Şam rejimi buğday temininde açığı olduğunu kabul etti

Ukrayna savaşının devam etmesi, Suriye’de ekmek temini konusunda yaşana krizi derinleştiriyor.

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)
TT

Şam rejimi buğday temininde açığı olduğunu kabul etti

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)

Suriye rejimi, kontrolü altındaki bölgelerin gelecek yıl ihtiyaç duyulan buğday miktarında yüzde 75’i aşan bir açık olduğunu kabul etti. Uzmanlar, söz konusu durumun daha önce kendi kendine yetinen ve buğday ihracatçısı olan ülkede, bir paket pita ekmeği temin etmede halkın çektiği acıyı artıracağı ve açlık durumu daha da kötü bir hale getireceği görüşündeler.
Suriye Tahıl Vakfı Genel Müdürü Abdullatif el-Emin birkaç gün önce yarı resmi el-Vatan gazetesine yaptığı açıklamada, 2022 yılı için piyasadaki buğday miktarının bugüne kadar 511 bin ton olduğunu açıkladı. Bu oranı geçen yılla karşılaştırarak önemli bir artış bulunduğunu, zira geçen sene piyasada 366 bin ton buğday olduğunu ancak şu an tüm kontrol altındaki bölgelerin 525 bin ton buğday beklediğini belirtti. Emin “Mevcut buğday stoğu ekmek için un ihtiyacımızı karşılıyor. Endişeye gerek yok” derken buğdayın güvence altına alınması hükümet için öncelik haline geldi. Rusya’dan bir miktar buğday ithal edildiğini ve Suriye’nin buğday ihtiyacının yıllık 2 ila 2 milyon 200 ton arasında değiştiğini belirten Emin’in açıklamalarına göre hükümetin gelecek yıl ihtiyaç duyduğu buğday miktarında, yıllık ihtiyacın yüzde 75’inden fazlasına denk gelen ve yurt dışından ithal etmek zorunda kalacağı bir milyon 675 bin tonluk bir açık oluşacak. Emin, buğday ithalatı için yapılan son sözleşmenin 600 bin tonluk olduğunu ve bu sezona ek olarak gelecek yılın ilk yarısı için yeterli olan ek miktarları temin edilmesinin hedeflendiğini kaydetti. Suriye’nin ekmek üretimi için un ihtiyacının aylık 180 ile 200 bin ton arasında değiştiği bilgisini verdi.
Suriye 2011 yılına kendine yeten bir buğday ihracatçısıydı. Öyle ki 2007 yılında ekili alan yaklaşık 1,7 milyon hektara ulaştı ve üretim oranı 4 milyon 100 bin tonun üzerindeydi. Devlet, fırınlara un tedarik etmek ve stokları artırmak için 2,5 milyon ton buğday ayırıyordu ve yaklaşık 1,5 milyon ton ihracat yapıyordu. Ancak 2011 yılında patlak veren savaş, uzun süreli kuraklıklar ve düşük yağış oranları sonucunda ülkenin kuzey ve güneyindeki buğday üretim alanlarının yarısından fazlası çalışamaz hale geldi. Ayrıca stratejik mahsulün üretim seviyesi giderek düştü.
Buğday üretiminin kötüye gitmesine, yakıt, enerji, gübre krizleri, hükümetin üretim maliyetinin piyasa fiyatıyla orantılı olmaması sebebiyle buğdayın fiyatlarını yükseltmesi (Devlet 2 bin liraya çiftçiden bir kilo buğday alıyor) ve ülkenin üçe bölünmesi de katkıda bulundu. Söz konusu üç alandan birini, Washington tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi teşkil ediyor. Bu bölge, savaş ve kuraklık yıllarından önce, buğday üretiminde ülkenin stratejik mahsul ihtiyacının yaklaşık yüzde 60’ını karşılaması sebebiyle ‘Suriye’nin gıda sepeti’ olarak görülüyordu. İkinci alan, muhalif grupların etki alanı olan ülkenin kuzeybatısında yer alıyor. Üçüncü alan ise ülkenin batısında ve güneyinde Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelerden oluşuyor.
