Rusya’dan hapishanedeki mahkûmlara Ukrayna’da savaş teklifi

Cinayet ve uyuşturucu satmaktan tutuklu olanlara Ukrayna’da savaşmaları karşılığında özgürlük ve para teklifli yapıldı.

Ukrayna’daki Rus askeri (AFP)
Ukrayna’daki Rus askeri (AFP)
TT

Rusya’dan hapishanedeki mahkûmlara Ukrayna’da savaş teklifi

Ukrayna’daki Rus askeri (AFP)
Ukrayna’daki Rus askeri (AFP)

Moskova'nın Ukrayna'daki Rus güçlerinin saflarında savaşmak için bir dizi mahkuma serbest bırakılma ve para ödülü vaadi verdiği ortaya çıktı.
CNN, bir ay süren araştırmaları sırasında, Ukrayna'daki Rus savaşında, katillerden uyuşturucu satıcılarına kadar Rusya'daki onlarca hapishaneden yüzlerce tutuklunun silah altına alındığına dair çok sayıda aktivist ve mahkumun akrabalarıyla görüştü.
Rusya'da casusluk yapmaktan tutuklanan eski denizci Paul Whelan’ın kardeşi David Whelan geçtiğimiz temmuz ayında yaptığı açıklamada, 10 mahkumun Ukrayna'da ön saflarda savaşmak için Mordovya'daki IK-17 Hapishanesi’nden ayrıldığını duyduğunu söyledi.
Uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyen bir mahkum, Rusya cezaevlerinde yaygın olarak kullanılan cep telefonuyla, kaldığı hücrede CNN'e konuşarak hapishanedeki bazı arkadaşlarına yapılan teklifin detaylarını anlattı.

Mahkum açıklamasında şunları söyledi:
“Teklif cinayet ve uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giymiş birçok kişiye yapıldı. Ancak tecavüzcülere, pedofillere, aşırılık yanlılarına veya teröristlere yapılmadı. Teklifte özgürlük ve aylık 100 bin ila 200 bin ruble maaş sözü verildi. Rusya'nın güneyindeki Rostov bölgesinde iki hafta boyunca savaş eğitimi alacakları söylendi. Dolayısıyla herhangi bir askeri deneyime sahip olmaları gerekmiyor.”
Mahkum, teklifin kendisine yapılması halinde kabul edeceğini, bir an önce hapishaneden çıkmak ve çocuklarını görmek istediğini dile getirdi.
Mahkûmlardan birinin eşi ise kocasının Rus yanlısı ayrılıkçı Luhansk bölgesinde savaşmak için askere alındıktan sonra yaralandığını ve tedavi gördüğü hastaneden arayıp durumu kendisine anlattığını söyledi.
Kadın açıklamasında, kocasının kendisine savaş katılan 10 mahkumdan yalnızca üçünün hayatta kaldığını söylediğini bildirdi.



İran Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına bağlıdır

PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
TT

İran Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına bağlıdır

PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.
PlantLabs uydusu tarafından çekilen, İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yeraltı Fordo nükleer tesisinin 2 Haziran ve 22 Haziran 2025'teki ABD saldırısından önce ve sonraki kompozit görüntüsü.

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliğini askıya alma kararını onaylamasına rağmen dün, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) ve Güvenlik Tedbirleri Anlaşmasına bağlılığını ifade etti.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, güvenlik nedeniyle iş birliğinin Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi aracılığıyla devam edeceğini söylerken, sertlik yanlısı Milletvekili Emir Hüseyin Sabeti Tahran'ın yakında UAEK denetçilerini sınır dışı edeceğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, UAEA ile iş birliğini askıya alan ve Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'nin herhangi bir nükleer denetimi onaylamasını gerektiren bir yasayı onaylayarak Washington'un “kabul edilemez” olarak nitelendirdiği bir adım attı.

Fransa, İran'ın üç yılı aşkın bir süredir rehin tuttuğu iki vatandaşına yönelik “Mossad adına casusluk” suçlamalarını düşürmemesi halinde, Snapback mekanizmasını devreye sokmakla tehdit etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İranlı mevkidaşına ulaşacağını söyledi ve karşı önlemler almakla tehdit ederek bu hareketi “kabul edilemez bir provokasyon ve saldırganlık” olarak niteledi.