Hochstein, tartışmalı deniz sınırıyla ilgili yeni bir öneri sunmak üzere Beyrut'ta

Washington, Mısır ve Ürdün'den enerji ithalatını yaptırımlardan muaf tutacağına ilişkin garantileri, Lübnan’ın Dünya Bankası’ndan fon almasına bağladı

Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırı konusunda ara buluculuk yapan Hochstein, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea’nın da katılımıyla Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad ile bakanlıkta görüştü (AFP)
Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırı konusunda ara buluculuk yapan Hochstein, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea’nın da katılımıyla Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad ile bakanlıkta görüştü (AFP)
TT

Hochstein, tartışmalı deniz sınırıyla ilgili yeni bir öneri sunmak üzere Beyrut'ta

Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırı konusunda ara buluculuk yapan Hochstein, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea’nın da katılımıyla Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad ile bakanlıkta görüştü (AFP)
Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırı konusunda ara buluculuk yapan Hochstein, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea’nın da katılımıyla Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad ile bakanlıkta görüştü (AFP)

Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırı konusunda ara buluculuk yapan ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Güvenliği Danışmanı Amos Hochstein, Lübnanlı yetkililere yeni bir öneri sunmak için dün başkent Beyrut'a geldi. Lübnanlı yetkililer, Hochstein’ın önerisini, İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırlarının çizilmesine katkıda bulunacak ve böylece Lübnan'ın deniz kaynaklarını keşfetmesine izin verecek olumlu bir adım olarak gördüler.
Aynı zamanda ABD’nin Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı Özel Başkanlık Koordinatörü olan Hochstein, dün Yunanistan’dan ayrılarak Lübnanlı yetkililerle görüşmek üzere Beyrut’a geldi. ABD’li yetkilinin bugün Beyrut’ta Cumhurbaşkanı Michel Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve geçici Başbakan Necib Mikati ile görüşmesi ve Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırının çizilmesine ilişkin yeni önerisiyle ilgili bilgi verecek.
Eğer öneri olumlu sonuçlar doğurursa İsrail tarafıyla (Lübnan'ın güneybatısındaki) Nakura'da bulunan Birleşmiş Milletler (BM) karargahında, BM’nin kendi bayrağı ve himayesi altında ve ABD’nin arabuluculuğunda dolaylı sınır müzakerelerinin yeniden başlaması bekleniyor. Görüşmeleri takip eden Lübnanlı kaynaklar, olumlu bir havanın hakim olduğunu söylediler. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, basın korku senaryoları yazsa da iki taraf arasında dolaylı müzakerelerin yeniden başlayacağı bir çözüme ulaşılacağına dair umutların yüksek olduğunu belirttiler.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Hochstein'ın Beyrut ziyaretinin amacının, Başkan Joe Biden yönetiminin Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırıyla ilgili müzakerelere yardımcı olma taahhüdü de dahil Lübnan'daki enerji krizine sürdürülebilir çözümlerin ele alınması olduğu ifade edildi. Açıklamada, bu duruma bir çözüm bulunması gerektiği ve bulunabileceği, bunun da ancak müzakereler ve diplomasi yoluyla olabileceği belirtildi.
Reuters, Hochstein'ın Beyrut’a gelmesinden birkaç saat önce, İsrailli üst düzey bir yetkilinin Hochstein'ın ‘İsrail'in ticari haklarını korurken Lübnan’ın tartışmalı bölgede gaz rezervleri aramasına olanak tanıyan bir çözüm barındıran İsrail’in yeni bir önerisini Lübnan yönetimine sunacağını’ söylediğini aktardı. Reuters’ın haberine göre İsrailli yetkili, ayrıntıya girmeden “Bir anlaşmaya varılırsa, Lübnanlılar bölgede bir miktar sondaj yapabilecekler” ifadelerini kullandı. İsrailli yetkili, söz konusu önerinin, Lübnan’ı enerji krizi yaşayan, ekonomik olarak çökmüş bir ülkeyken doğal gaz üreten bir ülkeye dönüştürebilecek ciddiyette olduğunun altını çizdi.
Hochstein, Beyrut'taki Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'na ulaştığında Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü'ne gitti. Hochstein, beraberindeki heyetin ve ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea’nın katılımıyla Kamu Güvenliği Genel Müdürü Tümgeneral Abbas İbrahim ile makamında bir araya geldi. Görüşmede, deniz sınırı dosyasındaki gelişmeler ele alındı.
Hochstein, daha sonra Büyükelçisi Shea ile birlikte Lübnan Enerji Bakanı Velid Fayyad ile görüşmek üzere Enerji Bakanlığı'na geçti. Toplantı, yaklaşık bir saat sürdü. Toplantıdan sonra Lübnan'a gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Hochstein bakanlıktan ayrıldı. Enerji Bakanı Fayyad, gazetecilerle yaptığı sohbette, Hochstein'ın Lübnanlı yetkililere yeni bir öneri getirdiğini ve önerinin olumlu karşılandığının söylediğini açıkladı. Lübnan ile İsrail arasında ortak arama çalışmalarına dair ortaya atılan iddiaları reddeden Bakan Fayyad ayrıca, Hochstein'ın kendisine Lübnan’ın elektrik planının uygulanma koşullarını Dünya Bankası ile görüşeceğini söylediğini belirtti.
Öte yandan ABD yönetimi, Lübnan ve İsrail arasındaki tartışmalı deniz sınırı dosyasının yanı sıra Suriye üzerinden Lübnan'ın kuzeyindeki bir benzin istasyonunda elektrik üretmek için Mısır'dan gaz ithal edilmesi ve Ürdün'den Suriye üzerinden enerji ithalatı dosyalarıyla ilgili olarak da arabuluculuk çalışmaları yürütüyor.
Bakan Fayyad, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD yönetimi, Mısır'dan gaz ithalatının Caesar (Sezar) Yasası kapsamındaki yaptırımlardan muaf tutulacağına dair garanti vermek için Lübnan'ın Dünya Bankası’ndan fon almasını şart koştu.”
Hochstein'ın kendisine, ABD’nin bu yaz sonunda söz konusu muafiyeti sağlayacağına garanti vereceğini söylediğini aktaran Lübnanlı Bakan, Dünya Bankası'nın Lübnan’a, tarifelerde artışa gidilmesi ve düzenleyici kurumun atanması için gerekli prosedürlerin başlatılması olmak üzere iki şart öne sürdüğünü söyledi. Fayyad, bu yüzden Lübnan Elektrik Kurumu'na (EDL) tarifelerin artırılmasını talep eden bir mektup gönderdiğini açıkladı.
Öte yandan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Lübnan'daki termik istasyonları işletmek için İran’dan ücretsiz yakıt ithal etme önerisinde bulunmuştu. Hochstein ile birlikte İran’dan yakıt tedariki dosyasını tartıştığını belirten Fayyad, Hochstein’a “Açıkçası ben Lübnanlılara elektrik getirilmesinden yanayım. Öneri resmi ve ciddi bir şekilde, kağıt üzerinde önümüze gelirse bu konudaki hiçbir bağışı reddedemem” dediğini, Hochstein’ın da kendisine, böyle bir öneri için Bakanlar Kurulu kararına ihtiyaç duyulduğunu söylediğini belirtti.
Hizbullah, Akdeniz'deki üretim platformlarına ve İsrail’in keşif ve sondaj gemilerine füzeli saldırılar düzenlemek istediğine işaret eden bir video klip yayınlayarak ABD’li yetkilinin Beyrut’a gelişini engellemişti. Lübnan’da yayın yapan MTV televizyonuna göre Hochstein, Fayyad'a, Hizbullah'ın yayınladığı videonun, müzakerelerde ne yararlı ne de yardımcı olacağını, hatta İsrail'in seçim sürecinde olması nedeniyle durumu daha da çetinleştireceğini söyledi.



