Kuveyt’te yeni hükümet kuruldu

Kuveyt Başbakanı Şeyh Ahmed bin Nevaf es Sabah (AFP)
Kuveyt Başbakanı Şeyh Ahmed bin Nevaf es Sabah (AFP)
TT

Kuveyt’te yeni hükümet kuruldu

Kuveyt Başbakanı Şeyh Ahmed bin Nevaf es Sabah (AFP)
Kuveyt Başbakanı Şeyh Ahmed bin Nevaf es Sabah (AFP)

Kuveyt’te yeni Başbakan Şeyh Ahmed Nevvaf el-Ahmed es-Sabah başkanlığındaki yeni kabinenin 12 bakandan oluştuğu aktarıldı. Kuveyt siyasi tarihindeki 40. hükümet ve 29 Eylül 2020'de göreve başlayan Kuveyt Emiri Şeyh Nevaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah  Şeyh dönemindeki dördüncü hükümet. Bu duyuru, Emirlik kararnamesinin yayınlanmasıyla aynı zamana denk geldi.
Yeni hükümetin oluşturulması kararı geçtiğimiz yıl Kuveyt Emri’nin görevlerinin çoğunluğunu üstlenen Veliaht Prens Meşal el-Ahmed es-Sabah’ın imzasıyla yayınlanırken, kilit bakanlıklarda büyük değişiklikler yaşanmadı.
Yeni kabinede Talal Halid Ahmed es-Sabah Başbakan Yardımcısı, Savunma Bakanı ve İçişleri Bakan Vekili olarak atanırken Şeyh Doktor Nasıl Muhammed es Sabah de Dışişleri Bakanı görevine getirildi. Kuveyt Enformasyon Bakanlığı, Muhammed el-Faris’in Petrol Bakanı, Abdulvehhab el Reşid’in de Maliya Bakanı olarak yeniden atandığı bildirildi.
Abdurrahman el-Matiri, Kültür ve Enformasyon Bakanlığı görevine getirildi.
Yeni hükümette, Belediye İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve İletişim ve Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Devlet Bakanı Rana el Faris oldu.
Hükümette ayrıca bir önceki hükümette yer alan parlamentodan iki bakan da yer aldı. Bunlar, İskân İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve Ulusal Meclis İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı İsa el Kandari ve Bayındırlık, Elektrik, Su ve Enerji Bakanı Ali el-Musa.
Önceki hükümette yer alan iki milletvekili de yeni hükümette yer almıyor. Bunlar, Sosyal İşler ve Toplumsal Kalkınma Bakanı ve İskan ve Kentsel Kalkınmadan Sorumlu Devlet Bakanı Mübarek el Aru ile Ulusal Meclis İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve Gençlik İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed Ubeyd ed-Raci.
1966 doğumlu yeni Petrol Bakanı Muhammed el Faris 2016 yılından bu yana hükümet oluşumunda tanınmış yüzlerden biri. Eğitim ve Yüksek Öğretim Bakanı, Petrol ve Elektrik Bakanı, Petrol ve Yüksek Öğrenim Bakanı, Petrol, Elektrik ve Yenilebilir Enerji Bakanı olarak görevlerde bulunan Faris son olarak Petrol Bakanı olarak atandı.
Geçtiğimiz hafta Kuveyt Emiri Şeyh Nevaf el-Ahmed es-Sabah,  Şeyh Ahmed Nevaf el-Ahmed’i başbakan olarak atayan bir kararname yayınladı. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Kuveyt Emiri'nin büyük oğlu Şeyh Ahmed Nevaf, daha önce başbakan yardımcılığı ve içişleri bakanlığı görevlerini yürütüyordu. 10 Mayıs'ta, eski Başbakan Şeyh Sabah el-Halid el-Hamed başkanlığındaki hükümetin istifasının, Kuveyt Emiri Sabah tarafından kabul edildiği belirtilmişti.
Kuveyt Veliaht Prensi Meşal el-Ahmed es-Sabah,  22 Haziran taihinde genel seçimlere gitmek üzere Meclis'i feshetme kararı aldıklarını duyurmuştu. Devlet televizyon kanalında açıklama yapan Veliaht Prens, “Anayasal hakkımıza dayalı olarak Ulusal Meclis’i feshetme ve genel seçimlere çağrı yapma kararı aldık” diyerek, Meclis'i feshetme ve seçimlerle ilgili genelgenin gerekli yasal işlemlerin ardından önümüzdeki aylarda duyurulacağını kaydetti. Kuveyt Veliaht Prensi Meşal Ahmed el-Cabir es-Sabah, halkın iradesi ve anayasanın 107. Maddesine uygun olarak meclisi feshetmeye ve genel seçim yapmaya karar verdiklerini aktardı.
Yeni kabinede Talal Halid Ahmed es-Sabah Başbakan Yardımcısı, Savunma Bakanı ve İçişleri Bakan Vekili olarak atanırken Şeyh Doktor Nasıl Muhammed es Sabah de Dışişleri Bakanı görevine getirildi.
Ayrıca İsa Ahmed Muhammed Hasan el Kandari, İskan ve Kentsel Kalkınmadan Sorumlu Devlet Bakanı ve Ulusal Meclis İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olarak atandı.
Yeni hükümette yer alan bakanlar, Rana Abdullah Abdurrahman el Faris, Belediye İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve İletişim ve Bilgi Teknolojisinden Sorumlu Devlet Bakanı., Abdurrahman Bedah el-Mutairi Enformasyon ve Kültür Bakanı ile Gençlik İşleri Devlet Bakanı, Doktor Ali Fehd el-Mudaf ise Eğitim Bakanı ile Yüksek Öğrenim ve Bilimsel Araştırma Bakanı olarak atandı.
Cemal Hadil Salim el Cellavi  Adalet Bakanı, Doktor Halid Muhus Süleyman es Said Sağlık Bakanı, Abdulvehhab Muhammed er Raşid Maliye Bakanı olarak atandı.
Ali Hüseyin el-Musa Bayındırlık, Elektrik, Su ve Yenilebilir Enerji Bakanı olarak atanırken, Fahd Mutlak Nasır eş Şerian Ticaret ve Sanayi Bakanı olarak atandı.



