Amfibiler ve sürüngenler son 34 yılda 17 milyar dolar zarara neden oldu

Amfibi ve sürüngen istilalarının erken müdahale ile önlenebileceğine dikkat çekiliyor. (Public Domain)
Amfibi ve sürüngen istilalarının erken müdahale ile önlenebileceğine dikkat çekiliyor. (Public Domain)
TT

Amfibiler ve sürüngenler son 34 yılda 17 milyar dolar zarara neden oldu

Amfibi ve sürüngen istilalarının erken müdahale ile önlenebileceğine dikkat çekiliyor. (Public Domain)
Amfibi ve sürüngen istilalarının erken müdahale ile önlenebileceğine dikkat çekiliyor. (Public Domain)

Yapılan yeni bir araştırmaya göre amfibi ve sürüngen istilaları, küresel ekonomiye en az 17 milyara mal oldu. Scientific Reports dergisinde yayınlanan araştırmada amfibilerin ve sürüngenlerin, 1986 ve 2020 yılları arasında diğer bölgeleri istila ederek ciddi zarar verdiği belirtildi. Söz konusu zarar, gelecek günlerde istilalar ile mücadele etmek için daha etkili politikalara ihtiyaç duyulduğunu gösterdi. Hayvanların bir bölgeyi istila etmesi, o bölgedeki hayvanların bölge değiştirmesine veya neslinin tükenmesine, hatta mahsulün zarar görmesine neden olabiliyor.
Çek Cumhuriyeti’ndeki Güney Bohemya Üniversitesi Balıkçılık ve Su Ürünleri Bölümü’nde görevli Ismael Soto ve çalışma arkadaşları, amfibilerin ve sürüngenlerin istilalarının neden olduğu ekonomik maaliyetleri belirlemek için InvaCost veri tabanının kullandı. Hükümetlerden, sivil toplum kuruluşlarından ve uzmanlardan elde edilen bilgiler ile amfibilerin ve sürüngenlerin neden olduğu zarar hakkında bilgi edinildi.
Araştırmacılar, 1986 ve 2022 yılları arasında amfibilerin ve sürüngen istilalarının yarattığı zararın toplam maliyetinin 17 milyar doları geçtiğini belirtti. Bu tutarın 6,3 milyar dolarına amfibi istilaları neden oldu. Sürüngenler, toplamda 10,4 milyar dolarlık bir zarara neden olurken hem amfibi hem de sürüngenlerin neden olduğu zararın maliyeti ise 3 milyar dolar olarak açıklandı. Amfibi ailesinden Lithobates Catispianus (Amerikan kurbağası) türü, 6,3 milyar dolarlık zararın yüzde 96,3’ünün sorumlusuydu. Kahverengi ağaç yılanı ise sürüngenlerin verdiği zararın yüzde 99,3’ünden sorumlu tutuldu. Avrupa bölgesindeki ülkeler, amfibi istilalarından kaynaklanan ekonomik maliyetin yüzde 96,3’ünü (6 milyar dolar) üstlenirken Okyanus ve Pasifik ülkeleri, sürüngen istilalarının neden olduğu zararın yüzde 99,6’sına (10,4 milyar dolar) tanık oldu.
Araştırmacılar, istilacı türlerin başka ülkelere gönderilmesinin azaltılması ve istilaların erken tespiti için gerekli önlemlere yatırım yapılması halinde bu maliyetlerin azalabileceği görüşünde. Söz konusu çalışmayı yürüten ekip tarafından yapılan açıklamada “Bu önlemler, uzun vadede sorunlarımızı azaltabilir” denildi.



Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
TT

Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)

Rachel Dobkin 

Cinsiyet açıklama partileri, yeni çocuklarının kız mı erkek mi olacağını merakla bekleyen aileler arasında giderek daha popüler hale geliyor. Ancak popüler inanışlara karşı çıkan yeni bir araştırmaya göre, bebeklerin cinsiyeti yazı tura sonucu gibi şansla belirlenmiyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta cuma günü yayımlanan bir çalışma, ailelerin erkek ya da kız çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğınu ve bazı faktörlerin bu ihtimali etkilediğini tespit etti.

1956-2015'te iki ya da daha fazla sefer birer bebek doğuran en az 58 bin kadını analiz eden araştırmacılar, aynı cinsiyetten en az üç çocuk yapan annelerin, sonraki bebeklerinin yine aynı cinsiyetten olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu saptadı.

Kız ya da erkek çocuk sahibi olma ihtimali bu kişilerde yüzde 50-50 değil: Üç kız çocuk sahibi ailelerin başka bir kız çocuğu olma ihtimali yüzde 58, üç erkek çocuğu olan ailelerin bir erkek çocuk daha dünyaya getirme ihtimaliyse yüzde 61.

Peki neden böyle oluyor?

Araştırmacılar, annenin doğum yaptığı yaşa ve genetiğe işaret ediyor.

Çocuk doğurmaya 28 yaşından sonra başlayan kadınların aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma ihtimali biraz daha yüksek çıktı. Çalışmada sadece erkek ya da sadece kız çocuk doğurmakla ilişkili iki gen de tespit edildi.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji alanında öğretim üyesi olan Jorge Chavarro, kıdemli yazarı olduğu çalışma hakında Washington Post'a "Bu genlerin neden doğumda cinsiyetle ilişkili olduğunu bilmiyoruz ancak öyleler ve bu da yeni sorular doğuruyor" dedi.

Çalışmanın, babalarla ilgili veri bulunmaması gibi bazı sınırlılıkları var.

Ayrıca çalışmada yer almayan bir uzman, araştırmanın genetik analizi hakkında uyarılarda bulunuyor.

Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi'nde genetik alanında öğretim üyesi olan Iain Mathieson, Washington Post'a yaptığı açıklamada analizin nispeten küçük bir örnekleme dayandığını ve diğer faktörlerden etkilenebileceğini söyledi.

Çalışmadaki araştırmacılar sözkonusu faktörlerin, bazı ailelerin aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığının neden daha yüksek olduğunu ne ölçüde açıkladığını incelemek üzere daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu sonucuna vardı.

Yazarlar şu ifadeleri kullanıyor: 

O zamana kadar, aynı cinsiyetten iki ya da üç çocuğu olan ve farklı cinsiyetlerden çocuk sahibi olmak isteyen aileler, bir sonraki çocuklarını yaparken muhtemelen iki yüzü aynı bir madeni parayla yazı tura attıklarının farkında olmalı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news