Suudi Arabistan ve Güney Afrika, teknoloji, yeşil ekonomi ve hidrojeni kapsayan anlaşmalar arayışında

Şarku’l Avsat’a konuşan Magabe “Krallık, yıllık yaklaşık 40 milyar dolar ile Güney Afrika’nın bölgedeki en büyük ikinci ticaret ortağıdır” dedi.

Güney Afrika'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Mogobo David Magabe Şarku’l Avsat’a röportaj verirken (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Güney Afrika'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Mogobo David Magabe Şarku’l Avsat’a röportaj verirken (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
TT

Suudi Arabistan ve Güney Afrika, teknoloji, yeşil ekonomi ve hidrojeni kapsayan anlaşmalar arayışında

Güney Afrika'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Mogobo David Magabe Şarku’l Avsat’a röportaj verirken (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Güney Afrika'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Mogobo David Magabe Şarku’l Avsat’a röportaj verirken (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)

Suudi Arabistan ve Güney Afrika arasındaki ikili işbirliği enerji alanına odaklanmışken, Güney Afrikalı bir diplomat, bazı sektörleri kapsayan ve yakında sonuçlandırılması beklenen işbirliği anlaşmalarını imzalamak üzere ikili müzakerelerin halihazırda devam ettiğini açıkladı. Hükümetinin son zamanlarda iki ülke arasında birçok yeni işbirliği alanı belirlediğini vurguladı.
Güney Afrikalı diplomat, ülkesinin önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan ile yeşil ekonomi, iklim ve teknolojinin yanı sıra tarım, sanayi ve madencilik alanlarında işbirliğini ileriye taşımaya kararlı olduğunu vurgulayarak başta enerji sektörü olmak üzere ülkesine, çeşitli sektörlerde Suudi yatırımlarının akmasını dört gözle beklediğini belirtti.
Güney Afrika'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Mogobo David Magabe'ye göre 2021'de Suudi Arabistan ve Güney Afrika arasında yapılan ticaretin 40 milyar dolara yaklaşmasıyla Krallık, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) bölgesinde Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) sonra Güney Afrika'nın en büyük ikinci ihracat pazarı konumunu koruyor. 2021 yılında Krallık'a yapılan toplam ihracat 3,3 milyar doları bulurken, toplam ithalat ticaret dengesi Suudi Arabistan’ın lehine olacak şekilde 36,5 milyar dolara ulaştı.
Magabe Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “Suudiler son iki yılda Güney Afrika'daki turizm ayak izlerini artırdı... Bu eğilimin devam etmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı. Ülkedeki madencilik sektörünün dünyanın en iyilerinden sayıldığını belirterek ülkesinin Vizyon 2030 aracılığıyla Suudi Arabistan'ın hırslarını paylaşma ve madencilik sektörünün değerini en üst düzeye çıkararak Krallığı bir endüstriyel güç ve küresel bir lojistik merkeze dönüştürme taahhüdünü vurguladı.
Magabe’ye göre Güney Afrika ve Suudi Arabistan, dijital teknolojilerdeki ilerlemeleriyle dünya çapında ünlüler. Dolayısıyla Magabe, iki ülke arasındaki işbirliğinin bu itibarı daha da ileriye taşıyacağını düşünüyor. Bununla birlikte aynı şeyin yeşil ekonomi, yeşil hidrojen ve yenilenebilir enerji konuları için geçerli olmadığını ve her iki ülkenin de karbon ayak izini azaltmak ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) aracılığıyla iklim değişikliği girişimlerine bağlı kalmak için çok taraflı alanlarda kendi bölgelerinde birer lider olduğunu kaydetti.
Güney Afrika'nın Riyad Büyükelçisi “Ayrıca özellikle yatırım, tarım, turizm, ulaşım, sağlığın yanı sıra madencilik gibi çeşitli alanlarda deneyim alışverişinde bulunmak üzere yeni ekonomik işbirliği alanlarını araştırıyoruz” dedi.
1994 yılında diplomatik ilişkilerin resmileştirilmesinden sonra ülkesinin ve Suudi Arabistan'ın stratejik düzeyde güçlü ikili ilişkileri olduğunu vurgulayan Magabe, ülkesinin tüm devlet başkanlarının güçlü ekonomik bağlara dayalı geleneksel işbirliğini geliştirmek için Krallığa ziyaretler düzenlediğini belirterek, Ortak Ekonomik Komisyon’un (JEC), iki ülke arasındaki ortaklığı yönlendiren en aktif ikili mekanizma olduğunu söyledi.
Magabe açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Madenciliğin yeni ve heyecan verici bir ortam olduğu kanıtlandı. Bu yüzden Güney Afrika, Krallığın madencilik sektörünü geliştirmesine yardımcı olmayı teklif ediyor. Güney Afrika'nın Suudi Arabistan'a yaptığı en önemli ihracat ürünleri; meyveler ve yenilebilir sert kabuklu yemişler, narenciye ve karpuz kabukları, yağlı tohumlar ve yağlı meyveler, organik bileşikler ve kimyasallar, makine ve mekanik cihazlar, nükleer reaktörler, kazanlar ve alüminyum, demir veya çelik eşyalardır.”
Suudi Arabistan'ın Güney Afrika'ya yaptığı en önemli ihracat ürünlerine gelince Magabe “Bunlar; mineral yakıtlar, madeni yağlar ve bunları damıtma ürünleri, bitümenli maddeler, plastikler, gübreler, organik kimyasallar, tuz, kükürt, taş, sıva malzemeleri, kireç, çimento, alüminyum eşyalar, kimyasal ürünler, inorganik kimyasallar, değerli metallerin ve nadir toprak metallerinin organik veya inorganik bileşikleri ve bakır eşyalar” dedi.
Rusya-Ukrayna krizinin ülkesindeki ekonomi, enerji ve gıda üzerindeki etkisi hakkında Magabe şu yorumda bulundu:
“Güney Afrika, çatışma konusunda tarafsız bir tutum benimsiyor. Çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi çağrısında bulunmaya devam ediyoruz. Tabi ki çatışma ülke ekonomisini olumsuz yönde etkiledi. Özellikle de günlük gıda ve enerji ihtiyaçları açısından Güney Afrika'daki sıradan bir vatandaşın yaşamını etkiledi."



