AB, "Ruslara vize verilmesin" teklifinde topu üyelere attı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

AB, "Ruslara vize verilmesin" teklifinde topu üyelere attı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Finlandiya ve Estonya'nın Rus vatandaşlarına AB ülkelerinin turist vizesi vermemesi yönündeki teklifine karşılık konunun üye ülkelerin yetkisinde olduğunu belirtti.
AB Komisyonu sözcülerinin haftalık basın toplantısında Finlandiya ve Estonya'nın teklifi gündeme geldi.
AB Komisyonu sözcülerinden Anitta Hipper, "AB Komisyonu olarak bu teklifi destekliyor musunuz?" sorusuna karşılık verirken mayıs ayında AB ülkeleriyle Rusya arasındaki vizeleri kolaylaştıran anlaşmanın kısmen askıya alındığını hatırlattı.
Hipper, "Üye ülkelerin her vize başvurusunu kendi yetkileri dahilinde incelemeleri gerekiyor. AB ülkeleri, kamu politikaları veya iç güvenliklerini göz önünde bulundurarak vize verilmesini reddedebilir" dedi.
Vize başvurularının değerlendirilmesinden ve vizelerin verilmesinden üye ülkelerin sorumlu olduğunu vurgulayan Hipper, "Vizelerin verilmesini sadece üye ülkeler sınırlandırabilir" diye konuştu.
Hipper, Rusya'daki bazı AB ülkelerinin konsolosluklarında çalışanların Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından sonra sınır dışı edildiğini hatırlatarak "Bu da Rus vatandaşlarının vize başvurularını yapmalarını zorlaştırmaktadır. Bu durum da göz önünde bulundurulmalıdır" ifadesini kullandı.
AB ülkeleri Estonya ve Finlandiya, Ukrayna ile savaş halinde olan Rusya'nın vatandaşlarının Avrupa’ya seyahatinin kısıtlanmasını istemişti.
Estonya Başbakanı Kaja Kallas, "Avrupa’yı ziyaret etmek insani bir hak değil, bir ayrıcalıktır" demiş, Finlandiya Başbakanı Sanna Marin de "Rusya, Avrupa’da saldırgan, acımasız bir savaş düzenlerken, Rus vatandaşlarının Avrupa’da normal hayatına devam etmesi ve turist olarak seyahat etmesi doğru değil" açıklamasında bulunmuştu.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times