Rukban Kampı sakinleri, ‘bulundukları büyük hapishaneden’ serbest bırakılmalarını talep ediyorlar

Palmira ve el-Badiye Aşiretleri Meclisi, Rukban Kampı’ndaki şartları protesto eden çocukları gösteren fotoğrafı paylaştı.
Palmira ve el-Badiye Aşiretleri Meclisi, Rukban Kampı’ndaki şartları protesto eden çocukları gösteren fotoğrafı paylaştı.
TT

Rukban Kampı sakinleri, ‘bulundukları büyük hapishaneden’ serbest bırakılmalarını talep ediyorlar

Palmira ve el-Badiye Aşiretleri Meclisi, Rukban Kampı’ndaki şartları protesto eden çocukları gösteren fotoğrafı paylaştı.
Palmira ve el-Badiye Aşiretleri Meclisi, Rukban Kampı’ndaki şartları protesto eden çocukları gösteren fotoğrafı paylaştı.

Suriye ve Ürdün sınırında yer alan et-Tanf bölgesindeki Rukban Kampı sakinleri geçtiğimiz pazartesi günü insanca bir hayat talebiyle bir protesto gösterisi düzenlediler. Kamp sakinleri, yaşamak için Suriye’nin kuzey bölgelerine taşınmayı talep ettiler.
Protestocular “Bizi bu büyük hapishaneden çıkarın… Burası Cehennem”, “Suriye'nin kuzeyine gitmek istiyoruz” ve “Bizi siyasi hesaplarınızın dışında tutun” yazılı pankartlar taşıdılar. Şarku’l Avsat’a konuşan bir Rukban Kampı sakini şunları söyledi:
“Burada kalan aileler, insani yardımlardan ve geçim kaynaklarından tamamen yoksunlar. Et-Tanf Askeri Üssü tarafından bu korunan bu güvenli bölgede kalmakla Suriye rejimi tarafından kontrol edilen bölgelere gitmek arasında seçim yapmalarını gerektiren hiçbir şey yok.”
Rukban Kampı sakinleri, Humus ve Palmira'da (Tedmur) ortaya çıktığında DEAŞ’a karşı mücadele ve muhalif gruplar ile Suriye rejimi güçleri arasındaki çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmişlerdi.
Rukban Kampı’nda 3 bin 500 kişi kalıyor. Binlerce kişi, her geçen gün daha da şiddetlenen sorunlarla mücadele ediyor. Son olarak kamp sakinlerine sağlanan su miktarının azalmasıyla içme suyu kıtlığı baş gösterdi.
Kötüleşen hayat şartlarının ve artan sıcaklıkların gölgesinde kampta kalan yerinden edilen kişiler, birkaç gün önce Tedmurlu altı aylık bir bebeğin ateşlendiğini ancak kamp içinde sağlık personelinin ve ilaçların olmaması nedeniyle kurtarılamayarak öldüğünü açıkladı.
Kampta doktor bulunmadığını, saha sağlığı tecrübesi kazanmış gönüllülerin sayısının ise sadece birkaç kişi olduğunu belirten kamp sakinleri, Devrimci Komando Ordusu'na bağlı sağlık ekiplerinin ve sağlık hizmeti veren Palmira ve el-Badiye Aşiretleri Meclisi’nin zaman zaman kampı ziyaret ettiğini ancak onların da gerekli tıbbi ekipmana ve ilaçlara sahip olmadıklarını ifade ettiler. Tıbbi ekipman eksikliği ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle kampta çok sayıda ölümün gerçekleştiğini bildirdiler.
Kampta sağlıkla aksaklıklara gıda sorunları da eşlik ediyor. Kampa, insani gıda yardım yapılmıyor. Suriye’nin diğer bölgelerindeki akrabalarının yardımlarıyla hayatlarını idame ettiren kamp sakinleri, diğer bölgelerden kampa gelen tüccarlardan gerekli gıda ürünlerini ve ilaçları satın alıyorlar.
Kamptaki çocuklar arasında okur-yazarlık oranı da oldukça düşük. Hiçbir eğitim merkezi ya da eğitim faaliyetinin olmadığı kampta kalanlar için bu acı gerçeği kabullenmekten ya da Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelere gitmekten başka seçenek yok.