Uluslararası Ceza Mahkemesi el Faşir'deki olayları soruşturuyor

Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi el Faşir'deki olayları soruşturuyor

Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)
Darfur bölgesinde Tavila kasabasındaki bir kampta el Faşir'den yerinden edilen kadınlar ve çocuklar dün (AP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcıları dün, Sudan'da Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Batı Sudan'ın Darfur bölgesindeki son ordu kalesi olan el Faşir'in kontrolünü ele geçirmesinin ardından, bazıları savaş suçu teşkil edebilecek toplu katliam ve tecavüz iddialarına ilişkin kanıt topladıklarını açıkladı.

UCM, BM Güvenlik Konseyi'nin 2023'te başlayan iç savaştan çok önce, davayı ilk kez gündeme getirdiği 2005 yılından bu yana Darfur'da işlenen soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suç iddialarını araştırıyor.

Savcıların yaptıkları açıklamada, "Devam eden soruşturma kapsamında, ofisimiz el Faşir'deki iddia edilen suçlarla ilgili olarak gelecekteki kovuşturmalarda kullanılmak üzere ilgili delilleri korumak ve toplamak amacıyla acil adımlar atıyor" denildi. Uzmanlar ise bildirilen şiddetin Darfur'daki önceki olayların izlerini taşıdığını ifade etti.


Trump: Nijerya'daki Hristiyanlar 'varoluşsal bir tehdit' ile karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Trump: Nijerya'daki Hristiyanlar 'varoluşsal bir tehdit' ile karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün sağcı siyasi müttefiklerinin "Hristiyanlara yönelik soykırım" iddialarını desteklemesi üzerine, Nijerya'daki Hristiyanların "varoluşsal bir tehdit" ile karşı karşıya olduğu konusunda uyardı.

Son aylarda, Nijerya'daki "Hristiyan soykırımı" ve "zulüm" hakkındaki sosyal medya paylaşımları, ABD ve Avrupa'daki aşırı sağcılar arasında yankı buldu.

Afrika'nın en kalabalık ülkesi, uzmanların hem Hristiyanların hem de Müslümanların ayrım gözetmeksizin öldürülmesine yol açtığını söylediği çatışmalarla boğuşuyor.

Ancak Trump'a göre, "Hristiyanlık Nijerya'da varoluşsal bir tehditle karşı karşıya."