Savaş yıllarında, üç bölgedeki nüfuzlu kişiler, özellikle de hükümet ile Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasında, kendi kontrol alanlarında gerekli buğday miktarlarını güvence altına almak için çiftçilerden buğday satın almak konusunda şiddetli bir rekabet hakim oldu. Hükümet tarafından kontrol edilen bölgelerde, son yıllarda buğday krizi ortaya çıktı. Söz konusu krizi iki yıldan fazla bir süre önce şiddetlendi. Bu durum, Şam’da ve hükümet kontrolündeki diğer bölgelerdeki fırınlarda yaşanan izdiham ile gözler önüne serildi. Un krizinin devam etmesi ve kötüleşmesinin yanı sıra hükümetin kişi başı günlük üç ekmek sübvansiyonunu yarı yarıya indirmesi nedeniyle fırınlar aralıklarla çalışmayı durdurdu. Bir paket pita ekmeğinin (yaklaşık bin 100 gramlık 7 pita) sübvansiyonlu fiyatı 200 Suriye lirasına ulaştı. Ekmeler kara borsa da 1350 ila 1500 Suriye lirası arasında satılıyor. Savaş öncesi yıllarda ise ekmek fiyatı 15 Suriye lirasıydı.
Bu yılın başlangıcında un krizi nispeten azalmıştı. Ancak Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasıyla kriz yeniden derinleşti. Şarku’l Avsat’ın Şam’da gerçekleştirdiği gözlemlere göre devlet fırınları gün boyunca birkaç kez kapanıyor ve çalıştıkları zaman ise erken saatlerde (sabah 10.00-11.00 ile arasında) işleri bitiyor. Ardından öğleden aşırı kalabalık oluşuyor.
Fırınlarda çalışan işçiler, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda bazı günler fırınların kapanmasının, un temin edememelerinden, erken saatlerde işin bitmesinin ise malzeme tahsislerinin azalmasından kaynaklandığını belirttiler. İsmini vermek istemeyen bir ekonomist konuya dair şu değerlendirmede bulundu:
“Kriz uzun süredir devam edecek gibi görünüyor. Ülkenin bölgelere bölünmesi, ekonominin ve yaşam koşullarının kötüleşmesi, para biriminin dolar karşısında değer kaybetmesi (bir ABD doları, 2011 yılı öncesinde 45 ila 50 Suriye lirasına denk gelirken şimdi yaklaşık 4200 Suriye lirasına denk geliyor) ayrıca yakın bir zamanda biteceğine dair herhangi bir belirti olmayan Ukrayna’daki savaşın sürmesi de dahil olmak üzere tüm bu nedenler, ülke ekonomisinin ve yaşam koşullarının daha da kötüye gideceğini gösteriyor. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası raporlar, hatta yerel raporlar, hükümetin kontrolü altındaki bölgelerde yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların oranının yüzde 90’ın üzerinde olduğuna işaret ediyor. Hükümetin gıda güvenliğini sağlama konusundaki yetersizliği, halkın bir paket pita ekmeği almada çektikleri sıkıntıları ve açlığı daha da artıracak.”
Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi kontrolündeki bölgelerde de durum hükümetin kontrolü altındaki alanlardan daha iyi değil. Tarım ve Sulama Otoritesi Başkanı Muhammed El-Dahil, yönetimin kontrolü altındaki bölgelerden alınan miktarların, ekmek için ayrılan yaklaşık 388 bin ton buğday ulaştığını ancak aslında yılda 600 bin tona ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Dolayısıyla yaklaşık 200 bin tonluk bir açık olduğu bilgisini verdi.



