Almanya Başbakanı Scholz tüm Ruslara turist vizesi yasağı getirilmesine karşı çıktı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)
TT

Almanya Başbakanı Scholz tüm Ruslara turist vizesi yasağı getirilmesine karşı çıktı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)
Almanya Başbakanı Olaf Scholz (AA)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş nedeniyle tüm Rus vatandaşlarına Avrupa Birliği (AB) ülkelerine turist vizesi verilmesi yasağı getirilmesine karşı çıktı.
Scholz, Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, Estonya ve Finlandiya'nın Avrupa ülkelerinin Ruslara turist vizesi yasağı getirme uygulanması talebini değerlendirdi.
"Bu (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in savaşıdır. Bu nedenle bu fikir konusunda zorlanıyorum" ifadesini kullanan Scholz, AB'nin Moskova'daki güç ağını destekleyenlere karşı kapsamlı yaptırımlar uyguladığını anımsattı.
Scholz, bunun (vize yasağının) tüm Ruslara ve masumlara karşı uygulanmasının yaptırımların etkisini azaltabileceği uyarasında bulundu.
Rusya'ya karşı Ukrayna'yı desteklemeye devam edeceklerinin altını çizen Scholz, Ukrayna'nın bağımsızlık mücadelesi için geniş kapsamlı kararlar aldıklarını ve gelecek dönemde de bunu sürdüreceklerini söyledi.
Alman hükümetinin, Putin'in Ukrayna'daki savaş suçlarından sorumlu tutulması için çalışmaları olup olmadığına ilişkin soru üzerine Scholz, tüm savaş suçlarını aydınlatmak için her türlü önlemin alınması gerektiğine inandığını söyledi.

Fiyat artışları
Ülkedeki fiyat artışları nedeniyle halkın mali yükünü azaltmak için önemler almayı sürdüreceklerini belirten Scholz, "Halkın bu zor dönemden geçmesi için her şeyi yapacağız" dedi.
Scholz, hükümetin yeni mali paket ortaya koyacağını ve kimsenin bu maddi zorlukları tek başına omuzlamayacağını vurgulayarak "Kimseyi yalnız bırakmayacağız" diye konuştu.
Yeni enerji kaynaklarını sağlamak için Portekiz ve İspanya'dan Fransa üzerinden Orta Avrupa'ya gaz boru hattı yapılmasını desteklediğini ifade eden Scholz, böyle bir hattının şimdiye kadar yapılması gerektiğini, artık bunun eksikliğinin hissedildiğini dile getirdi.
Scholz, bu hattın mevcut durumu rahatlatabileceğine işaret ederek, bu nedenle böyle bir projeyi başlatmak için İspanya, Portekiz, Fransa liderleriyle ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüştüğünü kaydetti.



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.