısının artması bekleniyor” diye ekliyor.

Kreys, “Ebu Şabab'ın öldürülmesine yönelik halkın tepkisi, bu gruplara yönelik toplumsal desteğin eksikliğini yansıtıyor. Bu durum da silahlı grup üyelerinin birçoğunun, genel ortamın kendilerine herhangi bir koruma sağlamayacağını fark ettikten sonra teslim olmalarına yol açtı” diye açıklıyor.

Silahlı gruplar güçlerini koruduklarını vurguluyorlar

Buna karşılık, “Halk Silahlı Gücü” Gassan el-Dahini'yi yeni lideri olarak atadığını duyurdu. Dahini, Hamas'a karşı grubunun mücadelesine devam edeceğine söz vererek, “Hamas'tan korkmuyorum. Halk ve özgür kimseler adına, onlarla savaşıyorum, evlatlarını tutukluyorum ve teçhizatlarına el koyuyorum. Liderinin ölümüne rağmen grup halen aktif. Yokluğu acı verici, ancak terörle mücadeleyi durdurmayacak” dedi.

Han Yunus'taki bir diğer silahlı grubun lideri Hussam el-Astal da Yaser Ebu Şebab'ın mezarı başında Dahini ile birlikte bir videoda göründü. Hamas'ı tehdit ederek, “Yaser Ebu Şebab'ın mezarından Hamas'a ve yandaşlarına mesajımızı gönderiyoruz: Mücadeleye devam edeceğiz ve Yaser'in ölümü bizi zayıflatmadı, aksine gücümüzü ve birliğimizi artırdı. Devam edeceğiz ve Hamas'ın sonu gelecek” dedi.

İsrail Ordusu Sözcüsü Nadav Şoşani ise, “Hamas'ın sözde İçişleri Bakanlığı, kendisine karşı çıkmaya cesaret eden her Gazzeliye işkence uyguluyor, infaz ediyor ve zorla kaybettiriyor. Tel Aviv, daha iyi bir gelecek isteyen ve Hamas'ın zulmünü reddeden Gazellilerle birlikte çalışacak. Uzun zamandır Hamas'ın baskıcı pençesinden kurtulmak isteyen birçok Filistinli var” dedi. Şoşani, “Hamas karşıtı grupların başarısız olduğu iddiaları, gerçekliği yeniden yazmaya çalışan çökmekte olan bir hareketin son çırpınışlarından ibarettir” diye de ekledi.


Suudi ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 4,8 büyüdü... Petrol dışı faaliyetler büyümenin yüzde 50'sini oluşturuyor

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
TT

Suudi ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 4,8 büyüdü... Petrol dışı faaliyetler büyümenin yüzde 50'sini oluşturuyor

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)

Suudi Arabistan ekonomisi, 2025’in üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 4,8’lik reel büyüme kaydetti. Bu büyüme, ülkenin olumlu ekonomik performansının devam ettiğini gösterirken, petrol dışı faaliyetlerin ana itici güç olduğu gözlendi. Mevsimsel olarak düzeltilmiş reel gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,4 arttı.

Suudi Arabistan Genel İstatistik Kurumu’nun (GASTAT) nihai verilerine göre, yıllık büyüme oranı, ekim ayında açıklanan ön tahminlerdeki yüzde 5’lik seviyenin biraz altında kaldı. Buna rağmen 2025’in en hızlı büyümesi olarak kayda geçti.

Yıllık toplam büyümeye en büyük katkıyı, 2,4 puan ile petrol dışı faaliyetler sağladı; bu oran, toplam yüzde 4,8’lik büyümenin yüzde 50’sini oluşturuyor. Petrol faaliyetlerinin katkısı ise 2 puan oldu. GASTAT, petrol dışı faaliyetler için büyüme tahminini yüzde 4,5’ten yüzde 4,3’e düşürürken, petrol faaliyetleri büyüme tahminini ise yüzde 8,2’den yüzde 8,3’e yükseltti.

Büyümede, ağustos sonunda OPEC+ ittifakının gönüllü üretim kesintilerinin sona ermesinin ardından petrol üretimindeki kademeli artışın etkisi oldu. Suudi Arabistan, eylül ayından itibaren günlük 547 bin varil artışla üretimini yükseltti ve kasım ayında buna ek olarak günlük 137 bin varil artış gerçekleştirdi.

Bunun yanı sıra, kamu faaliyetleri ve ürünler üzerinden alınan net vergiler de büyümeye her biri 0,2 puanlık sınırlı katkı sağladı.

