Zevahiri, Kureyşi ve Bağdadi: Farklı hedefler ve benzer sonuçlar

Eymen ez-Zevahiri (Arşiv - AFP)
Eymen ez-Zevahiri (Arşiv - AFP)
TT

Zevahiri, Kureyşi ve Bağdadi: Farklı hedefler ve benzer sonuçlar

Eymen ez-Zevahiri (Arşiv - AFP)
Eymen ez-Zevahiri (Arşiv - AFP)

El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri ile DEAŞ’ın liderleri Ebu İbrahim el-Kureyşi ve Ebu Bekir el-Bağdadi'nin öldürülme yöntemleri, farklı hedefler olmalarına rağmen büyük ölçüde benzer sonuçlara yol açtı. Mısırlı güvenlik uzmanları ve diplomatlar, ABD'nin El Kaide ve DEAŞ liderleriyle mücadele yöntemlerini ele aldılar.
Gözlemciler, DEAŞ ve El Kaide terör örgütleri arasındaki bölünmenin yansımaları, her iki örgütten birinin küresel terörizm açısından ilerlemesi diğerinin ise gerilemesine işaret ettiğinden, her zaman ‘şiddetli’ olarak nitelendirilen bir rekabetin ortaya çıkmasıyla sonuçlandığını düşünüyorlar. Yine gözlemcilere göre DEAŞ’ın yükselişi, zayıflayan El Kaide’nin aleyhine oldu ve birçok üyesini DEAŞ’a kaptırdı.
Mısır’ın eski İçişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Senatosu üyesi Tümgeneral Faruk el Megrahi, konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmesinde, “Terör örgütlerinin liderleri Zevahiri, Kureyeşi ve Bağdadi’nin hedef alınması, ABD’nin herhangi bir çatışmayı ya da terör eylemini önlemek için kullandığı bir yöntem. Çünkü böylece ABD askerleri doğrudan hedefin bulunduğu yere indiklerinde operasyon başarısız olursa askerler arasında hiçbir zayiat olmaz. Ancak ABD, bu terör örgütlerinin liderleriyle doğrudan karşı karşıya gelirse, operasyonu gerçekleştiren timde zayiat olabilir” ifadelerini kullandı.
Mısır’ın bir başka eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Cemal Bayumi ise ABD’nin El Kaide ve DEAŞ liderlerini hedef almasını ‘terör örgütlerinin liderlerini hedef alma taktiği’ olarak nitelendirdi. Bunun Washington’ın uygulama konusunda tüm imkanlara sahip olduğu ve bir süredir kullandığı bir yöntem olduğuna dikkati çeken Bayumi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘(ABD’nin) Zevahiri, Kureyşi ve Bağdadi'yi bu şekilde hedef alması, tüm terör örgütlerine ve üyelerine, ABD’nin terörle mücadele konusunda ne denli ciddi olduğuna dair bir mesajı’ olduğunu söyledi.


Ebu Bekir el-Bağdadi (Arşiv)

ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz haftanın ortalarında, Zevahiri'nin, Afganistan'ın başkentinde silahlı insansız hava aracından (SİHA) ateşlenen ‘Hellfire’ (Cehennem ateşi) füzesi ile güvenli evinin balkonuna çıktığı sırada öldürüldüğünü duyurdu. Biden geçtiğimiz Şubat ayında da DEAŞ lideri Ebu İbrahim el-Kureyşi'nin Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğünü açıklamıştı. ABD yönetiminden o sıra yapılan açıklamada, Apache model helikopterleri ve hava kontrolünü sağlayan 'Reaper' insansız hava araçlarının kullanıldığı operasyonun başarılı olduğunu duyurdu. Kureyşi, DEAŞ’ın eski lideri Ebubekir el-Bağdadi'nin ABD’nin düzenlediği bombardıman sonucunda öldürülmesinin ardından 2019 yılının Ekim ayında DEAŞ’ın liderliğini devralmıştı.
Bağdadi, 26 Ekim 2019 tarihinde ABD'li komandoları tarafından Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kırsalının Türkiye sınırı yakınlarında yer alan Barişa köyü yakınlarındaki sığınağına düzenlenen baskında öldürüldü. El-Bağdadi, 2014 yılında kurduğu DEAŞ’ın Irak'ın Musul ilini ele geçirmesinden sonra uğradığı yenilginin ardından aynı yerde saklanmaya başladı. Suriye ve Irak topraklarının büyük bir bölümüne yayılan DEAŞ unsurları, örgütün çöküşü ve birçok bölgenin kontrolünü kaybetmesinden önce, sözde ‘hilafet devleti’ kurduklarını ilan etmişlerdi.  Çevresinde sıkı güvenlik önlemleri alınan Bağdadi, yıllarca nerede olduğuna dair net bir bilginin sızdırılmasını engellemeyi başardı.
Gözlemcilere göre her iki örgütün benzer ideolojileri ve benzer amaçları vardı. Ancak DEAŞ terör örgütü kendisine alan edinmek ve El Kaide de dahil olmak üzere rakipleri arasından sıyrılmak amacıyla şiddeti yoğun bir şekilde kullandığından, uluslararası terörizm düzeyinde rekabetin yoğunlaşmasının ana itici güçlerinden biri oldu.
Tümgeneral el-Megrahi, ABD’nin ve bazı Avrupa ülkelerinin bu tür operasyonlarda izlediği bir yöntemin uzaktan ateş etmek olduğuna işaret etti.
Megrahi, El Kaide’nin Zevahiri’nin öldürülmesine misilleme yapma ihtimaliyle ilgili olarak ise şunları söyledi:
“El Kaide’nin misilleme tehdidi, Washington tarafından ciddiye alınmalı. El Kaide’nin eylemleri küçük çaplı, sınırlı ve zayıf olsa bile takip etmeyi bırakmamalı.”
ABD Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz Perşembe günü,  Afganistan'ın başkenti Kabil'de El Kaide liderinin ölümüyle sonuçlanan hava saldırısının ardından yurtdışındaki ABD vatandaşlarına yönelik olası terör eylemleri riskine dair uyardı. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından geçtiğimiz ay yayınlanan bir raporda ‘El Kaide’nin herhangi bir eylem düzenleyemeyeceği’ vurgulanmıştı.
Zevahiri'nin öldürülmesinden sonra El Kaide'nin geleceği konusuna da değinen Tümgeneral el-Megrahi, “El Kaide, Zevahiri'den önce vardı sonra da olacak. Örgütün varlığını sürdürmesi ideoloji, zaman ve finansmanla ilişkili. Genel olarak terör örgütleriyle mücadele, onlara ulaşan mühimmatın her şekilde kesilmesiyle olur” dedi.
Gözlemciler, her iki örgütün de halen daha fazla destekçi kazanmak için mümkün olan tüm yollara başvurduklarını, nüfuzlarını genişletmeye çalıştıklarını ve aynı radikal çevreler ya da sosyal medya siteleri aracılığıyla üye toplamaya çabaladıklarını belirttiler. Bayumi, konuyla ilgili olarak Washington'ın terör örgütleriyle mücadele çabalarını daha da yoğunlaştırması ve bu örgütlerin ileride büyüme ihtimallerini ortadan kaldırması gerektiğini vurguladı.



ABD Trump kararını bekliyor... Akıbeti ne olacak?

Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)
TT

ABD Trump kararını bekliyor... Akıbeti ne olacak?

Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (çarşamba) jüri müzakerelerinin başlamasının ardından mahkeme salonundan çıktı. (Reuters)

Eski ABD Başkanı Donald Trump, New York Ceza Mahkemesi’ndeki jürinin, pornografik film oyuncusu Stormy Daniels ile yaşadığı iddia edilen kısa süreli ilişkiyi gizlemek için 2016 seçimleri sırasında iş kayıtlarında tahrifat yaptığına dair iddialarla ilgili kritik bir karar vermek üzere dün (Çarşamba) görüşmelere başlamasıyla, seleflerinin hiçbirine benzemeyen bir kader anıyla karşı karşıya.

