Sadr’dan Irak’ı işgal, terör ve yolsuzluktan kurtarma çağrısı

Koordinasyon Çerçevesi, Bağdat’taki açık oturma eylemine yanıt verdi.

Mukteda es-Sadr yandaşları, Cuma Namazı sonrası Bağdat’taki Yeşil Bölge’de toplandı. (AFP)
Mukteda es-Sadr yandaşları, Cuma Namazı sonrası Bağdat’taki Yeşil Bölge’de toplandı. (AFP)
TT

Sadr’dan Irak’ı işgal, terör ve yolsuzluktan kurtarma çağrısı

Mukteda es-Sadr yandaşları, Cuma Namazı sonrası Bağdat’taki Yeşil Bölge’de toplandı. (AFP)
Mukteda es-Sadr yandaşları, Cuma Namazı sonrası Bağdat’taki Yeşil Bölge’de toplandı. (AFP)

Irak, 12 Ağustos’ta başkent Bağdat’ta, iki gürültülü sokak arasındaki büyüyen bölünmeyle sarsıldı. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, ‘parlamentoyu feshetmek, erken seçim yapmak ve yolsuzlukla mücadele’ sloganları altında kitlesel gücünü sergileyerek uygulamaya yöneldiği ve reform projesi olarak gördüğü projeden uzaklaşırken, Saddam’ın devrilmesinden 19 yıl sonra Irak’ta yönetimin meşruiyetine karşı hareketine yakınlaştı.
Koordinasyon Çerçevesi güçleri, destekçilerinin yaklaşık iki hafta önce Yeşil Bölge ve Irak’ın diğer illerinde yoğun bir şekilde düzenlediği gösterilere paralel olarak ‘devletin imajını korumak ve meşruiyetini desteklemek’ sloganıyla Bağdat’ta ve bazı illerde benzer gösteriler başlattı.
Ancak Sadr, Twitter üzerinden yaptığı bir açıklamada Koordinasyon Çerçevesi’nin taraftarlarından oturma eylemine ve gösterilerine destek vermesini istedi, parlamentonun feshedilmesi, erken seçimler ve yolsuzlukla mücadele çağrısında bulundu.
Sadr, 12 Ağustos’ta ofisinden yaptığı açıklamada “Anladığım kadarıyla yolsuzluğun olduğu ve ülkede yayıldığı konusunda Koordinasyon Çerçevesi taraftarlarından farklı düşünmüyoruz. Ancak liderliklerinden farklıyız” diyerek ‘vatanı terör ve yolsuzluk yapanlardan kurtarma konusunda kendilerini desteklememelerine’ son derece şaşırdığını vurguladı.
Sadr sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gösterileriniz, ülkenin onurunu ve Irak’ı yıllardır gereksiz yere yöneten hükümetler için değil, reform yapmak için olsun. Bizim de istediğimiz gibi siz de özgürlük, güvenli yaşam ve reform istemiyor musunuz? Bunu reddediyorsanız seçim sahtekarlığı olarak adlandırdığınız şeye karşı gösteri düzenleyip oturma eylemi gerçekleştirdiğinizde bunu bilin. Bunu yapabilecek güce sahip olmamıza rağmen sizinle gösteri ya da oturma eylemi düzenlemeye çalışmadık. Reform gösterileriyle birlikte gösteri yapmaya karar verirseniz, gösterileriniz barışçıl olsun ve sivil barışı korusun. Irak, tüm isimlendirmelerden daha önemlidir. Genel olarak, ellerimiz liderleri olmaksızın, bozuk olanı düzeltmeye çalışmak için Koordinasyon Çerçevesi kitlelerine uzanıyor.”
Sadr Hareketi’nin Yeşil Bölge imam ve hatibi Muhannad el-Musavi ise Koordinasyon Çerçevesi’ne karşı olan politikacıları Irak’ta iktidarı paylaşmaya devam etmeye çalışmamaları konusunda uyardı. Musavi uyarısında şu ifadeleri kullandı:
“Eylemciler, Sadr Hareketi’nin liderinin dediği gibi, barışçıl bir devrimci demokratik süreç ve ardından erken bir demokratik seçim süreci yoluyla Irak için bir sonraki aşamanın özelliklerini şekillendirmek üzere sokaklara çıktılar. Bu devrimin sözlüğünde dönmek diye bir şey yoktur. Bu devrimin hedeflerine ulaşmak için kararlılık gereklidir.”