Mevsimsel düzeltmelerle (çeyreklik bazda) bakıldığında, petrol ve petrol dışı faaliyetler sırasıyla büyümeye 0,8 ve 0,3 puanlık katkı sağladı.

Faaliyet türlerine göre performansa bakıldığında, tüm ekonomik faaliyetler yıllık bazda pozitif büyüme kaydetti. Üçüncü çeyrekte en hızlı büyüyen sektör, yıllık yüzde 11,9 ve çeyreklik yüzde 3,9 artışla petrol rafinajı oldu. Bunu, ham petrol ve doğalgaz faaliyetleri izledi; bu sektörler yıllık yüzde 7,3, çeyreklik yüzde 3,2 büyüme gösterdi. Elektrik, gaz ve su faaliyetleri ise yıllık yüzde 6,4, çeyreklik yüzde 1 oranında büyüme kaydetti.

Harcamaların bileşenlerine gelince, yıllık ve çeyreklik karşılaştırmalarda farklılıklar gözlendi. Özel nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 2,6 artarken, çeyreklik bazda yüzde 0,6 geriledi. Buna karşın, devletin nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 3,1 düşerken, çeyreklik bazda yüzde 1,4 arttı.

Toplam sabit sermaye oluşumu yıllık bazda yüzde 0,7 azaldı; ancak çeyreklik bazda güçlü bir artışla yüzde 6,2 yükseldi. Bu durum, üçüncü çeyrekte yatırım harcamalarının bir önceki çeyreğe kıyasla arttığını gösteriyor.

Dış ticarette ise performans, ihracattaki güçlü artışla desteklendi. İhracat yıllık yüzde 18,4, çeyreklik yüzde 7,5 yükseldi ve Suudi ürünlerine yönelik dış talebin güçlü olduğunu ortaya koydu. İthalat ise yıllık yüzde 4,3 artarken, çeyreklik bazda yüzde 1,2 azaldı.


Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Danışmanı ve Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Krallığın bugün bir fırsatlar ülkesi haline geldiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 çerçevesinde çeşitli alanlarda kaydettiği niteliksel atılımları vurguladı.

26-27 Ekim tarihlerinde ilk kez Riyad'da düzenlenen Fortune Global Forum'un açılış konuşmasında er-Reşid, kadınların işgücü piyasasına katılımının yüzde 37'ye ulaşarak 2030 için belirlenen hedefi aştığını açıkladı. Öte yandan, turizm sektörü geçen yıl 100 milyon ziyaretçi hedefi açıklanmışken, 120 milyon ziyaretçiyi ağırladı.

Er-Reşid, yaklaşık 8 milyonluk nüfusu ile dünyanın en büyük 50 şehir ekonomisi arasında yer alan Riyad şehrinin, Suudilerin hırsını ve zorlu bir ortamda inşa etme yeteneğini somutlaştırdığını belirtti. Er-Reşid, “Başarılar, Suudi halkını karakterize eden hırs, sabır ve sınırsız iyimserlik sayesinde elde edildi” ifadesini kullandı.

Er-Reşid, Vizyon 2030'un uygulanmasının tüm sektörleri kapsayan kesin performans göstergelerine dayandığını belirtti. Suudi Arabistan’ın, çeşitli bölgelerdeki erkek ve kadınların ortak çabalarıyla, küresel yetenekleri çekerek ve uluslararası ortaklıkları güçlendirerek binden fazla girişim başlattığını ve bunların yüzde 85'inin plana göre ilerlediğini kaydetti.

Suudi Arabistan’ın iş birliği ve yatırımı artırmak için dünyaya kollarını açtığını vurgulayan er-Reşid, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Buradayız, hazırız. Yeteneklerimizi artıracak ve bilgimizi derinleştirecek yeni ortaklıklar kurmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Fortune Global Forum, yapay zekâ alanındaki tarihi gelişmeler, jeopolitik gerilimler ve değişen ticaret politikalarının küresel pazarlar ve tedarik zincirleri üzerindeki etkisi dahil olmak üzere, küresel ekonomideki büyük değişikliklerin arkasındaki itici güçleri tartışıyor. Ayrıca, ekonomilerin stratejilerini enerji bağımlılığından finansal liderliği güçlendirmeye doğru yeniden yönlendirdiği, kamu-özel sektör ortaklıkları için yeni fırsatlar yarattığı ve iş ve yatırım alanlarında küresel iş birliğinin haritasını yeniden çizdiği Körfez bölgesindeki dönüşümleri de vurguluyor.