ABD’liler dünyadaki rollerini nasıl görüyor?

Beyaz Saray (Reuters-Arşiv)
Beyaz Saray (Reuters-Arşiv)
TT

ABD’liler dünyadaki rollerini nasıl görüyor?

Beyaz Saray (Reuters-Arşiv)
Beyaz Saray (Reuters-Arşiv)

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Tayvan Boğazı’nda artan gerilim, siber çatışma gibi gelişen savaş biçimleri ve iklim değişikliği gibi karmaşık küresel olaylar ışığında, ABD’nin dış politikasını dikkatle değerlendirmesi gerekiyor.
Bu şu soruyu akla getiriyor: ABD halkı uluslararası meselelere müdahil olmayı mı istiyor, yoksa iç meselelere daha fazla odaklanmayı mı tercih ediyor?
National Interest dergisinde yayınlanan, Western Kentucky Üniversitesi’nden araştırmacılar Timothy S. Rich, Madelynn Einhorn ve Sidney Windhorst imzalı analize göre, eski Başkan Donald Trump ve mevcut Başkan Joe Biden yönetimleri arasında ABD dış politikasında birçok farklılık tespit edilebilir.
Trump, ABD politikasının yeniden iç meselelere yönelimi ve dış dünyaya daha az odaklanmayı ifade eden ‘Önce Amerika’ sloganını benimsedi.
Bu yaklaşım, yönetimin Paris İklim Anlaşması ve Trans-Pasifik Ortaklığı anlaşmasından çekilmesine ve İran nükleer anlaşmasının çökmesine neden oldu.
Buna karşılık, Biden yönetimi ABD güçlerini Afganistan’dan çekerken, Washington’ın uluslararası ilişkilere diplomatik katılımını genişletti.
Trump yönetimi, ‘Önce Amerika’ yaklaşımıyla iklim değişikliği ve göç gibi alanlara da yeni bir yaklaşım getirdi.
Ancak bazı politikaları, kendi partisi içinde bile ABD’lilerin görüşleriyle örtüşmüyordu.
Chicago Küresel İlişkiler Konseyi tarafından 2017 yılında yapılan bir ankete göre, Trump destekçilerinin yüzde 24’ü ABD’nin Paris İklim Değişikliği Anlaşması’na katılması gerektiğini düşünüyor.
Aynı anket, Demokratların yüzde 66’sının, bağımsızların yüzde 60’ının ve Cumhuriyetçilerin yüzde 65’inin ABD’nin dünya meselelerinde aktif bir rol alması gerektiğine inandığını gösterdi.
Ankete katılanların yalnızca yüzde 49’u mevcut ittifakları korumanın dış politika hedeflerine ulaşmak için etkili bir araç olduğunu ifade etti.
Her iki partiden katılımcılar ayrıca, ABD’nin Çin, Rusya ve Avrupa Birliği’nden (AB) daha fazla uluslararası etkiye sahip olduğuna inandıklarını dile getirdi.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.