Bölgede 2019 yılından bu yana Ürdün'den gelen yardımların kesilmiş olmasının ve Rukban'daki insani felaketle ilgili toplumun ve insani yardım kuruluşlarının sessizliği arasında Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tıbbi noktasının kapatılmasının yanı sıra yağmur sularının oluşturduğu göletlerin balık yetiştiriciliği ya da kişisel kullanım için kullanılmaya başlanması nedeniyle kamp sakinleri içme suyu temininde de ciddi bir kriz yaşıyor.
Et-Tanf Askeri Üssü’nde konuşlu DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçlerinden bir heyet geçtiğimiz pazar günü, mevcut durumu yerinde incelemek üzere kampa 14 kilometre uzaklıkta bulunan ve su kuyusunun olduğu Dekaka bölgesine gitti.
Palmira ve el-Badiye Aşiretleri Meclisi Başkanı Mahir el-Ali, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, DMUK heyetinin durumu değerlendirmek için su kuyularından birini ziyaret ettiğini belirerek, heyetin, içme suyu sorununun ağırlaşması ve kamp sakinlerinin çözüm talep etmesi üzerine bölgeyi ziyaret ettiğini aktardı.
Edinilen bilgilere göre DMUK, ‘Şehit Ahmed el-Abdu Güçleri’ adlı gruba mazot temin ederek, kamp sakinlerinin su depolarını doldurmak için pompaların çalıştırmasını istedikleri kuyudan su çıkarılmasına yardım edebilir.
Palmira ve el-Badiye Aşiretleri Meclisi Başkanı Ali, hayat şartlarının kötüleşmesinin birçok ailenin kampı ve 55. Bölgeyi terk edip Palmira ve el-Badiye’de (çöl) Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelere gitmesine neden olduğunu açıkladı. Ali, kampta yerinden edilenlere insani yardımın kesilmesinin, yaşamaları için ihtiyaç duydukları temel ürünlere ve hatta içme suyuna ulaşmalarının güçleşmesinin, insanları kamptan ayrılmaya zorlamak için uygulanan sistematik bir politika olduğunu söyledi.
Rukban Kampı’nda 2018 yılına kadar 70 bin kişinin kaldığını söyleyen Ali, bugün ise zorlu hayat şartları nedeniyle kamp nüfusunun yaklaşık 3 bin 500 kişiye gerilediğini aktardı.
Devrimci Komando Ordusu tarafından geçtiğimiz perşembe ve cuma günü Twitter hesabından yapılan açıklamalarda, yerinden edilmiş kişilere dağıtmak amacıyla Rukban Kampı’na 12 su tankı gönderdiğini duyurdu. Devrimci Komando Ordusu, kamptaki hastalara yardım etmek için Rukban kampında açtığı kliniğinin resimlerini de yayınladı. Ancak kamp sakinlerinin ihtiyaçları şu an mevcut olandan çok daha fazlasını gerektiriyor.
Rukban Kampı 2014 yılında kuruldu. Suriye-Ürdün-Irak sınır üçgeninde, Suriye toprakları içinde DMUK’un kullandığı et-Tanf Askeri Üssü çevresindeki 55 kilometrelik güvenli bölge içinde yer alan kampın sakinlerinin çoğu, tutuklanma ya da ihlalle karşılaşma korkusuyla Suriye rejiminin bölgelerine geri dönmeyi reddederek hayat kalitesinin düşük olmasına rağmen kampta kalmayı tercih ediyorlar.
Birçoğu halen Suriye’nin kuzeyindeki, Şam rejiminin kontrol edemediği bölgelere gönderilmelerini ya da kampta yaşamaları için gerekenlerin asgari düzeyde sağlanması için güvence verilmesini talep ediyorlar. Buna rağmen kampın bazı sakinleri, kamptaki zorlu koşullar nedeniyle Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelere dönmek zorunda kaldılar.



