Seul ve Pekin arasında THAAD füze sistemi konusunda anlaşmazlık uzlaşmayı zorlaştırıyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3809976/seul-ve-pekin-aras%C4%B1nda-thaad-f%C3%BCze-sistemi-konusunda-anla%C5%9Fmazl%C4%B1k-uzla%C5%9Fmay%C4%B1
Seul ve Pekin arasında THAAD füze sistemi konusunda anlaşmazlık uzlaşmayı zorlaştırıyor
Güney Kore’nin Seongju kentindeki ABD füze savunma sistemi THAAD (Reuters)
Güney Kore, Çin’in ülkeye ABD menşeli Bölge Yüksek İrtifa Hava Savunma (THAAD) sistemini konuşlandırmama çağrısını reddetti.
Bu anlaşmazlık, Seul’deki yeni hükümetin iki ülke arasındaki uzun süredir devam eden güvenlik ihtilaflarının üstesinden gelme çabalarını tehdit ediyor.
Güney Kore Devlet Başkanlığı Ofisi tarafından bugün yapılan açıklamada, ülke merkezli THAAD sisteminin Güney Korelilerin can ve mallarını korumak bir savunma aracı olduğu ifade edildi.
THAAD sistemini Kuzey Kore füzelerine karşı koymak için gerekli gören Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol, önceki hükümetin bu sistemi konuşlandırmama, ABD liderliğindeki küresel bir füze kalkan sistemine katılmama veya Japonya’yı içeren üçlü bir askeri ittifak oluşturmama vaatlerini geride bırakma sözü verdi.
Güney Kore Dışişleri Bakanı Park Jin ve Çinli mevkidaşı Wang Yi, önceki gün yaptıkları görüşmede Kuzey Kore ile nükleer silahlardan arındırma müzakerelerine devam etme ve Çin’e K-pop müzik ve filmler gibi kültürel ihracata yeniden başlamanın yollarını tartıştı.
Çin Dışişleri Bakanı sözcüsü ise, “THAAD sisteminin Güney Kore’de konuşlandırılması, Çin’in stratejik güvenlik çıkarlarını baltalıyor” dedi.
Trump ve Netanyahu olası İran anlaşmasını görüştühttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5146402-trump-ve-netanyahu-olas%C4%B1-i%CC%87ran-anla%C5%9Fmas%C4%B1n%C4%B1-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC
Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğünü, görüşmede İran ile olası bir anlaşma, Gazze Şeridi'ndeki durum ve çarşamba akşamı Washington'daki Yahudi Müzesi önünde iki İsrail Büyükelçiliği çalışanının öldürülmesi konularını ele aldıklarını açıkladı.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın dün Netanyahu ile yaptığı görüşmede, İran'la nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varmak istediğini açıkça ifade ettiğini söyledi. İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Trump'ın ‘İran'ın nükleer silah elde etmemesinin sağlanması gerektiği konusunda Netanyahu ile hemfikir olduğu’ belirtildi.
Leavitt, ABD ve İran tarafları arasındaki görüşmelerin beşinci turu Umman arabuluculuğunda bugün İtalya'nın başkenti Roma'da gerçekleşirken, Trump'ın İran'la görüşmeler konusunda işlerin doğru yönde ilerlediğini belirttiğini söyledi.
Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi dün yaptığı açıklamada, Tahran'ın nükleer programına ilişkin dolaylı İran-ABD görüşmelerinin beşinci turunun bugün Roma'da yapılacağını duyurdu.
ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz nisan ayında Beyaz Saray'da bir araya geldi. (Reuters)
Geçtiğimiz salı günü CNN'de yayınlanan ve ismi açıklanmayan ABD'li yetkililere dayandırılan bir haberde, diplomatik görüşmelerin devam etmesine rağmen İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya hazırlandığı belirtildi. Haberin ardından İran, nükleer tesislerine yönelik herhangi bir İsrail saldırısından ABD'yi sorumlu tutacağı uyarısında bulundu.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırı planladığına dair haberlerden duyduğu endişeyi dile getirerek, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEA) bu haberleri derhal ve kesin bir dille kınama çağrısında bulundu.
Trump'ın koşulları
Başkan Trump defalarca İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme sözü verdi; 2015 yılında Obama döneminde varılan ve Trump'ın ilk döneminde, 2018'de çekildiği anlaşmadan daha güçlü bir anlaşmaya varılması gerektiğini vurguladı. Trump, Körfez ziyareti sırasında İran'ın temel koşulları kabul ettiğine inandığını ve diplomatik yaklaşımının askeri çatışmayı önleyeceğini ima etti.
İki taraf, önemli bir anlaşmazlık noktası haline gelen uranyum zenginleştirme konusunda bir anlaşmaya varma ikilemiyle karşı karşıya. 2015 anlaşması sivil kullanım için yüzde 3,67 saflığa kadar düşük seviyede zenginleştirmeye ve 300 kilogramlık bir uranyum stokunun korunmasına izin verirken, İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Ancak bu oran nükleer silah için gereken yüzde 90 seviyesinin halen altında.
UAEA'nın İran'ın programına ilişkin son raporunda, ülkenin zenginleştirilmiş uranyum stokunun yaklaşık 830 kilogram olduğu tahmin ediliyor.
ABD istihbarat kurumları, İran'ın henüz bir nükleer silah programı başlatmadığını, ancak ‘eğer isterse nükleer silah üretmesini sağlayacak faaliyetler yürüttüğünü’ tahmin ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, dün Senato Dış İlişkiler Komitesi'nde konuştu. (AP)
ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff geçen hafta sonunda ABD yönetiminin uranyum zenginleştirmenin tamamen durdurulmasını istediğini söylerken, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio salı günü Kongre'de yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin İran'ın uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurması talebine bağlı olduğunu yineledi.
Rubio, “İran uranyum zenginleştirme kabiliyetine sahip olamaz, çünkü bu onu nihayetinde başarının eşiğinde bir nükleer güç haline getirir” dedi.
Bir temsilcinin sorusu üzerine Rubio, ABD'nin 2015 anlaşmasında açıkça ele alınmayan bir konu olan İran'ın balistik füze geliştirmesine yönelik yaptırımları sürdüreceğini belirtti.
Rubio, “Terörizmle ilgili yaptırımlar var, balistik füze programıyla ilgili yaptırımlar var. Bu yaptırımlar, eğer anlaşmanın bir parçası değilse yürürlükte kalacak” ifadelerini kullandı.
CNN'in İran'ın İsrail'in nükleer tesislerini vurmaya hazır olduğuna dair haberinden saatler önce konuşan Rubio, ‘İsrail'in askeri seçenekleri değerlendirdiğinin bir sır olmadığını’ ifade etti.