Lapid ABD’den Gazze olaylarını soruşturan BM komisyonunun feshedilmesi için destek istedi  

Gazze’de 2021 Mayıs ayında İsrail'in saldırıları sonucu yıkılan bir bina. (AFP)
Gazze’de 2021 Mayıs ayında İsrail'in saldırıları sonucu yıkılan bir bina. (AFP)
TT

Lapid ABD’den Gazze olaylarını soruşturan BM komisyonunun feshedilmesi için destek istedi  

Gazze’de 2021 Mayıs ayında İsrail'in saldırıları sonucu yıkılan bir bina. (AFP)
Gazze’de 2021 Mayıs ayında İsrail'in saldırıları sonucu yıkılan bir bina. (AFP)

İsrail Başbakanı Yair Lapid, ABD yönetiminden, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki son savaş sırasındaki uygulamalarını araştıran Birleşmiş Milletler (BM) tarafından oluşturulan soruşturma komisyonunun feshedilmesi için destek istedi. BM İnsan Hakları Konseyi'ne (BMİHK) bağlı söz konusu komisyonun oluşturulmasına destek olmayan ABD, Almanya, İngiltere, Avusturya ve diğer 20 Batılı ülkeye teşekkür eden Lapid, komisyon üyelerinden birinin ‘antisemitik’ olduğunu öne sürdüğü sözler sarf etmesinin, komisyonun iç yüzünü gösterdiğini söyledi.  
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Müfettişi Miloon Kothari, ‘Mondoweis’ adlı internet sitesine verdiği röportajda, “Soruşturma komisyonunu oluşturan BM İnsan Hakları Konseyi'ni (BMİHK) itibarsızlaştırmaya yönelik çabalar var. Basın ve sosyal medya büyük ölçüde Yahudi lobisi tarafından kontrol ediliyor.” demişti. ABD'nin İnsan Hakları Konseyi elçisi Michele Taylor, “Maalesef, bu kabul edilemez açıklamalar, Uluslararası Adalet Divanı’nın açık doğası ve geniş kapsamlı bakış açısı ile BMİHK’nin İsrail’e karşı olan eşitsiz ve önyargılı muamelesi konusundaki derin endişelerimizi artırıyor” ifadelerini kullandı. Başbakan Yair Lapid, Michele Taylor’un tutumundan övgüyle söz ederek, ‘’Washington ve müttefiklerinin İsrail'in bu komisyonun feshedilmesi ve soruşturmaların durdurulması talebini destekleyeceğine inanıyorum.’’ dedi.  
Başbakan Yair Lapid pazar günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e, Duvarların Muhafızı Operasyonu sırasında İsrail'in savaş suçlarına ilişkin devam eden BM Soruşturma Komisyonu'nun feshedilmesini talep eden bir mektup yazdı. Lapid mektupta şu ifadelere yer verdi: "Size, İsrail'i soruşturmakla görevlendirilen komisyonun üç üyesinin de derhal görevden alınmasını ve Komisyonun dağıtılmasını talep etmek için yazıyorum. Komisyon Bileşmiş Milletler tarafından istenen bağımsızlık ve tarafsızlık standartlarını karşılamayan liderliğinin alenen ifade edilen önyargıları tarafından temelde lekelenmiştir. Komisyonun temelde kusurlu doğası geniş çapta tartışıldı ve ABD liderliğindeki 22 ulustan oluşan bir grup, haziran ayındaki oturum sırasında bu konudaki derin endişelerini dile getiren ortak bir bildiri yayınladı. Antisemitizme karşı mücadele sadece kelimelerle yürütülemez, eylem gerektirir, şimdi harekete geçme zamanıdır; komisyonu dağıtmanın zamanı geldi. Bu Komisyon sadece antisemitizmi desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda onu besliyor." 
 Eski BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve soruşturma komisyonunun başkanı Navi Pillay, Kothari'nin açıklamalarının kasten çarpıtıldığını ve bağlamından koparıldığını söyledi. İsrail’in BMİHK’ye bağlı söz konusu soruşturma komisyonuna en baştan beri karşı olduğu biliniyor. İsrail komisyon üyelerinin İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarına girişine izin vermemiş ve komisyonun haziran ayındaki ön raporunun ‘tarafgir’ bir şekilde kaleme alındığını iddia etmişti. İsrail tarafından yapılan resmi açıklamada, ‘meşru ve taraflı’ olarak nitelendirilen komisyonun feshedilmesi ve komisyon üyelerinin BM çalışmalarından uzaklaştırılması çağrısında bulunuldu. Komisyonun uzmanları, Gazze’ye düzenlenen ve 250 kişinin ölümüne neden olan son saldırılar ile Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerini soruşturma görevine 13 Nisan 2021 tarihinde başlamıştı. Ancak İsrail, komisyon üyelerinin ‘soruşturmayı bağımsız ve tarafsız bir şekilde yürütmek yerine İsrail'e karşı açık ve düşmanca tavırlar sergilediklerini’ söyleyerek komisyon ile işbirliği yapmayı reddetti.



Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?

Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
TT

Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?

Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)

AP, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilime dikkat çekerek, iki ülkenin 1947'de İngiltere'den bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana üç büyük çaplı savaşa sahne olduğunu belirtti. İki komşu ayrıca, dünyanın en soğuk ve en yüksek rakımlı savaş alanı olarak tanımlanan bir buzulun tepesindeki çatışma da dahil olmak üzere onlarca çatışmaya tanık oldular.

Son gerginlik, Hindistan'ın Pakistan'ı suçladığı, İslamabad'ın ise herhangi bir dahli olduğunu reddettiği, turistlere yönelik ölümcül bir silahlı saldırının ardından yaşandı.

Hindistan ve Pakistan diğer ülkeler gibi savaşmıyor. Buradaki başat faktör, büyük saldırıları caydırmanın ayırt edici bir aracı ve durum kötüleşse bile çatışmanın kontrolden çıkmayacağının garantisi olan nükleer cephanelikleri.

Ncjxj
 Keşmir'in Pakistan tarafından yönetilen kısmının başkenti Muzafferabad'da Hindistan saldırıları sonucu yıkılan bir caminin yakınında nöbet tutan askerler (AFP)

Hindistan ve Pakistan neden bu şekilde savaşıyor? Çünkü nükleer cephanelikleri birbirlerini yok edebilecek kapasitede.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Pakistanlı güvenlik analisti Seyyid Muhammed Ali şu ifadeleri kullandı: “Pakistan ve Hindistan diğer tarafı defalarca yok etmeye yetecek kadar nükleer silaha sahip. Nükleer silahları, Karşılıklı Garantili İmha (MAD) senaryosu yaratıyor. Her iki ülke de stoklarının boyutunu ve kapsamını diğerine MAD garantisini hatırlatacak şekilde bilinçli olarak geliştirdi.”

Her iki ülke de nükleer kapasitelerini açıklamıyor, ancak her birinin 170 ila 180 arasında kısa, uzun ve orta menzilli savaş başlığına sahip olduğuna inanılıyor. Her iki ülke de bu silahları hedeflerine ulaştırmak için farklı sistemlere sahip.

Ali, cephaneliklerin daha fazla çatışmayı önlemek ve caydırmak için savunma amaçlı bir hamle olduğunu, çünkü ‘iki tarafın da böyle bir savaşı başlatmayı göze alamayacağını ya da bundan bir şey elde etmeyi umamayacağını’ söylüyor.

İlk bakışta öyle gelmeyebilir ama nükleer silahlar karşı tarafa aşırı tepki veremeyeceğini hatırlatır. Ancak cephaneliklerini çevreleyen gizlilik, Pakistan ya da Hindistan'ın nükleer bir ilk saldırıda hayatta kalıp kalamayacağının ve ‘ikinci saldırı kabiliyeti’ olarak adlandırılan misilleme yapıp yapamayacağının belirsiz olduğu anlamına geliyor.

Jfjfj
Pakistan'ın Lahor kenti yakınlarında Hindistan saldırısında hasar gören hükümet sağlık ve eğitim kompleksinin yönetim binası önünde duran arama kurtarma görevlileri (Reuters)

Bu kabiliyet, nükleer gerilime yol açabilecek saldırganlığı önleyerek bir düşmanın ilk saldırı yoluyla nükleer bir savaşı kazanmaya çalışmasını engeller. Bu kabiliyet olmadan, teoride, bir tarafın diğerine savaş başlığı fırlatmasını engelleyecek hiçbir şey yoktur.

Keşmir anlaşmazlığın merkezinde

Hindistan ve Pakistan, her birinin bağımsızlığını kazandığı 1947'den bu yana Keşmir üzerinde hak iddia ediyor ve sınır çatışmaları on yıllardır bölgeyi istikrarsızlaştırıyor.