New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
TT

New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)

Suudi Arabistan'ın himayesinde ve Fransa'nın katılımıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) New York’taki genel merkezinde düzenlenen konferans, ‘iki devletli çözüm’ yönünde bir siyasi hareket başlattı. Paris'in Filistin’i tanıma kararını açıklamasının ardından, başka ülkeler de art arda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladılar.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un izinden giderek yaz tatilinde olan kabinesini Gazze'deki durumu ele almak üzere bu hafta acil toplantıya çağıracağı açıklandı. Starmer, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumu iyileştirmek ve barışı sağlamak için adımlar atmaması halinde, İngiltere’nin Eylül ayında Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de New York'taki konferansta aynı açıklamayı tekrarladı.

Başbakan Starmer, çç baskıların artmasıyla İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaması, insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaşması için sınır kapılarını açmaması ve Filistin-İsrail çatışmasına son vermek için ciddi barış görüşmelerine başlamaması halinde bu adımı atacağını açıkladı.

ddefrv
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere acil kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bakanların tutumları göz önüne alındığında İsrail'in bu şartlara uyum sağlaması imkansız görünüyor. Bu da 1917 yılında ilan edilen Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana İsrail'in kurulmasında tarihi bir sorumluluk taşıyan Londra'nın bu adımı atacağı anlamına geliyor.

Bu adımın özel bir önemi var, çünkü İngiltere, Fransa'dan sonra G7 üyeleri içinde Filistin devletini tanıyan ikinci ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında dördüncü ülke olacak. Ayrıca, Batı'nın bu hamlesini ‘toplu bir hareket’ haline getirmesi açısından da özel bir öneme sahip. Ki Paris de bunu bekliyor.

Aralarında Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Norveç, İspanya, Portekiz, İrlanda, Slovenya, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, İzlanda, San Marino ve Andorra’nın bulunduğu 15 batılı ülke tarafından yayınlanan ve Filistin devletinin tanınmasını talep eden ‘New York Konferansı Çağrısı’, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot'un ifadesiyle ‘deprem’ etkisi yarattı. Zira Batılı ülkeler ilk kez ‘toplu olarak’ böyle bir adım attılar.

Söz konusu ülkelerden biri olan Malta, Filistin’i tanıyacağını resmi olarak açıklarken Kanada ve Finlandiya, bu yönde hazırlıklarını sürdürüyor. Fransız kaynaklar, Portekiz'in de Filitin’i tanıma kararını açıklamaya hazır olduğunu belirttiler.

‘Çağrı’nın bir paragrafında şöyle deniyor:

“Bizler Filistin Devleti'ni tanımaya hazır olduğumuzu veya olumlu baktığımızı kabul ettik, ifade ettik veya ifade ediyoruz. Bu, iki devletli çözüme doğru atılmış temel bir adımdır. Henüz bunu yapmamış olan tüm ülkeleri bu çağrıya katılmaya davet ediyoruz.”

