Araştırmacılar, internet flörtünün ilişkileri mahvedebileceğini ortaya koydu

Aldatmayla ilgili önceki araştırmalar, eşlerin kişiliklerine veya ilişkinin özelliklerine odaklanmıştı

Araştırmacılara göre, internet ortamı, biretlerin geçmişte daha iyi bastırmış olabileceği duyguları dışavurmasına neden oluyor (Unsplash)
Araştırmacılara göre, internet ortamı, biretlerin geçmişte daha iyi bastırmış olabileceği duyguları dışavurmasına neden oluyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar, internet flörtünün ilişkileri mahvedebileceğini ortaya koydu

Araştırmacılara göre, internet ortamı, biretlerin geçmişte daha iyi bastırmış olabileceği duyguları dışavurmasına neden oluyor (Unsplash)
Araştırmacılara göre, internet ortamı, biretlerin geçmişte daha iyi bastırmış olabileceği duyguları dışavurmasına neden oluyor (Unsplash)

İster Instagram’da isterse diğer sosyal medya platformlarında flört etmekten hoşlanan ve bunu zararsız bir eğlence olarak gören birçok kullanıcı var. 
Ancak yeni bir araştırma, görünüşte masumane olan bu etkileşimlerin bireylerin ilişkileri için felaketle sonuçlanabileceğine işaret ediyor.
Reichman Üniversitesi'nden araştırmacılara göre internet flörtleri, kullanıcıların mevcut partnerini veya sevgilisini daha az çekici bulmasına neden oluyor.
Aldatmayla ilgili önceki araştırmalar, eşlerin kişiliklerine veya ilişkinin özelliklerine odaklanmıştı. Ancak internet flörtlerinin ilişkiler üzerindeki etkisi şimdiye dek yeterince araştırılmamıştı.
Yeni çalışmada araştırmacılar, gerçekte ilişkisi olan katılımcıların çekici bir kişiyle (bu, araştırma ekibinin bir üyesiydi) internette sohbet ettiği iki deney gerçekleştirdi.
Katılımcıların yarısıyla tarafsız biçimde sohbet edilirken, diğer yarısıyla ise flört edildi. 
İlk çalışmada, katılımcılardan bu sohbetten sonra mevcut partnerlerine ne kadar ilgi duyduklarını derecelendirmeleri istendi. Ayrıca, partnerleriyle ilgili bilinçdışı algılarının incelendiği bir görevde yer aldılar.
Bu çalışmanın sonuçları, araştırmacılarla flört eden katılımcıların mevcut partnerlerini hem bilinçli hem de bilinçsiz olarak daha olumsuz algıladıklarını ortaya koydu.
İkinci çalışmada ise katılımcılardan sohbet sonrasında akıllarına gelen ilk cinsel fanteziyi yazmaları istendi.
Analizler, katılımcıların flörtöz sohbetin ardından, şu anki partnerlerinden ziyade, konuştukları araştırmacıyla ilgili hayal kurma olasılığının arttığını gösterdi.
Personal Relationships adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırmayı yöneten psikoloji profesörü Gurit Birnbaum, "Aldatma faktörlerini inceleyen önceki çalışmalar, eşlerin kişiliklerine veya çiftin ilişkisine odaklandı. Bu çalışmada, taliplerin davranışlarına odaklanmayı seçtim" diye konuştu:
"Halihazırda bir ilişki içinde olan bir bireye ilgisini aktif şekilde ifade eden bir talibin, savunma mekanizmalarına daha iyi nüfuz edip etmediğini, ilişkinin kalitesini ve istikrarını tehlikeye atıp atmadığını değerlendirdik."
 
Independent Türkçe, Phys.org, Daily Mail



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell