Filistin'de yılbaşından bu yana şehit düşen 132 Filistinli için camilerde gıyabi cenaze namazı kılındı

El-Halil kentinde Filistinlilerle çıkan çatışmada bir İsrail askeri mevzi alıyor (EPA)
El-Halil kentinde Filistinlilerle çıkan çatışmada bir İsrail askeri mevzi alıyor (EPA)
TT

Filistin'de yılbaşından bu yana şehit düşen 132 Filistinli için camilerde gıyabi cenaze namazı kılındı

El-Halil kentinde Filistinlilerle çıkan çatışmada bir İsrail askeri mevzi alıyor (EPA)
El-Halil kentinde Filistinlilerle çıkan çatışmada bir İsrail askeri mevzi alıyor (EPA)

Batı Şeria'nın çeşitli yerlerinde dün (Cuma) barışçıl yürüyüşlere katılan Filistinlilerle İsrail işgal güçleri arasında çatışmalar yaşanırken, Filistin'deki tüm camilerde Cuma namazının ardından Gazze Şeridi ve Nablus'taki şehitler için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Yılbaşından bu yana sayıları 132'ye ulaşan Filistinli şehitler için kılınan gıyabi cenaze namazının ardından şehitlerin ruhlarına Fatiha okundu, dualar edildi.
Ramallah'taki Filistin hükümetine bağlı Sağlık Bakanlığı, işgalci İsrail ve yerleşimcilerin saldırıları sonucunda bu yılın başından bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da 82 ve Gazze Şeridi'nde 50 olmak üzere toplam 132 Filistinlinin şehit düştüğünü söyledi. Bakanlık, en genç şehidin İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki son saldırısında şehit olan 4 yaşındaki Cemil Necmeddin Cemil Necm olduğunu en yaşlı şehidin ise Batı Şeria'daki Ramallah’tan Ömer Abdulmecid Esad (80 yaşında) olduğunu açıkladı.
İşgal güçlerinin Gazze Şeridi'ne yönelik 3 gün süren saldırıları sonucunda 16'sı çocuk, 4'ü kadın olmak üzere 48 şehit, bazılarının durumu ağır olmak üzere 360'tan fazla yaralı kaydedildi. Cuma günü Batı Şeria'da İsrail işgal güçleriyle çıkan çatışmalarda onlarca Filistinli yaralandı ve biber gazından etkilendi.
Kafr Kaddum'da işgal güçlerinin haftalık yerleşim karşıtı yürüyüşe katılanlara saldırması sonucu 7 sivil kauçuk kaplı metal mermilerle yaralandı ve onlarca kişi biber gazından etkilendi. Nablus'un doğusundaki Beit Dajan'da işgal güçlerinin kentte yerleşim karşıtı bir yürüyüşü bastırması sonucu biri gazeteci olmak üzere 5 sivil biber gazına maruz kaldı. Nablus'un güneyindeki Beita kasabasında çatışmalar meydana geldi, ancak yaralanma bildirilmedi.
El Halil merkezindeki işgal güçleriyle Filistinliler arasında çatışma çıktı. Bu sırada vatandaşlara şok bombası ve göz yaşartıcı gaz atıldı, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmedi.
Öte yandan Avrupa Birliği'nin Filistin temsilcisi Sven Kuhn von Burgsdorff, “İsrail makamlarından ve projelerinden gelen yıkım tehdidi işgal altındaki Batı Şeria'daki 55 okulu tehdit ediyor. Öğrencilerin yaşamları için potansiyel bir yakın tehlike var. Büyükelçiler ve temsilciler bu bölgelerdeki halkın çektiği acıları ülkelerinin başkentlerine iletecekler” dedi.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.