Ayrıca şu ifadeler de yer alıyor:

“Gazze’de yeniden yapılanma, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin yönetiminden çıkarılmasını sağlayacak bir yapı oluşturmak için çalışmaya kararlıyız.”

Diplomatik bulaşma

Söz konusu paragrafın ifadeleri, harekete geçme ve başkalarını da harekete geçmeye teşvik etme yönündeki toplu bir arzuyu yansıtmaktadır. Bugüne kadar 149 ülke Filistin’i tanıdı.

Fransız kaynaklar, Cumhurbaşkanı Macron'un birkaç gün önce Filistin’i tanıma kararını açıklamasının, birincisi tereddüt eden Avrupa ülkelerine baskı yapmak, ikincisi 21 Eylül'e kadar onlara yeterli zaman tanımak olmak üzere iki amacı olduğunu söylediler. 21 Eylül, New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarının başlayacağı tarih ve zirvede kararın kesinleşmesi bekleniyor.

dfgthyuı
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Yol haritasının son paragrafı, konferansın en önemli hedefini özetliyor:

“Bu tarihi bir fırsat. Savaşı sona erdirmek, Filistin devletini kurmak ve her iki halk için barış ve onuru sağlamak için kararlı ve toplu bir şekilde harekete geçme zamanı geldi.”

Baskılara ve uyarılara rağmen

Konferansa 125 ülke, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği (AL) gibi birçok uluslararası ve bölgesel kuruluş ve en az 40 dışişleri bakanı katıldı. İsrail ve ABD'nin baskılarına rağmen konferansa geniş bir katılım vardı.

Tüm bu baskıların yanında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un BM Genel Kurulu’nda düzenlenen ‘Başkanlar ve Liderler Haftası’nda Eylül ayında Filistin devletini resmen tanımayacağını açıklamasının ardından, Macron'u hedef alan bir iç kampanya başlarken bu girişimin Ortadoğu'daki olayların gidişatına ‘hiçbir etkisi olmayacağı’ empoze ediliyor. Ayrıca, hiçbir Avrupa veya Batı ülkesinin ona katılmayacağı için ‘diplomatik olarak dışlanacağı’ uyarısı yapılıyor.

dert
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

‘Şüpheciler’, iki devletli çözümü destekleyen ‘diplomatik-siyasi dinamizmin’ yeniden canlanmasını imkansız gördüler. Onlara göre bu çözüm, sadece siyasi ve sahadaki değişiklikler nedeniyle değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin devletinin kurulmasını kökten reddetmesi nedeniyle de ‘geçmişte kalmış’ bir seçenek haline gelmişti.

İsrail parlamentosu Knesset geçtiğimiz yıl Filistin devletinin kurulmasını reddeden bir kararı oyladı. Geçtiğimiz hafta da 71 oyla hükümeti Batı Şeria'yı ilhak etmeye çağıran bir kararı kabul etti. Kısacası, şüpheciler iki devletli çözümü ‘bir hayal’ olarak gördüler.

İsrail, Filistin devletinin tanınmasını kınamaya devam etti. Bunu ‘Hamas ve terörizme ödül’ olarak değerlendiren İsrail, bunun Gazze'deki ‘barışçıl çözüm çabalarını’ ve ‘savaşı sona erdirme çabalarını’ baltalayacağını iddia etti.

Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmediği gibi bir de tam tersi oldu.

Riyad ve Paris, uzun süredir ortada olmayan ‘iki devletli çözümü’ yeniden canlandırma çabalarında başarılı oldular.

Sadece iki gün içinde, dünya ülkelerinin üçte ikisi, sekiz adet Arap ve uluslararası çift başkanlı çalışma grubunun haftalarca süren çabalarıyla hazırlanan ‘yol haritasına’ odaklandı. Bu gruplar, çatışmaya son verilmesi ve güvenlik, ekonomi ve insani açıdan entegre bir Ortadoğu'ya doğru ilerlenmesi konusunda genel, kapsamlı ve pratik öneriler hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştı.

Bu durum, konferansın sona ermesiyle birlikte salı günü yayınlanan 7 sayfalık sonuç bildirgesinde de öne çıktı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, belgenin siyasi, güvenlik, ekonomik, insani, hukuki ve stratejik anlatı eksenlerini kapsayan kapsamlı öneriler içerdiğini ve iki devletli çözümü uygulamak ve herkes için barış ve güvenliği sağlamak için entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturduğunu söyledi.

Bakan Prens Ferhan, BM 79. Genel Kurulu oturumu sona ermeden önce sonuç bildirgesinin desteklenmesi ve bunun New York'taki Suudi Arabistan ve Fransa misyonlarına bildirilmesi çağrısında bulundu.