Cinayetleri sosyal medya mı besliyor?

Failler, sosyal medya platformları üzerindeki “anlatıları” ile cinayetleri teşvik ediyor, söz konusu anlatıları ile şöhret ve destek alıyorlar

Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)
Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)
TT

Cinayetleri sosyal medya mı besliyor?

Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)
Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)

Birleşik Krallık merkezli The Telegraph gazetesi 3 yıl önce, iki camide 51 kişiyi öldüren Avustralyalı Brenton Tarrant’ın düzenlediği katliam saldırısından bahsederken “sosyal medya için tasarlanmış bir suç”tan daha uygun bir tanım bulamamıştı. Zira Tarrant Yeni Zelanda’da başının üstünde bir kamera ile işlediği suçu sosyal medyadaki platformlarında takipçilerine canlı olarak aktarmıştı.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, sosyal medyanın bazı faillerin suç eylemlerini göstermek, takipçileri harekete geçirmek ve şöhret olmak için kullandıkları araçlardan biri olduğu olaylar sıkça tekrarlanan bir hal aldı. Mısır, yaklaşık iki ay içinde, hiçbir bağlantısı olmayan iki genç kızın neredeyse aynı iki cinayete kurban gitmesi şok yarattı. Söz konusu cinayetlerin en sonuncusu dün, Kahire’nin 80 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Şarkiye Vilayetinde Zagazig şehrinde genç bir adamın, kadın meslektaşını halka açık bir noktada 17 bıçak yarasıyla öldürmesi ile gerçekleşti.
Polis tarafından tutuklanan ve şu anda soruşturmaya tabi tutulan zanlı, belki de bıçağını çekerken, WhatsApp uygulamasındaki hesabında, kurbanını öldürmeden önceki tehditleri ve kurban ile ilgili anlatısını yayınladığı bir ‘hikaye’ oluşturmaya gösterdiği özenden daha az özen göstermişti.
Şarkiye’deki olay bu bağlamdaki en son olaydı. Bu olay, Haziran ayında üniversiteden bir sınıf arkadaşının da kurbanı olan artık Mansura’nın Kızı olarak bilinen Naira Eşref olayında da neredeyse aynıydı. Zanlı asılarak idama mahkum edildi ancak dava fail tarafından sunulan temyiz aşamasında bulunuyor. Bu zanlı da kurbanı tehdit etmek için sosyal medya platformlarını kullanmış ve ardından serbest bırakılması için kefalet ödemek üzere kampanyalar düzenleyen kişilerin hesaplarından destek almıştı.
Her halükarda, eş-Şarkiye’deki cinayet, iki suçlu arasında benzer dijital davranışı içeriyordu. Kızı öldürmekle suçlanan zanlının hesabını destekleyen kullanıcılar, sanığın Facebook’taki hesabından suç sahnelerini ortaya çıkaran çok sayıda gönderi yayınladı. Paylaşımlar, sanığın yasal tavsiye vermekle ilgilenen bir grubun sayfasına yazdığı bir yorumu içeriyordu. Sanık yorumunda, bir kişinin romantik bir ilişkiden zarar gördüğünü, ilişkinin maddi olarak onu tükettiğini ve başarısız olmasına neden olduğundan bahsetmişti.
Sosyal medyadaki bazı önde gelen isimler ise, sanığın paylaşmış olduğu, kurbanla çekilmiş ve üzerinde kurbanı öldürme tehdidi bulunan bir fotoğrafı yayınlayarak “Allah’ın emrettiği gibi acele etmeyin. Yemin ederim ki sonunuz yakın” ifadelerine yer verildi. Gönderiler saatler içinde binlerce kez paylaşıldı.