‘Sus parası’ davasında haftalarca süren tanık çağırma ve incelemeler sunma sürecinin ardından Trump'ın kaderi, New York'tan 12 üye ve 6 yedek üyeden oluşan ve her an karar verebilecek olan jürinin elinde. ABD'nin eski başkanının cezai suçlamalarla yargılanmasıyla sonuçlanacak bu tarihi görev haftalar da sürebilir.

dferrfbfrtb
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın dünkü (çarşamba) duruşmaya katılırken çizilmiş bir resmi (Reuters)

Trump, 2016 seçimleri sırasında gerçek adı Stephanie Clifford olan Daniels'ı susturmak için kendisine yapılan 130 bin dolarlık ödemeyi gizlemek amacıyla şirketi Trump Organization'ın kayıtlarında tahrifat yaptığı gerekçesiyle 34 suçlamayla karşı karşıya. O yıl Trump, Demokrat rakibi Hillary Clinton'ı mağlup etmişti.

7 erkek ve 5 kadın

Yargıç Juan Merchan'ın 7 erkek ve 5 kadından oluşan jüriye müzakerelerle ilgili talimatlar ve usul kuralları hakkında bilgi vermesinin ardından, jüri, dün yerel saatle 11:30'dan kısa bir süre önce kararı değerlendirme sürecine başlamak üzere özel bir odaya girdi. Jürinin tartışmaları gizli olacak, ancak Yargıç Merchan'a ifadeleri yeniden dinlemek veya kanıtları görmek için not gönderebiliyorlar. Ayrıca karara varmaları ya da varamamaları halinde mahkemeyi bu şekilde bilgilendirecekler. Diğer yandan Merchan jüriye, “Buradaki kanıtları değerlendirmek benim sorumluluğum değil, bu sizin işiniz” mesajını verdi.

Manhattan'da ikamet eden ve profesyonel geçmişleri olan jüri üyeleri, Avukat Cohen ve Daniels'ın ifadeleri de dahil olmak üzere sık sık duruşmadaki ifadelerle meşgul görünüyorlardı. Birçoğu notlar aldı ve tanıkların, Manhattan savcılarının ve Trump'ın avukatlarının sorularını yanıtlamalarını dikkatle izledi.

sdfvbgrntyhumı
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın destekçileri dün (çarşamba) Manhattan'daki adliye binasının önünde toplandı. (AFP)

Trump'ın mahkûm edilebilmesi için jüri üyelerinin makul bir şüphenin ötesinde, ticari kayıtlarda tahrifat yaptığına ya da bu kayıtların yanlış girilmesine neden olduğuna ve bunu aldatma niyetiyle ve başka bir suç işleme ya da gizleme niyetiyle yaptığına kanaat getirmeleri gerekiyor. Yasaya göre, savcıların bu unsurlardan birini ya da ikisini kanıtladığını tespit edemezlerse, Trump'ı beraat ettirmeleri gerekiyor.

Savcılar, Trump'ın kampanya finansmanı yasası ihlallerini gizlemek için ticari kayıtlarda tahrifat yaptığını ve seçimi teşvik etmek veya engellemek için komplo kurduğunu iddia ederek eyalet seçim yasasını ihlal ettiğini iddia ediyor.

‘Aşağılayıcı’ koşullar

Müzakerelerin başlamasına saatler kala Trump, dün sabah adliyeye gitmek üzere Trump Tower'dan ayrılmadan önce sosyal medya ağında duruşma, Yargıç Merchan ve eski avukatı Michael Cohen hakkında kapsamlı bir konuşma daha yayınladı.

New York Ceza Mahkemesi’ni ‘Kanguru Mahkemesi!’ olarak adlandıran Trump, Yargıç Merchan'ın, iddia edilen eylemlerinin o zamanki avukatı Cohen'in tavsiyesi üzerine gerçekleştirildiği gerekçesiyle kendisini savunmasını engellediğini iddia etti. Trump'ın avukatları Mart ayında mahkemeye bu savunmaya itibar etmeyeceklerini söylemişlerdi. Trump ayrıca, Cohen'i kastederek “Benden çalarken yakalanan evsiz adam dışında ortada bir suç yoktu!” dedi.