İsrail: Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'ı desteklemeye hazırız

Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
TT

İsrail: Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'ı desteklemeye hazırız

Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrail'in Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'a destek vermeye hazır olduğu belirtildi.

Netanyahu'nun ofisi açıklamasında, "Hem İsrail hem de Lübnan için iş birliği ruhuyla ilerleme ve Hizbullah'ı silahsızlandırma ortak hedefine odaklanma zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Lübnan kabinesi, bu ayın başlarında ABD'nin İran bağlantılı grubu silahsızlandırma planının hedeflerini onayladı.

Açıklamada, "Lübnan Silahlı Kuvvetleri Hizbullah'ı silahsızlandırmak için gerekli adımları atarsa, İsrail de ABD öncülüğündeki güvenlik mekanizmasıyla eşgüdüm halinde İsrail askeri varlığının kademeli olarak azaltılması da dahil olmak üzere karşılıklı önlemler alacak" ifadeleri yer aldı.

Hizbullah ve Emel Hareketi protesto çağrısında bulundu

Bu arada, Lübnan Emel Hareketi Merkezi Çalışma Ofisi ve Hizbullah Merkez Birliği ve İşçi Birimi bugün yaptıkları açıklamada, hükümetin silah edinmeyi devletle sınırlama kararını protesto etmek için çarşamba öğleden sonra Beyrut şehir merkezinde bir miting yapılması çağrısında bulundu.