Suriye'de istikrarı bozan İsrail saldırılarının zamanlaması dikkat çekiyor

TT

Suriye'de istikrarı bozan İsrail saldırılarının zamanlaması dikkat çekiyor

Suriye'de istikrarı bozan İsrail saldırılarının zamanlaması dikkat çekiyor

Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail, Suriye'nin güneyindeki son saldırılar ve bunların sonuçlarından tamamen sorumlu tutuldu.

Bakanlığın açıklamasında, istisnasız tüm vatandaşlarını korumaya özen gösterdiği ve bunların başında Dürzi vatandaşların geldiği vurgulandı.

Dışişleri Bakanlığı, dün sabah ülkenin güneyinde İsrail'in düzenlediği saldırılarda çok sayıda asker ve güvenlik görevlisi ile sivilin öldüğünü belirtti.

Bakanlık açıklamasında, saldırıların ‘ulusal istikrarı sarsmak ve Suriye'nin birliğini bozmak amacıyla, devletin güvenliği sağlamlaştırmaya ve savaşın etkilerini ortadan kaldırmaya çalıştığı kritik bir dönemde, dikkatlice planlanmış ve şüpheli bir bağlamda gerçekleştiğini’ belirtti.

Devletin tüm Suriyelileri istisnasız olarak korumaya özen gösterdiği ve bunların başında Dürzilerin geldiği vurgulanan açıklamada, Suveydalılara ‘devletlerinin ve ordularının arkasında durmaları ve şüpheli projeler ya da kargaşaya yol açacak çağrılara kapılmamaları’ çağırısı yapıldı.

Suriye'nin güneyinde nüfusunun çoğunluğunu Dürzilerin oluşturduğu Suveyda’da, bazı kaçırma olaylarının ardından Dürziler ile Bedevi aşiretleri arasında son iki gün içinde kanlı çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda en az 90 kişi öldü, yüzlerce kişi de yaralandı.

Öte yandan Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, tüm kamu ve özel kurumların yanında sivil ve askeri kurumların ‘her türlü aşırılığı veya ihlali önleme’ konusunda kararlı olmaları gerektiği vurgulandı.

Suriye resmi haber ajansı SANA tarafından yayınlanan açıklamada, ‘İlgili denetim ve yürütme makamları, rütbesi veya konumu ne olursa olsun, ihlalde veya suistimalde bulunduğu kanıtlanan herkese karşı derhal yasal işlem başlatmakla yükümlüdür’ ifadesi yer aldı.

Çatışmalar devam ediyor

Suriye İçişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, ülkenin güneyindeki Suveyda’nın bazı mahallelerinde çatışmaların devam ettiğini, hükümetin kent önderleriyle koordineli olarak tam kontrolü yeniden sağlamak ve güvenliği kontrol altına almak için çaba gösterdiğini belirtti.

Açıklamada, daha önce şehir önderleriyle mutabakat sağlandığı, ancak ‘yasa dışı’ silahlı grupların bu anlaşmaları ihlal ederek ‘polis ve güvenlik güçlerini hedef alan hain saldırılar düzenlediği’ ve güvenlik ortamını sarsarak mutabakatı bozmak istediği belirtildi.

İsrail hava kuvvetlerinin bu silahlı grupları desteklemek için güvenlik güçlerinin ve askeri polisin konuşlandığı yerleri hedef alan hava saldırıları düzenlediğini açıklayan Bakanlığa göre bu saldırılar sonucunda çok sayıda güvenlik gücü ve ordu mensubu hayatını kaybetti. Açıklamada, hükümetin tam kontrolü yeniden sağlamak ve güvenlik ve istikrarı sağlamak için önde gelen isimlerle birlikte çaba sarf etmesine rağmen, bazı mahallelerde çatışmaların devam ettiği belirtildi.

İsrail saldırıları

İsrail, Suriye'nin güneyindeki Suveyda’da yaşanan gelişmelere yeniden askeri müdahalede bulundu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'nin Suveyda ilinde konuşlandırılan Suriye ordu güçlerini, ‘Suriye'nin güneyine asker ve silah sokulmasını yasaklayan silahsızlanma politikasına aykırı olduğu ve İsrail'e tehdit oluşturduğu’ gerekçesiyle ‘vur emri’ verdiklerini açıkladılar. Bu emir, Suriye hükümet güçlerini hedef alan hava saldırıları ile hemen uygulamaya konuldu.

İsrail ordusu, Suveyda’da Suriye ordusuna ait askeri araçları vurmaya başladığını açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından yaptığı açıklamada, “Siyasi düzeyden gelen emirlerle, Savunma Ordusu kısa bir süre önce Suriye'nin güneyindeki Suveyda bölgesinde Suriye rejimine ait askeri araçlara saldırmaya başladı. Bu saldırı, dün Suveyda bölgesine doğru hareket eden zırhlı personel taşıyıcı ve tank konvoylarının tespit edilmesinin ardından gerçekleşti. Savunma Ordusu, dün zırhlı araçlar, tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar ve roketatarların yanı sıra, bölgeye ulaşımlarını engellemek için yolları da bombaladı.”

Netanyahu ve Katz’ın verdiği emir sonrası yapılan yazılı açıklamada ayrıca “İsrail, Suriye'deki Dürzilere zarar gelmesini önlemeye kararlı. Bu kararlılık, İsrail'deki Dürzilerle olan derin kardeşlik ve Suriye'deki Dürzilerle olan ailevi ve tarihi bağlarımızdan kaynaklanıyor” denildi.

