Avustralya, Google'ı 58 milyon dolar ödemeye mahkum etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Avustralya, Google'ı 58 milyon dolar ödemeye mahkum etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Avustralya'da Federal Mahkeme, kişisel konum verilerinin toplanması gerekçesiyle Google'ı 58,4 milyon ABD doları ceza ödemeye mahkum etti.
Asia One'ın habere göre, Avustralya Rekabet ve Tüketici Kurulu'nun yaptığı açıklamada, mahkemenin, Google'ın Ocak 2017 ile Aralık 2018 arasında Android mobil cihazları aracılığıyla toplanan kişisel konum verileri hakkında bazı müşterileri yanlış yönlendirdiğini tespit ettiği bildirildi.
Avustralya'da 1,3 milyon Google kullanıcısının etkilenmiş olabileceğini tahmin eden Kurul, Ekim 2019'da Google'a ve şirketin yerel birimine karşı dava açtı.
Federal Mahkeme'nin kişisel konum verilerinin toplanması gerekçesiyle Google'ı 58,4 milyon dolar ceza ödemeye mahkum ettiğini belirten Kurul, Google'ın iyileştirici önlemler aldığını kaydetti.



Suudi astronotlar öğrencilerle deney yaptı

Suudi astronotlar öğrencilerle deney yaptı
TT

Suudi astronotlar öğrencilerle deney yaptı

Suudi astronotlar öğrencilerle deney yaptı

Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki Suudi astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali Karni, canlı yayına katılan Suudi gençlerin kendilerine sorduğu bir dizi soruyu yanıtladı.

Astronotlar ayrıca, Suudi öğrencilerle dünyaya kıyasla aerodinamiğin mikro yerçekimindeki değişimini denemek için ‘uzay uçurtması’ konulu bir eğitim deneyi gerçekleştirdi.

Eğitim deneyleri, Eğitim Bakanlığı, Kral Abdulaziz ve Sahabeleri Üstün Zeka ve Yaratıcılık Vakfı’yla (Mawhiba) işbirliğiyle, İletişim, Uzay ve Teknoloji Komisyonu ile ortaklaşa Suudi Arabistan Uzay Kurumu tarafından düzenlendi.

Deneyler, gerekli becerileri geliştirerek, öğrencilerin bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına ve beşeri sermayenin gelişimine olan ilgisini artırmayı amaçlıyor.

Bu ilginin artması, ülkenin uzay sektörünü geliştirmedeki rolünü güçlendirmeye ve uzay bilimi araştırmalarında küresel topluluğun önemli bir parçası haline gelmesine katkıda bulunacak.


ChatGPT, JPMorgan'ı harekete geçirdi: Yatırım tavsiyesinde bulunan yapay zeka yazılımı geliyor

Merkezi ABD'nin New York kentinde olan JPMorgan Chase, iki şirketin birleşmesiyle 2000'de kuruldu (Reuters)
Merkezi ABD'nin New York kentinde olan JPMorgan Chase, iki şirketin birleşmesiyle 2000'de kuruldu (Reuters)
TT

ChatGPT, JPMorgan'ı harekete geçirdi: Yatırım tavsiyesinde bulunan yapay zeka yazılımı geliyor

Merkezi ABD'nin New York kentinde olan JPMorgan Chase, iki şirketin birleşmesiyle 2000'de kuruldu (Reuters)
Merkezi ABD'nin New York kentinde olan JPMorgan Chase, iki şirketin birleşmesiyle 2000'de kuruldu (Reuters)

Dünyanın en büyük bankalarından JPMorgan Chase, ChatGPT'ye benzeyen bir yazılım geliştiriyor. CNBC'nin incelediği belgelere göre şirket, yapay zeka teknolojili IndexGPT adlı yazılımın marka tescili için bu ay harekete geçerek ABD Patent ve Marka Ofisi'ne başvurdu.

Haberde yazılımın, müşterilere yatırım önerileri vermesinin hedeflendiği kaydedildi. Belgelere göre yapay zeka kullanan IndexGPT, menkul kıymetleri analiz ederek müşterilerin ihtiyaçlarına göre tavsiyeler oluşturacak.

CNBC, yapay zeka teknolojisinin finans sektöründe halihazırda bazı şirketler tarafından kullanıldığını yazdı. Örneğin Goldman Sachs'taki mühendisler kod yazmada, Morgan Stanley de mali danışmanların sorularına yanıt bulmada yapay zekadan yararlanıyor.

Ancak ticaret hukuku avukatı Josh Gerben, CNBC'ye JPMorgan'ın ChatGPT benzeri bir ürünü doğrudan müşterilerine sunmayı amaçlayan ilk banka olabileceğini söyledi:

JPMorgan gibi şirketler sadece eğlence için marka tescil başvurusu yapmaz. Dosya, şirketteki bir yetkilinin 'Evet, bu tescilli markayı kullanmayı planlıyoruz' dediği yeminli bir beyanı içeriyor.