İki grup da hükümetin kararlarını ulusal çıkarlara aykırı olarak nitelendirerek, "Ülkemizin karşı karşıya olduğu zorluklara uzun süredir sabrettik ve artık birleşik ulusal duruşumuzu ifade etmenin zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

Emel Hareketi ve Hizbullah, yaptıkları açıklamada, protestonun "düşmanın gücünü kırma yeteneğini kanıtlamış silahlarımızı koruma hakkımızı ve topraklarımızı ihlal eden İsrail düşmanına direnme hakkımızı teyit ettiğini" belirtti.

Lübnan hükümeti, bu ayın başlarında orduya yıl sonuna kadar silahları devlet kontrolüne alma görevini verme kararı aldı.

Hizbullah'ın geçen yıl İsrail ile girdiği savaşta ağır bir darbe alması üzerine, Genel Sekreter Hasan Nasrallah da dahil olmak üzere örgütün önde gelen liderlerinden birkaçı öldürülmüş ve geçen kasım ayında ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı.

Ateşkes anlaşması Lübnan'ı silahların sadece altı devlet güvenlik kurumunda bulundurulmasını zorunlu kıldı ve sivil grupların yeniden silahlanmasını yasakladı.

İsrail, ateşkese rağmen Lübnan'ın güney ve doğusunda “Hizbullah'a ait silah depoları ve savaşçılar” olduğunu iddia ettiği yerlere hava saldırılarını sürdürdü.


El-Burhan'ın yardımcısı: Savaş uzlaşmayla sona erecek

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)
TT

El-Burhan'ın yardımcısı: Savaş uzlaşmayla sona erecek

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar (X)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar, ülkedeki savaşın sona erdiğini belirterek, "Keleş (silah) dilinde savaş bitmek üzere, ancak etkileri yıllarca sürebilir" dedi.

Malik Agar ve Sudan Ordusu Komutan Yardımcısı Korgeneral Şemseddin el-Kebaşi, dün Hartum'a geldi. Omdurman'daki Toplum Önderleri Girişimi'ne hitap eden Agar, “Savaşın sonu, Sudan'ı daha iyi bir şekilde inşa etmek için uzlaşma ile sonuçlanacak” dedi. Agar, savaşın büyük etkileri olduğunu, bunların arasında vatandaşların elinde bulunan silahların bulunduğunu belirtti. Bu silahlar, ordu, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ve ülkedeki tüm silahlı hareketler tarafından dağıtıldı. Ayrıca vatandaşlar da kendilerini korumak için silah satın aldı.

Agar, "Savaşa giren Sudanlıları dışlamanın" önemini vurguladı. "Düşüncelerimiz, davranışlarımız ve politikalarımız değişmeli. Fabrikalar ve üniversiteler başkent Hartum'da olmamalı, yoksa bir günde yok olurlar. Kırsal kesim ihmal edilmeyecek şekilde çeşitli eyaletlere dağıtılmalılar" dedi. Hartum'daki hizmet yoğunluğunun büyük bir hata olduğunu ve vatandaşları kırsal kesimden başkente göç etmeye zorladığını göz önünde bulundurarak, "Bu durum değişmeli" ifadelerini kullandı.

Agar, başkente dönüş hazırlıkları için Egemenlik Konseyi üyesi İbrahim Cabir başkanlığında üst düzey bir komite oluşturdu. Bu arada yetkililer, Hartum'un her gün binlerce vatandaşın dönüşüne tanıklık ettiğini belirtti.


Süveyda'da Ulusal Muhafızlar’a katılmaya isteksiz olan gruplar... Esed'in subayları da bu grupların saflarında

 Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)
Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)
TT

Süveyda'da Ulusal Muhafızlar’a katılmaya isteksiz olan gruplar... Esed'in subayları da bu grupların saflarında

 Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)
Şeyh Yusuf Carbu, Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi lideri Şeyh Yahya el-Haccar ve Dağ Tugayı liderlerinin katıldığı Süveyda'daki danışma toplantısından (Arşiv)

Suriye'nin güneyinde bulunan Süveyda vilayetindeki silahlı gruplar arasında, Suriye'deki Dürzi topluluğunun ruhani liderlerinden Hikmet el-Hicri'nin oğlu Süleyman el-Hicri'nin liderliğinde bir Ulusal Muhafızlar oluşumunun duyurulması üzerine bölünme yaşanıyor. Bazıları bunu ‘İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) bir kopyası’ ve ‘daha fazla yıkım ve tahribat getiren bir mesaj’ olarak eleştirirken, bazıları da katılmaya isteksiz davranıyor. Bazı gruplar ise katılımlarını açıklamadan bunu memnuniyetle karşıladı.