Dera kırsalı hedef alındı

SANA daha sonra, İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kırsalındaki İzraa kenti çevresini hedef aldığını bildirdi. Suriye devlet televizyonu, saldırıların kentteki 12. Tugay mevzilerini hedef aldığını duyurdu.

Suriye devlet televizyonu, yerel kaynakların verdiği bilgiye göre İsrail uçaklarının Suveyda kentinin çevresine 4 hava saldırısı düzenlediğini ve Suriye ordusunun geri çekilen araçlarının geçiş yolu olarak kullandığı düşünülen çeşitli noktaları hedef aldığını bildirdi. Kaynaklar, İsrail hava saldırıları sonucunda Suriye askerleri arasında ölen ve yaralananların olduğunu bildirdi.

İsrail'in saldırıları, Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra’nun Suveyda’nın önde gelenleriyle yapılan anlaşma sonrasında Suveyda'da ateşkes ilan etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşirken, olay, İsrail'in şiddetli çatışmalar ve bombardımanlarla eş zamanlı olarak Suriye ordusunun şehre girmesinden birkaç saat sonra meydana geldi.

Bakan Kasra X hesabından yaptığı açıklamada, “Suveyda’da faaliyet gösteren tüm birimlere, şehrin ileri gelenleriyle yapılan anlaşma uyarınca, ateşkesin tamamen durdurulduğunu ve sadece şehrin Dürzi çoğunluklu bölgelerinde ateş açanlara karşılık verileceğini bildiriyoruz” ifadelerini kullandı. Bakan Kasra, Suveyda’da askeri hareketliliği denetlemek ve işlenen ihlallerin hesabını sormak için askeri polisin konuşlandırılmaya başlandığını doğruladı.

Suriye hükümeti güçlerinin girişiyle eş zamanlı olarak Suveyda’da şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu gelişme, yetkililer tarafından duyurulduktan ve dini kurumlar tarafından memnuniyetle karşılandıktan sonra gerçekleşti.

Dürzi ruhani liderler, silahlı Dürzilere silahlarını teslim etmeleri ve Suriye ordusuna direnmemeleri çağrısında bulundu. Bunlar arasında, hükümet güçlerinin girişini memnuniyetle karşılayan, ancak daha sonra hızla geri adım atan ve ‘bu barbarca harekata mevcut tüm araçlarla karşı koyulması’ çağrısında bulunan önde gelen Dürzi şeyhi Hikmet el-Hicri de vardı.

Daha sonra paylaşılan bir videolu açıklamada Hicri, şunları söyledi:

Ailelerimizin ve çocuklarımızın güvenliği için bu aşağılayıcı açıklamayı kabul etmemize rağmen, onlar anlaşmayı ve sözlerini bozdular ve savunmasız sivillere yönelik rastgele bombardımanlara devam ettiler.

Bu açıklamanın kendilerine Şam tarafından dayatıldığını ve dış ülkelerin baskısıyla, Dürzilerin evlatlarının kanının dökülmesini önlemek için yapıldığını söyleyen Hicri, Dürzilerin ‘toplu bir soykırım savaşına’ maruz kaldığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Suriye basınından aktardığına göre Suveyda'nın birçok mahallesinden doğu ve güney kırsal bölgelere yoğun bir göç yaşanıyor.

Resmi haber ajansı SANA, İsrail hava kuvvetlerinin hükümet güçlerinin Suveyda’ya girmesiyle eş zamanlı olarak Suveyda şehrini hedef aldığını bildirdi.

Dürzilerin Ruhani Liderliği

Dürzilerin Ruhani Liderliği, hükümet güçlerinin Suveyda’ya girişini memnuniyetle karşıladı ve silahlı gruplara ‘hükümetle iş birliği yapmaları, hükümet güçlerinin şehre girişleri karşısında direnmemeleri ve silahlarını İçişleri Bakanlığı'na teslim etmeleri’ çağrısında bulundu.

Dürzi Ruhani Lideri Hikmet el-Hicri'ye yakın olan Dürzilerin Ruhani Liderliği, dün sabah yaptığı açıklamada, “İçişleri Bakanlığı güçlerinin girişini memnuniyetle karşılıyoruz” diyerek, Suveyda'daki tüm silahlı grupları hükümetle iş birliği yapmaya çağırdı.