Gerben, ABD Patent ve Marka Ofisi'nin onay almanın yaklaşık bir yıl sürdüğünü, onayın ardından üç yıl içinde IndexGPT'nin kullanıma sunulması gerektiğini açıkladı.

Haberde ayrıca mali danışmanların uzun süredir teknoloji sebebiyle piyasadaki rollerinin değişmesinden ve işsiz kalmaktan korktuğu yazıldı. 

Morgan Stanley ve Bank of America gibi varlık yönetim şirketleri basit robo danışmanlık hizmetleri sunuyor. Ancak bu şirketlerde milyarlarca dolarlık varlıklar üzerinde söz sahibi olanlar, hâlâ insanlar.

Independent Türkçe, CNBC, Financial Express


Microsoft Başkanı Smith yapay zekanın en endişe verici yönünü açıkladı

Yapay zeka firması OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT, Kasım 2022'de yayımlandı (Reuters)
Yapay zeka firması OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT, Kasım 2022'de yayımlandı (Reuters)
TT

Microsoft Başkanı Smith yapay zekanın en endişe verici yönünü açıkladı

Yapay zeka firması OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT, Kasım 2022'de yayımlandı (Reuters)
Yapay zeka firması OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT, Kasım 2022'de yayımlandı (Reuters)

Yapay zekanın tehlikeleriyle ilgili tartışmalara Microsoft Başkanı Brad Smith de katıldı. Smith, ABD'nin başkenti Washington'daki Planet World adlı müzede yaptığı konuşmada yapay zekanın en endişe verici yönünün deepfake olduğunu söyledi.

Türkçede "derin sahte" anlamına gelen deepfake kabaca birinin yüzünü dijital olarak başka birinin vücuduna monte edip elde ettiğiniz görüntüyü istediğiniz gibi kullanmanıza olanak tanıyan bir teknoloji. Kısacası internetten kolayca ulaşılabilen algoritmalar sayesinde A kişisinin yüzü B kişisine montajlanabiliyor.

Smith bir fotoğrafın ya da videonun yapay zekayla üretildiği durumlarda herkesin bunu bilebilmesi için eylem çağrısı yaptı:

Deepfake'le ilgili sorunları ele almamız gerekiyor. Yabancı siber etki operasyonlarının çoğuna dair endişelerimizi özellikle ele almamız gerekiyor. Rus hükümeti, Çinliler ve İranlılar bu tür faaliyetleri halihazırda gerçekleştiriyor.

Microsoft Başkanı, içeriklerin halkı aldatmak ya da dolandırmak için yapay zeka kullanılarak değiştirilmesine karşı önlem alınması gerektiğini savundu.

Smith, yapay zeka ürünlerine lisans verilmesini ve bu lisansların siber ya da ulusal güvenlik tehditlerine karşı koruma yükümlülükleri taşımasını tavsiye etti:

Bu modellerin çalınmamasını veya ülkenin ihracat kontrol gerekliliklerini ihlal edecek şekillerde kullanılmamasını sağlamak için yeni nesil ihracat kontrollerine, en azından sahip olduğumuz ihracat kontrollerinin geliştirilmesine ihtiyacımız olacak.

OpenAI CEO'su da uyarmıştı

Microsoft'un işbirliği yaptığı OpenAI'ın CEO'su Sam Altman da 16 Mayıs'ta ABD Kongresi'nde yapılan bir oturumda, yapay zeka destekli seçim müdahalesine dair korkularını dile getirerek, oylamanın güvenilirliğini korumak için teknolojinin düzenlemeye tabi tutulması gerektiğini söylemişti.

ABD Senatosu Adalet Komisyonu'na bağlı Gizlilik, Teknoloji ve Hukuk Alt Komitesi'ne konuşan Altman, kendi şirketinin ChatGPT'si gibi yapay zeka sohbet botlarının "önemli bir endişe kaynağı" olduğunu belirtmişti.

Seçimler ve yapay zeka hakkında "Bu konuda tedirginim" diyen Altman, kurallara ve yönergelere ihtiyaç duyulduğunu eklemişti.