Suriye meselelerini takip eden gözlemciler, Ulusal Muhafızlar’a katılan 30 grubun küçük gruplar olduğunu ve büyük grupların halen katılmaya isteksiz olduğunu göz önünde bulundurarak, söz konusu grupların Ulusal Muhafızlar’a katılmasının önemini küçümsedi.

30 grubun yeni askeri yapıya katıldığını duyurmasından birkaç saat önce oluşturulan Ulusal Muhafızlar Medya Ofisi adlı Facebook sayfası, dün 164. Tugay’ın Ulusal Muhafızlar’a katıldığını duyurdu.

Ulusal Muhafızlar Medya Ofisi’nin Facebook sayfasında yayınlanan açıklamada, Esed rejiminin devrilmesinden sonra eski rejim ordusunun subayları ile bazı siviller tarafından kurulan gruplardan biri olan 164. Tugay’ın dün Ulusal Muhafızlar’a katılmak için Şeyh el-Hicri'yi ziyaret ettiği belirtildi. Açıklamada, 164. Tugay’ın el-Hicri'nin kanatları altındaki Ulusal Muhafızlar’a katıldığı ifade edildi.

Süveyda'daki Ulusal Muhafızlar’ın liderleri, Şeyh Hikmet el-Hicri ile birlikte (Facebook)Süveyda'daki Ulusal Muhafızlar’ın liderleri, Şeyh Hikmet el-Hicri ile birlikte (Facebook)

30 grup, cumartesi günü Ulusal Muhafızlar Medya Ofisi sayfasında yayınlanan bir açıklamada, Ulusal Muhafızlar'a tam olarak entegre olduklarını duyurdu. Ulusal Muhafızlar'ı ‘Dürzi topluluğunu temsil eden resmi askeri kurum’ olarak nitelendiren gruplar, ‘tüm müttefik güçlerle iş birliği içinde kendilerine verilen savunma görevlerine mutlak bağlılıklarını’ vurguladılar.

Sosyal medyada aktif olan aktivistler, Ulusal Muhafızlar’a katılan grupların liderlerinin el-Hicri ile birlikte çekilmiş fotoğrafını paylaştı. Bu fotoğrafta, eski rejimin tuğgenerali Cihad Necm el-Gutani de yer aldı. Süveyda doğumlu olan Necm el-Gutani, Şam ve İdlib kırsalında Suriyeli sivillere karşı askeri operasyonlara katılmış ve Esed rejiminin devrilmesinden sonra Süveyda'ya sığınmadan önce yıllarca kurtarılmış bölgelerin bombalanmasına öncülük etmişti.

Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr (Facebook)Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr (Facebook)

Süveyda vilayetindeki haberleri aktaran er-Rasid internet sitesinin bildirdiğine göre bu birleşme, eski rejimin devrilmesi ve silahların yaygınlaşmasıyla birlikte vilayette ortaya çıkan önemli güvenlik boşluğu ile karakterize edilen yeni güvenlik durumuna pratik bir yanıt niteliğinde. Bölgenin tam bir kaosa sürüklenebileceği veya çevredeki kırsal bölgelere dağılmış aşırıcı grupların hedefi haline gelebileceği yönündeki endişeler de giderek artıyor.

Şarku’l Avsat’ın er-Rasid internet sitesinden aktardığına göre Ulusal Muhafızlar’ın ana görevleri, şehirlerde ve köylerde iç güvenlik ve istikrarı sağlamak, güvenlik kaosunu önlemek, suç faaliyetlerine karşı koymak ve sınırları ve çöl ile çevredeki kırsal alanları korumak, böylece silahlı unsurların sızmasını ve silah ve uyuşturucu kaçakçılığını önlemek.

Süveyda'daki en büyük silahlı grup olan Ricalu’l Kerame (Onurlu Adamlar) Hareketi, yerel grupların organize bir askeri yapı altında birleşmesi çağrısında bulunan açıklamayı memnuniyetle karşıladı. Hareket tarafından yapılan açıklamada, “Mevcut durumun gerektirdiği şey budur. Bu hassas aşamada, sizlerin bizden beklediği gibi, birliğin öncüleri olacağız” ifadeleri yer aldı. Ancak Hareket, açıklamasında Ulusal Muhafızlar’a katıldığını duyurmadı.

 Şeyh Leys el-Belus (SANA)Şeyh Leys el-Belus (SANA)

Öte yandan, Suriye'nin güneyindeki Süveyda vilayetinin ruhani liderlerinden biri olan ve Mudafetu’l Kerame olarak bilinen silahlı grupları yöneten Şeyh Leys el-Belus, vilayette Ulusal Muhafızlar’ın kurulduğunun duyurulmasını eleştirdi. El-Belus Facebook hesabında yayınladığı açıklamada şunları söyledi: “Bölge halkı, bazılarının otorite olarak gördüğü Şeyh Hikmet el-Hicri'nin, çözümler sunan ve halkı güvenliğe götüren kapsamlı bir tutum sergilemesini bekliyordu. Ancak bugün, her zamanki gibi, daha önce kadınları kaçırma, hırsızlık, yağma ve gasp ile tanınan Seyfu’l Hak Güçleri ve el-Fahd Güçleri gibi grupların liderleriyle çevrili bir videoda göründü. Bu güçler, Ulusal Muhafızlar adını verdikleri bir oluşumun kurulduğunu duyurdu.”

Suriye'nin güneyinde bulunan Süveyda vilayetinin merkezindeki Onur Meydanı’nda toplanan Hikmet el-Hicri destekçileri (AP)Suriye'nin güneyinde bulunan Süveyda vilayetinin merkezindeki Onur Meydanı’nda toplanan Hikmet el-Hicri destekçileri (AP)

El-Belus, bu görüntünün verdiği mesajın ‘barış ve onurlu bir yaşam arzulayan insanlar için umut ışığı olmaktan uzak bir mesaj’ olduğunu düşünüyor. El-Belus, Ulusal Muhafızlar’ı oluşturan gruplar arasında yer almayan Onurlu Adamlar Hareketi’nin tutumunu överek, “Bu, iyimser olabileceğimiz iyi bir işaret” değerlendirmesinde bulundu.

Dağ Tugayı'nın Ulusal Muhafızlar'a katılma kararının ardından Dürzi Koruma Kuvvetleri de Ulusal Muhafızlar'la birleştiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat cuma günü, Süveyda'daki silahlı grupları ortak bir orduya entegre etme projesinin başladığını belirten bir haber yayınladı ve yeni oluşuma katılma sürecinin büyük gruplar tarafından coşkuyla karşılanmadığını belirtti. Öte yandan, Onurlu Adamlar Hareketi Sözcüsü Basim Ebu Fahr, bu ordunun ne olduğu konusunda netlik olmadığı için oluşuma katılmanın ‘şu anda söz konusu olmadığını’ açıkladı. Bu adımı eleştirenler, yeni oluşumun Dürzi mezhebinin üyeleriyle sınırlı olacağı için muhtemelen bir geleceği olmayacağını ifade ettiler.

El-Hicri'ye karşı çıkan kaynaklar Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Birleşik orduya katılan bazı gruplar Esed rejiminin askeri güvenlik aygıtıyla bağlantılıydı. Bu grupların savaşçıları Süveyda'da saldırı, hırsızlık suçlamalarıyla ve kaçırma olaylarına karışmakla suçlanıyor.”

Şeyh Hikmet el-Hicri'ye sadık Dürzi milisler Süveyda'da devriye gezerken (AFP)Şeyh Hikmet el-Hicri'ye sadık Dürzi milisler Süveyda'da devriye gezerken (AFP)

Süveyda vilayetinde birleşik orduya katılan gruplarla bağlantılı kaynaklar, bu yeni oluşumdaki savaşçı sayısının 4 bin ila 5 bin arasında olduğunu tahmin ederken, diğer kaynaklar Şarku’l Avsat'a bu rakamın abartılı olduğunu ifade etti.

2013 yılında kurulan ve şu anda Şeyh Yahya el-Haccar tarafından yönetilen Onurlu Adamlar Hareketi, 5 bin- 8 bin savaşçı ile Süveyda'daki en büyük grup. Onu, 5 bin ila 6 bin savaşçıya sahip olduğu bildirilen ve kaçak Albay Tarık eş-Şufi tarafından yönetilen Süveyda Askeri Konseyi izliyor. Eş-Şufi daha önce el-Hicri'nin politikalarını desteklemişti. Ancak son zamanlarda iki taraf arasında anlaşmazlıklar çıktı ve eş-Şufi silahlı kişiler tarafından kaçırıldı, ardından sürece diğer gruplar müdahil olarak onun serbest bırakılmasını sağladı. Üçüncü sırada ise Şekib Azzam'ın liderliğindeki ve 5 bin savaşçıya sahip olduğu bildirilen Dağ Tugayı yer alıyor.