Keşmir, Hindistan yönetimine karşı direnen silahlı isyancıların bulunduğu, iki ülke arasında bölünmüş tartışmalı bir Himalaya bölgesidir.

Her iki ülke de Keşmir'in bir bölümünü kontrol ediyor. Bölge yoğun bir şekilde askerileştirilmiş bir sınırla bölünmüş durumda.

Ezeli rakipler üç savaşlarından ikisini de Keşmir için yapmışlardır.

Birçok Keşmirli Müslüman, isyancıların bölgeyi Pakistan yönetimi altında ya da bağımsız bir devlet olarak birleştirme hedefini destekliyor.

Hindistan kontrolündeki Keşmir'de yaşanan sınır çatışmaları ve militan saldırıları Yeni Delhi'nin İslamabad'a karşı giderek daha sert bir tutum takınmasına ve onu ‘terörizmle’ suçlamasına neden oldu.

Son çatışmada Hindistan, geçen ay gerçekleşen silahlı katliamla bağlantılı olarak Pakistan destekli militanlar tarafından kullanılan yerleri vurarak Pakistan'ı cezalandırdı.

Geleneksel askeri dengesizlik

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) Askeri Denge Raporu'na göre Hindistan 2025 yılında 74,4 milyar dolar harcamayla dünyanın en büyük savunma harcaması yapan ülkesi ve dünyanın en büyük silah ithalatçılarından biri.

Pakistan ise geçen yıl 10 milyar dolar harcadı. Pakistan, komşusuna kıyasla iki kat daha fazla aktif silahlı kuvvete sahip olan zengin Hindistan'la asla boy ölçüşemez.

Hindistan'ın silahlı kuvvetleri geleneksel olarak Pakistan'a odaklanmış olsa da, mücadele etmesi gereken bir başka nükleer komşusu da Çin. Hindistan, Hint Okyanusu'ndaki deniz güvenliği konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor.

Bunlar Pakistan'ın güvenlik modelinde dikkate almak zorunda olmadığı iki faktör.

Pakistan'ın uzun ve dar yapısı, ordunun dış politikadaki büyük rolü ile birleşince silahlı kuvvetlerin hareketli olmasını ve savunmaya öncelik vermesini kolaylaştırıyor.

Tırmanma ve gerilimi azaltma modeli

Ne Pakistan ne de Hindistan diğerine karşı askeri hamlelerini duyurmak için acele etmiyor. Mevcut düşmanlıkların alevlenmesinden de anlaşılacağı üzere, saldırıların ve misillemelerin teyit edilmesi biraz zaman alabilir.

Ancak her ikisi de diğerinin kontrolündeki topraklarda ve hava sahasında operasyonlar yürütüyor.

Bu operasyonlar bazen kontrol noktalarına, tesislere ya da militanlar tarafından kullanıldığı iddia edilen yerlere zarar vermeyi amaçlıyor. Aynı zamanda liderleri kamuoyunun baskısına boyun eğmeye ve yanlış hesaplama potansiyeline sahip bir şekilde karşılık vermeye zorlamak, onları utandırmak veya kışkırtmak da amaçlanıyor.

Bu faaliyetlerin çoğu Keşmir'i Hindistan ve Pakistan arasında bölen Kontrol Hattı boyunca gerçekleşiyor.

Jfjdj
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)

Bu hattın medya ve kamuoyundan büyük ölçüde izole edilmiş olması, saldırı veya misilleme iddialarının bağımsız olarak doğrulanmasını zorlaştırıyor.

Bu tür olaylar, iki ülkenin nükleer kapasiteleri göz önüne alındığında uluslararası endişeleri arttırmakta, dikkatleri Hindistan ve Pakistan'a ve nihayetinde Keşmir üzerindeki rekabet eden iddialarına geri çekmektedir.

Her iki ülkenin de kaynaklar için rekabet etmesini gerektirecek bir durum söz konusu değil

Pakistan'ın muazzam bir maden zenginliği var, ancak Hindistan'ın bundan faydalanmak gibi bir arzusu yok. Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ile Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan arasında temel ideolojik farklılıklar olsa da birbirlerine hükmetmek ya da birbirlerini etkilemek gibi bir amaçları yok.

Keşmir dışında birbirlerinin topraklarında hak iddia etmek ya da hegemonya kurmak gibi bir niyetleri de yok.