Open AI: İnsanlığın yok olmasını önlemek için yapay zeka düzenlemesi gerekli

Şirket yetkilileri, yapay zeka sistemlerinin yıllar içinde farklı sektörlerdeki birçok uzmanın beceri düzeyini aşacağını öngörüyor (Reuters)
Şirket yetkilileri, yapay zeka sistemlerinin yıllar içinde farklı sektörlerdeki birçok uzmanın beceri düzeyini aşacağını öngörüyor (Reuters)
TT

Open AI: İnsanlığın yok olmasını önlemek için yapay zeka düzenlemesi gerekli

Şirket yetkilileri, yapay zeka sistemlerinin yıllar içinde farklı sektörlerdeki birçok uzmanın beceri düzeyini aşacağını öngörüyor (Reuters)
Şirket yetkilileri, yapay zeka sistemlerinin yıllar içinde farklı sektörlerdeki birçok uzmanın beceri düzeyini aşacağını öngörüyor (Reuters)

Popüler yapay zeka sohbet robotu ChatGPT'yi geliştiren OpenAI firması yetkilileri, "Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı gibi bir kuruma ihtiyaç var; insanlığı yanlışlıkla bir şey yaratma ve ona insanları yok etme gücü verme tehlikesinden korumak için" diyerek ‘süper zeki’ yapay zeka teknolojilerinin düzenlenmesi çağrısında bulundu.

OpenAI'nin kurucu ortakları Greg Brockman ve Ilya Sutskiver, şirketin web sitesinde yayınladıkları kısa bir açıklamada, bu tür sistemlerin yaratabileceği varoluşsal tehlikeyi azaltmak için uluslararası bir düzenleyicinin sistemleri incelemesi, denetim talep etmesi, güvenlik seviyelerini ve güvenlik standartlarına uygunluğu test etmesi konusunda çalışmaya başlaması çağrısında bulundu.

Yetkililer, “Önümüzdeki on yıl içinde yapay zeka sistemlerinin farklı sektörlerde birçok uzmanın beceri düzeyini aşacağı ve gelişmiş şirketlerle kıyaslanabilecek büyük miktarda üretken faaliyet gerçekleştireceği öngörülmekte” diye eklediler.

Yetkililer hem olumlu hem de potansiyel olumsuz yönleri açısından süper zekânın insanlığın geçmişte yüzleşmek zorunda kaldığı diğer teknolojilerden daha güçlü olacağına dikkat çekerek, “Çok daha müreffeh bir geleceğe sahip olabiliriz; ancak bunu başarmak için riskleri yönetmek zorundayız. Varoluşsal risk potansiyeli göz önüne alındığında, basitçe reaktif olamayacağız" açıklamasında bulundular.

sacs
OpenAI, geçtiğimiz Kasım ayında ünlü sohbet robotu ChatGBT'yi piyasaya sürdü (Reuters)

Brockman ve Sutskiver, kısa vadede, güvenlik öncelikli olmak üzere, toplumla sorunsuz bir şekilde bütünleşen daha sağlam modellerin geliştirilmesini sağlamak amacıyla, en son YZ araştırmaları üzerinde çalışan şirketler arasında belirli bir düzeyde koordinasyon çağrısında bulundu.

Brockman ve Sutskiver sözlerine şöyle devam etti:

Bu koordinasyon, örneğin hükümet öncülüğünde bir proje yoluyla ya da YZ yeteneklerinin büyümesini sınırlamak için toplu bir anlaşma yoluyla sağlanabilir.

İki gün önce San Francisco'da düzenlenen AI Forward Forum'da Brockman, popüler chatbot üreticisinin yapay zekayı küresel olarak nasıl düzenlemeyi amaçladığının ana hatlarını ele aldı.

Brockman’ın ortaya attığı fikirler arasında, Wikipedia benzeri bir model de vardı.

Yapay zeka politikasıyla ilgili olarak “Sadece Silikon Vadisi'nde oturup herkes için bu kuralları koyabileceğimizi düşünmüyoruz. Demokratik karar alma süreci hakkında düşünmeye başlıyoruz” dedi.

Open AI, geçtiğimiz Kasım ayının sonunda insanlarla etkileşime giren ve talep üzerine her türlü metni üretebilen yapay zekaya dayalı ünlü konuşma robotu ChatGPT’yi piyasaya sürdü ve başarısı şirketleri bu teknolojiye gelişmiş yetenekler kazandırmak için teknoloji rekabetine yöneltti.


Yeni batarya atılımı elektrikli araba menzilini iki katına çıkaracak

L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)
L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)
TT

Yeni batarya atılımı elektrikli araba menzilini iki katına çıkaracak

L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)
L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)

Bir batarya girişimi, bin kilometrelik menzile sahip elektrikli araç bataryalarının seri üretimini yapan ilk şirket olmayı hedefliyor. Bu rakam, mevcut standardın yaklaşık iki katı.

Volkswagen'in tedarikçilerinden Çin merkezli Gotion High Tech, yıllık teknoloji konferansında yeni L600 LMFP Astroinno bataryasını tanıttı ve seri üretimin 2024'te başlayacağını iddia etti.

Şirket, lityum-manganez-demir-fosfat (LMFP) bataryanın gerekli tüm güvenlik testlerini geçtiğini, 4 bin şarj-deşarj döngüsü kadar ömrü olduğunu ve bu sayede günlük elektrikli otomobillerde kullanılabileceğini açıkladı.

