Suriye rejimi güçleri Dera’nın batısında muhaliflerin bölgesine girdi

Suveyda’ya bağlı Kanavat beldesi yerel bir milis grubu tarafından kuşatıldı. (Şarku’l Avsat)
Suveyda’ya bağlı Kanavat beldesi yerel bir milis grubu tarafından kuşatıldı. (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye rejimi güçleri Dera’nın batısında muhaliflerin bölgesine girdi

Suveyda’ya bağlı Kanavat beldesi yerel bir milis grubu tarafından kuşatıldı. (Şarku’l Avsat)
Suveyda’ya bağlı Kanavat beldesi yerel bir milis grubu tarafından kuşatıldı. (Şarku’l Avsat)

Suriye’de Dera kırsalının batısında yer alan Tafas ilçesinde yerel halk ile rejim güçleri arasında yaşanan gerginlik devam ediyor. Yerel kaynaklar, rejim güçlerinin kentin güney bölgelerine havan atışı gerçekleştirdiğini ve bölge sakinleri ile çatıştığını bildirdi. İlçedeki çimento fabrikası yakınındaki güvenlik kontrol noktasının rejim güçleri tarafından ele geçirilmek istendiği ancak ‘yerli milislerin’ buna izin vermediği öğrenildi. Tafas’ın güneyinde çıkan çatışmalarda bazı sivillerin yaralandığı bildirildi.
Bölge sakinlerinden aktivist Muhammed Zubi, rejim güçlerinin Tafas’ın güney bölgesine girdiğini ve Yaduda yolundaki bazı binaların yanı sıra Haldun Zubi’ye bağlı silahlı milislere ait olan bir ‘karargahı’ ele geçirdiklerini söyledi. Haldun Zubi, Fecril İslam milislerinin başındaydı ve rejimle daha önce Rusya’nın gözetiminde sağlanan uzlaşının taraflarından biriydi. Muhammed Zubi, rejim güçlerinin güney bölgelerine havan atışı gerçekleştirdiğini ve daha derinde bir başka ‘milis grubunun kontrolünde olan bölgeyi’ ele geçirmek için ilerlediğini aktardı. Kentin güney bölgelerinde yaşayan siviller, civar yerleşim yerleri Dail ve Muzeyribe doğru göç etmek zorunda kaldı, bir kısmı ise kentin batısına doğru hareket etti. Kaynaklar çatışmalar nedeniyle beş sivilin yaralandığını bildirdi.  
Esed rejimi güvenlik heyeti, DEAŞ ve terörist gruplara mensup bazı kişilerin Tafas’ta saklandığını ve kentten çıkarılmamaları ya da teslim edilmemeleri durumunda, geniş çaplı bir operasyon düzenleneceğini bildirmişti. Kent ileri gelenleri ise söz konusu kişilerin Tafas’ta olmadığını savunuyor, rejimin güvenlik heyeti ise, aranan kişilerin hala şehirde olduğunda ısrar ediyor. Bölgedeki aktivistler sosyal medya üzerinden, rejim tarafından aranan kişiler tarafından yapıldığı iddia edilen bir açıklama paylaştı. Şarku’l Avsat’ın bir nüshasına ulaştığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Tafas’ın rejim tarafından bombalanmaması, sivillerin yerlerinden edilmemesi, ekinlerinin ve geçim kaynaklarının zarar görmemesi için, rejim tarafından aranan devrimciler olarak, şehri temelli olarak terk ettiğimizi ve güvenli bir bölgeye geçiş yaptığımızı bildiririz. Biz, rejimin teröristlerin varlığını bahane ederek, şehri kuşatmasına ve bombalamasına imkân tanımamak için Tafas’tan ayrıldık.” Açıklamanın gerçekliği ya da tam olarak kimler tarafından yapıldığı ise teyit edilemedi.
Bu arada Tafas Merkezi Müzakere Heyeti’nin önde gelen üyelerinden Mahmud el-Bürdan Ebu Murşid’e bağlı yerel milislerin konuşlandığı binaya kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Maskeli kişiler bina önüne bomba yerleştirdi, söz konusu kişiler çatışma çıkması üzerine bombayı patlatamadan bölgeden ayrıldı. Bomba imha ekibi olmaması nedeniyle, alan boşaltılarak bomba uzaktan ateş edilerek patlatıldı. Rusya’nın aracılığıyla rejim güçleri ve yerel milisler bir ‘uzlaşıya varmış’ ve çatışmazlık anlaşması yapmıştı. Ebu Mürşid, ‘uzlaşı anlaşmalarının’ ardından, bazıları tarafından rejimin güvenlik güçlerine yakın durmakla suçlanıyor. Ebu Mürşid ise rejim tarafından en çok arananların başında gelen Muhammed Subeyhi, Ubade ed-Deyri ve İyad Ceare’yi DEAŞ mensubu olmakla itham ediyor. Bu kişilerin Merkezi Müzakere Heyeti’nin bazı üyelerine suikast düzenlediği de iddialar arasında.  
Suriye’nin güneyinde Dürzi nüfusunun çoğunlukta olduğu Suveyda ilindeki ‘yerel milis güçler’, rejimin güvenlik servisleriyle yakın ilişkileri bulunan Raci Felhut liderliğindeki ‘Fecir Kuvvetleri’ne’ yönelik ‘operasyonlarını’ sürdürüyor.  Önde gelen yerel milis gruplardan Yahya el-Haccar liderliğindeki ‘Rical el-Kerame’ (Onur Adamları) dün sabah Suveyda kırsalındaki Kanavat beldesini kuşattı. Uyuşturucu imalatı ve ticareti yapan Fecir Kuvvetleri’yle işbirliği içinde olan Selim Hamid liderliğindeki ‘Fehd Güçleri’ mensuplarının evlerine baskınlar düzenlendi ve çok sayıda kişi alıkonuldu. Rical el-Kerame'den yapılan açıklamada, Selim Hamid ve grubuna silahlarını bırakıp milis oluşumunu dağıtması için birkaç gün öncesinden süre tanındığını, gruba üye bazı kişilerin çağrıya yanıt verdikleri, geri kalanlara yönelik ise ‘operasyon’ düzenlemek zorunda kalındığı belirtildi. Selim Hamid daha önce bazı ağır silahlar ile ihlallere karışan üyelerini teslim edeceğine dair söz vermiş ve bu sözünü kısmen yerine getirmişti. Dürzi din adamlarının da desteğini alan Rical el-Kerame, Selim Hamid’i evinde bulamadı, ancak grubun diğer üyeleri çatışmadan teslim oldu.  



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.