Anayasa uzmanları, herhangi bir mahkûmiyet kararının Trump'ın seçimlere adaylığını koymasını ya da seçilmesi halinde başkan olarak görev yapmasını engellemeyeceğini söyledi.

Herhangi bir jüri kararının oybirliğiyle alınması gerekiyor. Müzakereler sırasında, duruşmanın her dakikasında mahkeme salonunda oturan altı yedek jüri üyesi, hasta ya da başka bir şekilde müsait olmayan bir jüri üyesinin yerine geçmeleri gerekmesi ihtimaline karşı ayrı bir odada tutulacak. Böyle bir durumda, yedek jüri üyesi yerine oturduktan sonra müzakereler yeniden başlayacak.

Trump'ın olası mahkumiyeti, başkanlığa adaylığını koymasını veya seçilmesi halinde başkan olarak görev yapmasını engellemeyecek. (Anayasa uzmanları)

Trump suçlu bulunursa, New York Şehri Denetimli Serbestlik Dairesi'nin zorunlu mahkûm incelemesi de dahil olmak üzere, kendisi için ‘aşağılayıcı’ kabul edilen koşullarla karşı karşıya kalabilir. Mahkemenin denetimli serbestlik bürosu hakimler için sunum raporları hazırlıyor. Burada Trump'la kişisel geçmişi, akıl sağlığı ve mahkumiyetine yol açan koşullar hakkında mülakat yapılacak.

Hapse girecek mi?

Eski savcılar, Trump'ın davadaki herhangi bir suçlamadan suçlu bulunması halinde, New York'un ceza adaleti sisteminde hüküm giymiş suçlulara yapılan rutin muamele ve olası bir temyiz için zaman çizelgesi hakkında bilgilendirilmesi de dahil olmak üzere, Trump için olası deneyimlerin bir karışımını çizdiler. Trump'ın eski bir başkan ve 5 Kasım'daki başkanlık seçimlerinin muhtemel Cumhuriyetçi adayı olması nedeniyle, cezaevine gönderilmesi halinde Gizli Servis'in kendisini nasıl koruyacağı ve ev hapsine mahkûm edilmesi halinde kampanya etkinliklerine seyahat etmesine izin verilip verilmeyeceği gibi olağanüstü hususlar da söz konusu olacak.

trhyju
Eski ABD Başkanı Donald Trump, dün (Çarşamba) oturumun bitiminden sonra gazetecilere seslendi. (AP)

Merchan, Trump'ın 4 Nisan 2023'te çağrılmasının ilk gününden itibaren, Trump'ın seçim kampanyasını yürütme becerisine müdahale etmekten hoşlanmadığını söylemişti. Merchan, “O ABD Başkanlığı’na aday. Açıkçası, ABD Anayasası Birinci Değişikliği hakları çok önemli” ifadelerini kullanmıştı.

Merchan, 6 Mayıs'ta olası bir hapis cezası verme konusundaki isteksizliğini dile getirmiş ve suçlu bulunması halinde Trump'ın hapsedilmesinin yükünü taşıyacak diğer kişilerle ilgili endişelerini ifade ederek hapishaneyi ‘gerçekten son çare’ olarak tanımlamıştı. “Bu cezayı uygulamak zorunda kalacak insanlar için endişeleniyorum: Mahkeme memurları, infaz koruma memurları, Gizli Servis görevlileri ve diğerleri” şeklinde konuşan Merchan, ‘hapishanenin söz konusu olmadığı’ uyarısında bulundu.

Merchan duruşma sırasında Trump'a, “Eğer gerekli ve uygunsa bunu yapacağımı anlamanızı istiyorum” dedi.

Ancak hukuk uzmanları, sabıka kaydı bulunmayan 77 yaşındaki Trump için hapis cezasının pek olası görünmediğini söyledi. E sınıfı ağır suçlar 16 aydan dört yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. Trump'ın suçlu bulunması halinde belirlenecek en önemli husus, bir devlet tesisinde ya da özel bir ortamda bir tür hapis cezasıyla mı yoksa şartlı tahliye yoluyla daha az kısıtlayıcı bir deneyimle mi karşı karşıya kalacağı.