Tek bir şarjla elde edilen bin kilometrelik menzil, bataryaya 4 milyon kilometrelik potansiyel bir kullanım ömrü sağlıyor ve bu da bir otomobilin ortalama ömrünü fazlasıyla aşıyor.

Yeni bataryanın tek şarjla menzili, geçen yıl Almanya'dan Birleşik Krallık'a tek şarjla seyahat ederek menzil rekoru kıran Mercedes-Benz Vision EQXX gibi özelleştirilmiş elektrikli prototipler tarafından kırılan rekorlara da eşdeğer.

Bu teknolojiyi ticari olarak uygulanabilir hale getirmek için 10 yıl süren şirket içi araştırmalar yapıldı ve bu tür bataryalarla ilgili önceki sorunların üstesinden gelmek adına yeni elektrolit katkı maddeleri ve en son teknoloji kullanıldı.

Görsel kaldırıldı.
Mercedes Vision EQXX, 22 Haziran 2022'de Stuttgart'tan (Almanya) Silverstone'a (Birleşik Krallık) tek bir batarya şarjıyla yaptığı yolculukta 1202 kilometreyle kendi verimlilik rekorunu kırdı (Mercedes-Benz)

Şimdiye kadar LMFP malzemeleri düşük iletkenlik, düşük sıkıştırma yoğunluğu ve yüksek sıcaklıklarda manganez çözünmesinden mustaripti, bu da elektrikli araçlarda kullanılamayacak kadar verimsiz ve hantal olmalarına yol açıyordu.

Bu zorluklara rağmen, teknolojinin muazzam potansiyeli araştırmacıların ve sektör gözlemcilerinin dikkatini çekti.

Gotion High-Tech Uluslararası Ticaret Birimi İcra Kurulu Başkanı Dr. Cheng Qian, "Son yıllarda, lityum demir fosfat (LFP) teknolojisi, pazar payının artmaya devam etmesiyle piyasanın takdirini yeniden kazandı" dedi.

Öte yandan, seri üretilen LFP pillerinin enerji yoğunluğundaki artış darboğazlarla karşılaştı ve daha fazla iyileştirme, kimyasal sistemin güncellenmesini gerektiriyor, bu nedenle [sistemimiz] geliştirildi.

Şirket batarya tasarımında başka atılımlar da yaptı. Yapısal parçaların sayısı yüzde 45 oranında azaldı ve ağırlıkları üçte bir oranında düşürüldü.

Batarya paketinin kablo sistemi de yenilikçi tasarım sayesinde 303 metreden sadece 80 metreye düştü.

Bataryanın ilk olarak hangi araçlarda kullanılacağı belli olmasa da Gotion High Tech, ABD'de 2,3 milyar dolarlık bir batarya fabrikası kurmayı planlıyor.


Hastalıklı ve zarar görmüş meyveleri tespit eden robot geliştirildi

Geliştirilen robot yapılan testler sonucu sistem etkinliğini kanıtladı.
Geliştirilen robot yapılan testler sonucu sistem etkinliğini kanıtladı.
TT

Hastalıklı ve zarar görmüş meyveleri tespit eden robot geliştirildi

Geliştirilen robot yapılan testler sonucu sistem etkinliğini kanıtladı.
Geliştirilen robot yapılan testler sonucu sistem etkinliğini kanıtladı.

Moskova’daki Bilimsel Araştırma Teknik Üniversitesi’ndeki uzmanlar, Tambov Devlet Teknoloji Üniversitesi, Çin Madencilik ve Teknoloji Üniversitesi ve Moskova Ekonomi Yüksekokulu’ndaki meslektaşlarıyla birlikte, hastalıklı ve zarar görmüş meyveleri otomatik olarak tanımlayabilen bir robot geliştirdi.

Rus haber ajansı Tass’ın aktardığına göre Moskova Bilimsel Araştırma Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü Başkanı Ivan Ushakov, konuya dair şunları söyledi:

 İnsan görüşünü simüle eden yapay sinir ağlarını kullanan bir stereo kamerası olan botANNIC robotu, ağaç yapraklarını ve meyve veren kısımlarını tarayarak ağacın üstündeki elmaları, olgunluk ve hasar derecelerini tespit ediyor.

weg

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Tambov Teknoloji Üniversitesi Mekanik Bölümü’nden Prof. Alexander Devin de açıklamasında “Robot ayrıca çok boyutlu hacimsel analiz yoluyla meyve fotoğraflarını hasar ve hastalık derecesine göre birkaç gruba ayırıyor. Sınıflandırma doğruluğu en az yüzde 80” ifadelerini kullandı.

Tass’ın haberine göre sistem, testlerde etkinliğini kanıtladı. Robotun çiftliklerde verimi artırması ve kayıpları azaltması bekleniyor.