HDK'ye ait İHA’lar, Hartum'a üst üste üçüncü gündür saldırıyor

Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)
Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)
TT

HDK'ye ait İHA’lar, Hartum'a üst üste üçüncü gündür saldırıyor

Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)
Hartum Havalimanı'ndaki enkaz ve yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, insansız hava araçları (İHA) üst üste üçüncü günde de Sudan'ın başkenti Hartum ve havaalanını hedef aldı.

Hartum'un karşısındaki Nil nehrinin diğer yakasında, Güney Omdurman'da yaşayan bir tanık, “Sabah saat 4'te, iki İHA’nın üstümden uçtuğunu duydum ve kısa bir süre sonra mühendislik ve sağlık birimlerine yönelik uçaksavar ateşi sesini işittim” dedi. Başka bir tanık ise İHA’ların havaalanına doğru yöneldiğini bildirdi.

AFP'ye konuşan Sudanlı bir askeri kaynak dün, ordu destekli yetkililerin iki yıldan uzun bir süre sonra ilk kez havaalanını iç hat uçuşlarına açma çabaları sırasında, Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) ait İHA’ların Hartum Havalimanı'nı üst üste ikinci gün hedef aldığını söyledi.

Medya ile konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmamasını isteyen kaynak, “Terörist milislerin İHA’ları bugün şafak vakti Hartum Havalimanı'nı tekrar hedef aldı ve uçaksavar savunmamız onları durdurdu” dedi.

Hartum Havalimanı, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile eski yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında savaşın patlak vermesinin ardından Nisan 2023'ten beri kapalıydı. Sudan Sivil Havacılık Otoritesi'ne göre havaalanının iç hat uçuşları için yeniden açılması planlanıyordu, ancak salı ve çarşamba günleri yapılan İHA saldırıları, medyaya açıklama yapma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmamasını isteyen bir havaalanı yetkilisine göre, havaalanının ‘bir sonraki duyuruya kadar’ kapatılmasına neden oldu.


HDK İHA'larının ikinci dalgası Hartum Havalimanı'nı hedef aldı

Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)
Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)
TT

HDK İHA'larının ikinci dalgası Hartum Havalimanı'nı hedef aldı

Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)
Hartum Havalimanı VIP salonunun çıkışında Egemenlik Konseyi Başkanı heyeti (Egemenlik Medyası)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) komutanı Muhammed Hamdan Dagalo'nun (Hamideti) Sudan ordusuyla çatışmayı tırmandırma tehdidinde bulunmasından sadece birkaç saat sonra, HDK dün Hartum Uluslararası Havalimanı'nı hedef alan yeni bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenledi. Bu saldırı, havalimanının iç hat uçuşlarına yeniden başlamasından sadece birkaç saat önce gerçekleşti.

Hamideti Telegram kanalında yayınlanan bir video mesajında, "Uzun zamandır sessiz kaldık. Şimdi beni dinleyin. Herhangi bir havalimanından veya komşu ülkeden gelen herhangi bir uçak veya insansız hava aracı vurulacak, vurulacak veya düşürülecek. Bu havalimanı bizim için meşru bir hedef olacak" dedi.

Ordu komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah el-Burhan, HDK'nin İHA saldırıları ile vurulmasından saatler sonra uluslararası havalimanını denetledi. Burhan, "İsyanı bastırma ve ülkede bir daha asla ortaya çıkmasını engelleme kararlılığını" yineledi.


Suudi Arabistan'dan Gazze halkına 70. uçakla yardım ulaştırıldı

Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)
Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)
TT

Suudi Arabistan'dan Gazze halkına 70. uçakla yardım ulaştırıldı

Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)
Suudi Arabistan'a yardım malzemesi, El Ariş Uluslararası Havalimanı'na gelişinin ardından 70. yardım uçağından indirildi (SPA)

Mısır'daki el Ariş Uluslararası Havalimanı dün, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi Merkezi (KSrelief) tarafından, Savunma Bakanlığı ve Kahire'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği koordinasyonuyla 70. Suudi yardım uçağını teslim aldı.

Uçaktaki malzemeler, Gazze Şeridi'ndeki etkilenen Filistin halkına ulaştırılacak. Uçak, merkez aracılığıyla Gazze'deki Filistin halkına Gazze Şeridi'ndeki zorlu yaşam koşullarını hafifletmek için sağlanan Suudi desteği kapsamında gıda paketleri ve barınma kitleri taşıdı.

dfg
Suudi Arabistan'ın Gazze'deki yerinden edilmiş kişilere yönelik kamplara sağladığı gıda paketleri ulaştırılıyor (SPA)

KSrelief, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu Filistin Mültecileri Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) temsilcilerinin katılımıyla Gazze'de tuzdan arındırma tesisleri kurma projesinin ilk aşamasını geçtiğimiz günlerde açtı.

Gazze'deki uygulama ortağı olan Suudi Kültür ve Miras Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki hayati noktalara kurmak üzere uygulama şirketlerinden tuzdan arındırma tesislerini teslim aldı ve Han Yunus ve Orta Valiliklerde 300 bin kişiye hizmet erişimi sağladı.

gty
Gazze Şeridi'nde su tuzdan arındırma tesisleri kurma projesinin ilk aşaması başlatıldı (SPA)

Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteren BM ve uluslararası kuruluşların temsilcileri, bu hayati insani yardım projesini ve Gazze'de su ve sanitasyon sektörünü destekleme ve yaşam kalitesini iyileştirmedeki önemli rolünü övdüler.

Yararlanıcılar ise kendilerine sağlanan insani yardım için Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a derin şükranlarını sunarak, projenin günlük kullanım için içme suyu sağlamadaki önemini vurguladılar.