Temmuz ayında, bilimsel yayınların yapıldığı “Science Direct” tarafından yayınlanan bir anket, sosyal medyanın ‘dolandırıcılık gibi suç eylemleri gerçekleştirmek ve kullanıcıları terör eylemleri gerçekleştirmeye teşvik etmek için bir saldırı aracı olarak kullanılır hale geldiğini’ gösterdi. Anket, sosyal medya operatörlerinin “ifade özgürlüğü ile suç niyetini dile getirme arasında hassas bir denge kurarak, suç işleyen kullanıcıları tespit etmek, hesaplarını kaldırmak ve yasaklamak için sitelerini denetlemelerini” tavsiye etti.
Uzmanlar, şu anda hakim olan suç modelinin, sosyal medyanın suçluların elinde bir araç haline geldiğini gösterdiğine inanıyorlar. Mısır’da sosyal paylaşım siteleri uzman olan Muhammet Fetki’ye göre, bu sitelerin “kasıtlı olmasa da gerçek bir cinayet aracı” haline geldiğini belirtti.
Fethi, Şarku’l Avsat’a sosyal medya siteleri ile ilgili olarak “Kasıtsız olarak şiddet suçlarının yayılmasına katılıyor. Çünkü sosyal platformlar şiddeti kışkırtan kelimeleri tespit etmeye yönelik yapay zeka araçları, Arapça da dahil olmak üzere, İngilizce dışındaki dillerde şiddet içeriklerini belirlemede etkisiz olduğu kanıtlanmış olan takip araçlarıyla sınırlılar. Bu yapay zeka sokak dilini anlamaması sebebiyle şiddeti yayma tuzağına düşüyor” dedi. Fethi, “İletişim platformlarının algoritmalarının ortaya çıkarmaktan ve hemen silmekten bıkmadığı siyasi konuşmalar konusunda ise bunun tam tersi olduğu açıkça görülüyor" ifadelerini sözlerine ekledi.
Dijital medya uzmanına göre, Facebook, Instagram ve WhatsApp olmak üzere üç iletişim platformuyla Meta’nın tek başına kullanıcı sayısı 3 milyara ulaştı. Bu kullanıcıların sadece 51 milyonu Mısır’da bulunuyor. Bu bağlamda, “Kullanıcılar yaklaşık 60 farklı dilde konuşuyor dolayısıyla da yapay zeka araçlarını besleyen insan gücünün, açıkça veya üstü kapalı şekilde nefreti ve şiddeti kışkırtan tüm terimlere hakim olması zor” dedi.
Gözlemcilerin, suçlarda sosyal medya araçlarının “parmak izlerini” izlemesi Arap toplumundaki davalarıyla sınırlı kalmıyor. Zira 4 Temmuz’da ABD’de Highland Park’ta 7 kişiye ateş açan 21 yaşındaki Robert Cremo’nun Siber Davranış Analizi süreci, Cremo’nun internette şiddet içerikli binlerce mesaj, fotoğraf, video ve şarkı paylaştığını gösterdi.
ABD merkezli MPR’a göre, raporlar olağandışı bir şekilde şiddete ilgi duyduğunu ortaya çıkardı.
The Telegraph’a göre, Avustralyalı Brenton Tarrant 2019 yılında Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde bir camide ibadet edenlere ateş açtıktan sonraki itirafları arasında, suçunu dünyaya canlı yayınlamak için kafasına taktığı kameranın ‘en güçlü silahı’ olduğunu belirtmişti.
Sadece bu da değil, İngiliz gazetesi, Twitter ve Reddit kullanıcılarının sanığın ifadesini paylaştıklarını ayrıca saldırıya ilişkin korkunç görüntülerin sosyal ağ platformlarının içerik silme imkanlarını aştığını bildirdi.
Bu hususta, Fethi “Dijital dünyada nefret yaygındır. Sosyal medya platformlarının tek başına şiddeti teşvik ettiğini düşünebiliriz ancak insanlar, Roblox, Twitch ve gizli şiddet içeren diğer platformların yanı sıra eğlence ve oyun platformlarında da suç ve cinsel tacize yol açan içerikleri izliyor” ifadelerini kullandı.



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.