Suudi astronotları taşıyan Falcon 9 roketinin özellikleri nelerdir?

Falcon 9 roketi (AP)
TT

Suudi astronotları taşıyan Falcon 9 roketinin özellikleri nelerdir?

Falcon 9 roketi (AP)

Uzay görevlerinde karşılaşılan en büyük sorunlar arasında, astronotları göndermek için kullanılan roketlerin kontrol edilmesinin garanti edilememesi yer alıyor.

Bunlar görevin ardından tekrar Dünya’ya dönüyor, ancak bir şekilde insanlar veya çevre için bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca roketler, uzay uçuşunun maliyetini artıran tek bir görev için kullanılıyor.

Ancak Suudi astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el-Karni’yi ‘tarihi yolculukla’ Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) taşıyan Falcon 9 roketi bir dizi avantajıyla diğerlerinden oldukça farklı.

Dünya geçen yıl dünya, Çin uzay istasyonunu inşa etmek için iki birim gönderilen, Çin’in Long March 5 B roketinin kontrolden çıkması küresel endişe yarattı.

Ancak geçtiğimiz günlerde, Suudi astronotların SpaceX’in Falcon 9 roketi ve Dragon uzay aracıyla fırlatılması başarıyla gerçekleşti.

Ürdün merkezli Batı Asya / Birleşmiş Milletler Uzay Bilimi ve Teknolojisi Eğitimi Bölgesel Merkezi Başkan Yardımcısı Alaa en-Nahri’ye göre, Falcon 9 roketi, görevini yerine getirdikten sonra restore etmeye yardımcı olacak şekilde tasarlandı. Bu da onu ilk çevre dostu uzay roketi yapıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Nahri, “Üretici şirket uzay uçuşlarının maliyetlerini düşürmeyi amaçladığından, bu füzeyi üretmenin tek amacı çevresel hedefler değildi” diye ekledi.

SpaceX, Falcon 9’un varlığını ilk kez 2005 yılında duyurdu ve ilk başarılı görevi Aralık 2015’te gerçekleşti.

23 katlı bir bina uzunluğunda olduğu tahmin edilen roket, ilk başarılı testini 8 yıl önce Florida’daki ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü’nde yaptı.

SpaceX bu görevin başarısından bu yana, Uluslararası Uzay İstasyonu’na gerekli olan bazı ekipman ve yiyecekleri taşıyan uçuşlar gerçekleştirdi.

2020 yılında Falcon 9 roketini kullanarak astronotları taşıyan ilk görev ile yeni bir tarih yazdı.

Şarku’l Avsat’a konuşan, Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden (DLR) Marco Sagliano, “Falcon 9 ile astronot gönderme görevi, yalnızca kullanılan roketin doğası nedeniyle değil, aynı zamanda ABD’yi tekrar Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderme görevlerine döndürdüğü için en öne çıkan görevdi” dedi.

ABD’nin Uluslararası Uzay İstasyonu’na en son astronot gönderdiği tarih, henüz Falcon 9’u kullanmadan önce, uzay mekiği Atlantis’in son uçuşunu yaptığı 2011’deydi.

O tarihten bu yana ABD, uzay görevleri için Rusya’ya güvendi ve Rus ‘Soyuz’ kapsülüyle yapılan yolculuğun maliyeti 85 milyon doları buldu.

Suudi astronotların gönderme görevi, Falcon 9 roketlerin uzay görevlerini gerçekleştirmedeki etkinliğini bir kez daha teyit etti.


Metaverse’teki Dark Web sürümü ‘hacklenemez’ olabilir

Metaverse’teki Dark Web sürümü ‘hacklenemez’ olabilir
TT

Metaverse’teki Dark Web sürümü ‘hacklenemez’ olabilir

Metaverse’teki Dark Web sürümü ‘hacklenemez’ olabilir

Polis ve güvenlik teşkilatları önümüzdeki yıllarda ‘Metaverse’ oluşumunun tamamlanmasıyla birlikte ‘Deepverse’ dünyasındaki suç faaliyetlerini önlemekte zorlanabilir. Yapılan değerlendirmelere göre şu an siber dünyayı etkileyen sorunların birçoğu sanal alemde yayılmaya başlayabilir.

San Francisco'da 26 Nisan'da düzenlenen ve yılda yaklaşık 45 bin kişinin katıldığı bilgi teknolojisi güvenliği konulu bir dizi seminerin verildiği ‘RSE 2023 Konferansı’nda Japonya merkezli bir bilgisayar yazılımı şirketi Trend Micro’dan iki araştırmacı, yeni bir DeepVerse sürümünün bu tehditlerin en büyüklerinden biri olduğunu, çünkü suçluların şu an Dark Web’te yaptıklarından daha büyük bir cezasızlık ve tehlikeyle hareket edebildiklerini söylediler.