Cumhuriyetçi başkan, Truth Social platformunda yaptığı bir paylaşımda, iddialarını destekleyecek herhangi bir kanıt sunmadan, "binlerce Hristiyan öldürülüyor ve bu toplu katliamdan aşırılık yanlıları sorumlu" ifadelerini kullandı.

Trump, Nijerya'yı Dışişleri Bakanlığı'nın "din özgürlüğünü ciddi şekilde ihlal eden" ülkeler için kullandığı "özellikle endişe verici ülke" olarak nitelendirdiğini de ifade etti.

Nijerya, çoğunluğu Müslüman olan kuzey ve çoğunluğu Hristiyan olan güney arasında neredeyse eşit olarak bölünmüştür.

Kuzeydoğu, 15 yıldan uzun süredir Boko Haram'ın elinde şiddet olaylarına maruz kalmış, bu da 40 binden fazla kişinin ölümüne ve iki milyon kişinin yerinden edilmesine yol açmıştır.

Kuzeybatıda, "haydut" olarak bilinen çeteler köylere baskın düzenleyerek bölge sakinlerini öldürüp kaçırmaktadır.

Orta Nijerya ayrıca, çoğunluğu Müslüman olan çobanlar ile Hristiyan çiftçiler arasında sık sık çatışmalara sahne olmaktadır. Bu da şiddete dini bir boyut kazandırmaktadır. Ancak uzmanlar, toprak anlaşmazlıklarının temel olarak nüfus artışından kaynaklandığını belirtmekteler.

Trump'ın Arap ve Afrika işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ekim ayı ortasında, "Boko Haram ve DEAŞ, Hristiyanlardan daha fazla Müslüman öldürüyor" demişti.

Şarku’l Avsat’ın ACLED Kriz İzleme Merkezi'nden aktardığına göre veriler, 2020-2025 yılları arasında Hristiyanları hedef alan en az 389 şiddet olayı yaşandığını ve bunlardan en az 318'inin öldüğünü gösteriyor.

Aynı dönemde Müslümanlara yönelik 197 şiddet saldırısı, 400'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Trump'ın açıklamaları, lobi gruplarının Nijeryalı ayrılıkçıların davasını aktif olarak desteklediği bir dönemde geldi.

Yabancı lobi şirketlerini düzenleyen kurallar kapsamında yayınlanan belgelere göre sürgündeki Biafra Cumhuriyeti hükümetini temsil eden Moran Global Strategies, mart ayında ABD Kongre üyelerine Nijerya'daki "Hristiyanlara yönelik zulüm" konusunda uyarıda bulunan bir mektup yazdı.

Biafra, 1967'de bağımsızlığını ilan eden ve 1970'e kadar süren kanlı bir iç savaşı başlatan, doğu Nijerya'da kısa ömürlü bir ayrılıkçı devletin adıydı.


Yemen, Husilere gelişmiş kimyasal sevkiyatını engelledi

Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
TT

Yemen, Husilere gelişmiş kimyasal sevkiyatını engelledi

Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)
Husilere askeri amaçlı kaçırılan kimyasal sevkiyatının bir kısmı (hükümet medyası)

Yemen Ulusal Direniş Güçleri, Donanma, İstihbarat Birimi ve Sahil Güvenlik ile iş birliği yaparak, Bab el-Mendeb Boğazı'ndaki Husilere gelişmiş kimyasal ve askeri teçhizat sevkiyatını engelledi.

Isıya dayanıklılık ve füze ve insansız hava aracı (İHA) yapılarının yalıtımında kullanılan "fenol + formaldehit" adlı bir polimer bileşiğinden 24 varil ve radar izlerini azaltmak için kullanılan türevleri ele geçirdiler. Ayrıca, koruyucu giysiler, maskeler ve diğer askeri teçhizata da el koydular; bu gelişme, Husi kontrolündeki bölgelerde askeri üretim atölyelerinin varlığını gösteriyor.

Yemen askeri medyası, ortak bir devriyenin, İran Devrim Muhafızları tarafından işletilen kaçakçılık şebekeleriyle bağlantılı olduğundan şüphelenilen ahşap bir tekne hakkında kesin istihbarat aldığını bildirdi. Devriye, tekneyi durdurdu ve kargonun inceleme ve soruşturulması için güvenli bir yere çekti.

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, operasyonun "İran'ın Yemen'deki projesine bir darbe daha" olduğunu ve Devrim Muhafızları'nın bölge güvenliğini tehdit eden askeri teçhizat kaçakçılığına karıştığının kanıtı olduğunu belirtti.