Devam eden oturma eylemlerini çerçevesinde değişim için fırsatın olgunlaştığına dikkat çeken Musavi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Modern Irak tarihi, oldukça zor iki aşamadan geçti. İlki, Baas Partisi’nin kanlı bir otoriteye sahip olduğu, Irak’ın açlığa, yoksunluğa ve özgürlüklerin baskı altına alınmasına tanık olduğu en zor dönemlerden biriydi. Zaman, o uğursuz dönemin çağdaşlarından çok uzak değil. İkincisi ise işgal, güç paylaşımı, kaos, yolsuzluk ve terörün yayıldığı aşamaydı. Politikacılar, kendilerine dost olan güçlerin hizmetindeyken Mehdi Ordusu’nun kim olduğunu biliyorlar. Ama bu güçler ve o politikacıların sahte medyası onlara fayda sağlamadı. DEAŞ ideolojisi bizi yıldırmadı.”
Koordinasyon Çerçevesi’ndeki Sadr muhalifleri, binlerce kişinin katıldığı bir gösterinin ardından Yeşil Bölge’nin kapılarından birine uzanan bir yolda açık oturma eylemi ilan ederek yanıt verdi.
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, gösterilerini ‘kapanış bildirgesine göre haklı taleplerini gerçekleştirmek için açık oturma eylemi ilan ederek’ sonlandırdı. Bildirgede yer alan sekiz talebin en başında ‘anayasal bağlamlara uygun olarak tam yetkiye sahip bir ulusal hizmet hükümetinin oluşumunu hızlandırmak’ yer alıyor. Bildirgede ayrıca, Temsilciler Meclisi Başkanı’na işlerin ‘askıya alınmasını sona erdirme ve meclisi boşaltmak ve yasama ve gözetim faaliyetlerini etkinleştirmek için etkili adımlar atma’ çağrısı yapıldı.
Diğer yandan Irak’ta en önde gelen iki Şii güç (Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi) arasındaki ‘sakin çatışma’ bağlamında, 19 yıl boyunca Saddam Hüseyin rejiminin ABD güçleri tarafından değiştirilmesi ve (sonuncusu geçen yılın sonlarında yapılan erken seçimler olmak üzere) beş seçim yapılmasının ardından ülkedeki siyasi süreç bir dönüm noktasında bulunuyor. Bu seçimlerin karmaşık sonuçlarına rağmen Sadr Hareketi’nin 73 koltuk kazandığı ilk aşamadaki zafer, siyaset sahnesini karıştırdı. Egemenlik İttifakı aracılığıyla Sünnilerle ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) aracılığıyla Kürtlerle onu bir araya getiren bir ittifakla ulusal çoğunluk projesi ortaya koyuldu. Ancak İran’a yakın olan Koordinasyon Çerçevesi güçleri, Sadr’ın projesini kabul etmedi. Kürt (Kürdistan Yurtseverler Birliği- KYB), Sünni (Azm İttifakı) güçleri ile ‘siyaseti atıl hale getiren üçte iki çoğunluk’ sorunu yoluyla hükümetinin kurulmasını engelleyebildi.
İki taraf arasında bu kez daha köklü görünen anlaşmazlık çerçevesinde Sadr’ın parlamentodan çekilmesi ve muhaliflerinin uzlaşıya dayalı bir hükümet kurma projesini bozmak için sokak kartını kullanması Irak siyaset sahnesini karıştırdı. Öyle ki uluslararası toplumun değişime müdahale etme olasılığı ile birçok senaryo ortaya çıkmaya başladı.
Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi arasındaki haftalık çatışma ve gücü test etmek amacıyla her cuma sokağa akın sürüyor. Mustafa el-Kazımi başkanlığındaki, eksiklere sahip olan geçici hükümet görevine devam ederken Iraklıların acıları ise her düzeyde artıyor. Kazımi, geçen perşembe günü yüksek petrol fiyatları nedeniyle yaşanan mali ivmeye rağmen halka fazla bir şey sağlayamayan geçici hükümetin devam etmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.