Suç işlenen Metaverse

Metaverse, gerçek dünyanın bilgisayar tarafından oluşturulmuş bir versiyonu. Bu, tıpkı çevrimiçi çok oyunculu oyunların, kullanıcılara kendi sanal karakterlerini oluşturmalarına ve sanal dünyalarında diğer oyuncularla etkileşim kurmalarına izin vermesi gibi, insanların başkalarıyla ve kuruluşlarla etkileşime girdiği sanal bir dünyayı tanımlamak için kullanılan bir ifade. Metaverse tamamlandığında kullanıcılarının gerçek dünyanın sanal bir versiyonunda alışveriş yapmasına, çalışmasına, sosyalleşmesine ve diğer birçok aktiviteye izin verecek.

Araştırmacılar, aynı fenomenin siber suç dünyasının bodrum katlarında da meydana geleceği konusunda uyardılar. Dark Web’in de Deep Web’den fark edilmeyen bir derinlikte var olduğunu belirten araştırmacılar, Deepverse’teki Darkverse’te işlenecek suçların kolluk kuvvetleri ona nüfuz edemeyeceği kadar tespit edilemez olacağını vurguladılar. Bu alanlar suç, radikalizm, çocuk pornografisi ve cinsel istismarcılar için güvenli bir sığınak sağlayacağına işaret ettiler.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Trend Micro'nun kıdemli tehdit araştırmacıları Numaan Huq ve Philippe Lin, geçtiğimiz yıl Metaverse kullanıcıları arttıkça Metaverse’teki güvenlik ve gizlilik risklerinin ortaya çıkışı ve bu risklerin gelişimi hakkında bir rapor kaleme aldılar. Raporda birçok tehditten bahseden Huq ve Lin, en başta sosyal mühendislik, finansal dolandırıcılık ve mahremiyet riskleri gibi sayıları giderek artan mevcut sorunlar ve takas edilemez tokenlerle ilgili tehlikeler gibi yeni ortaya çıkan sorunların hem fiziksel hem de siber dünyaları aynı anda etkileyen tehditlere işaret ettiler.

Darkverse sağlamlığı

Darkreading.com sitesine konuşan Huq ve Lin, tehditlerin doğrulanmaya çok yakın olduğunu söylediler. Dark Web'tekilerin Metaverse'den nasıl yararlanacaklarını tartışmaya başladıklarını belirten Lin, dijital varlıkların tehditleri görmezden gelmeleri ve bu tehdileri yakında ortadan kaldırmak için hiçbir yatırım yapmamaları halinde gelecekte çok şey kaybedebilecekleri konusunda uyardı.

Trend Micro Şirketi, Metaverse'ü ‘kullanıcıların cihazlardan erişebilecekleri sürükleyici, çoklu etkileşimli, çok sayıda satıcının olduğu bir ortam’ olarak tanımlıyor. Metaverse’ün mevcut internet ortamının yanı sıra etkileşimli bir katman sağlamak için Web 2.0 ve Web 3.0 teknolojilerini kullanacağına işaret eden şirkete göre Metaverse, genişletilmiş sanal gerçeklik ortamında çalışmak ve oynamak için açık bir platformun yanı sıra akıllı şehir cihazları için bir iletişim katmanı sunuyor.

Şirketin tanımına göre Darkverse ise bugün var olan Dark Web gibi, ifade özgürlüğü için güvenli bir alan sağlamak adına sanal dünyada var olacak karanlık bir alandır. Ancak aynı zamanda geniş bir kitleye hitap eden pazarlarla yasa dışı ve suç faaliyetleri için de bir platform olacak.

Lin, Darkverse’ü çok tehlikeli bir yer haline getirecek noktanın, kolluk kuvvetlerinin Darkverse’de işlenecek suçlara müdahale etmeye çalışırken karşılaşacağı zorluklar olacağını düşünüyor. Huq’a göre ise suçluların Metaverse’teki alanlara erişimi kontrol etmek için kimlik doğrulama belirteçleri kullanmasını umuyor. Huq, kullanıcıların kimliklerine ilişkin bilgileri elde etmek için belirli bir zaman dilimi içinde fiziki dünyadaki belirli yerlere girmelerini isteyerek başkalarının bu belirteçlere erişmesini engelleyebileceklerini de belirtti.

Ancak suçluların, Metaverse’teki alanlara erişim izni için konum ve mesafeye dayalı kontroller uygulamaya çalışabileceğine işaret eden Huq, bu tür bir yöntemin, sunucuları kilitlemek ve URL'yi engellemekle aynı şey olmadığı için kolluk kuvvetlerinin bu faaliyetlere karşı önlem almasını zorlaştırabileceğini kaydetti.