Açıklamada, “Suriye hükümeti ile diyalog kurulmasını, olayların etkilerini gidermek ve eyalet sakinleriyle iş birliği içinde devlet kurumlarını etkinleştirmek için çağrıda bulunuyoruz” ifadeleri yer aldı.

sdfghyj
Suriye askeri polisi, Bedevi aşiretleri ile Dürzi nüfusun yoğun olduğu Suveyda’daki yerel militanlar arasında çıkan çatışmaların ardından ed-Dur beldesi girişinde konuşlandı (EPA)

Öte yandan Süveyda İç Güvenlik Güçleri Komutanı Ahmed el-Dalati, Dürzilerin Ruhani Liderliği’nin tutumunu memnuniyetle karşıladığını belirterek, ülkedeki dini otoritelerden İçişleri Bakanlığı'nın attığı adımları destekleyen ‘tek bir milli tutum’ sergilemelerini istedi. Dalati, “Yasa dışı silahlı grupların ve fraksiyonların liderlerine, İçişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı güçlerinin girişini engelleyen her türlü eylemi durdurmaları ve iç barışı korumak için silahlarını yetkili makamlara teslim ederek, tam iş birliği yapmaları çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye güçleri Suveda'ya girdi

Suriye güçleri, dün sabah son iki gün boyunca çatışmaların yaşandığı, nüfusunun çoğunluğu Dürzi olan Suveyda’ya girdi. Böylece Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın geçtiğimiz yılın sonlarında iktidara gelmesinden bu yana hükümet güçleri ilk kez Suveyda’da konuşlandırıldı.

Suriye güçleri, Dürzi ruhani liderlerin Dürzi silahlı gruplara silahlarını bırakıp hükümet güçlerinin girmesine izin vermeleri çağrısında bulunmalarının ardından konuşlandırıldı.

Süveyda İç Güvenlik Güçleri Komutanı Dalati yaptığı açıklamada, İçişleri ve Savunma bakanlıklarına bağlı güçlerin Suveyda’nın merkezine girmeye başlayacağını söylemişti. Dalati, ‘bir sonraki duyuruya kadar şehir sokaklarında sokağa çıkma yasağı’ ilan edildiğini açıkladı.

İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, ‘dini otoriteler ve silahlı grupların liderlerini’ tam iş birliği yapmaya çağırdı.

Top ve patlama sesleri

Fransız Haber Ajansı AFP muhabiri, Suveyda'nın dışındaki Mazraa köyünde top ve patlama sesleri duyulduğunu ve Suveyda şehri çevresine giren askeri konvoyları gördüğünü bildirdi. AFP’nin aktardığına göre Savunma ve İçişleri bakanlıklarına ait roketatarlar ve ağır toplar da şehir çevresine konuşlandırıldı.

AFP muhabiri, bazı beldelerde çatışmaların devam ettiğini ve askeri birliklerin şehre girmeye hazırlandığını aktardı.

Suveyda, son iki gün içinde eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra en şiddetli çatışmalardan birine tanık oldu. Çatışma, hükümet güçlerinin müdahalesinden önce silahlı Bedevi gruplar ile Dürzi silahlı gruplar arasında yaşandı.

8ıo9l
Suveyda'daki çatışmaların ardından bir cesedin yanından geçen Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi (EPA)

Suveyda’da bazı kaçırma olaylarının ardından pazar günü patlak veren çatışmalarda, 18’i Savunma Bakanlığı’na bağlı güvenlik görevlisi olmak üzere en az 90 kişi hayatını kaybetti.

İsrail, bölgedeki ‘birkaç tanka’ saldırdığını açıkladı, ancak İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz daha sonra Dürzileri hedef almamaları konusunda uyarıda bulundu.

Geçtiğimiz mayıs ayından bu yana, yerel gruplar ve yetkililer arasında yapılan anlaşma uyarınca, Suveyda’nın güvenliğini Dürzi silahlı gruplar sağlıyor. Ancak, ilin kırsal kesimlerinde Sünni Bedevi aşiretlerinden silahlı gruplar da bulunuyor.

ıı89o
Suriye ordusu ve güvenlik güçleri, Suveyda dışında yaşayan Bedevi aşiretleri ile yerel silahlı gruplar arasında çıkan çatışmaların ardından bölgeye konuşlandırıldı (EPA)

Suriye’de muhalif grupların iktidarı devralmasından sonra Şam'ı ziyaret eden uluslararası toplum ve Batılı delegeler, özellikle mezhepsel şiddet ve çeşitli bölgelerdeki ihlallerin ardından dışlanmalarından endişe duydukları azınlıkların korunması ve geçiş döneminin yönetimine katılımlarının sağlanması için yetkililere çağrıda bulundu.