İsrail ve İslami Cihad arasındaki çatışmada sık sık gündeme gelen Bessam Saadi kimdir?

Bessam Saadi (AFP-Arşiv)
Bessam Saadi (AFP-Arşiv)
TT

İsrail ve İslami Cihad arasındaki çatışmada sık sık gündeme gelen Bessam Saadi kimdir?

Bessam Saadi (AFP-Arşiv)
Bessam Saadi (AFP-Arşiv)

İsrail ile Filistin İslami Cihad hareketi arasında 5 Ağustos’ta patlak veren çatışmadan önce, İslami Cihad hareketinin üst düzey liderlerinden Bessam Saadi, Cenin Mülteci Kampı’ndaki evine düzenlenen baskında yaralandıktan sonra gözaltına alındı.
Bu olay gerilimin tırmanacağına dair korkulara yol açarken, İslami Cihad hareketi, Saadi’nin gözaltına alınmasına yanıt vermekle tehdit etti.
İsrail ise, Gazze Şeridi’ne saldırı başlattı. Üç gün süren karşılıklı çatışmalar sonucu Gazze’de kayıplar ve yıkımlar meydana geldi.
Mısır arabuluculuğunda ateşkese varıldığında da, Saadi yine manşetlere çıktı.
İslami Cihad, ateşkes için Saadi ve 161 gündür tutukluluğunu protesto etmek için açlık grevinde olan Halil Avavde’nin serbest bırakılmasını şart koştu.

Saadi kimdir?
23 Aralık 1960’da Cenin kampında dünyaya gelen Bessem Ragheb Abdurrahman Saadi, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) okullarında ilk ve orta öğrenimini tamamladı.
1980’li yıllarda tıp okumak için İtalya’ya gitti, ancak daha sonra bilinmeyen nedenlerle Ürdün’e gitti ve muhasebe okudu.
Cenin’e döndükten sonra İslami Cihad hareketine katılan Saadi, 1992 sonunda İsrail tarafından Lübnan’ın güneyindeki Marj el Zuhur’a sürülen Hamas ve İslami Cihad hareketlerinden 415 Filistinli arasındaydı.
Saadi daha sonra kovuşturma ve tutuklama yolculuğu başladı ve şimdiye kadar İsrail hapishanelerinde 15 yıldan fazla bir süre geçirdi.
Ailesi de, İsrail ile devam eden çatışmalardan kurtulamadı.
2002 yılında Cenin mülteci kampındaki çatışmalar sırasında ikiz oğulları İbrahim ve Abdulkerim (16) öldürüldü.
İsrail, üç yılını hapishanede geçiren eşi Neval Saadi ve oğulları İzzeddin, Suheyb, Fethi ve Yahya gibi ailesinin tamamına yakınını tutukladı.
İsrail’e ait savaş uçakları, 2002’de Cenin kampındaki çatışmalar sırasında evini hedef aldı.
2003 yılında özel kuvvetler tarafından kaldığı bir eve baskın düzenlendi, tutuklandı ve 7 yıl hapis yattı.
Saadi, kampın tüm bileşenleri ve grupları arasında güçlü bir ilişkiye sahip olan sosyal bir figür ve bir reformcu olarak biliniyor.
Bu ayın başında gözaltına alınması sırasında dövülmesi ve polis köpekleri tarafından sürüklenmesi sonucu yaralandı. Bu da İslami Cihad hareketinin misilleme tehdidinde bulunmasına neden oldu.
Saadi’nin hareket içindeki kesin konumu bilinmiyor, çünkü İslami Cihad, tutuklanacakları endişesiyle Batı Şeria’da herhangi bir örgütsel hiyerarşi ilan etmiyor.
Ancak İsrail, hareketin Batı Şeria’nın kuzeyindeki sorumlusu olduğunu düşünüyor.
Gözaltına alınmasının ardından Şin Bet tarafından yapılan açıklamada “Saadi, İslami Cihad faaliyetlerini canlandırmak için son aylarda daha da sıkı çalıştı. Genel olarak Batı Şeria’da ve özel olarak Cenin’de örgüt için büyük bir askeri gücün kurulmasının arkasındaydı” denildi.
Şin Bet, Saadi’nin varlığının, örgütün sahadaki unsurlarının radikal eylemlerinde önemli bir faktör olduğunu da iddia etti.
İsrail mahkemesi, bugün Saadi’nin gözaltı süresini 6 gün uzattı.
İsrail Askeri Savcılığı’ndan bir yetkili, Çarşamba günü cep telefonuna yönelik incelemeyi takiben yeni suçlamalar hakkında sorgulanmasından ardından daha kapsamlı soruşturulacağı bilgisini verdi.



Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye'nin kuzeydoğusundaki saldırılarda 9 SDG'li öldü

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor'un kuzey kırsalındaki karargâhlarına yapılan benzer saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Rakka vilayeti kırsalındaki Tabka kenti ve Haseke vilayetinin güneyindeki eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik noktalarını hedef alan bir dizi silahlı saldırıda 5 üyesinin öldüğünü ve 2 üyesinin de yaralandığını duyurdu. Bu arada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, silahlı grupların SDG'nin etki alanlarına yönelik saldırılarında 4 savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.

Kürt yönetimine bağlı İç Güvenlik Güçleri dün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ‘terörist’ olarak nitelediği grupların ‘Tabka kentinde güçlerine ait iki noktayı hedef aldığını ve iki üyesinin yaralanmasına neden olduğunu, 14 Temmuz sabahı da eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik kontrol noktalarından birine saldırı düzenlendiğini ve beş üyesinin öldüğünü belirtti.

Özerk Yönetim ve SDG liderliği söz konusu saldırıları genellikle DEAŞ hücrelerinin gerçekleştirdiğini iddia ederek, ‘medya saldırıları ve Suriye genelinde, özellikle de ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde kaos ve fitne yaymak isteyen tarafların sürekli kışkırtmaları ışığında’ bu saldırıların arttığını ve sıklaştığını kaydetti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri liderlerinden Ali el-Hüseyin Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, son dönemde Özerk Yönetim bölgelerindeki güvenlik durumunun, doğrudan karargâhları ve güvenlik kontrol noktalarını hedef alan DEAŞ hücrelerinin hareketlerinde bir artışa sahne olduğunu söyledi. Hüseyin, “Bu girişimlere rağmen, kuvvetlerimiz yüksek hazırlık ve uyanıklıkları sayesinde saldırıları etkili bir şekilde engellemeyi başardı” dedi.

jukıo
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan karargahlarından birinde (Şarku’l Avsat)

Genel Komutanlığın bu grupların kimliğini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı soruşturmalar başlattığını belirten el-Hüseyin, “Güvenlik güçlerimiz, bu tür girişimleri boşa çıkarmak konusunda daima tam teyakkuz hâlindedir ve sivillerin güvenliğini ve emniyetini korumak için gerekli tüm önlemleri almıştır” ifadesini kullandı.

SDG'nin güvenlik kanadı olan güvenlik güçlerinin mevzilerine yönelik bu silahlı saldırılar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kontrolü altındaki bölgelerin akıbetine ilişkin gerginlik ve endişe ortamında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak amacıyla Özerk Yönetim’den bir heyetin ABD ve Fransa arabuluculuğunda başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptığı son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığının açıklanmasının ardından geldi.

vdfghyju
Suriye hükümeti Tişrin Barajı'nda bakım çalışmalarına başladı. (Arşiv)

Konuyla ilgili olarak SDG Medya Merkezi, Halep'in doğu kırsalında Türk ordusu ve müttefik Suriyeli silahlı gruplar ile aralarında devam eden çatışmalarda 4 savaşçısının öldüğünü bildirdi.

Bu bölgeler, 10 Nisan'da Münbiç kırsalında varılan Tişrin Barajı anlaşmasından bu yana temkinli bir sükunete tanıklık etti. Cumhurbaşkanı eş-Şera ve Abdi arasındaki ikili anlaşmanın bir parçası olarak, tüm askeri tarafların çekilmesi ve Suriye Savunma Bakanlığı güçlerinin barajı korumak üzere bölgeye girmesiyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki stratejik barajın ortak yönetimi oluşturuldu.