Yeni tehditler

Darkverse'in önemli bir tehdit oluşturacağına şüphe olmasa da kolluk kuvvetlerinin Metaverse’de uğraşmak zorunda kalacağı tek sorun bu olmayacak. Huq ve Lin, önümüzdeki birkaç yıl içinde şirketlerin Metaverse'ü daha sık kullanmaya başlayacağını tahmin ediyorlar. Huq, örneğin Metaverse’ün New York'taki bir şirkette çalışan bir mühendisin Arizona'daki bir tesisteki destek sorunlarını sanki oradaymış gibi çözmesine olanak tanımasının altyapı operatörlerinin operasyonel teknolojiler ve endüstriyel kontrol sistemi ortamları için dijital ikizler oluşturabileceğini ya da bir perakendecinin, müşterilerin sanki gerçek bir mağazadaymış gibi sürükleyici bir şekilde alışveriş yapabilecekleri dijital mağazalar kurabileceğini belirtti.

Söz konusu vakalar yayıldıkça ve genişledikçe riskler de artacaktır. Huq ve Lin, saldırganların bu ortamlara sızmak için yeni yollar bulacağını, casusluk, hırsızlık ve kaos yayma gibi hedefler uğruna bu ortamları bozacaklarını ve bu tür saldırılardan bazılarının Metaverse sunucularını ve altyapısını hedef alacağını, diğerlerinin ise kullanıcıların sanal dünyaya ve içindeki nesnelere erişmek için taktığı bir başlık gibi Metaverse’e özgü öğeleri hedef alabileceklerini tahmin ediyorlar.


Uzay endüstrisi, Suudi ekonomisini çeşitlendirme çabalarında yeni bir adım

Suudi astronotları Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyan Falcon 9 roketi (Şarku’l Avsat)
Suudi astronotları Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyan Falcon 9 roketi (Şarku’l Avsat)
TT

Uzay endüstrisi, Suudi ekonomisini çeşitlendirme çabalarında yeni bir adım

Suudi astronotları Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyan Falcon 9 roketi (Şarku’l Avsat)
Suudi astronotları Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyan Falcon 9 roketi (Şarku’l Avsat)

AX-2 misyonu kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gidecek olan ilk Suudi astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el-Karni’yi taşıyan Falcon 9 roketi dün Florida eyaletindeki Kennedy Uzay Merkezi’nden fırlatıldı.

Bu misyonun başarısının, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu hedefleri kapsamında, yeni bir ekonomik sektör kurma hamlesine doğru bir adım olması bekleniyor.

Son bir yılda yüzde 13 büyüyen, toplam değeri 400 milyar dolar olarak tahmin edilen uzay sektörünün uluslararası alanda büyümesi ve 2040 yılında 2 trilyon dolara ulaşacağı beklentisiyle, Suudi Arabistan bu sektördeki uluslararası katılımcılar arasında yer almayı hedefliyor.

Şarku’l-Avsat’ın görüş aldığı uzmanlara göre, Suudi hükümeti, altyapıyı hazırlamak ve ulusal kadroları uzaya gitmeye hazırlamak için geçtiğimiz yıllarda büyük hamleler yaptı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz başkanlığında Suudi Arabistan Uzay Kurumu’nun kurulması, sektöre belirlenen hedeflere ve ülkenin tarihi başarısına ulaşmak için güçlü bir ivme kazandırıyor.

Stratejik plan

Şarku’l Avsat’a konuşan Uzay bilimleri uzmanı Mulham Hindi konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı;

Suudi Arabistan’ın uzay için stratejik planı uzun vadeli ve bu konudaki ulusal başarılar ile büyük bir ekonomik getiri elde etmeyi amaçlıyor. Gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için yeni bir endüstri inşa etmeye ve onu yerelleştirmeye çalışıyor. Riyad, füze yakıtı olarak artan talepte bulunulacak petrokimyaya ek olarak, madencilik endüstrileri aracılığıyla füze yapılarının imalatından başlayarak uzay alanına girme konusunda birçok araca sahip.

Bölge ekvatora ne kadar yakınsa uzaya çıkma maliyetinin o kadar ucuz olduğuna dikkat çeken Hindi, “Suudi Arabistan, özellikle sektör Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 232 sürdürülebilirlik hedefinin 169’uyla örtüştüğü için, büyük ölçüde uzay endüstrisine ve teknolojilerine bağlı olacak bir geleceği öngördü” dedi.

Büyüyen bir ekonomi

Hindi uzay ekonomisindeki hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Büyümenin hızı, yatırıma aç bir pazar bulan ve tüm dünya ülkelerinden talep gören özel şirketlerin sektöre girmesiyle daha da artacaktır. Toplam değeri 400 milyar dolar olarak tahmin edilen uzay ekonomisinin bu yıl içinde trilyon dolar sınırını aşmasını ve 2040’ta 2 trilyon dolara kadar ulaşması bekleniyor” diye konuştu.

Hindi, Suudi Arabistan’ın uluslararası çatışmalardan etkilenmeden kendi uzay ekonomilerini inşa etme alanında dünyanın en güçlü ülkeleri ile ekonomik akışı sağlamak amacıyla ABD, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Kore ile stratejik planını hazırladığına, anlaşmalara imza attığına ve uzay ittifakları kurduğuna işaret etti.


Suudi Arabistanlı vatandaşlar, astronotların uzaya gidişini ‘tarihi an’ olarak nitelendirdi

Suudi vatandaş Suudi astronotların posterlerinin önünde bebeğini havaya kaldırırken (Reuters)
Suudi vatandaş Suudi astronotların posterlerinin önünde bebeğini havaya kaldırırken (Reuters)
TT

Suudi Arabistanlı vatandaşlar, astronotların uzaya gidişini ‘tarihi an’ olarak nitelendirdi

Suudi vatandaş Suudi astronotların posterlerinin önünde bebeğini havaya kaldırırken (Reuters)
Suudi vatandaş Suudi astronotların posterlerinin önünde bebeğini havaya kaldırırken (Reuters)

Çok sayıda Suudi dün gece yarısında sonra aralarında bir kadının da bulunduğu Suudilerin Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) doğru yola çıkmasını ‘tarihi an’ olarak nitelendirdi. AX-2 misyonu kapsamında ISS’ye gidecek olan ilk Suudi astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el-Karni’yi taşıyan Falcon 9 roketi dün Florida eyaletindeki Kennedy Uzay Merkezi’nden fırlatıldı.

Beş çocuğuyla birlikte bu tarihi anları izleyen Suudi Cevher es Sebhan, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Genel olarak uzayı ve keşfi seviyorum. Çocuklarımın uzayı, seyahatlerinin ayrıntılarını ve keşif avantajlarını bilmesini çok isterim” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.

34 yaşındaki Sebhan, “Çocuklarımın içlerinde vatanseverlik duyguları yeşersin diye bu tarihi anı izlemelerini çok sevdim” dedi. Bu esnada Sebhan’ın çocuklarından Muaz (11 yaşında) ve Afnan (9 yaşında) ise ellerinde ülkelerinin bayraklarını taşıyorlardı.

Suudi vatandaş ayrıca, “Gururlu ve onurluyum. Tarif edilemez hisler yaşıyorum” dedi.

Suudiler, Amerikan şirketi SpaceX tarafından düzenlenen fırlatma töreninin canlı yayınının gösterildiği büyük bir ekranın önünde tarihi anları izledi. Fırlatma törenine katılanlar arasında çok sayıda çocuk vardı.

Görsel kaldırıldı.

Fırlatma için geri sayım sona erdiği sırada sunucu, “Suudi Arabistan uzaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. O esnada birçok kişi alkışlar ve tezahüratlarla anı ölümsüzleştirdi.

Seyredenler arasında, bunu büyük bir rüya olarak tanımlayan pazarlamacı Müsaid Muhammed (32), “İmkansızı başarmak için ulusun geleceğini yansıtan bir an” dedi.

Suudi Arabistan, 2018'de Suudi Arabistan Uzay Kurumu kurdu ve geçtiğimiz yıl uzaya astronot göndermek için bir program başlattı.

Dün gece Prens Sultan, Suudi Arabistan Uzay Kurumu tarafından düzenlenen toplantıya katıldı.

AFP’ye konuşan Prens Sultan, “Tarihi bir ana tanıklık ediyoruz. Yıllar önce uzaydaki deneyimimi düşünüyorum ve Suudi Arabistan'ın tekrar uzaya dönmesinden mutluyum. Allah’ın izniyle bu daha başlangıç” dedi.

Suudi astronotların fotoğrafı Riyad’daki reklam panolarını süsledi.

Görsel kaldırıldı.

Uzay görevinin mürettebatında daha önce 3 kez uzaya gitmiş AX-2 misyonu eski NASA astronotu Peggy Whitson ve astronot John Shoffner da yer alıyor.

10 günlük görev için astronotların ISS’ye yolculuğu 16 saat sürecek. Suudi Arabistan Uzay Otoritesi CEO’su Muhammed bin Saud et-Tamimi, ülkesinin 3 astronot göndererek, uzay keşfi yapan ilk Arap ülkesi olduğuna dikkati çekti.

Bernavi bu hafta düzenlediği basın toplantısında, “İlk Suudi kadın astronot olmak benim için büyük bir onur. Ülkemi temsil etmek, onun hayallerini temsil etmek benim için büyük bir fırsat” dedi.

Suudi genç Abdullah Uteybi ise, “Bir sonraki adım Allah’ın izniyle aya yükselmek” dedi.